İntizar Ayetullah İbrahim emiNİ Çeviri: Kadri Çelik


Tam GAYBET NİÇİN BAŞTA GERÇEKLEŞMEDİ?



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə26/47
tarix02.08.2018
ölçüsü1,16 Mb.
#65903
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   47

Tam GAYBET NİÇİN BAŞTA GERÇEKLEŞMEDİ?


Burada, "Gaybet-i suğra’nın (küçük gaybet diye adlandırılan dört vekilin bulunduğu dönem) ne faydası vardı?" şeklinde bir soru gelebilir akla. Öyle ya, eğer İmam-ı Zaman’ın gaybete çekileceği önceden belli idiyse niçin bu olay ilk başta ve Hz. Hasan Askeri’nin (as) vefatında bütünüyle gerçekleşmedi ve tam bir gaybet vuku bulmadı? Sorunun cevabı şudur:
İmam ve toplumun rehberinin gâib olması ve bu gaybetin de uzun sürmesi garib, alışılmadık ve insanlar için inanılmaz bir şeydir. Bu yüzden Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmanları (a.s) insanları yavaş yavaş buna alıştırmak ve fikirleri bunu kabule hazırlamak için çalıştılar. Bu yüzden her fırsatta sözkonusu gaybeti haber verdiler, o asrın insanlarının problemlerini, inkarlarını dile getirdiler. İnkarcıları kınadılar ve kurtuluşu beklemeyi ve bu yolda azimli ve kararlı olmayı büyük bir sevapla müjdelediler. Bazen de davranışlarıyla gaybetin bir benzerini meydana getirmeye çalışıyorlardı.
Mes'udi "İsbat-ul Vasiyye "kitabında şöyle yazar: "İmam Ali Naki (a.s) insanlarla az ilişki kuruyor ve ashabından özel kimseler dışında kimseyle görüşmüyordu. İmam Hasan Askeri (a.s) onun yerine geçince genelde perde arkasından insanlarla konuşuyor du ki şiileri onikinci İmam’ın gaybetine hazırlayabilsin."[16]
Eğer İmam Hasan’ın (a.s) hemen ardından gaybet-i kübra başlamış olsaydı belki de insanlar İmam-ı Zaman’ın varlığından gaflet eder ve onu yavaş yavaş unuturlardı. Bu sebeple önce gaybet-i suğra gerçekleşti ki şiiler o günlerde naipler vasıtasıyla imamları ile ilişki kursun ve birtakım alamet ve kerametleri müşahade ederek imanları kemale ersin. Fikirler müsait hale gelince de "gaybet-i kübra" gerçekleşti.
GAYBET-İ KÜBRA’NİN BİR SİNİRİ VAR MİDİR?

Geybet-i kubra için tayin edilmiş bir sınır yoktur, ama bir grubun şüpheleneceği derecede uzun süreceği beyan edilmiştir. Örneğin Emir-ul Mu’minin (a.s) Hz. Kâim (a.s) hakkında şöyle buyuruyor: "Gaybeti o kadar uzun sürecektir ki cahil bir insan "Allah’ın, Peygamberin Ehl-i Beyt’ine ihtiyacı yoktur" diyecektir."[17]


Hz. Seccad (a.s) şöyle buyuruyor: "Nuh’un (a.s) özelliklerinden biri de Kâim’de gerçekleşecektir ki bu da onun ömrünün uzun olmasıdır."[18]

GAYBETİN FELSEFESİ


Bu noktada okuyucu "İmam-ı Zaman, insanların arasında olsaydı ve dolayısıyla ihtiyaç anında ona müracaat edildiğinde sorunlarını halletseydi onların dini ve dünyası için daha iyi olurdu. O halde "Niçin gâib oldu?" şeklinde bir soru sorabilir.
Birtakım engeller olmasaydı Hz. Mehdi'nin (a.s) zuhuru elbette ki daha faydalı olurdu. Ama görüyoruz ki Allah Teâla o mukaddes varlığı gözlerden gizlemiştir. Öte yandan Allah’ın fiilleri de hikmete dayalı olduğu için bu işler gerçek hikmetler üzere gerçekleşmektedir. O halde tafsilatını biz bilmesek de, İmam’ın gaybetinin elbet bir hikmet ve nedeni vardır. Aşağıdaki hadis te gaybetin temel nedenlerinin insanlara beyan edilmediğini ve Ehl-i Beyt İmanları dışında hiçkimsenin bunlardan haberdar olmadığını açıklamaktadır.
Abdullah b. Fazl Haşimi, İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor, der: "Sahib-ul Emr’in ister istemez bir gaybeti olacaktır. Öyle ki, dinden sapanlar şüpheye düşeceklerdir." İmam’a "Niçin?" diye arzettim. İmam şöyle buyurdu: "Biz bunun nedenini beyan etmeye izinli değiliz." "Hikmeti nedir?" diye sordum. İmam "Geçen hüccetlerin (vasilerin) gaybetinde varolan hikmetler, İmam’ın gaybetinde de vardır" buyurdu. "Ama hikmetleri, o zuhur etmedikçe belli olmayacaktır. Nitekim, Hz. Hızır’ın (a.s) eliyle geminin delinmesi, çocuğun öldürülmesi ve duvarın düzeltilmesinin hikmeti de birbirlerinden ayrılmak istedikleri ana kadar belli olmadı. Ey Fazl’ın oğlu, gaybet konusu Allah'ın sırlarından bir sır, Allah’ın gayplerinden bir gayptir. Çünkü biz Allah’ı hikmet sahibi olarak kabul ediyoruz. Tafsilatı bizlere belli olmasa da işlerinin hikmet üzere olduğunu itiraf etmeliyiz."[19]
Yukarıda geçen hadisten de anlaşıldığı gibi gaybetin asıl nedenleri açıklanmamıştır. Bunun nedeni ya insanların anlamasında bir maslahatın olmayışı; ya da anlayış kabiliyetlerinin bulunmayışıdır. Ama hadislerde gaybet için üç hikmet beyan edilmiştir:
1- Bu bir imtihan ve denemedir. Böylece imanı güçlü olmayanların bâtını ortaya çıksın; köklü bir imana sahip olanların ise kurtuluşu bekleyiş ve musibetlere sabretme vasıtasıyla değerleri malum olsun ve birtakım sevaplar elde etsinler. Musa b. Cafer (a.s) şöyle buyuruyor: "Yedinci İmam’ın beşinci evladı gâib olduğunda dininizi koruyunuz. Kimse sizi dininizden çıkarmasın. Ey evladım, Sahib-ul Emr’in (Hz. Mehdi'nin) ister istemez bir gaybeti olacaktır. Öyleki müminlerden bir grup inançlarından dönecekler. Allah Tealâ gaybet vesilesiyle kullarını imtahan eder."[20]
2- Gaybet vesilesiyle zalimlere bey’at etmekten korunmaktadır. Hasan b. Fazzal şöyle diyor: "Ali b. Musa Rıza (as) şöyle buyuruyor: "Üçüncü evladımın (İmam Hasan Askeri) vefatından sonra şiilerimin her yerde imamlarını aradığını ama onu bulamadıklarını şimdiden görür gibiyim. "Niçin ey Resulullah’ın evladı?" dedim. İmam, "Çünkü imamları gâib olacaktır." buyurdu. Gâybetin nedeni sorulunca da "Kılıcıyla kıyam ettiğinde hiç kimsenin bey’atı boynunda olmasın diye" buyurdu."[21]
3- Gaybet vasıtasıyla öldürülme tehlikesinden kurtulmaktadır. Zürare şöyle diyor: "Hz. Sadık (a.s), "Kâim mutlaka gâib olmalıdır" diye buyurdular, "Niçin?" diye sordum, "Öldürülmekten çekinmektedir" buyurarak elleriyle karınlarına işaret ettiler (yani ölümden korktuğu için)."[22]
Bu üç hikmet Ehl-i Beyt’ten nakledilen hadislerde yer almıştır.

hz. mehdİ’nİN (a.s) ZUHUR ETMESİNİN NE SAKİNCASİ OLABİLİRDİ?


"İmam-ı Zaman Hz. Mehdi (a.s) insanlar arasında gizlenmeden yaşasaydı; herhangi bir şehirde müslümanların dini rehberliğini üstlense ve dünyanın durumu elverişli hale gelinceye kadar bu doğrultuda hareket edip, sonunda kılıcıyla kıyam ederek küfür düzenlerini yıksaydı ne olurdu? Bunun ne sakıncası olabilir ki? "diyenler de var…
Buna cevabımız şudur: Evet, bunlar güzel şeyler, ama bunun netice ve sonuçlarını da dikkatli bir şekilde muhasebe etmek gerekir. Bu konuyu sıradan bir olayı yorumlarcasına sizlere beyanetmeye çalışacağım.
Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları (a.s) defalarca insanlara zulüm hükümetlerinin va’dedilmiş Mehdi eliyle yok olacağını ve zulüm saraylarının yıkılacağını haber vermişlerdi. Bu yüzden İmam-ı Zaman’ın (a.s) mukaddes varlığı insanlardan iki grubun dikkatini çeker: Birincisi, sayıları çok olan mazlumlardır; bunlar zulümden kurtulmak, yardım görmek ve hakkı savunmak maksadıyla İmam-ı Zaman’ın çevresinde toplanırlar; böylece büyük bir hareket oluştururlar.
İkinci grup ise mal ve makam uğruna hiçbir alçaklıktan çekinmeyen kaniçici zorbalar ve zalimlerdir ki mahrum millete musallat olmuşlardır, herkesi kendi menfaatleri ve makamlarına kurban etmeye hazır olan bu gruptakiler, İmam’ın mukaddes varlığını kendi uğursuz maksat ve menfaatleri yolunda bir engel olarak gördüklerinden ve konumlarını kaybetme korkusundan İmam’ı ortadan kaldırmak ve bu büyük tehlikeden kurtulmak isterler. Çünkü onların kaderini değiştirecek bir adalet sözkonusudur, onu ortadan kaldıramadıkları müddetçe de rahat olmazlar.
NİÇİN ÖLÜMDEN ENDİŞE DUYUYOR?

Bu noktada, "İmam-ı Zaman eğer toplumu islah etmek, dini yaymak ve mazlumları korumak yolunda öldürülseydi ne olurdu? Onun kanı babalarının kanından daha mı aziz ve değerliydi? Niçin ölümden kaygı duymaktadır?" şeklinde bir soru da gelebilir akla.


Bu sorunun cevabı ise şudur: İmam-ı Zaman din yolunda öldürülmekten elbette ki korkmuyordu, ama öldürülmesi din ve toplumun yararına değildir. Çünkü imamlardan biri gidince diğeri onun yerine geçerdi. Ama İmam-ı Zaman öldürülürse yerine geçecek kimse yoktur. Böylece de yeryüzü hüccetsiz hale gelir. Halbuki sonunda hakkın batıla gâlib geleceği ve İmam-ı Zaman’ın mukaddes varlığı vasıtasıyla sonunda dünyanın Hakk’a inananların eline geçeceği takdir edilmiştir.


Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin