KARADEMİR Devrim
Danışman : Prof. Dr. K. Hüseyin KOÇ
Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği
Programı : Orman Endüstrisi Makinaları ve İşletme
Mezuniyet Yılı : 2014
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. K. Hüseyin KOÇ
Prof. Dr. M. Nafiz DURU
Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU
Prof. Dr. Havva Tunç ÇELEBİ
Doç. Dr. Tuncer DİLİK
Türkiye Mobilya Endüstrisindeki Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ’lerin) Avrupa Birliğine Uyumlaştırılması
Türkiye’nin AB’ne üye olabilmesi için öncelikle tüm mevzuatını AB’ne uyumlu hale getirmesi gerekmektedir. Mevzuatların ve işletmecilik anlayışının iyileştirilmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi sadece AB’ne üye olmak için değil, çağımızın gereği olarak da önemlidir. Bu çalışmanın temel amacı Türkiye mobilya endüstrisi işletmelerinin AB teknik mevzuatına uyum koşullarını değerlendirmektir. Böylece işletmelerin ilgili AB mevzuatını hızla tanımasına ve kendi yapılarını değerlendirerek uyum koşullarını belirlemesine katkı sağlanabileceği düşünülmektedir.
TÜİK 2012 verilerine göre Türkiye Mobilya Endüstrisindeki işyeri sayısı 31.089, çalışan sayısı ise 151.904’tür. Bu alanda faaliyet gösteren KOBİ’lerin sayısı ise 29346 olarak belirlenmiştir. KOBİ’lerin 24105’i 19 ilde toplanmıştır. Bu nedenle araştırma evreni geneli yansıtacağı düşünülerek bu 19 ildeki KOBİ’lerden oluşturulmuştur. Söz konusu iller sırayla; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Eskişehir, Adana, Hatay, Samsun, Antalya, Sakarya, Kocaeli, Konya, Trabzon, İçel, Aydın, Gaziantep, Manisa ve Balıkesir’dir.
Araştırmada 3 aşamalı bir uygulama planı izlenmiştir. İlk aşamada Türkiye Mobilya Sektörünün AB mevzuatına uyumunu değerlendirebilmek için sektörün genel işletmecilik koşulları ortaya konmuştur. İkinci aşamada belirlenen temel parametrelerle Türkiye Mobilya Endüstrisi için çalışma ortamının yeterliliği araştırılmıştır. Üçüncü aşamada ise çalışma ortamında AB mevzuatı için çok kritik bir faktör olarak görülen odun tozu maruziyetinin güncel verilerle tespiti amaçlanmıştır.
Uygulamanın ilk aşamasında anket yöntemi uygulanmıştır. CATI tekniği ile uygulanan ankette 424 işletmeden veri toplanmıştır. İkinci aşama için termal konfor, gürültü ve aydınlatma gibi parametreler belirlenmiştir. Bu parametreler için toplam 255 işletmeye gidilmiş ve ölçüm cihazı yardımı ile veriler toplanmıştır. Üçüncü aşamada AB direktifleri için de kritik bir faktör olan odun tozu parametresi belirlenmiştir. Bu amaçla, mikro ölçekli işletmelerin en yoğun ve bir arada olduğu Ankara bölgesi uygulama bölgesi olarak seçilmiş ve toplam 40 işletmede ölçüm yapılmıştır.
Elde edilen verilerle; mobilya işletmelerinin %85’inin mikro ölçekli, şehir içi mahalle arası ya da küçük sanayi sitelerinde ağırlıklı olarak 500 m2’nin altında küçük kapalı alanlarda üretim yaptıkları ve şahıs işletmesi görünümünde oldukları tespit edilmiştir. Bu işletmelerin %78’inin teknolojiyi yeterince takip edemediği, %70’inin ise ihracat yapamadığı görülmüştür.
Mobilya işletmeleri termal konfor açısından incelendiğinde; işletmelerin %63’ünün ortam ısısının ideal sıcaklığın altında kaldığı görülmektedir. Çalışma ortamı, işletmelerin %33’ünde havasız, %40’ında ise aşırı cereyanlıdır. Sadece nem bulgularının önerilen sınır değerler arasında kaldığı görülmüştür. Ortam aydınlatması; işletmelerin %83’ünde 300 lüksün, %95’inde ise 500 lüksün altındadır. İşletmelerin %99’unda maksimum gürültü maruziyeti 85 dB’in üzerindedir.
Türkiye Mobilya Endüstrisi işletmelerinin %90’ındaki çalışma ortamı ağaç tozu maruziyeti, 5 mg/m3’lük sınır değerinin üzerindedir. Bu işletmelerin %35’i 5 mg/m3’lük sınır değerini 2 kat, %40’ı 3 kat, %15’i ise 4 kat aşmaktadır.
Sonuç olarak; Türkiye Mobilya Sektörü AB ile entegrasyon sürecinde yapısal iyileştirmelerin hızla yapılmasına ihtiyaç duyulan önemli sektörlerinden biridir. Bu sektörün AB ile uyumlaştırılması için, işletmecilik yapılarının ve çalışma ortamlarının AB mevzuatında tanımlanan teknik direktiflere uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla farklı ölçeklerde uyumlaştırma projeleri hazırlanarak hızla uygulamaya konulmalıdır.
European Union Harmonisation With Small and Medium-Sized Enterprises of the Turkish Furniture Industry
To be a member of EU, primarily, Turkey is required to be harmonized all its legislation with the EU. Not only had to be a member of EU, but also as our age required, improving the legislation and management mindset is very important. The main purpose of this study, the Turkish Furniture Industry enterprises compliance conditions to the EU technical legislation have evaluated. Thus, It is expected to contribute that enterprises are quickly identified the relevant EU legislation and are determined compliance conditions evaluating their structure.
According to TURKSTAT’s 2012 data, the total number of enterprises in the Turkish Furniture Industry is 31,089 and 151,904 employees are worked. The number of SMEs operating in this area was determined 29,346. 24105 SMEs are located in 19 cities. These cities are Istanbul, Ankara, Izmir, Bursa, Kayseri, Eskişehir, Adana, Hatay, Samsun, Antalya, Sakarya, Kocaeli, Konya, Trabzon, İçel, Aydın, Gaziantep, Manisa and Balıkesir, respectively.
In the study, three-phase application plan was followed. In the first stage, the Turkish Furniture Industry compliance with the EU legislation was evaluated and business management conditions of the industry was revealed. In the second stage, adequacy of the work environment for the Turkish Furniture Industry was investigated and revealed. In the last stage, wood dust exposure seen as a critical factor for EU legislation in the work environment was intended to be identified with current data.
In the first stage of the study, questionnaire method was applied. Data were collected from 424 enterprises by questionnaire applied with CATI technique. For the second stage, some parameters were determined such as thermal comfort, noise and lighting. Totally 255 enterprises were visited for all these parameters. Measurements were made with the help of measuring device. For this aim, Ankara region was selected as a study area. Because micro scaled enterprises are a combination and the most intense.
The obtained data was shown that 85% of the furniture enterprises are micro-scaled, are located in small industrial area or inner-city area, are produced smaller than 500 m2 small confined space, and are proprietorship. It was observed that 78% of these enterprises were not kept up with the technology enough, 70% were not exported.
The furniture enterprises when analyzed in terms of thermal comfort; 63% of these enterprises ambient temperature is below the ideal temperature were seen. Work environment is to be airless at 33%, is to be over drafty at 40% of the enterprises. Just humidity data was remained within the limit values recommended. Ambient lighting is to below 300 lux at 83% of the enterprises, 500 lux at 95%. The maximum noise exposure is above 85 dB at 99% of the enterprises.
90% of Turkey Furniture Industry enterprises, wood dust exposure in the work environment is over the limit value 5 mg/m3. 35% of these enterprises are exceeded to limit value two-fold, 40% three-fold and 15% four-fold.
As a result; the Turkish Furniture Industry in the process of integration with the EU is one of the important sectors that structural improvements need to be made quickly. For harmonization of this sector with the EU, the sector enterprises management structures and work environments are needed to be accommodated to the technical directives defined in EU legislation. For this aim, harmonization projects at different scales should be prepared and applied rapidly.
TIRAK HIZAL Kamile
Danışman : Prof. Dr. Nurgün ERDİN
Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği
Programı : Orman Biyolojisi ve Odun Koruma Teknolojisi
Mezuniyet Yılı : 2014
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Nurgün ERDİN
Prof. Dr. S. Nami KARTAL
Doç. Dr. Yalçın ÇÖPÜR
Doç. Dr. Coşkun KÖSE
Doç. Dr. Süleyman KORKUT
Doğal meşcerelerde ve plantasyonlarda yetişen dişbudak, kızılağaç odunları yapısal özelliklerinin karşılaştırılması
Orman ürünleri sanayisinin hammadde talebinin karşılanmasında hızl” ı gelişen türlerin endüstriyel plantasyonları giderek önem kazanmaktadır. Plantasyon ormanları hızlı büyümeleri nedeni ile odun üretiminde tercih edilmekte, fakat elde edilen odunun kalitesi hem kâğıt hamuru hem de masif odun üretimi için düşük derecede olabilmektedir.
Bu tez çalışmasında plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak (Fraxinus angustifolia Vahl.) ve kızılağaç (Alnus glutinosa (L.) Gaertner) odunlarının arasında kalite farkı olup olmadığını belirlemek için anatomik, fiziksel, doğal dayanıklılık özellikleri ve liflere paralel basınç direnci incelenmiş ve karşılaştırılmaları yapılmıştır. Plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak örnekleri Adapazarı, Samsun ve Sinop bölgelerinden, plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen kızılağaç örnekleri Samsun ve Trabzon şehirlerinden temin edilmiştir.
Yıllık halka genişliği ve anatomik özellikler literatürde belirtilen yöntemlere göre belirlenmiş, fiziksel özellikler, liflere paralel basınç dirençleri ve dayanıklılıkları özelliklerinin tespitinde ise ilgili standartlarda verilen yöntemlere göre tespit edilmiştir.
Makroskopik özellikleri belirlemek için dişbudak odunlarında; yıllık halka genişliği, yaz odunu genişliği ve yaz odunu katılım oranı, kızılağaçlarda sadece yıllık halka genişliği ölçülmüştür. Mikroskopik özellikleri belirlemek için dişbudak odunlarında ilkabahar ve yaz odunu trahe teğet çapları, ilkbahar ve yaz odununda mm2’de trahe sayısı, mm’de öz ışını sayısı, tek ve çok sıralı öz ışınlarında hücre sayısı olarak yükseklik, tek ve çok sıralı öz ışınlarında metrik yükseklik, öz ışını genişliği, ilkbahar ve yaz odunu trahe uzunlukları, lif uzunluğu, lif çapı, lif çeper kalınlığı ölçülmüş ve istatistikî değerlendirmeleri yapılmıştır.
Plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak ve kızılağaçların fiziksel özelliklerinden hava kurusu yoğunluk, tam kuru yoğunluk, hacim ağırlık değeri, daralma-genişleme miktarı, lif doygunluğu noktası (LDN), odunun içerisine alabileceği maksimum su miktarı, hücre çeper madde miktarı, boşluk oranı tespit edilmiştir. Mekanik özelliklerden liflere paralel basınç direnci ölçülmüş ve değerlendirmesi yapılmıştır.
Doğal dayanıklılığın belirlenmesinde esmer çürüklük mantarlarından Gloeophyllum trabeum (Pers.:Fr.) Murrill Mad-617-R, beyaz çürüklük mantarlarından Pleurotus ostreatus (Jacq.: Fr.) P. Kumm. PLO 9669 ve Coriolus versicolor (L.: Fr.) Quél. COV 1030 kullanılmıştır.
Ölçüm ve denemelerden elde edilen sonuçlar hem bir bölge içerisinde plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen ağaç odunlarının özelliklerinin karşılaştırılması hem de bölgeler arasında plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen ağaç odunlarının özelliklerinin karşılaştırılması için varyans analizi ve Duncan testi kullanılarak farklılıklar araştırılmıştır.
Sonuçlara göre plantasyonda yetişen dişbudak ve kızılağaçların yıllık halkaları, doğal meşcerede yetişenlerden daha geniştir. Mikroskopik ölçümler sonrasında her bir anatomik özellik, her bölgede farklı istatistikî değerler göstermiştir.
Plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak ve kızılağaçların yoğunlukları literatürde verilen değerlerden yüksek çıkmıştır. Plantasyonda yetişen dişbudaklarda yoğunluk değerleri doğal meşcerede yetişenlerden daha yüksek bulunmuştur. Kızılağaçlarda bu ilişki bölgelere göre değişmektedir. Plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak ve kızılağaçlarda yoğunluğun artması ile daralma-genişleme miktarı artmaktadır.
Kâğıt üretiminde kızılağaçların lif yapısı, dişbudakların lif yapısından daha uygundur. Plantasyonda ve doğal meşcerede yetişen dişbudak ve kızılağaç odunlarının dayanıklılıkları arasında fark bulunmamıştır.
Sonuç olarak plantasyonda yetişen dişbudakların yoğunluk, daralma-genişleme miktarları, liflere paralel basınç direnci değerleri, doğal meşcerede yetişenlerden farklı bulunmuş, kızılağaçlarda plantasyonda ve doğal meşcerede yetişenlerin ise çoğu odun özellikleri arasında istatistikî açıdan fark bulunmamıştır.
Comparison of structural properties of ash and alder wood species grown in natural and planted stands
Industrial plantations of the fast growing tree species have increasingly becoming important for meeting the demands for raw materials needed by the forest products industry. Plantation forestry is desirably due to rapid growth rates of trees; however, wood quality is highly affected and might decrease for both pulp production and solid wood products.
In this PhD dissertation, anatomical and physical properties, compression strength parallel to grain and natural durability of fast-growing ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) and alder (Alnus glutinosa (L.) Gaertner) grown in different plantation regions and natural stands in Turkey were investigated and statistical comparisons were then made among the species. Plantation and natural grown ash trees were sampled from Adapazarı, Samsun and Sinop, whilst alder trees for the study were obtained from Samsun and Trabzon.
Annual ring width and anatomical properties were determined according to the procedures explained in relevant literature sources. In order to determine physical, mechanical and durability characteristics, the related standards were followed.
For macroscopic investigations, annual ring, late wood width and late wood ratio were evaluated for ash wood; however, annual ring width only was measured for alder wood. For evaluations of microscopic properties of ash wood, tangential diameter of earlywood and latewood vessels, earlywood and latewood vessels in mm2, rays in 1mm, cell height of uniseriate and multiseriate rays, length of uniseriate and multiseriate rays, width of rays, length of earlywood and latewood vessels, fiber length, fiber diameter and fiber wall diameter were measured. Tangential diameter of vessels, vessels in mm2, rays in 1mm, cell height of uniseriate rays, length of uniseriate rays, length of vessels, fiber length, fiber diameter and fiber wall diameter were measured and evaluated statistically in alder wood.
As physical properties, air-dried density, oven-dried density, basic specific gravity, shrinkage-swelling, fiber saturation point (FSP), maximum water content, amount of cell wall, and amount of void volume of plantation and naturally grown ash and alder wood were measured. For both wood species, compression strength parallel to grain was tested.
In testing of natural durability of the wood species, the brown rot fungi Gloeophyllum trabeum (Pers.:Fr.) Murrill Mad-617-R, white rot fungi Pleurotus ostreatus (Jacq.: Fr.) P. Kumm. PLO 9669 and Coriolus versicolor (L.: Fr.) Quél. COV 1030 were employed.
Results from measurements and tests were evaluated by statistically according to differences between inter and intra properties of wood species grown in planted and natural stands.
Results showed that ash and alder trees grown in planted stands have wider annual ring than the trees grown in natural stands. Microscopic evaluations revealed that each property had significant difference between each region.
Density of ash and alder wood grown in planted and natural stands is higher than the literature values. There was significant difference between planted and natural stands for ash wood but there is no significant difference between inter and intra regions for alder wood. With the increase in density, amount of shrinkage and swelling increased.
Fiber properties of alder wood were found to be more suitable than ash fibers for pulping. There was no significant difference in natural durability between planted and naturally grown ash and alder wood.
In conclusion, annual ring width, density, shrinkage-swelling, compression strength paralel to grain values of planted ash wood were significantly different from naturally grown ash wood and there were no significant difference between planted and naturally grown fewer alder wood properties.
7. PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI
ADA Elvan
Danışman : Prof. Dr. T. Hakan ALTINÇEKİÇ
Anabilim Dalı : Peyzaj Mimarlığı
Programı : -
Mezuniyet Yılı : 2014
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. T. Hakan ALTINÇEKİÇ
Prof. Dr. Hüseyin DİRİK
Prof. Dr. Nuran ZEREN GÜLERSOY
Prof. Dr. Mesut HASDEMİR
Prof. Dr. Haldun MÜDERRİSOĞLU
İstanbul Adaları Peyzajında Kültürel Dinamiklerin Etkisiyle Oluşan Değişimlerin Değerlendirilmesi
Çağlar boyunca üç büyük devlet için önemli bir yerleşim alanı olan İstanbul, tarihi, kültürel, arkeolojik ve doğal değerleri ile ender bir fiziksel ve doğal yapıya sahiptir. İstanbul Adaları’nın tarihi ve kültürel yapısı da, bağlı olduğu İstanbul kenti ile yakından ilgilidir. Adalar, merkezden kopuk özgün ada yapısının yanı sıra, tarihsel süreç içerisinde burada yaşamış olan medeniyetlerin bıraktığı izleri de taşıması nedeni ile değerli bir doğal ve kültürel peyzaj alanıdır.
Adalar halkı, çok kültürlü nüfus yapısı nedeni ile ülkede yaşanan toplumsal, sosyal ve ekonomik dinamiklerden önemli ölçüde etkilenmiştir. Yüzyıllar boyunca burada yaşayan toplumun sahip olduğu gelenek, görenek, kültür ve yaşam biçimi, doğadan yararlanış ve kullanış şekline bağlı olarak, doğa üzerinde izler bırakmış ve bugünkü peyzaj değerlerini oluşturmuştur. Adaların sınırlı toprak bütünlüğüne sahip olması nedeni ile toplumsal yapı ve peyzaj arasındaki etkileşimin, peyzaj değişimine etkisi belirgin olarak gözlemlenmektedir.
İnsanoğlunun çevresi, doğa ve zaman ile arasındaki tüm sosyal, ekonomik, kültürel ve duygusal bağların açıklaması olan peyzaj, aynı zamanda ortak kimliğimizin bir parçası ve yeni nesiller için bırakacağımız mirası oluşturmaktadır. Bu nedenle, peyzaj alanlarının geçirdiği değişimlerin kayıt altına alınması ve güncel durumunun belirlenmesi önem arz etmektedir.
Belirtilen nedenler doğrultusunda, İstanbul Adaları’ndan Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’nın toplumsal olaylar, politik kararlar ve planlama çalışmalarını kapsayan kültürel dinamiklerin etkisiyle şekillenen peyzajı ve değişimlerini değerlendirmek, bu tez çalışmasının amacını oluşturmaktadır.
Peyzaj değişimi, peyzajın fiziksel yapısında oluşan değişimlerin tespit edildiği peyzaj karakter alanlarının tespiti ve tanımlanması yöntemi ile peyzajı algılayan ve düzenleyen toplumun algısını ölçmek amacıyla yapılan fotografa dayalı anket yönteminden faydalanılarak belirlenmiştir.
İlk yöntemi oluşturan, peyzaj karakter alanlarının belirlenmesinde, 1918 yılına ait Necip Bey Haritaları, 1938 yılına ait İstanbul Harita Şirketi Haritaları ile İBB tarafından 1986 ve 2007 yıllarında hazırlanan hâlihazır haritalar altlık olarak kullanılmıştır. Her ada için 1918 yılı, 1938 yılı, 1986 ve 2007 yılları olmak üzere farklı yıllara ait arazi kullanımı, peyzaj tipleri ve yeşil alan tipleri ile peyzaj karakter alanlarına ait 4 adet pafta olmak üzere toplamda 16 adet pafta hazırlanmıştır. Peyzaj değişimi, oluşturulan farklı yıllara ait bu haritaların overlay-kaplama analizleri yapılması sonucu elde edilen alansal büyüklük tablosundan yararlanılarak karşılaştırılmış ve değerlendirilmiştir.
Adalar tarihinde öne çıkan, toplumsal olaylar göz önünde bulundurulmuş, kültürel dinamikleri oluşturan sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel veriler dönemlere ayrılmıştır. Peyzaj değişiminde kültürel dinamiklerin etkisini değerlendirmek adına, peyzaj karakter alanlarından elde edilen bulgular ile aynı dönemlere ait kültürel veriler örtüştürülerek yorumlanmıştır.
Adalarda peyzajın kültürel boyutunu oluşturan ve etkileyen insan faktörünün, peyzaj değişimi ile ilgili algısını ölçmek adına 100 kişi ile 20. yüzyıl başı ve güncel fotograflardan oluşan 2’li grup halinde, toplam 12 fotograf çifti üzerinden bir anket uygulaması yapılmıştır.
Çalışmanın sonucunda, İstanbul Adaları peyzajının değişiminde etkili olan başlıca iki kültürel faktör belirlenmiştir. Bunlardan ilki, 1950’li yıllardan itibaren sosyal ve toplumsal olayların etkisiyle nüfus yapısında yaşanan değişimdir. Diğer etki ise, ülke genelinde ve Adalar ölçeğinde, maki alanlarının orman statüsünden çıkarılması ve orman alanlarının imara açılması konusunda alınan kararlar ile Adaların planlama sürecinin peyzaj değişimine olan etkisidir. Demografik yapıda oluşan değişim ve planlama süreci gibi kültürel dinamiklerin etkisi nedeniyle, kentsel konut alanları ve kentsel yeşil alanların her adada farklı olmakla beraber toplamda %10 - %40 arasında alansal genişleme yaşadığı tespit edilmiştir. Bu artışa bağlı olarak, doğal yeşil alanlarda da aynı oranda azalma belirlenmiştir. 1970’li yıllara dek Adaların kırsal peyzaj karakterinde tek peyzaj tipi olan tarım alanları tamamen kaybolmuştur. Bu alanların kentsel konut ve kentsel yeşil alanlara dönüştüğü tesbit edilmiştir. Belirlenen bu değişimlerde, kültürel dinamik faktörünü oluşturan toplumun ve onu oluşturan bireylerin, önemli rolü bulunmaktadır. Peyzaj ve kültür bilincine sahip toplumların, peyzaj oluşum, değişim ve planlama aşamalarına olan etkisi, gelecek kuşaklara bırakılacak mirasların niteliğini belirlemektedir.
Evaluatıon Of Changes Occured By Cultural Dynamıc Effects On Landscape Of Istanbul Islands
Throughout the ages Istanbul has been a residential area for three big states and it also has a rare physical and natural structure because of its historical, cultural, archaeological and natural values. The historical and cultural structure of the Istanbul Islands is closely associated with the city of Istanbul. Islands are valuable natural and cultural landscape areas within their unique island structure away from the centre and having the scars of the civilizations which lived there.
Due to the multicultural population of the Islands, it has been significantly affected from the social and economic dynamics of the country. Landscape values have been created depending on the customs, traditions and culture of the society which lived here for centuries. The interaction between social structure and landscaping of the Islands has significantly affected the changes of the landscape with having limited territorial integrity.
Landscape is the environment of mankind’s and the description of the all social, economic, cultural and emotional ties between nature and time. It is also a common part of our identity and forming our legacy for the next generation. Therefore, recording the changes and determining the current status of the landscape areas has been important.
Evaluation of the changes occurred by the cultural dynamics which includes the social events, political decisions and planning studies on landscape of Istanbul Islands including Büyükada, Heybeliada, Burgazada and Kınalıada, has been the aim of this thesis.
Landscape changes has been identified by the description and determination method which is used for determination of the changes in the physical structure of the landscape and in order to measure the perception of the society, photo-based survey method has been used.
For determining the landscape character areas, the Necip Bey Maps belonging to the year 1918, the maps of Istanbul Map Company belonging to the year 1938 and the maps of IBB which were prepared in 1986 and 2007, has been used as base maps. For each island, totally 16 sheets has been prepared which are land use, landscape types, green area types and landscape character areas belonging to the years 1918, 1938, 1986 and 2007. Landscape change has been compared and evaluated as a result of overlay analysis of these maps belonging to different years and by the help of the spatial size table.
Social events, that are prominent in the history of the islands, have been considered and the socio-economic and socio-cultural data composed by the cultural dynamics, has been separated by periods. For evaluating the cultural dynamics effecting the changes on landscape, the findings from the landscape character areas and cultural data from the same periods has been interpreted by their overlay.
A survey method has been used for measuring the landscape change perception of human factor in the Islands which forms the cultural format of the landscape. In these surveys 12 photograph pairs belonging to 2 groups which are consist of current and from the beginning of 20th century photos and these surveys have been implicated to 100 people.
As a result of this study two factors have been determined which are effective on the cultural dynamics of the changes on the landscape of Istanbul Islands. First of these factors is the change on population by the social and communal events since 1950. The other factor is declaration of scrubs as non-forest areas and zoning of forests which lead to landscape changes. Urban residential zones and urban green areas are increased between 10 ~ 40% on each island depending on the cultural dynamics such as change of demographical structure and landscape planning. In parallel with the mentioned increase, natural green areas decreased by the same rate. The single rural landscape type which is agriculture until 1970 has been completely lost today. Those once agricultural areas are now urban housing and urban green zones. Community and its people played an important role over these changes by creating cultural dynamic factors. The quality of the landscape heritage to the next generation is directly related to the landscape consciousness of the community by effecting landscape formation, evolution and planning.
Dostları ilə paylaş: |