İslam öncesi Arap Yarımadasına bakış (bölgeleri, burada yaşamış devletler ve dinler)



Yüklə 227,09 Kb.
səhifə5/5
tarix29.08.2018
ölçüsü227,09 Kb.
#75838
1   2   3   4   5

Yezid b. Abdülmelik Dönemi

Ömer b. Abdülaziz’in vefatından sonra idare Yezid b. Abdülmelik’e (II.Yezid’e) geçmiştir. II. Yezid, dini hassasiyetlerden tamamen uzak, sarayı eğlence meclisine çeviren bir devlet başkanı olmuştur. Hatta Cuma namazlarını kıldırmak için dahi halkın içine çıkmamış, bu görevi kardeşi Mesleme b. Abdülmelik’e ifa ettirmiştir. Ömer b. Abdülaziz döneminde sarayın yanına dahi yaklaşamayanlar yeni halifenin dostları oluvermişlerdir. Devlet başkanın en yakın dostları ise Habbabe ve Sellame adlı iki şarkıcı cariyedir. Bu iki kadın devlet yönetiminde halifeyi etkileri altına almışlar, valilerin azil ve tayinlerinde belirleyici rol oynamışlardır. II. Yezid bu kadınlara o kadar bağlıdır ki Habbabe’nin ölümü sebebiyle hastalandığı ve bu yüzden öldüğü rivayet edilir.



II. Yezid’in İcraatları

  • Mevaliden cizye ve haraç alınmaya yeniden başlanmıştır.

  • Kendisi saray eğlencelerine dalmış iken halkı mal düşkünü valilerin eline bırakmıştır.

  • Devlet yönetiminde kabile asabiyeti yeniden etkin hale gelmiştir.

  • Daha önce Yemeni siyaset takip eden Süleyman b. Abdülmelik’in aksine yeni dönemde sadece Kaysileri dikkate alan bir yönetim anlayışı benimsemiştir. Bu siyasetin ilk adımı da Ömer b. Abdülaziz’in valilerini azletmek olmuştur.

  • Emeviler döneminde Yezid b. Abdülmelik’in Kaysiliği öne çıkran ve Yemenileri yönetimden tamamen dışlayan politikası Irak’ta Mühelleb el-Ezdi isyanının çıkmasının sebebi olmuştur. Bu isyana Arapların yanı sıra yönetime kin besleyen büyük miktarda Mevali de iştirak etmiştir. Halifenin kardeşi Mesleme komutanlığındaki büyük bir ordu tarafından isyan bastırmıştır. II. Yezid isyandan sonra Irak’a Yemenlilere düşmanlılığı ile bilinen Kaysi Ömer b. Hübeyre’yi vali tayin etmiş ve Yemenilere kötü muamelede bulunulmuştur. II. Yezid’in bu uygulamaları halkın huzurunu bozduğu gibi idareye olan güveni de derinden sarsmıştır. Emevi asrında Süleyman bin Abdülmelik ve II. Yezid dönemlerinde önce kaysi sonra yemeni kabilelere bizzat devlet eliyle yapılan baskı ve zulümler, devletin temel unsuru olan Adnan ve Kahtan soylarının birbirlerini olan düşmanlıklarının daha da derinleşmesine sebep olmuştur. Devlet başkanının da müdahil olduğu kabile mücadeleleri sebebiyle fetih hareketlerine ara verilmek zorunda kalınmıştır.

  • Öte yandan hariciler idarenin yönetim anlayışından rahatsız olmuş ve isyan başlatmışlardır. Mesleme, haricileri etkisiz hale getirmeye çalışmıştır. Bu gruplar isyanları ile yönetimi uzun süre meşgul etmişlerdir. II. Yezid döneminde Mevaliye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmaya başlanmışt ve onlardan tekrar Cizye alınmaya başlanmıştır. Bu uygulamalardan rahatsız olan Berberiler de Kuzey Afrika’da isyan çıkarmışlar ve tayin edilen valiyi öldürmüşlerdir.

II. Yezid Dönemi Fetih Hareketleri

Bu dönemde meydana gelen dâhili problemler sebebiyle fetih hareketleri sekteye uğramıştır. Ancak önceden ele geçirilmiş olan toprakların bir kısmının elden çıkması engellenmiştir. Daha fazla toprak kaybının önüne geçilebilmesi için muhtelif bölgelere seferler düzenlenmiştir. Bunlar Maveraünnehir, Hazar bölgesi, Anadolu ve Endülüs topraklarıdır. Anadolu seferleri; Bizans’ı taciz amaçlı saldırıların ötesine geçememiştir. Kuzey Afrika ve Endülüs’te de askeri faaliyetler düşük yoğunlukta devam etmiştir. Sicilya adasını hedef alan ilk sefer gerçekleştirilmiştir. Endülüs’te ise vali Semh b. Malik, bölgenin en önemli merkezi kabul edilen Tulus şehrini kuşatmıştır. Ancak Müslümanlar burada mağlup olmuşlardır.



15. Hafta: Hişam b. Abdülmelik Dönemi

Hişam b. Abdülmelik dönemi Emevilerde iç karışıkların sosyal hayata hâkim olduğu bir dönemdir. Arap kabileleri arasında kelbilik–kaysilik mücadelesi hız kazanmıştır. Dolayısıyla onun dönemi devlet içinde bozulmuş olan dengeleri yeniden sağlama girişimlerine sahne olmuştur. İlk icraatı iktidar mücadelelerin merkezi olan başkent Şam’ı terk ederek Rusafeyi yönetim merkezi haline getirmesi olmuştur.



Hişam bin Abdülmelik’in Yönetim Anlayışı

Hişam, yönetimde Kelbi veya Kaysi asabiyetini denge de tutmaya çalışmış, ancak bunda başarılı olamamıştır. Hişam’ın kabileler arasında denge sağlama siyasetinin ilk adımı Yemeniler’e yaptığı baskılarla onların devlete düşman haline gelmelerine sebebiyet veren Kaysi vali Ömer bin Hubeyre’yi azlederek yerine Halit bin Abdullah El-Kasri’yi görevlendirmesi olmuştur. Halife Irak’taki kabile ateşini nispeten söndürmüştür. Vali tayinin de hassas davranılması sebebiyle Halid bin Abdullah döneminde Irak ve Horasan da 15 yıl boyunca önemli bir problem yaşanmamıştır. Harici isyanları Şii hareketleri etkisiz hale getirilmiştir. Ancak kabile çekişmelerini tamamen engellemek mümkün olamamıştır.

Hişam’ın kabileciliği dengeleme siyaseti takip etmesi toplumun tansiyonunu nispeten düşürmüştür. Bu durum idarenin kamuoyu desteği ve buna bağlı gücünün daha da artmasına vesile olmuştur. Kaysilerin aşırı baskısından dolayı halife, vali Halid bin Abdullah’ı görevden almak zorunda kalmıştır. Yerine Yusuf bin Ömer es-Sekafi tayin edilmiştir. Böylelikle yönetime küskün olan Kaysilerin gönlü alınmıştır. Hişam aynı yıl Kays kabilesine mensup Nasr bin Seyyar’ı Horasan’ın yönetimine getirmiştir. Bu tayinle Horasan da Yemeni veya Kaysi vali yerine her iki tarafın da razı olabileceği bir idareci tercihi yapılmış ve bu şekilde Horasan’da Kaysi-Yemeni çatışması engellenmeye çalışılmıştır. Son Horasan valisi olan Nasr bölgeyi başarıyla idare etmiştir.



Hişam, Mağrib’de de doğal olarak bölgenin nüfus çokluğuna bakarak Kaysiler lehine politika takip etmiştir. Bölge valisinin ölümünden sonra yerine Kaysi Ubeyde b. Abdurrahman es-Sülemi tayin edilmiştir. Kavmiyetçi bir politika takip eden Ubeyde göreve gelir gelmez Güney Arabistan kökenli bütün bürokratları azletmiş, bazılarını tutuklayarak işkenceye tabi tutmuştur. Bu tutumları nedeniyle vali görevden alınmıştır. Yerine Ubeydullah b. Habbab tayin edilmiştir. O da ırkçı bir politika takip etmiş, hem Kelbileri hem de ülkenin yerli halkı Berberileri yönetime düşman hale getirmiştir. Onun icraatları sebebiyle bölgede pek çok ayaklanma meydana gelmiştir. Haricilerin Kuzey Afrika’ya gelmesiyle birlikte Berberi isyanları dini bir veche de kazanmış, böylelikle bölge önemli bir Haricilik merkezi haline gelmiştir. Netice de Berberiler arasında etkili bir isyan hareketi başlamıştır. Hişam’ın Kaysi asabiyetini teskin amacıyla yaptığı bazı tayinler yönetimi sıkıntıya sokan iki büyük isyanın sebebi olmuştur. Bunlardan birincisi Şii isyanıdır, ikincisi harici isyanıdır.

Hişam b. Abdülmelik yönetimi esnasında ekonomik olarak ülkenin hayatını düzenlemeye çalışmıştır. Sıkı para politikası izlemiştir. Hişam devletin artan harcamalarına kaynak bulmak amacıyla Mevali vergilerini artırmıştır. Bu da Mevalinin yönetime karşı çıkmasına sebep olmuştur. Ömer b. Abdülaziz döneminde üzerlerindeki maddi yükün azaltılmasıyla Müslüman olan Sind Melikleri, Hişam zamanın da vergilerin tekrar eski haline gelmesiyle İslam’ı terk etmişlerdir. Ayrıca geniş çaplı isyanlar çıkarmışlardır. Mevaliye yapılan haksız muamele gerekçesiyle Maveraünnehir’deki Türkler de ayaklanmıştır. İsyanın lideri Haris b. Süreyc’dir. Hareketine dini renk vermek için kendisini mehdi ilan etmiş ve Allah tarafından gönderildiğini ilan etmiştir. Bu isyanı Esed b. Abdullah bastırmış ve Emevilerin son kez Maveraünnehir’de hâkimiyet kurmalarını sağlamıştır.

Hişam b. Abdülmelik’in Dış Politikası

Maveraünnehir: Horasan valisi Müslim b. Said el Kilabi, Taşkent üzerine yürümüş, ancak Türkeş Hakanı Su’lu’nun karşı saldırıya geçtiğini haber alınca ağır kayıplar vererek geri çekilmiştir. Bu mağlubiyet Maveraünnehir üzerinde ki Müslüman hâkimiyetini derinden sarsmıştır. Bu tarihten sonra bölge de psikolojik ve askeri üstünlük Türklerin eline geçmeye başlamıştır. Hişam’ın halifeliğinin son yıllarına doğru Maveraünnehir’deki Arap-Türk mücadelesinde üstünlük yeniden Araplara geçmeye başlamıştır. Bunda en büyük pay Horasan valisi Nasr b. Seyyar’a aittir. Valinin bölgeye askeri zaferlerden ziyade barışçı ve bölgenin farklı etnik unsurlarına saygı gösterme esasına dayalı siyaseti (bölge halkına iyi davranmak, harac miktarların azaltmak gibi) ile bu mümkün olmuştur. Nasr döneminde Emeviler bölgede son kez istikrarı sağlamışlardır.

Kafkasya: Bölgeye çok fazla sayıda seferler düzenlenmiş başarılı olamayan pek çok vali azledilmiştir. En göreve gelen Mervan b. Muhammed ilk karşılaştığı öncü birlikleri mağlup etmiştir. Hazar Hakanı’nın gönderdiği yaklaşık 40 bin kişilik ordu da şehrin önünde mağlup edilmiştir. Bu gelişme üzerine Hakan, Müslümanlardan barış istemek zorunda kalmıştır. Mervan da ancak Hakan’ın Müslüman olmayı kabul ederse barış antlaşmasına razı olacağını bildirmiştir. Teklif kabul edilmiş ve barış yapılmıştır. Böylelikle Hazarlar, Araplar karşısında uzun süre devam ettirdikleri mücadeleyi kaybetmişlerdir. Hicretin 121. yılında Kafkasya üzerine daha büyük bir hücum gerçekleştirilmiştir. Mervan b. Hakem burada pek çok kaleyi ele geçirip halkı cizyeye bağlamıştır.

Anadolu: Hişam b. Abdülmelik Bizans’a karşı seferler düzenlemeye karar verdikten sonra ilk olarak oğlu Muaviye b. Hişam, Meymun b. Mihran ve Mesleme b. Abdülmelik komutasındaki ordular Anadolu topraklarına girmeye başlamışlardır. Mesleme, Kayseri’yi ele geçirmiş. Muviye b. Hişam ise önemli bir Rum kalesini fethetmiştir. Hişam ele geçirilen bazı Anadolu şehirlerine küçük çaplıda olsa Arap ailelerini yerleştirerek bölgede İslamlaşma faaliyetini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu dönemde Kıbrıs’a da akınlar düzenlenmiştir. Hicretin 122. yılında Afyon yakınlarında III. Leon’un oğlu Konstantinos’un ordusuyla karşılaşan Müslümanlar ağır bir yenilgiye uğramışlardır. Özet olarak Hişam dönemindeki Arap taarruzları her ne kadar Bizans devletini belli ölçüde sıkıntıya düşürmüşse de, artık onun varlığını tehdit edecek boyuttan çıkmıştır.

Kuzey Afrika ve Endülüs: Bölgede yoğun şekilde Berberi isyanları başlamıştır. Bölgedeki anlaşmazlılığı gidermek amacıyla İspanya valiliğine getirilen Abdurrahman b. Abdullah el-Gafiki Berberilerin ayaklanmalarını durdurmayı başarmıştır. Abdurrahman daha sonra ordusuyla Fransa topraklarına girerek ülkenin en önemli şehirleri olan Bordo’yu ele geçirmiştir. Müslümanların kuzeydeki Puvati’ye ilerlediklerini haber alan düşman ordusu komutanı Martel, Müslümanlar üzerine yürümüştür. Bu savaşta başkomutan Abdurrahman’ın şehit olmasıyla ordu bozguna uğramıştır. Her iki tarafın da ağır zayiat verdiği savaşta Müslümanların daha çok asker kaybetmesi sebebiyle Hıristiyanlar, kendilerini galip ilan etmişlerdir (Balatü’ş- Şüheda) Poitiers savaşı.

Bu savaş Müslümanların Avrupa içlerine ilerleyişinin durdurulması faaliyeti olarak değerlendirilmiştir. Bundan sonra Endülüs’teki Müslümanlar içine kapanıp kendi meseleleriyle ilgilenmeye başlamışlardır. Diğer taraftan Berberiler bölgenin iktisadi imkânlarından faydalanmada ikinci planda tutuldukları düşüncesiyle, fırsat buldukça isyan etmişlerdir. İsyan merkezleri Kuzey Afrika’dadır. Kuzey Afrika’da Emevi devletinin otoritesi tamamen ortadan kalkmıştır. Endülüs toprakları da merkezi idareden kopuk bir hale gelmiş oldu. Bu dönemde Araplar arasındaki Kabile savaşları başlamıştır.



Hişam b. Abdülmelik’in halifeliği, bütün olumsuzluklara rağmen ülkede bozulmuş bulunan istikrarı belirli derecede geri getirmiştir. Bu sebepledir ki Hişam, Muaviye ve Abdülmelik’ten sonra Emeviler döneminin en büyük devlet adamları arasında sayılır ve onun hilafet yılları Emevi hanedanın üçüncü yükselme dönemi olarak adlandırılır. Emevi devleti onun ölümünden hemen sonra tam bir kargaşa içine girmiş ve kısa içerisinde de yıkılmıştır.

Batı Emevileri (Endülüs)

16. Hafta: FİNAL SINAVI

ABBASİLER (750-1258)
Yüklə 227,09 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin