Ispiroğlu


İKİNCİ BÖLÜM 2.SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ



Yüklə 294,49 Kb.
səhifə2/13
tarix01.03.2018
ölçüsü294,49 Kb.
#43481
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13

İKİNCİ BÖLÜM

2.SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ

2.1. SÜNNETİN DE KUR’AN GİBİ VAHİY MAHSÜLU OLDUĞU GÖRÜŞÜ


Genelde sünnetin vahiy oluşuna delil olarak ileri sürülen ‘o, kendiliğinden konuşmamaktadır. Onun konuşması ancak bildiren vahiydir.21 ayetidir. Sünnet de alimlerin bir çoğuna göre Allah’ın Hz. Peygamber’e indirdiği bir vahiy ürünüdür. Ancak bu vahiy bir yönden Kur’an vahyinden farklıdır. Zira Kur’an vahyi muciz ve ibadetlerle okunma gibi niteliklere haizdir. Peygamberimizin Kur’an dışında vahiyler aldığı Kur’anda belirtildiği gibi bizzat Hz. Peygamber’in ifadeleriyle de sabittir. Mesala Hz. Peygamber bir münasebetle şöyle buyurmuştur. Allah bana sizin ancak gönüllü olmanızı vahyetti.22 Bu yüzden İslam alimlerinin çoğu vahyi ‘metluv’ ve ‘gayri metlüv’ olmak üzere iki başlık altında incelemişler ve sünneti Kur’an’dan sonra ikinci kaynak olarak kabul etmişlerdir.23

Ashabı kiramın uygulamaları da gerek Hz. Peygamber’in sağlığında gerekse vefatından sonra hep bu yönde olmuş, problemlerin çözümünde de önce Kur’an’a sora sünnete başvurmuşlardır. Nitekim Resulullah Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderdiğinde kendisine sorar: Sana bir dava getirildiğinde nasıl hükmedeceksin? ‘Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim’ der. Meseleyi Kur’an’da bulamazsan ? Resulullah’ın n sünneti ile hükmedeceğim der. Resulullah Hem kuran Hem de sünnette bulamazsan? Dediğinde kendi reyimle ictihad edeceğim hüküm vermekten geri durmayacağım demiştir.

Muaz b.Cebel der ki: İşte o zaman Resulullah Memnun kaldı ve göğsüme eliyle vurup ‘Allah’ın elçisinin elçisini, Allah’ın elçisini memnun edecek şekilde muvaffak kılan Allah’a hamdolsun’ buyurdu.24 Bu olay ashabın kitaptan sonra ikinci temel kaynak ettiklerini bize göstermektedir.

Çeşitli vesilelerle Ashab, Resulullah’ın davranışının vahye dayalı olduğunu ifade ediyorlardı. Mesela Hz. Ayşe bir arada yaşamamış olmalarına rağmen en çok Hz. Hatice’yi kıskandığını ifadeden sonra Peygamber’e onun hakkında vahy olunduğuna ve onu cennette bir konak verileceği müjdesinde bulunulduğunu söyler.25

Ebu Davut ve Beyhaki şöyle bir rivayete yer vermişlerdir. ‘ Cibril Resulullah’a aynı Kur’an’ı indirdiği gibi sünneti indirir ve Ona Kur’an’ı öğrettiği gibi öğretirdi.

Sünnet hangi yaklaşım esas alınırsa alınsın Allah insanlara Resulullah’a itaat etmelerini farz kılmış ve sünnetin gereği ile onları ilzam etmiştir. Sünnet, kur’an’ın açıklamasıdır. Bu açıklama ise ya Allah’dan gelen risalet yoluyla ya ilham ya da kendisine tevdi eylediği bir emir ile gerçekleşir.26

Vahiy-sünnet müşterekliğini özellikle Hz. Peygamber’in koyduğu dini hükümler noktasında ele almamız, Kur’an’da 20 yerde geçen ‘hikmet’ kelimesini ayrıca kitap ile verildiği söylenen ‘nur’ kelimesini ve bu kelimelere yüklenen manaları İslam alimlerinin de görüşlerini ortaya koymak suretiyle dile getirmenin gerekliliğini ortaya koymuştur.

Kur’an-ı Kerim’in açıklamalarına göre Hz. Muhammed son nebidir.ve resuldür. Hz. Peygamber’in aldığı bilgilerin sadece Kur’an’dan almadığı ilgili ayetlerden hem de, ona yüklenen vazifeler ve bahşedilen vasıflardan anlaşılmaktadır. O’nu diğer insanlardan ayıran en önemli özelliği vahye mahzar olmasıdır.27

Hz. Peygamber’in vasıflarını göz önüne alarak sünnetin vahiy ile ilişkisini belirlemek gerekirse, sünnetin vahiy kaynaklı olduğu yahut da vahiy yoluyla kontrol edildiği ve ve gerektiğinde düzeltildiği rahatlıkla söylenebilir.

2.2. HZ. PEYGAMBERE KUR’AN DIŞINDA DA VAHİY GELDİĞİNE İŞARET EDEN AYETLER


Kuran’a baktığımız zaman Hz. Peygamber’e Kur’an dışında da vahiy geldiğine işaret den pek çok ayet görmekteyiz. Şimdi bunları kısaca zikredelim.

a. Kur’an’da. Allâh bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sâhibidir.28 buyurulur.

Kur’an’ın bu yollarda 3. yolla Cibril ile geldiği açıkça belirtilmiş olduğuna göre 29 acaba peygamber birinci ve ikinci yolla da yani kuranın dışında hiçbir vahiy de almamış mıdır? Konu ile ilgili pek çok ayet ve hadisleri göz önüne aldığımız zaman bu soruya menfi cevap vermek mümkün değildir.30

Bundan başka Hz. Peygamber’e Kur’an’ın dışında da vahiy geldiğine delalet eden hususlardan biri de Kur’an’da Hz. Peygamber’e ve bazı diğer peygamberlere kendilerine verilen kitapların yanında bir de hikmet verildiğinin haber verilmiş olmasıdır. Nitekim Yüce Allah Hz. Peygamber hakkında şöyle buyurmaktadır.

b.Allâh'ın sana lütfu ve acıması olmasaydı, onlardan bir grup, seni saptırmağa yeltenmişti. Onlar sadece kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allâh, sana Kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti. Allâh'ın sana lütfu, cidden büyüktür.31 Bu ayetlerde gecen hikmetten maksat İslam alimlerinin bir çoğuna göre sünnettir. İma-ı Şafi bu konuda şöyle demektedir. Burada Allah kitabı zikretmiştir ki O da Kur’an’dır. Hikmeti de zikretmiştir hikmetten maksat da sünnettir. Kur’an ilmine vakıf olanlardan beğendiğim birinden ‘Hikmet Hz Peygamber’i sünnetidir’ dediğini işittim. Allah insanlara kitap ve hikmetin öğretilmesini onlara kendi lütfu olduğunu zikretmiştir. Buna göre de hikmetten maksat da Hz. Peygamber’in sünnetidir.32

c.‘Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık ve saygı ile Allah’ın huzurunda durun. Eğer bir tehlikeden korkarsanız, yahut bilmiş olarak kılın. Güvene kavuştuğunuz ise bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı anın.’33 Buradaki ‘Size öğrettiği şekilde’ ifadesi dikkat çekicidir. Bilindiği gibi namaz, Kur’an’da tafsilatlı şekilde öğretilmemiştir. O halde Hz. Peygamber’in bu konuda Yüce Allah’tan Cebrail vasıtasıyla bir takım emirleri almış olduğu muhakkaktır. Bun görüşü, Cebrail’in Hz. Peygamber’e gelip beş vakit namazı bizzat tatbikatlı bir şekilde öğrettiği rivayetleri34 teyit etmektedir. Kısaca, ayette geçen ’Allah’ın size öğrettiği şekilde’ ifadesi Hz.Peygamber’e Kur’an dışında da vahiy geldiğine işaret etmektedir. Çünkü Cibril’in öğretmesi demek netice itibariyle Allah’ın öğretmesi demektir.

d.‘O hevadan konuşmaz, O kendisine vahyedilen vahiyden başkası değildir.’35 Alimlerden bazıları ayetin siyak ve sibakını göz önüne alarak buradaki vahyin sadece Kur’an’ı içine aldığını,36 bazılarını da Kur’an’la birlikte Resulullah’ın ictihadı dışındaki sünnetlerini de kapsadığını belirtmektedirler.37

e.‘Senin üzerinde bulunduğun yönü (Kabe’yi), Resul’e tabi olanlarla iki topuğu üzerinde gerisin geri dönenleri bilesin diye kıble yaptık.’38 Bu ayet ilk kıblenin vahiy ile bildirildiğini, ikinci kıblesini Resul’e gerçekten tabi olanlarla sırt çevirenlerin ortaya çıkması için Allah tarafından belirlendiğini sarahatle beyan eder. Bu ayet, Resul’e Kur’an dışında bir vahyin ulaştığını ortaya koymaktadır. İlk kıblenin tayin edilişi Kur’an’da zikredilmemiştir. Oysa biz ilk kıblenin Allah tarafından belirlendiğini bu ayetten anlamaktayız. Şüphesiz ilk kıblenin tayini Resul’e ulaşan bir vahiyle olmuştur. Mü’minler 14 yıl boyunca bu kıbleye doğru namazlarını ikame ettiler ve sonra kıblenin ikinci kez Allah tarafından belirlendiğini öğrendiler. Bu belirleme Kur’an vasıtasıyla yapıldı ki kimin Hz. Peygamber’e gerçekten itaatkar kimin isyankar olduğu anlaşılsın.39



Yüklə 294,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin