İslami Açıdan Gençlik Psikolojisi


b. Olumsuz Davranışlar ve Sonuçları Hakkında Bilgilendirmek



Yüklə 1,41 Mb.
səhifə22/38
tarix29.08.2018
ölçüsü1,41 Mb.
#75831
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   38

b. Olumsuz Davranışlar ve Sonuçları Hakkında Bilgilendirmek


Gençlik döneminin özelliklerinden bahsederken, onların deneyim ve tecrübelerinin az oluşundan söz etmiştik. Bu deneyimsizliğin temeli öncelikle hayata dair olan yaşanmışlığın az oluşu, ikinci olarak da, bu çağdaki duygusal, ruhsal ve şehvanî güdülerin karşı konulmaz üstünlüğüdür. İslâm kaynaklarına göre “cehalet” ve “bilgisizlik” yoldan sapmanın, hataya duçar olmanın esas nedenleridir. Bilgisiz ve cahil insan kolaylıkla her türlü çirkinliğe bulaşır. Bu yüzden olumsuz davranış, hata, ahlâksızlık ve suçlar ile savaşta en önemli usullerden biri, bu gibi davranış ve sonuçları hakkında kişiyi bilgilendirmektir. Bu yönde bilgi ve ikazlar, kişiye hususi bir basiret kazandırarak onu, özellikle de genci yoldan çıkmaktan koruyacaktır. Tabiî ki, bu konunun hangi yöntem ve kalıpta gerçekleşeceği de son derece mühimdir. Bu konuda psikolog ve eğitim uzmanlarından yardım almak bir hayli önemlidir.

Bu tarz bilinçlendirme ve bilgi paylaşımının tek başına kişiyi yoldan çıkarabileceği gibi sözler söylenebilir. O yüzden kişi, olumsuz davranışlarda bulunmadıkça, ona böyle bilgilerin verilmesinden kaçınmak gereklidir denilebilir. Misal olarak; zina, eşcinsellik, mastürbasyon vb. gibi diğer cinsel sapkınlıklardan habersiz olan veya genç bir kızın karşı cins ile arkadaşlık yapıp, onlarla sohbet etmesinin veyahut hemcinsi ile bazı yakınlaşmaların bilincinde olmaması gibi örneklerde, bu konu hakkında bilgisi olan bir kişiden daha az tehlike altındadır ve aslında bu gibi bilgilerin kendisi de ergen ve genç için bir tehlike kaynağıdır. Çünkü şahsın bugüne kadar böyle bir konu hakkında hiçbir bilgisi olmamış ve böyle bir davranışta bulunmak belki de aklından dahi geçmemiştir. Ama şimdi, bu dalalete düşürebilecek konular hakkında bilgi sahibi olduğundan, bu tip davranışlarda bulunma olasılığı artmıştır. Özellikle de araştırma ve merak etme ruhunun kişiye hâkim olduğu gençlik evresinde, bu konuları kendi bağımsızlığına halel gelme ihtimaline karşı, ailesi ve büyüklerine bir koz olarak kullanabilir. Buna karşılık, gençlere bu tür davranış ve sonuçları hakkında sağlıklı bilgi vermek ve onları ahlâkî kurallar ile tanıştırmak oldukça müsbet bir harekettir. Hâl böyle olunca da yukarıda değinilen meseleler artık göz ardı edilebilir. Zira günümüz toplumunda ergen ve gençlerin her türlü bilgiye ulaşmaları son derece kolaylaşmış, tabiri caizse gözü, kulağı açılmış durumdadır ve bu bilgiler de onlara yeni bir şeyler öğretmeyecektir!

Peki, öyleyse gerçek nedir ve ne yapılmalıdır? Bize göre insanları hatalardan alıkoymak adına onları bilgilendirmenin işe yararlılığı konusunda hiçbir şüphemiz yoktur. Önemli bir noktayı da unutmamak gerekir ki, eğitim ve terbiyede genel bir reçete yoktur. Bu reçetenin içeriğini karşımızdaki kişinin davranış ve durumu belirler. Dolayısıyla ne herkese, olumsuz fiillere karşı bilgilendirmenin işe yararlığı inkâr edilebilir ne de bu bilgilerin herkes için her zaman ve aynı şekilde verilebileceği savunulabilir. Örneğin; ergen ve gence, laf atmanın ve karşı cinse bakmanın yanlışlığı hakkında bilgi vermek, onun bu tasvip edilmeyen ahlâkdışı konuları öğrenmesine yol açar bahanesiyle bilgi aktarılmaması gibi. Buna mukabil, bazı yanlış eylem ve fiiller karşısında kişiye yanlışa düşmeden önce konu hakkında bilgi vermek gerekmektedir.[1]

Tüm bunların yanı sıra, İslâm kaynaklarına göre bu gibi bilgi ve uyarılar ergen ve gence yumuşak ve dolaylı ve tatlı bir dille anlatılmalıdır. Bunlara en iyi örneği Yusuf suresinden verebiliriz.



[1]      Bu konuya örnek olarak Kur’an-ı Kerim’de yer alan ve Yusuf suresinin 23. ayet-i kerimesinde geçen “Yusuf’un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murad almak istedi ve kapıları kilitleyip: “Haydi gelsene!” dedi.” Bu bölümde, olay üstü örtülü bir şekilde anlatılmıştır.

c. Yoldan Çıkmışların Oyun ve Hilelerine Karşı Bilinçlendirmek


Bundan önce, ergenlik ve gençlik dönemlerinde duyguların ağır basıp, aklın önüne geçtiği ve gençlerin hayat deneyimsizliklerinden bahsedilmişti. Bu eksiklikler, kişinin olayların gerçek boyutlarını ve bunların onu da ilgilendiren sonuçlarını görememesine neden olmaktadır. Ayrıca tüm bunlar, kendi geleceği ile ilgili açık bir görüntü edinebilmesini engellemektedir. İşte bu deneyimsizlik, ergen ve gencin kişi ve gruplara oldukça kolay kanmasına, özellikle de ailevî ve toplumsal faktörler bu ortamın vuku bulması için uygunsa yol açmaktadır.. Örneğin; aile ve arkadaş çevresi genci yeterince derk edip, anlamıyorsa genç, kolaylıkla kendini iyi niyetli gösterip, ancak, aslında onu istismar etme peşinde olan kişilere bağlanabilir. Bu gibi kişiler ilk başta kendilerinin iyi niyetli, gencin geleceğini düşünen ve ona karşı en ufak bir art niyet beslemeyen kişiler olarak tanıtırlar ve sanki kişiye güzel bir gelecek sunmak için çalışıyormuş izlenimi uyandırırlar. Bu gibi oyun ve sahtekârlıklarla gence hayatı ve konumlarını güllük gülistanlık gibi gösterip, onu uçuruma sürüklerler. Suça bulaşmış çocuk ve gençlerin hikâyelerine bakıldığında, bu kişilere nasıl kandıkları ve onların oyunları yüzünden nasıl suç dünyasına itildiklerini rahatlıkla görebiliriz. Unutulmamalıdır ki, eğitmenlerin ikazları büyük ölçüde gençleri bu tehlikelerden korumaktadır. Tabiî ki, bu da yalın hâliyle bunları önlemek için yeterli bir yol değildir. Fakat bu ikazlar, gençlerin ruhunda aynı bir alarm gibidir ve gençlere bilgi ve doğru bir bakış açısı sağlar. İşte bu yüzden yoldan sapmaların önünü almak için etkili bir silahtır.

Açıkçası, ikaz eden kişi genç tarafından ne kadar sevilip sayılıyorsa, bu ikaz daha etkili olup, daha bir kabul görecektir. Başka bir deyimle, aile ve eğitmenlerin ikaz ve uyarılarının işe yararlılığı önceden kurulmuş duygusal müsbet ilişkilerin sıkılığına bağlıdır. Ama maalesef bu duygusal ve ruhsal ilişkinin yoksunluğuna bağlı olarak, genelde bu gibi ikazlar boşa giden bir avuç lafın ötesine geçememektedir.

Sapkın ve batıl yol üzere olan kişilerin oyunlarını açığa çıkarıp, onların yapmak istedikleri hakkında gençleri uyarmak; emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker’e yerinde bir örnektir ve bu, ergen ve gençlerin yanlış yola sapmasına engel olmak demektir. Ebu Basir, İmam Cafer-i Sâdık veya İmam Muhammed Bâkır’dan naklettiği bir rivayette bu konuya değinmiştir.

“Lût’u da gönderdik. Toplumuna şöyle demişti o: “Öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki, sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır.”[1]

İmam (a.s.), Lut Kavmi’nin nasıl yokluğa doğru sürüklendiği ve Şeytanın bu kavime mensup insanları ne şekilde kandırdığından bahseden yukarıdaki ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle buyurmuştur;

“Şeytan, hoş ve cezbedici bir simayla onların gençlerine gitti (bu nokta en iyi başlangıcın gençler olduğunu ve bunun için gençlerin beğendiği stil ve tarzların kullanıldığını görülmektedir) ve gençlerden onunla birlikte olmalarını istedi. Bu şehvani zevki onlara tattırdıktan sonra onları birbirleriyle ilişkiye itti. En başta nefsini korumayı başarmış ve kendisini cinsel eziyetlere maruz bırakmayan genç, şimdi cinsel doyuma ulaşmak adına kendine bu eziyeti reva görmeye başlamıştı. İşte böylece eşcinsellik Lut kavmi arasında yayılmaya başladı.”[2]



[1]      Ankebut/28.

[2]      Sadûk, Muhammed bin Ali, İlelu’ş-Şerâi, C. 2.


Yüklə 1,41 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin