Işİd ve el nusra teröR ÖRGÜtleriNİn uluslararasi güvenlik ve sosyoloji perspektiFİnden karşilaştirilmasi


İdeolojilerin Araçsallaştırılması



Yüklə 143,55 Kb.
səhifə6/6
tarix11.01.2018
ölçüsü143,55 Kb.
#37563
1   2   3   4   5   6

İdeolojilerin Araçsallaştırılması


İdeoloji sosyolojik bir kavram olarak Karl Marx’ın çalışmalarında gündeme gelmiştir. Özü ve atfedilmiş anlamlar itibari ile ideoloji kavramı birçok tartışmaya konu olmaktadır ve aynı zamanda bazı istisnaların dışında ideoloji kelimesine pejoratif bir anlam atfedilmektedir. İdeoloji üzerine herhangi bir inceleme, ideoloji hakkındaki tüm görüşlerin kendilerinin ideolojik olduğu gibi hazin bir sonuca varmaktan kaçınmamızı zorlaştırmaktadır (Mclellan, 2009: 2). 18’inci yy. Fransız Aydınlanma düşünürlerinden Antonie Destut de Tracy ideoloji kavramı üzerindeki tartışmaya şu şekilde katılmaktadır: Tracy’e göre ideoloji kavramının, (1) yeni ampirik ‘fikirler bilimini’ tanımlamayı hedefleyen özgün kullanımı, (2) seküler liberal cumhuriyetçilik biçimine yakınlığın bir göstergesi olmaya başlaması, (3) tehlikeli radikalizm ve küçük düşürücü entelektüel bir biçime çağırışım yapmada kullanılmaya başlanması, (4) sınırlı bir alan içerisinde politik bir doktrini işaret edici bir anlam taşıması (Vincent, 2006: 2) kavramın farklı biçimlerde tanımlamasına neden olmaktadır. Eagleton (1996) ise ideolojileri konu aldığı çalışmasında ideolojinin bazı tanımlamalarını yapmaktadır. ‘Toplumsal yaşamdaki anlam, gösterge ve değerlerin üretim süreci; belirli bir toplumsal grup veya sınıfa ait fikirler kümesi’ veya ‘bir egemen siyasi iktidarı meşrulaştırmaya yarayan fikirler’ olarak tanımladığı ideolojiyi ‘bir egemen siyasi iktidarı meşrulaştırmaya hizmet eden yanlış fikirler’ olarak ta tanımlamaktadır (Eagleton, 1996: 18). Bu kavramsal tanımlamalarda da görüldüğü gibi ideoloji, gündelik yaşam içerisinde toplumsal gerçeklere, olgulara ve ilişkilere bir anlam inşa sürecidir. Bu anlamda ise yine toplumsal yaşamın öznesi olan insan zihninde üretilmektedir.

Dünyayı anlamlandırma ve yeni kimlikleri bireye sunma adına bir işleve sahip olan ideolojiler, inşa ettikleri anlamlar ile evrensel değerlerin gelişimine hizmet ettiği gibi radikal oluşumlara da hizmet edebilmektedir. Bu anlamda terör örgütleri, inşa ettikleri ideolojiler ile birey ve örgüt arasındaki temel ilişki bağlarını ‘anlamlar’ üzerinden kurma amacını gütmektedirler. Bu süreç aynı zamanda bireylerin değer yargılarının egemen ideolojiler bağlamında yeniden sorgulandığı bir yapı sökümü içerisinde gerçekleşen bir inşa sürecidir. İdeolojiler, birey üzerinde kurulmak istediği tahakküm ilişkilerini ve bağlarını, kendi kaynak noktasına atıfla makul, kabul edilebilir ve yeni üyeler için çekici olması gerekli olan bir anlam örgüsünü ideolojik aygıtları aracılığı ile yeniden kurmaya çalışmaktadır. Bu yeni ütopik düzenin söylemler üzerinden kurulmaya ve sürdürülmeye çalışılmaktadır. Örneğin IŞİD sahip olduğu ideolojik bakış açısının kaynağında ‘selefi cihat’ anlayışını yerleştirmektedir. Uygulamalar ve yöntemleri itibari ile her ne kadar kendisini ‘İslamî’ olarak tanımlamış olsa da yeni uygulamalar ve yöntemleri açısından İslamî çizgiden uzaklaşmıştır. Hilafet düşüncesini ise ütopik bir amaç çerçevesinde, geleceğin idealleştirilmiş temsilleri olarak öznelerine sunmaktadır.


Yeni Kapitalizm Kültürünün Birey Üzerindeki Etkileri


Yeni kapitalizm kültürünün bireyler üzerindeki yıkıcı etkilerinin IŞİD ve El-Nusra gibi terör örgütlerine bireylerin katılımını açıklamak adına bilgi sunabilmektedir. Yeni kapitalizm, sanıldığından daha karmaşık bir sistem olarak bireye yeni değerler ve amaçlar sunmaktadır. Bireyler ise yaşam boyu iş güvencesinin olmadığı, süresiz belirsizlikler içerisindeki bir hayata doğru savrulmaktadır (Sennett, 2008). Güvenmenin, bağlanmanın reddedildiği bir insanların ‘an’a odaklandığı bir toplumda bireylerin geleneksel değerlere ait birçok yargısı aşınmaya ve eski ile istenen arasında bir çatışmaya doğru sürüklenmektedir. Bir diğer ifade ile yeni kapitalizmin zaman boyutu ile insanın karakteri ve bu karakterin süregiden bir anlatıya dönüşmesini engelleyen çılgın zaman deneyimi arasında bir çatışma yaratmıştır (Sennett, 2008: 30). Çünkü daha derin ilişki ağları için gerekli olan zaman yeni kapitalizm içerisinde bireyi bir yarışa sürüklemektedir. Yarışın bir kazananı olduğu gibi bir de kaybedeni bulunmaktadır. Başarısızlık ise modern kapitalizmin insan karakterine sunduğu en büyük tabulardan biri haline gelmiştir. Tam burada Sennett modern kapitalizmin bireye sunduğu belirsizliklerin, köklü bir güven ve bağlılık duygusunun olmayışının ve başarısızlık içerisinde hapis olmuş bir yaşantıdan yaşaması gibi koşulların insanları bağlılığı, derinliği ve kendisi ile özdeş sosyal ilişki bağları kurabileceği yapıları aramaya iteceğini savunmaktadır (Sennett, 2008: 145-146). Savunmacı ve daha içine kapanık bir cemaat yapısı içerisinde kurgulanan ‘biz’ ise kapitalizmin yeni biçimine karşı kendisini savunmak için daha da içine kapanmıştır. ‘Biz’ duygusunun ve daha güçlü karakter hissinin yaşanabileceği bu yapıları Sennett cemaatler olarak tanımlamaktadır. Ancak buradaki sorun cemaatlerin radikalleşmesi ve şiddet eylemlerini benimsemesi sorunudur. Kurgulanmış cemaat yapıları bir yandan bireylerin sığınabilecekleri adacıklar halini alırken bir yandan da sunduğu ideolojiler ile cemaate/örgüte/komüne özgü değerleri bireye sunmaktadır. Bu durum Batı ülkelerinde ötekileştirilmiş genç kuşakların IŞİD gibi terör örgütlerine katılımlarında açıklayıcı bir yaklaşım sunmaktadır.

Kapitalizmin bireye sunduğu diğer bir çelişki ise mahrem duygular dünyasının sınırlarını yitirmesidir. İnsanın iç dünyasını yansıtan mahrem yaşam ile evin dışındaki alanı temsin eden kamusal alan arasında bir belirsizlik ve çatışmada yaşanmaya başlamıştır. Sennett’e göre geçtiğimiz yüzyıl içerisinde kapitalizmin dişlileri arasında sıkışan insanlar kendi içlerine, kabuklarına, aileye çekilerek baş etmeye çalışmıştır. Kamusal alanın çöküşü ile birlikte kamusal alandan çekilen insanlar, kendilerini çatışma üzerinden temellenmiş toplulukların toplumsal kimlikleri üzerinden ifade etmeye başlamışlardır (Sennett, 2010). Sennett’e göre bu durum mahrem toplumun gelişmesi ile sonuçlanmıştır. Mahrem toplum, müzakereyi reddeden ve yabancıları sürekli temizlemeye çalışan bir biçim almaya başladı ve sonuç olarak ötekilerden uzaklaşan, suskunluğa sığınan, duygularını belli etmekten kaygı duyan bir kollektivite ile birey farklı kimlikler içerisinde kendisini sunmaktadır (Sennett, 2010).



Bu bağlamda mahrem alan içerisine sıkışmış, kendi kabuklarına çekilmiş insanların, ötekilerden uzaklaşan, müzakereyi reddeden ve yabancılara karşı düşmanca hareket eden biçimleri alması sonucu daha da radikalleşmesi bireyi şiddete yönlendirebilmektedir. IŞİD ve El-Nusra gibi örgütlere katıldım da bölgede yaşayan insanların yıllardır yaşanan savaşlar ve bu savaşlarda bir yakınını kaybeden ya da bizzat şiddete maruz kalmaları etkili olmaktadır (Cengil ve Aydın, 2014).

SONUÇ


Kaynağı yalnızca toplumsalın içerisinde gizli olmayan terör ve terörizm olgularını açıklamakta disiplinler arası bir bakış sergileyerek olguyu, nedenleri ve ilişki ağlarını açıklamakta güç kazandırmaktadır. Aynı zamanda salt bir bilimsel yaklaşım içerisinde olaylara yaklaşmak araştırmacılar için indirgemeci bir tutum sergileyerek olayın diğer nedenlerini görmesini engellemektedir.

IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerine katılan bireylerde “Elit, öncü bir Müslüman” olmanın gururunu yaşamak (Cambanis, 2014) ve İslam’ı, inanmayanlara karşı; Sünni İslamı da Şiilere karşı koruma duygusu (Abdo vd, 2016) birer motivasyon kaynağı olmaktadır. ‘Değersiz’, hayatları içerisinde ‘anlamlı’ bir amacı gerçekleştirme ideali bu anlamda bireylerin motivasyonunu arttırmaktadır. Batılı dünyada ötekileştirilmiş ve yabancılaştırılmış kuşaklar için bu örgütler grup aidiyeti (çoğu yabancı terörist savaşçı grup olarak hareket etmektedir) hissini yaşayabilecekleri alanlardır (Stern ve Berger, 2015). Çünkü bu alanlar gerçek veya algılanan mağduriyetlere karşılık olarak rövanş alma duygusunun tatmini için fırsat sunmaktadır. Ülkelerinin veya kendilerinin kötü durumlarının sorumluları olarak gördükleri kesime karşı tepkilerini de yine bu alanda vermektedirler.

Modern dünyanın tüm imkânlarını kullanarak ideolojik anlamlarını potansiyel elemanlarına taşıyan bu örgütler, değişimlerde hızlı uyum sağlamaktadırlar. Öğrenen bir sistem olarak propaganda aygıtlarını aktif etmekte başarılı oldukları söylenebilir. Gerek Ortadoğu içerisinden katılan geleneksel özelliklere sahip kuşaklar ile Batılı dünyada yaşayan ve Batı ile Doğu arasında sıkışmış genç kuşaklar için bu örgütler bazen ergen asiliği ve sıkıntılarından kaynaklanan sebeplerden bir arınma alanı bazen de sıcak ilişkilerin yaşandığı ağlar kurabilecekleri alanlar halini alabilmektedir. Bu ise kabul edilebilir ideolojiler ile inşa edilebilir. İslami fundamantalizmin yanı sıra araçsallaştırılmış ideolojilerde bu amaca hizmet edebilmektedir.

Ek olarak El Nusra sosyal desteğini güçlendirmek için, ele geçirdiği yerlerde özellikle, halkın ihtiyaçlarını gözetmeye çalışarak onların desteğini almaya çalışmaktadır. Aslında El Nusra’ya gönül bağı olmayan insanlar da özellikle kısa vadeli ihtiyaçlarını gideren bu örgüte karşı bir sempati beslemiş olmaktadır. Bu bağlamda Halep’te yaşanan çatışmalarda halkın ihtiyaçlarını karşılamak için fırınları açık tutması şeriat kurallarını dayatmaması, IŞİD’in Halep’teki çatışmalarda halkı mahrum etmesi ve şeriat kurallarını dayatarak tepki çekmesinin tam aksine olarak gösterilebilir (Turner, 2015). IŞİD de sosyal sermayenin öneminden habersiz değildir. Bu nedenle örgütün sözcüsü Şeyh Ebu Muhammmed El-Adnani bu açıdan yanlış yaptıklarını belirterek özür dilemiştir.

IŞİD çok kısa süre içerisinde bir toprak parçasını ele geçirip orayı yönetmek gibi bir projeye girişmiştir. Bu bir başarı hikâyesi olarak görülmüş ve eleman temininde El Nusra’dan çok daha avantajlı olmuştur. Özetle, örgütün kısa süre içerisinde büyümesi bir başarı vaadi sunmuştur.

IŞİD ve El Nusra örgütleri aynı ideolojiyi paylaşmalarına rağmen farklı yöntemleri benimseyerek kendi hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. İkisi arasındaki temel fark beslendikleri sosyal zemine ve hedef olarak belirdikleri sosyal zemine karşı olan tutumlarıdır. Bu örgütlerler yapılan mücadelede askeri bakış açısının aynında sosyolojik bir perspektif de gereklidir. Selefi ideolojiye sahip bu örgütlerin Suriye’deki faaliyetlerinin engellenmesi ile sorun çözülmeyecektir. İstikrarsızlığın hakim olduğu farklı coğrafyalara mobilize olacak olan gruplar vasıtasıyla eylemler devam edecektir. Bunun da ötesinde yakın zamanda Paris ve Brüksel örneklerinde olduğu gibi Batılı kurumsal yapısı sağlam ülkelerde de eylem yapabileceklerdir. Her iki örgüt de askeri olarak bitirilebilir. Ancak bu örgütleri besleyen sosyal zemin kurutulmadığı sürece bunlarla yapılan mücadelede sonuç alınamayacaktır.

KAYNAKLAR

ABDO, G., DEBORAH , A., ASLAN, R., GAUSE III , F., HOFFMAN, B., ve NASR, V. (2016). The Sunni-Shia Divide. Washington : C.F.R.

ADNAN, E. (2014, Aralık 25). Interview with Official of Jabhat al-Nusra, Syria’s Islamist Militia Group. (R. Abouzeid, Röportaj Yapan) TIME.

AL-GOLANİ, A. M. (2015, Mayıs 28). Nusra leader: Our mission is to defeat Syrian regime. (A. Jazeera, Röportaj Yapan).

ANDERSON, B. (1983). Imagined Communities: Reflections On The Origin And Spread Of Nationalism. Londra: Verso.

BAUMAN, Z. (1997). Küreselleşme, Toplumsalın Sonuçları. (Çev: Abdullah Yılmaz), İstanbul: Ayrıntı Yayınları

BİLGİN, N. (2001). İnsan İlişkileri ve Kimlik. İstanbul: Sistem Yayınları.

BİLGİN, N. (2007). Kimlik İnşası. İzmir: Aşina Kitaplar

BOZARSLAN, H. (2013). Ortadoğu’nun Siyasal Sosyolojisi: Arap İsyanlarından Önce Ve Sonra. Çev.: Melike Işık Durmaz, İstanbul: İletişim Yayınları.

BYMAN, D. L. (2012). Breaking the Bonds between Al-Qa’ida and Its Affiliate Organizations. Washington: Brookings.

CAFARELLA, J. (2014). Jabhat Al-Nusar in Syria an Islamic Emirate for Al-Qaeda. Washington: Institute for the Study of War.

CAFARELLA, J., GAMBHİR, H., ve ZİMMERMAN, K. (2016). Jabhat Al Nusra And Isıs: Sources Of Strength. Washington: Institute for the Study of War.

CALHOUN, C. (1994). Social Theory And The Politics Of Identity. Oxford: Blackwell.

CAMBANİS, T. (2014, Haziran 29). The Surprising Appeal of ISIS. Boston: Boston Globe.

CASTELLS, M. (2008). Kimliğin Gücü. (Çev. Ebru Kılıç), İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

CENGİL, M. ve AYDIN, A. R. (2014). IŞİD (Irak Şam İslam Devleti): Psikopolitik ve Teolojik Bir Değerlendirme. Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6, 51-63

DEMİR, H. (2014). Selefiler ve Selefi Hareketi Işid Ne Kadar Sünnidir? Ankara: 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü.

EAGLETON, T. (1996). İdeoloji. (Çev: M. Özcan). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

ELLUL, J. (1973). Propaganda:The Formation of Men’s Attitudes. New York: Random House Vintage Books.

GELLNER, E. (1983). Nations And Nationalism. Ithaca, NY: Corneu University Press (Originally Published By Blackwell, Oxford).

GENDRON, A. (2016). The Call to Jihad: Charismatic Preachers and the Internet. Studies in Conflict ve Terrorism, 1-18.

GİDDENS, A. (1991). Modernity And Self-İdentity: Self And Society İn The Late Modem Age. Cambridge: Polity Press.

GOFFMAN, E. (2014). Damga. Ankara: Heretik Yayıncılık.

GROUP, C. E. (2016). ISIS . New York: Counter Extremist Project.

GÜVENÇ, B. (1993). Türk Kimliği. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları

HUSSAİN, G., ve SALTMAN, E. M. (2014). Jihad Trending:A Comprehensive Analysis of Online Extremism and How to Counter it. Londra: Quilliam.

JOSCELYN, T. (2014). Head of al Qaeda ‘Victory Committee'. Washington: The Long War Journal.

KAGAN, F. W., KAGAN, K., CAFARELLA, J., GAMBHİR, H., ve ZİMMERMAN, K. (2016). Al Qaeda And Isıs: Exıstentıal Threats To The U.S. And Europe. Washington: Institute for the Study of War.

KAPLAN, J. (2008). Terrorism’s Fifth Wave: A Theory, a Conundrum and a Dilemma. Perspectives on Terrorism, 2(2), 12-24 .

KEPEL, G. (2002). Jihad: The Trail Of Political Islam. Cambridge, MA: Harvard University Press.

KHOSROKHAVAR, F. ( 1995) "Le Quasi-İndividu: De La Nfocommunaute A La Necrocommunaute," Dubet And Wieviorka (Der.), .ss. 235-56.

KYDD, A. H., ve WALTER, B. F. (2006). The Strategies of Terrorism. International Security, 31(1), 49-80.

MCLELLAN, D. (2009). İdeoloji. (Çev. Barış Yıldırım). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

NOMAN, B., ve BLAKE, R. (2014). Jabhat al-Nusra A Strategic Briefing. Londra: Quilliam.

NOVENARİO, C. M. (2016). Differentiating Al Qaeda and the Islamic State Through Strategies Publicized in Jihadist Magazines. Studies in Conflict ve Terrorism, 1-15.

PROJECT, G. T. (2015). Nusra Front. New York: The Counter Extremism Project.

RAPOPORT, D. C. (2004). The Four Waves of Modern Terrorism. A. K. Cronin, ve M. L. James içinde, Attacking Terrorism Elements of a Grand Strategy (s. 46-73). Washington: Georgetown University Press.

SCHAKE, K. (2014, Haziran 9). ISIS is Winning. Foreign Policy.

SENNETT, R. (2008). Karakter Aşınması. (Çev.: Barış Yıldırım). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

SENNETT, R. (2010). Kamusal İnsanın Çöküşü. (Çev.: Durak, S. ve Yılmaz, A.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

SİMMONS, K., ve GUBASH, C. (2015, Haziran 27). Captured ISIS Fighter: Joining Extremists in Syria Ruined My Life. NBC News.

SİSK, T. D. (1992). Islam And Democracy: Religion, Politics, And Power İn The Middle East. Washington, DC: United States Institute Of Peace Press.

SMİTH, A. (2002). Küresel Çağda Milletler Ve Milliyetçilik. (Çev: D. Kömürcü). İstanbul: Everest Yayınları.

STERN , J., ve BERGER, J. (2015). ISIS and the Foreign-Fighter Phenomenon. Washington: The Atlantic.

TURNER, J. (2015). Strategic differences: Al Qaeda's Split with the Islamic State of Iraq and al-Sham. Small Wars ve Insurgencies, 26(2), 208–225.

UN, R. (2014). The Islamic State in Iraq and the levant and the Al-Nusrah Front for the people of the levant: Report and recommendations submitted pursuant to resolution 2170. New York: BM.

VİNCENT, A. (2006). Modern Politik İdeolojiler. (Çev.: Arzu Tüfekçi). İstanbul: Paradigma Yayıncılık.

WİNTER, C. (2015). The Virtual ‘Caliphate’: Understanding Islamic State’s Propaganda Strategy. Londra: Quilliam.



ZELİN, A. Y. (2013). Al-Qaeda in Syria: A Closer Look at ISIS. Washington : Washington Institute.

* Kara Harp Okulu, Bölgesel Dil ve İlişkiler Ana Bilim Dalı, iyasar@kho.edu.tr

** Kara Harp Okulu, serdem@kho.edu.tr

*** Kara Harp Okulu, Sosyoloji Bölümü, zuzun@kho.edu.tr

1 Kaplan aslında beşinci terör dalgasının öncülerini Kamboçya’daki Kızıl Kımerler ve Uganda orjinli Lord’s Resistance Army olarak görmektedir.

2 Yıpratma: Kendilerinin istediklerini şiddetle birlikte zorla yaptırıldıklarına işaret eder. Gözdağı Verme: Kendilerinin gücünü ve yerel/resmi hükümetlerin acziyetini ortaya koyma kast ediliyor. Provokasyon: Yaptığı eylemlerle orantısız tepki toplamayı ve böylece yandaş toplamayı kast ediliyor. Bozma: Ilımlı olanların zayıflığını ortaya koyarak çözüm yollarını bozma kast ediliyor. Artırma: Haklı olduklarını öne çıkarmak için militanların ölüm hikâyelerini kahramanlaştırarak eleman teminini kolaylaştırma kast ediliyor.


Yüklə 143,55 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin