İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə818/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   814   815   816   817   818   819   820   821   ...   1221
2762- qqMÜTEAHHİRÎN w: Son zamanlarda gelenler ve yeti­şenler. (Büyük allameler hakkında söylenir.) (Bak: Selef-i Salihîn)

Bir atıf notu:

-Müteahhirîn ülemasının başlangıcı, bak: 61l/1.p. ve 1599.p.sonu.

2763- qqMÜTEKADDİMİN w[8±fTB8 : Evvelkiler, eskiden gelmiş İslâm al­lameleri. (Bak: Selef-i Salihîn)

qqMÜTEKELLİMÎN w[W±VUB8 : İlm-i Kelâm âlimleri. (Bak: İlm-i Kelâm)

2764- qqMÜTEŞABİHAT €_Z"_LB8 : Birbirine benzeyenler. *Fık: Ma­nası açık olmayan âyet ve hadis. Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin mecazî ma­nalara gelen ifadeleri. *Zahirî manası kastedilmeyen ve teşbih ve temsil yo­luyla hakikatların be­yanında kullanılan ifade.

Müteşabih âyet ve hadisleri, ilimde rüsuh sahibi olan büyük dinî şahsi­yetler, inayet-i Hak ile ancak bir derece te’vil ederler, yoksa herkesin böyle te’villere kal­kışması caiz olmaz. (Bak: Muhkemat, Teşbih, Temsil, Te’vil)



2765- Bazı mu’terizlerin “Kur’an-ı Kerim’de müteşabihat vardır dedik­leri bi­rinci şüphelerine cevab:

Evet Kur’an-ı Kerim, umumi bir muallim ve bir mürşiddir. Halka-i der­sinde oturan, nev’-i beşerdir. Nev’-i beşerin ekserisi avamdır. Mürşidin naza­rında ekall, eksere tabidir. Yani umumi irşadını ekallin hatırı için tahsis ede­mez. Maahaza avama yapılan konuşmalardan havas hisselerini alırlar. Aksi halde avam, yüksek ko­nuşmaları anlayamadığından mahrum kalır.

Ve keza avam-ı nas, ülfet ettikleri üslublardan ve ifadelerin çeşitlerinden ve daima hayallerinde bulunan elfaz, maani ve ibarelerden fikirlerini ayıra­madıkların­dan, çıplak hakikatları ve akliyyatı fehmedemezler. Ancak o yük­sek hakaikın, onla­rın ülfet ettikleri ifadelerle anlatılması lâzımdır. Fakat Kur’anın böyle ifadelerinin hakikat olduğuna itikad etmemelidirler ki; cismiyet ve cihetiyet gibi muhal şeylere zahib olmasınlar. Ancak o gibi ifa­delere, hakaika geçmek için bir vesile nazarıyla bakılmalıdır. Meselâ Cenab-ı Hakk’ın kâinatta olan tasarrufunun keyfiyeti, ancak bir sultanın taht-ı salta­natında yaptığı tasarrufla tasvir edilebilir. Buna binaendir ki; >«Y«B²,~ ¬Š²h«Q²7~ |«V«2 «yÁV7~ Å–¬~ da kinaye tarikı ihtiyar edilmiştir.

Hissiyatı bu merkezde olan avam-ı nâsa yapılan irşadlarda, belagat ve ir­şadın iktizasınca, avamın fehimlerine müraat, hissiyatına ihtiram, fikirlerine ve akıllarına göre yürümek lâzımdır. Nasılki bir çocukla konuşan, kendisini çocuklaştırır ve ço­cuklar gibi çat-pat ederek konuşur ki, çocuk anlayabilsin. Avam-ı nâsın fehimlerine göre ifade edilen Kur’an-ı Kerim’in ince hakikatları,

¬h«L«A²7~ ¬ÄY­T­2 |«7¬~ ­}Å[¬Z´7~ ¬ž²~ ­€«¶žÇi«XÅB7«~ ile anılmaktadır. Yani, insanların fehim­lerine göre Cenab-ı Hakk’ın hitabatında yaptığı tenezzülat-ı İlahiye, insanla­rın zihinlerini hakaikten tenfir edip kaçırtmamak için İlahî bir okşamadır. Bunun için, müteşabihat denilen Kur’an-ı Kerim’in üslubları, hakikatlara geçmek için en derin incelikleri görmek için, avam-ı nâsın gözüne bir dürbin veya numaralı birer göz­lüktür. Bu sırra binaendir ki; bülega, büyük bir ölçüde ince hakikatları tasavvur ve dağınık manaları tasvir ve ifade için istiare ve teşbihlere müracaat ediyorlar. Müteşabihat dahi ince müşkil istia­relerin bir kısmıdır. Zira müteşabihat, ince hakikatlara suretlerdir.” (İ.İ.l15)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   814   815   816   817   818   819   820   821   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin