Bir atıf notu:
-Peygamberimiz (A.S.M.) nazar-ı nuranîsiyle gayb âlemlerini temaşa etmesi, bak: l194.p.sonu.
2584- “Daha bunlar gibi pek çok sahih ihbarat-ı gaybiye vuku bulmuş. Meşhur kütüb-ü sitte-i sahiha-i hadisiyyede zikredilmiştir ve senetleriyle beyan edilmiştir. Bu risalede beyan edilen vakıatın ekseri, tevatür-ü manevi hükmünde kat’idir, yakinîdirler. Başta Buhari ve Müslim ki, Kur’andan sonra en sahih kitab olduklarını, ehl-i tahkik kabul etmiş. Ve sair Sahih-i Tirmizi, Nesai ve Ebu Davud ve Müsned-i Hakim ve Müsned-i Ahmed ibn-i Hanbel ve Delail-i Beyhakî gibi kitablarda an’anesiyle beyan edilmiştir.
Şimdi ey mülhid-i bîhuş! “Muhammed-i Arabî (A.S.M.) akıllı bir adam idi” deyip geçme. Çünki şu umur-u gaybiyeye dair ihbarat-ı sadıka-i Ahmediye (A.S.M.) iki şıktan hâlî değil; ya diyeceksin ki, o Zat-ı Kudsi’de öyle keskin bir nazar ve geniş bir deha varki, mazi ve müktakbeli ve umum dünyayı görür, bilir ve etraf-ı âlemi ve şark ve garbı temaşa eder bir gözü ve geçmiş ve gelecek bütün zamanları keşfeder bir dehası vardır. Bu hal ise beşerde olamaz; eğer olsa,
Hâlik-ı Âlem tarafından verilmiş bir hârika, bir mevhibe olur. Bu ise, tek başıyla bir mu’cize-i a’zamdır. Veyahut inanacaksın ki: O Zat-ı Mübarek, öyle bir zatın memuru ve şakirdidir ki, her şey onun nazarında ve tasarrufundadır ve bütün envan-i kâinat ve bütün zamanlar, onun taht-ı emrindedir. Defter-i Kebirinde herşey yazılıdır; istediği zaman talebesine bildirir ve gösterir. Demek Muhammed-i Arabî Aleyhissalatü Vesselâm, Üstad-ı Ezelî’sinden ders alır, öyle ders verir.” (M.110)
Dostları ilə paylaş: |