İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə897/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   893   894   895   896   897   898   899   900   ...   1221
Bir atıf notu:

-Lüks ve konforlu hayatın gaflet verdiğine dair bir âyetin işareti, bak: 2289.p.

3049- Rızkın insalar arasında müsavi olmaması ve zengin fakir sınıfları­nın bulunması da hikmetlidir. Zira iyilik eden ve edilenler arasındaki beşerî hayat ve iş münasebetlerinde adalet, şefkat, muhabbet, hürmet ve itaat gibi seciyeler, bu iki sınıfın bulunması ile tezahür edebilir. Eğer zengin fakir sı­nıfları bulunmasaydı, beşerin mezkûr yüksek seciyeleri tahakkuk etmezdi. Meselâ acınacak kimseler olmazsa, acıyan da olamaz. O halde şefkat hissinin ortaya çıkıp bilinmesi elbette mümkün olmazdı ve hakeza... Âlemde büyük ölçüde hakaik-i nisbiye hükümrandır.

Nitekim, bu hakikat Kur’anda (43: 32) âyetinde pek derin ve küllî mana­sıyla ifade ediliyor.

Ancak şu cihet var ki; sebebler arasında hükmünü icra eden hikmet-i İlahiyenin mezkûr tecellisini idrak etmek, ancak iman şuuru ile olur. Yoksa maddi sebebler içinde boğulan insan aklı, bu hakikatları idraktan âcizdir. 34. Surenin 36. âyeti ve 39. Surenin 52. âyeti derin ve küllî manasıyla bu hakikatı da ders veriyor.

3050- Evet yerlerde ve göklerdeki bütün fıtrat kanunlarına sahib olma­yan ve küreleri döndürüp mevsimleri getiremeyen, Güneş’i halkedip Arz’a bakan vazifelerinde tavzif edemeyen; rızık olarak bir elmayı dahi yapamaz. Çünki her şey gibi bir tek elma dahi bahar tezgahında yapılır. Öyle ise, her bir canlının rızkını vermek sadece kâinatın sahibine hastır. Yağmur duası hakkında sorulan bir suale verdiği cevabın bir kısmında bu hakikatı gayet güzel ifade eden Bediüzzaman Hazretleri şöyle diyor:

“Gerçi yağmur namazının zahir neticesi yağmurun gelmesidir, fakat asıl hakiki, en menfaatli neticesi ve en güzel ve tatlı meyvesi şudur ki: Herkes o vaziyetle anlar ki, onun ta’yinini veren, babası, hanesi, dükkânı değil; belki onun tayinini veren, koca bulutları sünger gibi ve zemin yüzünü bir tarla gibi tasarrufunda bulunduran bir zat, onu besliyor, rızkını veriyor. Hatta en kü­çücük bir çocuk da -daima aç olduğu vakit validesine yalvarmağa alışmışken- o yağmur duasında küçücük fikrinde büyük ve geniş bu manayı anlar ki: Bu dünyayı bir hane gibi idare eden bir zat; hem beni, hem bu çocukları, hem validelerimizi besliyor, rızıklarını veriyor. O vermese, başkalarının faidesi olmaz. Öyle ise ona yalvarmalıyız der, tam imanlı bir çocuk olur.” (E.L.I 32) (Bak: 2842,2843,2844.p.lar)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   893   894   895   896   897   898   899   900   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin