İslami Açıdan Gençlik Psikolojisi


b. Yaşlıların Deneyim ve Tecrübelerinden Faydalanmanın Öğretilmesi



Yüklə 1,41 Mb.
səhifə25/38
tarix29.08.2018
ölçüsü1,41 Mb.
#75831
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   38

b. Yaşlıların Deneyim ve Tecrübelerinden Faydalanmanın Öğretilmesi


Gençler, fiziksel güç ve enerjilerinin had safhada olduğu bu dönemde şu yıkımı büyük olan düşünceye kapılmaktadırlar; her işin çözümü, fiziksel güç ile mümkündür. Ama onlara bu gücü etkin kılan faktörün düşünce ve fikir olduğunu ve bu deneyim ve düşüncenin yaşlılarda mevcut olduğunu anlatmak gerekiyor. İmam Ali (a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Benim için yaşlının görüşü, gencin çare bulmasından daha değerlidir.”[1] 



[1]      Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru’l-Envâr, C. 75, s. 105.

 

c. Büyüklerin Davranışlarından Örnek Alınmasının Öğretilmesi


Eğer insanoğlunun özelliklerinden birisini “örnek almak” olarak değerlendirirsek, yanlış bir şey söylememiş oluruz. Her insan hayatının farklı evrelerinde örnek alabileceği şahısları arar. Örnek almak, ister bilinçli, ister bilinçsiz olsun insan ömrü ve hayatında paralel olarak cereyan eder. Bu davranış psikolojisinin, mükemmele ulaşma ve üstün olma duygusundan kaynaklandığı ve bu duyguların da daimi oldukları bilindiğine göre, o zaman örnek almak da devamlılık arz eden bir durumdur. Bu yüzden doğru örnekleri bulup, çocuk ve gence sunmanın önemi gençlik dönemindeki çok etkilenmede saklıdır. Bu yaşlarda doğru kişi ve örnekler ile karşılaşmak, kişiye olumlu bir terbiye kazandırarak, onu iyilik ve kemale doğru yönlendirecektir. Bu dönemdeki olumsuz örnekler ise kişiliği kötü yönde etkileyecektir.

Buradaki sorun, bu örneklerin hangi yaş grubuna ait olması gerektiğidir. Açıktır ki bu örneklerin birçoğunun şahsın kendi etrafında yaşayan büyüklerde araması gerekiyor. Elbette kendi akranlarını da örnek alabilirler, ama onlar da kendi büyüklerini örnek almaktadırlar. Mademki büyükler, gençlerin örnek aldıkları kişilerdir, öyleyse büyüklerin dikkatini ister istemez üstlendikleri bu rollerine çekmek gerekir. Bunun yanında ergen ve gençleri de doğru ve olumlu davranışsal örneklere yöneltmek icap etmektedir. Bir kişinin her konuda iyi bir örnek olamadığını da düşündüğümüz zaman o şahsın bir veya birkaç konuda örnek olabileceği ortaya çıkmaktadır. Örneğin ağırbaşlı ve ciddi olma konusunda gençlere örnek sunmak gerekirken, hızlı ve çevik olma konusunda gencin kendisi buna en iyi örnektir. İmam Ali (a.s.) şöyle buyurur:

“Benim için yaşlının ağırbaşlı olması, gencin neşeli olmasından daha yeğdir.”[1]

Bu yüzden gençlerin yaşlıları örnek almaları doğru bir davranış iken, yaşlıların gençleri örnek alıp, gençlik evresi davranışlarında bulunmaları, meselâ onlar gibi modayı takip etmeleri, makyaj yapmaları vs. hiç de uygun değildir. Allah’ın Resulü şöyle buyurur:

“Sizin en iyi gençleriniz kendilerini yaşlılara benzetenlerdir ve en kötü yaşlılarınız ise kendilerini gençlere benzetenlerdir.”[2] 

[1]      Amedî, Abdulvahid; Gureru’l-Hikem, C. 6, s. 231, Hadis No 10099.

[2]      Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu’l-A’mâl, C. 15, s 776.

3. Toplumsal Olaylara Karşı Bilinçli Bakış Açısı Kazandırmak


Gençlerdeki bağımsızlık ruhu, kendini gösterme ve kişiliğini sergileme arzusu, onların sosyal ve siyasal kişi ve gruplarla ilişki kurmasına neden olmaktadır; özellikle de gencin gelecek ve yarınları bu kişi ve gruplarla işbirliği içinde olduğunda sağlanacaksa böyledir. Öte yandan bütün siyasî, toplumsal ve kültürel cereyanlar, öncelikle gençleri cezbetmeyi amaçlar. Bu da gençlik enerjisi ve gücünden yararlanmak içindir. İslâm tarihi incelendiğinde Peygamber Efendimizin (s.a.a.) İlâhî davetine ilk “Lebbeyk Ya Resullah!” (emret, buyur ya Resulallah) diyen, hatta anne ve babalarına dahi karşı gelerek Muhammed’in (s.a.a.) safına katılanlar gençler olmuşlardır.[1] Allah’ın Resulü de (s.a.a.) bu noktayı şöyle yorumlar:

“Benimle sözleşip, dediklerimi kabul edenler gençlerdi ama bunun aksine yaşlılar ve büyükler benim en büyük muhaliflerim oldular.”[2]

Yine İslâm tarihinde bu olaya emsal teşkil edebilecek bir örnek göze çarpmaktadır; Kureyş’in büyükleri Hz. Muhammed’in durumunun böyle olduğunu görünce Ebu Talib’in yanına giderek iğneleyen bir dille şöyle dediler:

“Senin kardeşinin oğlu, bizim tanrılarımıza hakaret etti ve gençlerimizi doğru yoldan saptırdı ve aramıza nifak tohumları sokup, bizi ikiye böldü.”[3]

Toplum içerisinde yapılacak olumlu ya da olumsuz her türlü değişiklik, gençlerin işbirliği ile mümkün olmaktadır. Toplumun terakki ve ilerleyişi gençlerin sayesinde vuku buluyorsa, yine aynı toplumun yok olmaya sürüklenmesi ve dağılıp gitmesi de gençler eli ile olmaktadır. Bu konuya en iyi örnek Endülüs, bir diğer adıyla İspanya hikâyesi ile verilebilir. Hiç şüphesiz bu hikâye tüm Müslüman ve eğitimciler için ibret alınması gereken bir olaydır. Şehit Murtaza Mutahharri bu konuya şöyle değinmiştir:

“Hrıstiyanlar, İspanya’yı Müslümanların elinden savaşmaksızın kurtarmak için ilk önce Müslüman gençlerin ahlâk ve psikolojilerini bozma yolunu seçtiler. Bunun için de rahatça gönül eğlendirebilecekleri mekânlar kurup, ahlâksızlığa götürecek nice oyunlara başvurdular. Hatta bu yolda o kadar başarılı oldular ki, Endülüs, İslâm devletinin hükümet yetkililerini dahi baştan çıkartıp, onları da kirlettiler. Bunun sonucunda Müslümanların irade, iman ve pak duygularını yok ettiler. Onları zayıf ve iradesiz insanlara dönüştürdüler.”[4]

Bu yüzden gençlere verilecek temel öğretilerden birisi siyasî, kültürel ve toplumsal olaylar hakkında bilgi edinmeleri ve onlara bu akım ve kişilere karşı doğru, bilinçli bir bakış açısını kazandırmak olmalıdır. İslâmî kaynaklarında bu tür öğretilerden çokça söz edilmiştir. Örneğin İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) şöyle buyurmaktadır:

“Ey gençler! Takvalı olun, zalimlerin etrafında dolaşmayın. Onları kendi hâllerine bırakın ki riyasetten, güçten düşsünler. Bu kişilere kendinize Allah yerine arkadaş olarak seçmeyin. Allah’a and olsun biz sizin için onlardan daha hayırlıyız.”[5]

Siyasî olaylar hakkında gençleri bilgilendirmek, özellikle de siyasî grupların İslâm öğretilerini kullanıp, gençlerin din duygularından faydalanarak kendi ideolojilerini daha da güçlendirmemeleri adına bir zarurettir. İslâm’ın ilk yıllarında bu oyunu tezgâhlayan Hariciler ve Mürciye adlı bazı gruplar vardı. Dinin kanaat önderleri, bu gençleri bilgilendirmek ve bu vesileyle ailelerine de, İslâmî öğretilerini doğru anlatmayı ilke edinerek bu fikirsel ve sapkın gruplara inanmayı engelleyip etkisiz hâle getirmeyi amaçlamıştır. İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) şöyle buyurmaktadır:

“Mürcie[6] gençlerimize gelip, onları kandırmadan önce, bizim hadis ve sözlerimizi doğru anlatın.”[7]

İmam Cafer-i Sâdık (a.s.), anne ve babaları Mürcie tarafından gelecek tehlikelere karşında uyarmış ve şöyle buyurmuştur:

“Bu aşırıcıların, gençleriniz için ne denli tehlikeli olduğunun farkında olun ve gençlerimizi yoldan çıkarmasına izin vermeyin. Çünkü onlar, Allah kulları arasında en kötü olanlarıdır. Allah’ın büyüklüğünü küçük görüp, onun kullarına tanrılık taslarlar.”[8]



[1]      Yarıcı, Züheyr Mustafa; Şebâbun Havle’r-Resul.

[2]      Tenekabunî, Ferid Murtaza; El-Hadis,C. 1, s. 349.

[3]      Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru’l-Envâr, C. 6, s. 343. 

[4]      Mutahharî, Murtaza; Âşina-i bâ Kur’ân, C. 1, s. 64.

[5]      Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru’l-Envâr, C. 24, s. 246. 

[6]      Mürcie; İslâm’ın ilk dönemlerinde III. Halife Osman b. Affan zamanındaki o kargaşalı dönemde ortaya çıkmış sapkın bir ideolojidir. “Kâfirin yaptığı işler nasıl kendisine bir yarar sağlamazsa, müminin işlediği günah da onun imanına halel getirmez.” veya “Eğer birisi (Allah’a şirk koşmak vb.) büyük günahlara duçar olduysa, o kâfir olmamıştır, onun hükmünü ahirette yalnızca Allah verir.” veyahut “Önemli olan inanmak, niyet ve İslâm’dır, yapılan amelin önemi yoktur.” gibi Müslüman kitleleri uyutmayı hedefleyen ve hâli hazırda etkin olup, büyük kitlenin kabullendiği gündelik hayatta önemli etkisi olan tehlikeli bir görüştür. (Mütercimin notu) 

[7]      Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 6, s. 47.

[8]      Tusi, Muhammed b. Hasan, Amal’it Tusi, s. 650, Hadis No 1349.

Yüklə 1,41 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin