İSLAM DÜNYASINDA AHLÂKÎ TEMELLERE DAYANMAYAN DİNDARLIK PROBLEMİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
DİN – AHLÂK
Öğrenci: Zahide Elif ATASEVEN1
Danışman: Neriman ÇATMA2
Okul: Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi
Özet
Din ve ahlâk ilk bakışta farklı amaçlara hizmet ediyor gibi gözükse de ikisi aynı temelin taşlarıdır. Bu temel taşları, uyum içerisinde hareket edip insanlarla olan ilişkilerimizi düzenlemezse içinde bulunduğumuz ahlâklılık ya da dindarlık meziyetinde bir bozukluk olduğu düşünülür. Asrımızda ahlâkî zeminler üzerine kurulmayan dindarlığın olumsuz yansımaları görülmektedir. Zaman zaman dindar insanların ahlâksızca davranışlar sergilediğini görmekteyiz. Burada ifade edilmesi gereken husus, gerçek bir dindar olmak için önce ahlâklı ve erdemli davranışlara sahip bir insan olmak gerekliliğidir. İyi ve ahlâklı bir insan olmadan iyi bir dindar olmak mümkün değildir. Bu makale, öncelikle dinîn ve ahlâkın insan hayatındaki yeri ve önemini açıklayarak ahlâkî temellere dayanan bir Müslümanlık modeli çizecektir ve gerçek dindarlığın ahlâk temelleri üzerinde olabileceğini ortaya koyacaktır. Ardından İslam dünyasının içine düştüğü siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntıların temelinde, ahlâkî temele dayanmayan dindarlık probleminden yola çıkarak çözüm yollarını işaret etmeyi amaçlamaktadır.
Dostları ilə paylaş: |