İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə136/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   132   133   134   135   136   137   138   139   ...   1221
qqBELA šŸ" : (Bak: Musibet, Sadaka)

421- qqBELAGAT }3Ÿ" : Hitab ettiği kimselere göre uygun, tam yerinde, düz­gün ve hakikatlı güzel söz söyleme sanatı. Mukteza-yı hale mutabık söz söylemek. *Belâgat, hem düz­gün hem yerinde söz söylemeyi öğreten ilmin de adıdır. Ve maâni, beyan, bedi’ diye üç kısma ayrılır. (Edebiyat Lügatından) (Bak: Beyan, Edebi­yat, Muallekat-ı Seb’a)

422- «Muhakkaktır ki: Tenzil’in hassa-i cazibedarı, i’cazdır. İ’caz ise: Be­lâgatın yüksek tabakasından tevellüd eder. Belâgat ise: Hasais ve mezaya, ba­hu­sus istiare ve mecaz üzere müessesedir. Kim istiare ve mecaz dürbünüyle te­maşa etmezse, mezayasını göremez. Zira ezhan-ı nâsın te’nisi için, esalib-i Arabda yenabi-i ulûmu isale eden Tenzil’in içinde tenezzülat-ı İlahiye tabir olu­nan müraat-ı efham ve ihti­ram-ı hissiyat ve mümaşat-ı ezhan vardır. Vakta ki bu böyledir, ehl-i tefsire lâzım­dır: Kur’anın hakkını bahs ve kıyme­tini noksan et­mesin. Ve belâgatın tasdik ve sik­kesi olmayan bir şeyle, Kur’an-ı te’vil etme­sinler. Zira her hakikattan daha zâhir ve daha vâzıh ta­hakkuk etmiş ki; Kur’an’ın mânâları hak oldukları gibi tarz-ı ifade ve suret-i mânâsı dahi belîgane ve ulvidir. Cüz’iyatı o madene irca’ ve teferruatı o menbaa ilhak etme­yen, Kur’an’ın ifa-i hakkında mutaffifinden oluyor.» (Mu.63)

«Kur’anın muhatabları, muhtelif asırlarda mütefavit tabakalardır. Bu taba­kalara müraaten, muhavere ve mükâlemeyi o asırlara teşmil etmek üzere, çok yerlerde ta’mim için hazf yapıyor; çok yerlerde, nazm-ı kelâmı mutlak bırakıyor ki; ehl-i be­lagat ve ulûm-u Arabiyece güzel görünen vecihler, ihti­maller çoğal­sın ki, her asırda her tabaka, fehimlerine göre hissesini alsın.» (İ.İ.47) (Bak: 2112.p.)



423- «Meselâ: (2:5) «–Y­E¬V²S­W²7~ ­v­; «t¬¶[³«7—­~ da bir sükût var, bir ıt­lak var. Neye zafer bulacaklarını tayin etmemiş. Tâ herkes istediğini içinde bu­labil­sin. Sözü az söyler, tâ uzun olsun. Çünki: Bir kısım muhatabın maksadı, ateşten kurtulmaktır. Bir kısmı, yalnız Cennet’i düşünür. Bir kısım, saadet-i ebediyeyi arzu eder. Bir kı­sım, yalnız rıza-yı İlahîyi rica eder. Bir kısım, rü’yet-i İlahiyeyi gaye-i emel bilir ve hâkeza... Bunun gibi pek çok yerlerde Kur’an, sözü mutlak bırakır, tâ âmm olsun. Hazfeder, tâ çok mânâları ifade etsin. Kısa keser, tâ herkesin hissesi bulunsun. İşte «–Y­E¬V²S­W²7~ der. Neye felah bula­caklarını tayin etmiyor. Güya o sükûtla der:

“Ey müslümanlar!.. Müjde size. Ey müttaki!.. Sen Cehennem’den felah bulur­sun. Ey sâlih!.. Sen Cennet’e felah bulursun. Ey ârif!.. Sen rıza-yı İla­hîye nâil olur­sun. Ey âşık!.. Sen rü’yete mazhar olursun.” ve hâkeza..» (S.394) (Kur’anın muhatablara göre hitabı, bak: 2119.p.)



424- «Kelâmların hüsnünü artıran ve güzelliğini fazlaca parlatan belâgatın esaslarından biri de şudur ki: Bir havuzu doldurmak için etrafından süzülen su­lar gibi, beliğ kelâmlarda da zikredilen kelimelerin kayıtların, hey’etlerin tama­men o kelâmın takib ettiği esas maksada nâzır olmakla onun takviyesine hizmet etmeleri, belâgat mezhebinde lâzımdır.

Meselâ: (21:46) «t¬±"«‡ ¬~«g«2 ²w¬8 °}«E²S«9 ²v­Z²BÅK«8 ²w¬¶[«7«— olan Âyet-i Kerime na­zar-ı dikkate alınırsa görülür ki: Bu kelâmdaki maksad ve esas, pek az bir azab ile fazla korkutmaktır. Ve bu kelâmda olan mezkûr kelimeler ve kayıt­lar, tamamen o maksadı takviye için çalışıyorlar. Ezcümle: Şek ve ihtimali ifade

eden ²–¬~ şartiye olup, azabın azlığına ve ehemmiyetsizliğine işarettir. Ve keza °}«E²S«9 sîgasıyla ve tenviniyle, azabın ehemmiyetsizliğine îmadır. Ve keza Åj«8 kelimesi, azabın şedid olmadığına işarettir. Ve keza teb’izi ifade eden ²w¬8 ve şiddeti gösteren “nekal” kelimesine bedel, hiffeti îma eden ¬~«g«2 kelimesi ve ¬±«‡ kelimesinden îma edilen şefkat, hepsi de azabın kıllet ve ehemmiyet­sizliğine işaret etmekle, şu şiiri lisan-ı halleriyle te­messül ediyorlar:

­h[¬L­< ¬Ä_«W«D²7~ «t¬7«† |Å7¬~ Çu­6«— °f¬&~«— «t­X²K­&«— |ÅB«- _«X­#~«‡_«A¬2

Yâni: İbarelerimiz ayrı ayrı ise de, hüsnün birdir. Hepsi de o hüsne işaret edi­yorlar.» (İ.İ.35)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   132   133   134   135   136   137   138   139   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin