İNŞaat mühendiSLİĞİ anabiLİm dali



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə8/14
tarix29.10.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#20057
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14

TÜRKYILMAZ İsmet Burcu
Danışman : Prof. Dr. Refiye YANARDAĞ

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Biyokimya

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Refiye YANARDAĞ

Prof. Dr. Nuriye AKEV

Prof. Dr. Ayşen YARAT

Prof. Dr. Ayşe OGAN

Prof. Dr. Ayşe YUSUFOĞLU


Sıçanlarda Amiodaron ile Oluşturulan Karaciğer Hasarına U Vitamini’nin Etkileri
Amiodaron, 2-butil-3-(3’,5’-diiyodo-4’--dietil amino etoksi benzoil)-benzofuran, günümüzde kalp ritm bozuklukları ve taşikardi gibi rahatsızlıkların önlenmesinde kullanılan bir antiaritmik ilaçtır. Bu ilaç, başta karaciğer olmak üzere, pek çok doku ve organda birikerek toksisite oluşturmaktadır. U vitamini, S-metilmetiyonin sülfonyum klorür, lipid düşürücü özelliği başta olmak üzere, antiülser, antidepresan ve antioksidan gibi özelliklere de sahiptir. Bu çalışmada, amiodaron ile oluşturulan karaciğer hasarına U vitamininin etkisi incelendi. Çalışmamızda, 3.5-4 aylık Sprague-Dawley türü erkek sıçanlar dört gruba ayrıldı. Grup I: (kontrol grubu) 7 gün boyunca mısır yağı verilen sıçanlar; Grup II: 7 gün boyunca U vitamini (50 mg/kg) verilen sıçanlar; Grup III: 7 gün boyunca 100 mg/kg dozunda amiodaron verilen sıçanlar; Grup IV: 7 gün boyunca amiodaron verilmesinden 1 saat önce U vitamini (50 mg/kg) verilen sıçanlar. Sıçanlara amiodaron ve U vitamini gavaj yöntemi ile verildi. 8. günde bir gece aç bırakılan sıçanların, anestezi altında, kan ve karaciğer doku örnekleri alındı. Elde edilen serum örneklerinde, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz ve alkali fosfataz enzim aktiviteleri ile kolesterol, total lipid ve total bilirubin miktar tayinleri yapıldı. Karaciğer doku örneklerinde glutatyon ve lipid peroksidasyonu miktarları ile laktat dehidrojenaz, gama glutamil transferaz, miyeloperoksidaz, paraoksonaz, adenozin dezaminaz, ksantin oksidaz, arginaz, sodyum-potasyum ATPaz, prolidaz, DT-diaforaz ve tromboplastik aktivite tayinleri ile, protein karbonil, fukoz, heksoz ve heksozamin miktarları tayin edildi. Çalışmamızdan elde edilen sonuçlara göre, amiodaron grubuna ait serum aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz ve alkali fosfataz aktiviteleri ile kolesterol, total lipid ve total bilirubin miktarlarında, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında artış meydana geldiği gözlendi. Amiodaron grubuna ait karaciğer doku parametrelerinden lipid peroksidasyonu miktarları ile laktat dehidrojenaz, gama glutamil transferaz, miyeloperoksidaz, adenozin dezaminaz, ksantin oksidaz, arginaz, prolidaz ve DT-diaforaz, tromboplastik aktiviteleri, protein karbonil, fukoz, heksoz ve heksozamin miktarlarında kontrol grubuna göre artış olduğu, glutatyon miktarları ile paraoksonaz ve sodyum potasyum ATPaz aktivitelerinde ise azalma meydana geldiği saptandı. Amiodaron grubuna U vitamini verilmesi ile bu etkiler tersine çevrildi. Bu sonuçlara göre, amiodaron ile oluşturulan hepatotoksisitede, U vitamininin karaciğer hasarı üzerinde koruyucu bir ajan olarak etkisini gösterdiği söylenebilir.
 

 

Effect of Vitamin U on Liver Injury Induced by Amiodarone in Rats


Amiodarone, 2-butyl-3-(3’,5’-diiodo-4’--diethyl amino etoxy benzoyl)-benzofuran, is an antiarrhtymic drug that is used for prevention of the diseases like heart rhythm disorders and tachycardia nowadays. This drug shows toxic effect by accumulation specially in liver and many tissues and organs. Vitamin U, S-methylmethionine sulfonium chloride, has mainly lipid lowering, and besides antiulcer, antidepressant and antioxidant effects. The aim of this study was the investigaton of the protective effect of Vitamin U on liver injury induced by amiodarone. In this study, 3,5-4 months old Sprague-Dawley male rats were randomly divided into four groups. Group I; control animals receiving corn oil for 7 days. Group II; animals receiving Vit U (50 mg/kg) for 7 days. Group III; animals receiving amiodarone (100 mg/kg) for 7 days. Group IV; animals receiving Vit U (50 mg/kg) for 7 days 1 h prior to the administration of amiodarone. Amiodarone and vitamin U were administered by gavage to rats. On the 8th day, all the animals which were fastened night over were sacrificed, blood and liver samples were taken under anesthesia. In serum samples, aspartate aminotransferase, alanine aminotransferase and alkaline phosphatase enzyme activities and cholesterol, total lipid and total bilirubin levels were determined. In liver samples, glutathione and lipid peroxidation levels and lactate dehydrogenase, gamma glutamyl transferase, myeloperoxidase, paraoxonase, adenosine desaminase, xanthine oxidase, arginase, sodium potassium ATPase, prolidase and DT-diaphorase and thromboplastic activities, protein carbonyl content and tissue factor, fucose, hexose and hexosamine levels were measured. It was determined that serum aspartate aminotransferase, alanine aminotransferase and alkaline phosphatase activities and cholesterol, total lipid and bilirubin levels of amiodarone group made an increase when compared with control group. In liver tissue samples of amiodarone group, it was found that lipid peroxidation levels and lactate dehydrogenase, gamma glutamyl transferase, myeloperoxidase, adenosine desaminase, xanthine oxidase, arginase, prolidase, DT-diaforase and thromboplastic activities, protein carbonyl content, fucose, hexose and hexosamine levels were increased compared to control group, glutathione levels and paraoxonase and sodium-potassium ATPase activities were decreased as compared to control group. Treatment with vitamin U reversed these effects. These results demonstrated that administration of vitamin U is a potentially beneficial agent to reduce the liver damage in amiodarone hepatotoxicity.

DUMAN Songül

Danışman : Prof. Dr. Bahri ÜLKÜSEVEN

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Anorganik Kimya

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Bahri ÜLKÜSEVEN

Prof. Dr. İrfan KIZILCIKLI

Prof. Dr. Esma TÜTEM

Prof. Dr. Ulvi AVCIATA

Prof. Dr. Ahmet Gül



Bazı 2-Hidroksi Aldehit Tiyosemikarbazonların Dioksomolibden(Vı) Kompleksleri
Son yıllarda; enzim katalizör sistemleri ve oksijen atom transfer reaksiyonları için model teşkil eden, [MoO2(L)D] genel formülündeki molibden bileşiklerinin sentezlerine ilgi giderek artmaktadır. Bu bakımdan, bu tipte molibden merkezli komplekslerin sistematik kombinasyonlarını elde etmek ve yapısal karakaterizasyonlarını gerçekleştirmek bu sınıftan bileşiklerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin anlaşılması için önemli yararlar sağlayacaktır.
Çalışmamızda, 3-metoksi/5-bromo-S-alkil-N-alkil-tiyosemikarbazon ligandlarının bis-asetilasetonato dioksomolibden(VI) ile reaksiyonundan, [MoO2(L)D] genel formülü ile gösterilen 25 adet yeni cis-dioksomolibden(VI) kompleksi izole edildi.
İzole edilen komplekslerin ikinci ligandı olarak (D) metanol, etanol, propanol, allil alkol, 2-propin-1-ol, 2-buten-1-ol, 3-metil-2-buten-1-ol, etilen glikol monometil eter, 4-pikolin ve piridin kullanıldı. Ligand ve komplekslerin yapıları elementel analiz ve spektroskopik yöntemlerle (IR, UV, 1H NMR, 13C-NMR, EI-MS) karakterize edildi.
3-metoksisalisilaldehit-N4-butiltiyosemikarbazon dioksomolibden(VI) metanol ve 3-metoksisalisilaldehit-S-propiltiyosemikarbazon dioksomolibden(VI) 3-metil-2-buten-1-ol komplekslerinin tek kristal yapısı X-ışını kırınımı yöntemi ile aydınlatıldı. Sentezi gerçekleştirilen komplekslerde ligandların hangi donör atomlar (ONS, ONN) üzerinden koordinasyona katıldığı belirlendi. xvii
Ayrıca; salisilaldehit-N4-metil tiyosemikarbazon dioksomolibden(VI) metanol kompleksi oksotransfer reaksiyonu denemelerinde kullanıldı ve literatür ile uyumlu bulgulara ulaşıldı.

  

 


Dioxomolybdenum(Vı) Complexes of Some 2-Hydroxy Aldehyde Thıosemicarbazones
In recent years, the interest in synthesis of molybdenum complexes represented by [MoO2(L)D] general formula, which is the model for the enzyme catalyst systems and oxygen atom transfer reactions, have raised. In this regard, to obtain the systematic combinations and structural characterization of molybdenum-centered complexes are important for the purposes of determination their physical, chemical and biological properties.
In our study, 25 new cis-dioxomolybdenum(VI) complexes which are formulated such as [MoO2(L)D] , were isolated by the reaction between 3-methoxy/5-bromo-S-alkyl-N-alkyl-thiosemicarbazone ligands and bis-acetylacetonato dioxomolybdenum(VI).
As a second ligand (D) of the isolated complexes, methanol, ethanol, propanol, allyl alcohol, 2-propine-1-ol, 2-butene-1-ol, 3-methyl-2-butene-1-ol, ethylene glycol monomethyl ether, 4-picoline and pyridine were used. The structures of ligands and their complexes were characterized by elemental analyses and spectroscopic methods (IR, UV, 1H NMR, 13C-NMR, EI-MS).
The single crystal structure of 3-methoxysalicylaldehyde-N4-butylthiosemicarbazone dioxomolybdenum(VI) methanol and 3-methoxysalicylaldehyde-S-propylthiosemicarbazone dioxomolybdenum(VI) 3-methyl-2-butene-1-ol complexes were determined by using X-Ray Diffraction Method. It has been determined that which donor atoms of ligands participate in the coordination (ONS, ONN). xix
Additionally; saliycaldehyde-N4-methylthiosemicarbazone-dioxomolybdenum(VI) methanol complex was used for oxotransfer reaction. The findings obtained are consistent with the literature.

9. KİMYA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

  
ÖZBAŞ Zehra


Danışman : Prof. Dr. Gülten GÜRDAĞ

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Kimyasal Teknolojiler

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Gülten GÜRDAĞ

Prof. Dr. Oğuz OKAY

Prof. Dr. Hasine KAŞGÖZ

Prof. Dr. M. Ali GÜRKAYNAK



Prof. Dr. Ayfer SARAÇ

Uyarıya Duyarlı Biyopolimer Jellerin Sentezi, Karakterizasyonu ve İlaç Salımında Kullanımlarının İncelenmesi
Bu çalışmada, kitosan (CS) doğal polimeri ile farklı oranlardaki akrilamid (AAm) ve N-hidroksimetil akrilamid (HMA) monomerleri kullanılarak CS:AAm, CS:AAm:HMA ve CS:HMA yarı-IPN hidrojelleri hazırlanmıştır. Polimerizasyon reaksiyonları, toplam monomer başlangıç konsantrasyonu sabit tutularak (0.5 M), kitosanın %2 (v/v)’lik asetik asitteki %1 ve 2 (w/v)’lik çözeltisinde, başlatıcı olarak monomer/monomerlerin molce %1’i oranında amonyum persülfat (APS), hızlandırıcı olarak APS miktarına eşit ağırlıkta N,N,N’,N’-tetrametiletilendiamin (TEMED) kullanılarak 40oC’da 24 saat sürede gerçekleştirilmiştir. Sadece AAm monomerinin kullanıldığı jellerde çapraz bağlayıcı olarak monomer miktarının molce %1’i oranında N,N’-metilenbisakrilamid (NMBA) kullanılmıştır. Karşılaştırma amacıyla CS içermeyen AAm ve HMA homopolimerleri ile AAm-HMA kopolimerleri de hazırlanmıştır. Hazırlanan diğer bir grup polimer de CS’ın glutaraldehit (GA) ile çapraz bağlanması ile elde edilen CS jelleri (CS:GA)’dir. İlaç yüklü hidrojeller, model ilaç 5-fluorouracil (5-FU)’in polimerizasyon öncesinde besleme karışımına ilave edilmesiyle elde edilmiştir.
İlaç yüklenmiş ve yüklenmemiş jellerin FTIR, XRD ve DSC/TGA analizleri yapılarak yapısal ve termal özellikleri karşılaştırılmıştır. CS içeren veya içermeyen ilaç yüklü jellerin, 37oC’de destile su ve farklı pH değerlerine (pH=2.1 ve 7.4) sahip tampon çözeltilerdeki şişme kinetiği ve bu jellerin 5-FU ilacının salımında kullanılabilirliği incelenmiştir. Bunun yanı sıra, jellerin basma elastik modülü değerleri belirlenmiştir.
Karakterizasyon çalışmaları sonucunda 5-FU ilacının yarı-IPN jellerde homojen olarak dağıldığı tespit edilmiştir. CS:AAm, CS:AAm:HMA ve CS:HMA yarı-IPN hidrojellerinin, asidik ortamdaki (pH=2.1) şişme denge değerleri pH=7.4’tekine göre CS’daki amino gruplarının protonasyonu nedeniyle daha yüksek bulunmuştur. Jelde yüksek hidrofilliğe sahip AAm miktarının artmasıyla şişme denge değerinin arttığı tespit edilmiştir. Jellere su diffüzyonunun non-Fickian davranışla uyumlu olduğu belirlenmiştir. İlaç yükleme miktarının artan AAm ve CS miktarı ile artış gösterdiği gözlenmiştir. Jeldeki HMA miktarının artmasıyla N-metilol gruplarından kaynaklanan çapraz bağlanma, çapraz bağ yoğunluğunda artışa neden olmakta ve bu durum jelde ilaç ile etkileşim yapacak fonksiyonel grup miktarının da azalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, jelde HMA içeriğinin artışı ilaç yükleme kapasitesi ve dolayısıyla ilacın % salım miktarının da azalmasına neden olmuştur. Çapraz bağlanma yoğunluğu düşük olan CS:AAm jellerinde ilaç salımı oldukça hızlı ve fazla olmaktadır. Jellerin basma elastik modülleri HMA içeriğinin artması ile ek çapraz bağlanma nedeniyle artmıştır. Jellerin CS içeriğinin artmasının da elastik modül değerlerinde artışa neden olduğu görülmüştür.


The Synthesis and Characterization of Stimuli Responsive Biopolymer Gels and The Investigation of Their Usages in Drug Release
In this study, CS:AAm, CS:AAm:HMA, and CS:HMA semi-IPN hydrogels have been synthesized from chitosan (CS) natural polymer, acrylamide (AAm) and N-hydroxymethyl acrylamide (HMA) monomers by varying the monomer contents. The polymerization reactions have been performed in the solutions of 1 w/v % or 2 w/v % chitosan in aqueous acetic acid (2 v/v %) by keeping the total initial monomer concentration at 0.5 M and using ammonium persulfate (APS) and N,N,N’,N’-tetramethylethylenediamine (TEMED) as initiator and accelerator, respectively, at 40oC for 24 hours. While APS was used in the amounts of 1 mol % of monomer content in the feed, TEMED was used in the equal weight of APS. N,N’-methylenebisacrylamide (NMBA) was used in the amount of 1 mol % of monomer content in feed as the crosslinker only in the preparation of the gels which was prepared from AAm monomer. For comparison purpose, AAm and HMA homopolymer and AAm-HMA copolymer gels without CS were also prepared. Another group of polymer synthesized in this work was CS gels (CS:GA) which were prepared by the crosslinking of CS with glutaraldehyde (GA). Drug loaded hydrogels have been obtained by the addition of model drug 5-FU to the feed before the polymerization.
The structural and thermal characterization of drug-loaded or -unloaded hydrogels have been performed by FTIR, XRD and DSC/TGA analysis, and their properties were compared with each other. The swelling kinetics of drug-loaded gels with or without CS in both distilled water and buffer solutions with pH of 2.1 or 7.4 at 37oC were determined, and the application potential of these gels in the release of 5-FU was investigated. In addition, the compression elastic moduli of these gels were also determined.
The characterization studies indicated that the drug was dispersed homogeneously in the semi-IPN gels. It has been determined that the equilibrium swelling values of CS-containing semi-IPN hydrogels (CS:AAm, CS:AAm:HMA and CS:HMA) in acidic medium (pH=2.1) were higher than those at pH 7.4 due to the protonation of amino groups of CS. In addition, it was also determined that the equilibrium swelling values increased with the increase in AAm content of the gel which has high hydrophilicity. The diffusion of water into the gels was compatible with non-Fickian diffusion behaviors. The amount of drug loading increased with the increase in AAm and CS content of gels. The crosslinking density of gels increased with HMA content of gel due to its methylol groups and it led to decrease in the functional groups which may interact with drug. The release of the drug was quite fast and high amount for CS:AAm gels with low crosslinking density. In addition, the compression elastic moduli of gels increased with their HMA content because of the additional crosslinking. It was also observed that the compression elastic moduli of gels increased with the increase in their CS content.

ÖZKAHRAMAN Bengi
Danışman : Prof. Dr. Gamze GÜÇLÜ

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Kimyasal Teknolojiler

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Gamze GÜÇLÜ

Prof. Dr. Saadet PABUCCUOĞLU

Prof. Dr. Satılmış BASAN

Prof. Dr. Sabriye PİŞKİN

Doç. Dr. Tülin Banu İYİM

Polimerik Mikrojel ve Hidrojellerin İlaç Salım Uygulamaların Kullanımı
Günümüzde, ilaç salım sistemlerinde, biyouyumlu, suda çözünmeyen ve toksik olmayan hidrojel ve mikrojeller polimerik taşıyıcı olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu tez çalışmasında, polimerik ilaç taşıyıcı olarak kullanılabilecek hidrojel ve mikrojellerlerin sentezi için sıcaklığa duyarlı ve biyouyumlu, N-vinilkaprolaktam monomeri ile birlikte hidroksietil akrilat, itakonik asit, itakonik asidin sodyum tuzu ve metakrilik asidin sodyum tuzu monomerleri kullanılmıştır. Çalışma kapsamında, bu monomerler kullanılarak üç farklı grup jel (N-vinil kaprolaktam-hidroksietil akrilat-itakonik asit hidrojelleri, N-vinil kaprolaktam-metakrilik asit sodyum tuzu hidrojelleri ve N-vinil kaprolaktam-itakonik asit sodyum tuzu-metakrilik asit sodium tuzu mikrojelleri) sentezlenmiştir.
Hidrojel ve mikrojellerin karakterizasyonu için FTIR ve SEM teknikleri kullanılmıştır.
Hidrojel gruplarına ait çalışmalarda, öncelikle, şişme ve büzülme davranışları, pH’a ve sıcaklığa bağlı olarak incelenmiştir. Ayrıca tüm hidrojellerin ilaç yükleme ve salım çalışmaları farklı pH değerlerinde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda model ilaç olarak Rodamin B kullanılmıştır.
Mikrojel gubuna ait çalışmalarda ise, öncelikle mikrojellerin zeta potansiyelleri, partikül boyutları ve bulutlanma noktaları tayin edilmiştir. Bunun yanı sıra tüm mikrojellerin ilaç yükleme ve salım çalışmaları hem “model ilaç (Rodamin B)” ve hem de “tansiyon düzenleyici ilaç (Nadolol)” ile gerçekleştirilmiştir.

Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, tez kapsamında sentezlenen tüm hidrojel ve mikrojellerin ilaç taşıyıcı polimer olarak kullanımlarının mümkün olduğu görülmüştür.


  
Usage of Polymerıc Hydrogels and Microgels in Drug Release Applications
Nowadays, hydrogels and microgels, which have some properties such as biocompatible, non-soluble in water and nontoxic, are often used as polymeric carriers for drug release systems.
In this thesis, thermosensitive and biocompatible N-vinyl caprolactam monomer with hydroxyethyl acrylate, itaconic acid, itaconic acid sodium salt, methacrylic acid sodium salt monomers are used at various molar ratios for synthesis of polymeric drug carrier systems based on hydrogels and microgels. Three different group gels (N-vinyl caprolactam-hydroxyethyl acrylate-itaconic acid hydrogels, N-vinyl caprolactam-methacrylic acid sodium salt hydrogels and N-vinyl caprolactam- itaconic acid sodium salt-methacrylic acid sodium salt microgels) were synthesized using these monomers in this study.
Characterizations of hydrogels and microgels were carried out with FTIR and SEM techniques.
In hydrogel studies, first, swelling and deswelling behaviors of hydrogels were investigated depending on temperature and pH. In addition, drug loading and release studies were realized at different pH values. In these studies Rhodamine B were used as model drug.
In microgel studies, first, zeta potentials, particle dimensions, cloudy points of microgels were determined. Besides, drug loading and release studies of microgels were realized with both “model drug (Rhodamine)” and “blood pressure regulatory drug (Nadolol)”.
As a result, it is observed that, all hydrogels and microgels which have been synthesized in this study can be used as polymeric carriers for drug release systems.

10. JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

AYKURT VARDAR Hande
Danışman : Prof. Dr. Yıldız ALTINOK

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Yıldız ALTINOK

Prof. Dr. Ş. Bedri ALPAR

Prof. Dr. Ahmet Cevdet YALÇINER

Prof. Dr. A. Oğuz ÖZEL

Prof. Dr. Ali PINAR

Marmara Bölgesi Kıyılarında Tsunami İzlerinin Araştırılması
Bu çalışmada Marmara bölgesi kıyılarında tsunami izlerini belirlemek amacıyla kuzey kıyıda Küçükçekmece Lagünü, güney kıyıda Kocasu, Yeniköy, Kapıdağ Yarımadası, Marmara Adası bölgeleri ve Saros Körfezi kıyılarında karot alma ve hendek çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Elde edilen iki karot (Küçükçekmece Lagünü ve Kocasu karotları) ve diğer çalışma alanlarındaki 16 hendek örneğine paleotsunami çalışmalarında yer alan kimyasal analizler, biomarker (biokimyasal) analizleri ve yaş tayini çalışmaları yapılmıştır. Küçükçekmece karotundaki çalışmalara göre olası iki tsunami seviyesi belirlenmiş ve yaş tayinleri sonucunda bu seviyelerin 989, 1766, 1894 Marmara Denizi depremleriyle eşlenebileceği saptanmıştır. Hendek örneklerinde de kimyasal ve yaş tayini çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Tsunami belirteçliği yüksek olan hendek örneklerdeki yaş tayini sonuçlarına göre bu örneklerin güney Marmara bölgesinde 740, 989, 1039, 1064, 1829; Marmara Adasında 1265, 1332, 1343 tsunamijenik Marmara depremleriyle eşlenebilmiştir. Tsunami bilgisi olmayan Marmara bölgesinde oluşmuş MÖ 427/399-395 ve Saros bölgesinde 1010 ve 1456 depremlerini tanımlayabilen hendek örnekleri de vardır. Ayrıca sayısal modelleme çalışması yapılarak örnek yerleri 989, 1265 ve 1343 depremleriyle test edilmeye çalışılmıştır.

 

Investıgatıon Of Tsunami Traces On The Coastal Marmara Regıon


This study focuses on the determination of the tsunami traces in the coastal areas of the Marmara Region. For this purpose the core and trench samples were collected from the Küçükçekmece Lagoon in the northern side, Kocasu, Yeniköy and Kapıdağ Peninsula in the southern side of the Marmara region, Marmara islands and Saros Gulf coasts. The paleotsunami analysis which are including chemical analysis, biomerker (biochemical) analysis and dating methods were applied on two cores from Kocasu and Küçükçekmece Lagoon and 16 trench samples from the other localities. Two possible tsunami levels were identified in the Küçükçekmece core. According to the dating analysis those tsunami levels may match with 989, 1766, 1894 Marmara earthquakes. Depending on the dating results for the tsunamigenic units sampled from the trenches have been related to tsunamigenic Marmara earthquakes 740, 989, 1039, 1064, 1829 in the southern Marmara; 1265, 1332, 1343 in the Marmara Island. There are some trench samples coincidence with the 427/399-395 BC earthquakes accured in the Marmara Sea, 1010 and 1456 earthquakes in the Saros region are defined as well, although there are no information about the tsunamigenic impact of those earthquakes in the historical records. Furthermore, the sample locations are tried to test by numerical modelling process with 989, 1265 and 1343 earthquakes.

ARDALI Ayça Sultan
Danışman : Prof. Dr. Aysan GÜRER

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aysan GÜRER

Prof. Dr. M. Emin CANDANSAYAR

Prof. Dr. İrfan YOLCUBAL

Prof. Dr. İbrahim KARA



Yard. Doç. Dr. Ertan PEKŞEN

Terkos Havzasında Tuzlu Su Girişimlerinin Geçici Elektromanyetik Ve Doğru Akım Özdirenç Yöntemleriyle Araştırılması
Terkos Gölü İstanbul’un Avrupa yakasına içme suyu sağlayan en büyük ve en önemli tatlı su kaynağıdır. Gölün oluşumu, kumul bir setin gölü denizden ayırmasına bağlı olarak gelişmiştir. Bu set birkaç derenin birleşerek denize döküldüğü bölgede, Karadeniz’in biriktirdiği kumlardan oluşmuştur. Deniz ve göl arasındaki kumulun en ince olduğu batı bölgesinde bu set 165 m kalınlığındadır. Terkos Gölü’nün içme suyu sağlama bakımından önemi, göl ile deniz arasındaki dar kıyı şeridinin yeraltı yapısının özelliklerini ortaya koymayı önemli hale getirmiştir. Göl ile deniz arasındaki hidrolik ilişkinin anlaşılması ve olası tuzlu su kamasının konumunun belirlenmesi havzadaki hassas dengenin korunması açısından önemlidir.
Ne yazık ki Terkos Gölü seddesinin yeraltı yapısı bugüne kadar herhangi bir jeofizik yöntemle incelenmemiştir.
Bu çalışmada Terkos Gölü’nün kuzeyinde olası tuzlu su girişimini belirlemek ve yeraltı yapısını ortaya çıkarmak amacıyla Doğru Akım Özdirenç (DAÖ) ve Geçici Elektromanyetik (Transient Electromagnetic Method, TEM) yöntemleri ile ölçümler yapılmıştır. DAÖ ve TEM verilerinin ters çözümünden elde edilen sonuçlar denetlenmiş ve en uygun modeller seçilmiştir. Bu verilerin ters çözümü sahanın hidrojeolojisi ile birlikte değerlendirildiğinde, bölgede tuzlu su girişiminin sedde boyunca yaygın olmadığı, göl ve denizin çok yakın olduğu özel alanlarda gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Göl ve denizin en yakın olduğu bir ölçüm hattı boyunca, yakınındaki kuyu verilerinden yararlanılarak, su özdirenci modeli hazırlanmış ve tuzlu su girişimi saptanmıştır. Diğer hatlarda yaygın olarak görülen iletken alanların killi seviyeler ve kil mercekleri ile ilişkili olduğu, göl çevresinde açılan kuyu verileri ile doğrulanmıştır. Bu çalışma kil merceklerinin göl sistemindeki yerini ve su döngüsündeki etkisini yerelektrik görüntülerle ortaya koymuş ve Terkos Gölü yer sistemi hakkında bir model önermiştir.

Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin