F.VERGİ DÜZENLEMELERİNE İLİŞKİN HUSUSLAR
Aynı düzenleyici ve denetleyici kuruluşların oluşturdukları çerçeve içinde hareket eden banka ve banka dışı mali kuruluşlara yönelik vergi uygulamalarında banka dışı mali kuruluşlar aleyhine düzenlemeler bulunmaktadır.
Vergilendirme konusundaki düzenlemeler gerçekleştirilmeden önce kamu kurumları arasında bir eşgüdümün, sektörün ve uzmanların görüşünü ciddi ölçülerde değerlendirilerek yapılması önem kazanmaktadır. Bu eşgüdüm sağlanmadan yapılan düzenlemeler ya gerçekleşememekte ya da gerçekleştiğinde piyasanın yararına sonuçlar doğurmamaktadır. Bu duruma örnek olarak karşılıklar tebliğindeki düzenleme ile yasa tasarısındaki düzenleme gösterilebilir.
Düzenlemelerin vergisel anlamda finansal aktörlere getirdiği en büyük yük ise Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisidir. Finansal aktörler üzerinde kalan ve yansıtılamayan bir vergi olan BSMV’nin kaldırılarak, KDV uygulamasına geçilmesi faydalı olacaktır. Böylece, etkin bir düzenleyici ve denetleyici çerçevenin oluşturulmasının yanı sıra, vergi sisteminin daha sağlıklı hale getirilmesi ve bireysel emeklilik ve hayat sigortaları gibi konularda vergi teşvikleri verilmesi yoluyla gerekli altyapı tamamlanmış olacaktır.
Bankalar ile tüketici finansman şirketleri vergisel açıdan bazı hususlarda farklı uygulamalara tabidirler:
-
BDDK tebliğine göre; bankalar tarafından hesaplanan kredi özel karşılıkları kurumlar vergisi matrahında gider kabul edildiği halde, Tüketici Finansman Şirketleri açısından gider kabul edilmemektedir.
-
Bankalar tüm işlemleri ile ilgili BSMV mükellefi iken, Tüketici Finansman Şirketleri kredi işlemlerinde BSMV, diğer işlemlerinde KDV mükellefidir.
-
Bankalar kullandırdıkları kredilerle ilgili olarak noterde, yargıda, icrada, tapuda vb. kurumlarda yapılacak işlemlerde her türlü harçtan muaf oldukları halde, Tüketici Finansman Şirketleri aynı işlemler için harca tabi tutulmaktadır.
-
Bankaların ilişkili kuruluşlardan yaptıkları tüm borçlanmalar örtülü sermaye kapsamında değerlendirilmediği halde, Tüketici Finansman Şirketlerinin böyle bir ayrıcalığı bulunmamaktadır.
-
Kurumların (Tüketici Finansman Şirketleri dahil), en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlarının, %75’lik kısmı Kurumlar Vergisinden istisnadır. Ancak Bankalar borçlulardan aldıkları taşınmazlar için hiçbir süreye tabi olmadan bu istisnadan yararlanabilmektedir.
-
Kurumların (Tüketici Finansman Şirketleri dahil), en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazların satışları, KDV’den istisnadır. Ancak Bankaların, taşınmaz satışlarında KDV yükümlülüğü bulunmamaktadır.
-
Bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (Müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri KDV ‘den istisna olduğu halde, Tüketici Finansman Şirketlerinin alacaklarına karşılık borçlularından aldığı taşınmazlar KDV’ne tabidir.
Kolektif yatırım araçlarıyla ilgili vergi düzenlemelerinin, alternatif olan enstrümanlarla ilgili düzenlemelerle karşılaştırıldığında zaman zaman dezavantajlı hale gelmesi, ülkemizde tasarrufların yönetiminde verimsizliklere yol açabilmekte, yerli ve yabancı aktörlerin bir finansal merkez olma yolunda geliştirebileceği bir ortam yaratılamamaktadır.
G.ÖZ DÜZENLEYİCİ KURUMLAR 1.Öz Düzenleme Faaliyetleri
Öz denetim, kamu düzenleme ve denetim otoritesinin denetimi yanında, düzenleme altına alınacak kuruluşlar tarafında etkin olarak kontrol edilen bir kuruluşun sorumlu olması halidir. BDDK ve SPK tarafından hazırlanan bazı mesleki etüd, rapor ve sunumlarda da yer bulmuş olan öz düzenleme ve öz düzenleyici kuruluşların varlığına olan gereksinim özellikle vurgulanmıştır. IOSCO’nun çalışmalarında da, öz düzenlemenin genel amaçlarının IOSCO’nun Menkul Kıymet Düzenlemelerine İlişkin Amaç ve İlkeler’inde finansal piyasaların devlet tarafından düzenlenmesi için tanımlanmış olan amaçlarla14 aynı olduğu ifade edilmektedir.
Finans piyasasının (sermaye, sigortacılık, banka, banka dışı mali kurumlar) kamu otoriteleri tarafından kanuni düzenlemelerle kurulan sistemler doğrultusunda denetlenmesi, eskiye dayanan klasik bir sistem ise de, hukuksal düzenlemelerin ve kamu otoriteleri tarafından yapılan denetimlerin yanı sıra etik kuralların yerleştirilmesi yoluyla piyasaların iyileştirilebileceği bilinmektedir. Denetim sistemini tamamlamak için öz düzenleyici kuruluşların düzenlemelerine ve denetimine de ihtiyaç vardır15.
Öz düzenleyici kuruluşlar ve etik kurallar hem sermaye piyasasının gelişmesi, hem de yatırımcının korunması açısından gereklidir. Çünkü sermaye piyasasında esas aktörler kurumsal yatırımcılardır. Ancak bireysel yatırımcılar da aynı piyasada ve aynı şartlarda işlem yaparlar. Ancak bunlar kurumsal yatırımcıların bilgisi, tecrübesi ve işlem teknikleri karşısında dezavantajlı durumdadırlar. Bunların piyasada işlem yapmaya devam edebilmesi piyasanın doğru ve dürüst işlemesine bağlıdır. Meslek mensuplarının otokontrolü olmadan bireysel yatırımcının piyasada tutunması ve devamlılığının sağlanması zordur.
Sermaye piyasası faaliyetlerinin sınır tanımaması, hileli veya dürüst olmayan işlemler bakımından ilgililere yeni ve dayanılmaz fırsatlar sunabilmektedir. Bu gelişme, sermaye piyasalarında denetim ve gözetim faaliyetlerinin de ortaklaşa ve koordinasyon içinde yapılmasını gerekli kılmaktadır.
Meslek kuralları, hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasında yer alan ve bu ikisinin kesişme noktasını oluşturan kurallar demetidir. Meslek kuralları büyük ölçüde öz düzenleyici kuruluşlar tarafından derlenir, takip edilir ve genellikle disiplin cezası niteliğinde yaptırımlara bağlanır16.
Meslek kurallarının hukuki niteliğini belirlemek için düzenlendikleri yer ve işlevleri dikkate alınmalıdır. Ahlaki ilkelere dayanan hukuk kuralları doğrudan hukuki yaptırımlara bağlandığı için artık bunların etik kural veya ahlak kuralı olduğu söylenemez. Yazılı hukuk kuralı haline dönüşen meslek ilke ve kurallarına uyup uymamak, salt vicdani veya ahlaki sorumluluğu gerektirmez; bunlara uymamanın yaptırımı da söz konusu hukuk metinlerinde gösterilir.
Etik kurallar esasen serbest iradeyle uyulması kabul veya taahhüt edilen ilkeler olmaları bakımından pozitif hukuk kurallarından farklıdırlar. Mesela, öz düzenleyici kuruluşlar veya meslek örgütleri kendi üyeleri için bu kuralları tespit etmekte, bu teşkilata üye olan kimseler de üyelikle birlikte bu kuralları da kabul etmektedir. Yani meslek teşkilatının tüzüğü katılımsal (iltihaki) bir işlemdir. Bu teşkilata üye olan kişi hem üye olduğu kuruluşa hem de müşterilerine karşı mesleğini icra ederken belirli davranış kurallarına da uymayı taahhüt eder.
Bu anlamda oda ve borsalarla meslek birliklerinin öz düzenleyici kuruluşlar olarak tasnif edilmesi modern bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. İMKB, İAB, VOBAŞ, TSMKAKB, TSRŞB, TBB... gibi kurumlar bu grupta sayılabilir.
Sermaye piyasası araçları ve finansal hizmetler çeşitlendikçe, sermaye piyasası çalışanlarının da gelişen yatırım olanaklarının müşteri ihtiyaçlarını karşılama düzeyini algılayabilmeleri, düzenleyici otoritelerin gün geçtikçe sayısı artan ve daha komplike hale gelen düzenlemeleri takip edebilmeleri ve adaptasyon sağlayabilmeleri için bu rekabetçi ortamda mesleki bilgi, beceri ve kavrama düzeylerini sürekli artırma yolunda daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir.
Bu nedenledir ki, finans piyasalarının gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, tüm dünyada piyasaları düzenleyici otoriteler ve/veya kendi kendine düzenleme yapma, bu düzenlemeleri yürütme ve söz konusu düzenlemeleri ihlal edenlere belirli yaptırımlar uygulama yetkisini haiz öz-düzenleyici kurumlar (SROs), fon arz ve talep eden iki kesim arasında aracılık görevini üstlenen aracı kuruluş ve diğer finans piyasası kurumlarında çalışacak profesyoneller için mesleki deneyim, öğrenim durumu ve sermaye piyasası mevzuatına muhalefetten mahkum olmama gibi asgari standartlar arasında “belirli konularda ve alanlarda bilgili olma” koşulunun da sağlanmış olmasını şart tutmuşlar, ancak söz konusu koşulu objektif bir kritere bağlama gereği duymuşlar, bunun da yolunun ancak ilgili adayları bilgili olması öngörülen konularda ve belirli ihtisas alanları itibariyle, düzenleyici otorite tarafından yetkilendirilmiş bir kurum tarafından yapılacak merkezi sınavlara tabi tutmaktan ve bu sınavlardan başarılı olma zorunluluğu getirmekten geçtiği hususunda fikir birliğine varmışlardır.
Ya o ülkenin öz-düzenleyici otoritesi (Birlik, Borsa) tarafından veya düzenleyici/öz-düzenleyici kuruluş gözetimi ve denetiminde bir enstitü veya eğitim merkezi tarafından lisanslandığı, lisanslamaya ilişkin yasal düzenlemelerin oluşturulduğu ve bu düzenlemelerde ancak lisans belgesine sahip olan ihtisas personelinin lisans konusu faaliyetin yapabileceğinin hükme bağlandığı görülmektedir17.
Bütün dünya uygulamalarında olduğu gibi, öz düzenleyici kurum niteliğinde olan, hem piyasada etkin rekabetin sağlanmasına, hem de oto kontrolün sağlanmasına yardımcı olacak ve meslek grubu üyelerinin uyacakları etik kuralları, meslek ahlâkını belirleyecek ve bunlara uyulmasını denetleyecek, gerektiğinde kendi üyelerinden oluşan disiplin kurulları ile cezalandırma sürecinde rol alacak öz düzenleyici kuruluşlar ulusal finans piyasası içinde yerleri almışlar ve gelişmeler kat etmişlerdir18.
2. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
2.1. Kurumsal Yapı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB, borsa), Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında 91 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) istinaden idari kararla kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurulmuş ve meslek kuruluşu yapısında teşkilatlandırılmıştır. Yetkilerini kendi sorumluluğu altında organları eliyle bağımsız olarak kullanmaktadır. 91 sayılı KHK’nin 3. maddesinin 2. bendi ile Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn.)’nun 40.maddesine göre, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun izleme ve denetimi altındadır.
İMKB’nin organlarının oluşumu hissedarlığa değil üyeliğe dayalıdır. Hali hazırda SPK’dan faaliyet izni almış ve borsa üyeliğine kabul edilmiş olan banka ve aracı kurumlar İMKB üyelerini oluşturmaktadır. Borsanın en üst karar organı olan Genel Kurul borsa üyelerinden oluşmaktadır. Yönetim Kurulunun beş üyesinden dördü ve Denetleme Kurulu Genel Kurulca üyeler arasından seçilmektedir. Uyuşmazlık Komitesi ve Disiplin Komitesi gibi meslek komiteleri de borsa üyelerinden oluşmaktadır.
Özetle İMKB; üyeleri tarafından yönetilen, bir meslek dalında düzenleme yapma ve standart koyma yetkisine, idari ve mali özerkliğe, personel ve yatırım politikalarını belirleme serbestisine sahip öz düzenleyici kurum yapısındadır. Nitekim, IOSCO’nun “affiliate member” statüsünde üyesi olan İMKB, bu statüdeki diğer dünya borsalarıyla birlikte IOSCO Öz Düzenleyici Kurumlar Danışma Komitesi’nde (IOSCO SRO Consultative Committee) yer almaktadır.
Daha önce de değinildiği üzere, öz düzenlemenin genel amaçları, IOSCO’nun Menkul Kıymet Düzenlemelerine İlişkin Amaç ve İlkeler’inde finansal piyasaların devlet tarafından düzenlenmesi için tanımlanmış olan amaçlarla aynıdır: Piyasaların güvenilirliğinin/bütünlüğünün sağlanması (dürüst, etkin ve şeffaf piyasalar), finansal istikrarın sağlanması (sistemik riskin azaltılması) ve yatırımcıların korunması.
Bu anlamda borsaların düzenleme yaptığı üç temel alan ise; (a) üyelere yönelik düzenlemeler, (b) işlem gören sermaye piyasası araçlarına yönelik düzenlemeler ve (c) işlemlere/piyasaya yönelik düzenlemeler olarak özetlenebilir.
SPKn.’nun 40.maddesinde sermaye piyasası araçlarının işlem göreceği borsaların “... menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının güven ve istikrar içinde, serbest rekabet şartları altında kolayca alınıp satılabilmesini sağlamak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmekle yetkili” olduğu; 91 Sayılı KHK’nin 3.maddesinde ise menkul kıymet borsalarının söz konusu KHK’de yazılı esaslar dairesinde “...menkul kıymetlerin alım ve satımı, fiyatlarının tespit ve ilanı işleriyle yetkili” olduğu ifade edilmektedir.
Yukarıda yer verilen hükümlerde belirtilen görevlerin yerine getirilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak İMKB organlarının görev alanına girmektedir. Örneğin, borsaca hazırlanması gereken ve borsanın yetkisinde bulunan yönetmelikleri karara bağlamak ve borsa Yönetim Kurulunun mevzuatla verilmiş olan yetkileri saklı kalmak kaydıyla borsa işlerine ilişkin hususlarda karar almak gibi konular borsa Genel Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılırken; borsaya ilişkin her türlü iç mevzuatı hazırlamak, menkul kıymetlerin borsaya kote edilmesi ile ilgili başvuruları karara bağlamak, borsa işlerinin mevzuata ve kurallara uygun olarak düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak, genel kurulca kurulanlar dışında yönetmeliklerle belirlenmiş veya ihtiyaç duyulabilecek ihtisas komitelerini kurarak üyelerini seçmek ve çalışma esaslarını düzenlemek, borsa kotunda yer alan veya almayan menkul kıymetlerle işlem göreceği borsa pazarlarını açmak, borsa işlemlerinde çıkabilecek uyuşmazlıkları inceleyerek sonuçlandırmak ve borsada düzeni ve dürüstlüğü bozanlar hakkında disiplin cezası vermek gibi konular ise Borsa Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri içindedir. Borsa genel kurul kararları, SPK’nın onayı ile veya bu onayın gecikmesi halinde, genel kurul kararlarının SPK’ya sunulmasını izleyen 30 gün içinde yürürlüğe girmektedir.
Düzenleme faaliyetinin yanısıra İMKB’nin kendi mevzuatı kapsamında gözetim ve denetim faaliyetleri de bulunmaktadır. Bu kapsamda borsa üyelerinin, menkul kıymetleri borsada işlem gören şirketlerin ve borsa pazarlarındaki işlemlerin borsa ve ilgili mevzuat çerçevesinde gözetim ve denetimi yapılmaktadır.
Bir öz düzenleyici kurum olan İMKB’nin düzenleme, denetim ve gözetim fonksiyonlarına ilişkin olarak yürüttüğü faaliyetleri finansal düzenlemenin temel amaçları açısından aşağıdaki tabloda yer aldığı şekilde özetlemek mümkündür.
Tablo 4: Temel Amaçlar İtibarıyla İMKB Düzenleme/Denetim/Gözetim Alanları
TEMEL AMAÇ
|
DÜZENLEME, DENETİM VE GÖZETİM ALANLARI
|
Kuruluşların sağlıklı mali yapıya sahip olmaları
| -
Borsa üyelerinin Borsa ve ilgili mevzuat çerçevesinde denetimi, gerekli tedbirlerin alınması
|
Finansal istikrarın sağlanması/sistemik riskin önlenmesi
| -
Koruyucu düzenlemeler ve piyasa faaliyet kuralları (takas işlemlerinde gecikmeleri önlemek amacıyla Borsa kaynaklarından oluşturulan garanti hesabı, üyelerden alınan teminatlar)
-
Diğer kurumlarla eşgüdüm (Finansal Sektör Komisyonu)
|
Finansal piyasaların etkin çalışması
| -
Üyeliğe kabul, üye temsilcilerinin niteliklerine/şartlarına yönelik düzenlemeler ve sertifikasyon, disiplin hükümleri
-
Kotasyon düzenlemeleri, Borsa pazarlarında işlem görmeye ilişkin düzenlemeler
-
Piyasalara ilişkin düzenlemeler
-
Borsa üyelerinin, menkul kıymetleri Borsada işlem gören şirketlerin ve Borsa pazarlarındaki işlemlerin Borsa ve ilgili mevzuat çerçevesinde gözetim ve denetimi
|
Müşteri ve yatırımcı haklarının korunması
| -
Kamunun aydınlatılmasında azami özenin gösterilmesi
-
Üyelerin müşterilerine ve diğer üçüncü şahıslara karşı doğabilecek mali ve hukuki sorumluluğu teminat altına alan sigorta ve diğer düzenlemeler
-
Uyuşmazlıkların çözümü
|
2.2. Mevcut Yapısal ve Hukuki Sorunlar
İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında uluslararası kabul görmüş düzenlemelerin ve iyi uygulamaların uygulandığı etkin işleyen bir düzenleyici ortam oluşturulmasına yönelik çalışmalar detaylı bir mevcut durum tespitini gerektirdiğinden, İMKB’nin mevcut durumunun borsalarla ilgili uluslararası standart ve uygulamalar ile karşılaşılan kısıtlar açısından ele alınmasında fayda görülmektedir.
İMKB’nin Uluslararası Üyelikleri, Görev ve Tanınmalar:
İMKB, “The World Federation of Exchanges” (WFE), “Federation of Euro-Asian Stock Exchanges” (FEAS), “International Securities Services Association” (ISSA), “International Capital Market Association” (ICMA), “European Capital Markets Institute” (ECMI)’nin tam üyesi, “International Organization of Securities Commissions”nın (IOSCO) “affiliate member” statüsünde üyesidir.
Merkezi Paris’te bulunan WFE’nin (Dünya Borsalar Federasyonu) amacı, üye borsaların ulusal pazarlarının etkin, adil ve güvenilir gelişimini sağlayıcı fonksiyonel standartların oluşturulması ve geliştirilmesine ilave olarak ihraçlarda, işlemlerde ve takas işlemlerinde yeterli standartların oluşturulması amacıyla işbirliğini sağlamaktır. WFE üyeleri, WFE Genel Kurulu’nda kabul edilen “Menkul Kıymetlerin İşlem Görmesi ile ilgili Genel Olarak Kabul Edilen Kurallara” uymakla yükümlüdür. İMKB, WFE nezdinde “Gelişmekte Olan Piyasalar” ile “Uluslararası Düzenlemeler” alt komiteleri üyeliklerini de yürütmektedir.
İMKB’nin üyesi olduğu ve 2008 yılı Ekim ayında İMKB Başkanı Sn.Hüseyin ERKAN’ın Çalışma Komitesi Başkanlığı ile Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiği WFE üyeliği, uluslararası yatırımcıların yatırım yaparken dikkate aldığı en önemli kriterlerden biridir. Borsaların “yatırım yapılabilir borsa” olarak değerlendirilmesinde WFE üyeliği önemli göstergedir.
WFE üyelik şartlarından özellikle aşağıda belirtilen maddeler İMKB'nin kamu idari mevzuatına tabi olması halinde yerine getirilemeyecek maddelerdir. WFE üyelik şartları arasında;
-
Borsa düzenlemelerinin açık bir şekilde borsanın yetkilerini, haklarını ve yükümlülüklerini ifade etmesi ( WFE Üyelik Kriterleri, md.1, sy.2) ,
-
Borsanın yönetim rejiminin açıkca belirlenmiş olması (WFE Üyelik Kriterleri, md. 1, sy.2),
-
Yasal yapısı ne olursa olsun üye borsaların;
- sürekli maliyetlerini karşılayabilecek,
- yatırımlarını yapabilecek,
- beklenmedik risklere karşı yeterli rezervleri karşılayabilecek kaynaklara sahip olması (Üyelik Kriterleri md.1/son, sy.3),
-
Üye borsaların kendi yönetim organları tarafından yönetilmesi zorunluluğu (Üyelik Kriterleri md.2, sy.12)
bulunmaktadır.
İMKB; üyeleri tarafından yönetilmesi, bir meslek dalında düzenleme yapma ve standart koyma yetkisine, idari ve mali özerkliğe, personel ve yatırım politikalarını belirleme serbestisine sahip öz düzenleyici kurum yapısı sebebiyle WFE’ye üye olarak kabul edilmiştir.
İMKB, Ekim 1993 tarihinde ABD düzenleyici otoritesi “Securities and Exchange Commission” (SEC) tarafından, Mayıs 1995’te ise Japon Aracı Kurumlar Birliği (JSDA) tarafından “yatırım yapılabilir borsa” olarak tanınmıştır. İMKB’nin SEC tarafından tanınmasında aşağıda yer alan özellikleri taşıması gerekçe gösterilmiştir.
-
İMKB, ABD sermaye piyasalarındaki kurumlara benzer yapıda öz düzenleyici bir kurumdur. Öz düzenleyici kurumlar bir meslek dalında düzenleme yapma ve standart koyma yetkisine sahip, üyeleri tarafından yönetilen, idari ve mali özerkliğe, personel ve yatırım politikalarını belirleme serbestisine sahip kurumlardır. Menkul kıymet borsaları öz düzenleyici kurumların başında gelmektedir. (New York Borsası, NASDAQ, Amex vb.) (U.S Securities Exchange Act 3(a)(26)
-
İMKB, ABD’deki yönetim kurullarına benzer şekilde borsa yönetim kurulu tarafından sevk ve idare edilmektedir. İMKB Yönetim Kurulu’nu ABD’dekine benzer şekilde farklı üye gruplarını temsil eden ve genel kurul tarafından seçilmiş üyeleri oluşturmaktadır.
-
Faaliyetleri Sermaye Piyasası Kurulu tarafından izlenmekle birlikte İMKB’nin en üst karar organı üyelerinden oluşan genel kuruludur.
-
İMKB, Uluslararası Borsalar Federasyonu’nun üyesidir.
İMKB’nin üyesi olduğu bir diğer kuruluş, İMKB öncülüğünde 12 kurucu üyeyle kurulan, misyonu üye borsaların ve Avrasya bölgesi sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunmak olan Avrasya Borsalar Federasyonu’dur (FEAS). Bu amaca yönelik olarak çeşitli yayınlar hazırlayan ve dağıtımını yapan FEAS, üyeleri için eğitim programları düzenleyerek yol gösterici kurallar geliştirmekte ve üye borsaların globalleşmesine ve uyum içinde çalışmalarına zemin oluşturan çalışmalar yapmaktadır. Başkanlığı İMKB tarafından yürütülen FEAS’ın üye sayısı 2008 yılı sonu itibariyle toplam 29 ülkede 32 borsaya ulaşmıştır. 2005 yılından itibaren üye ülkelerdeki takas ve saklama kuruluşlarının FEAS’a “affiliate” üye sıfatıyla kabul edilmesine karar verilmesi ile birlikte, 7 üye ülkedeki takas ve saklama kuruluşları da FEAS’a gözlemci statüsünde üye olmuştur.
Ayrıca İMKB, İslam Kalkınma Teşkilatı bünyesindeki İSEDAK’ta da islam ülkeleri borsalar arası işbirliğinin koordinasyon görevini üstlenmiştir.
AB Uygulaması ve Dünya Borsalarına Karşı İMKB’nin Durumu:
Uluslararası borsa örnekleri incelendiğinde, borsaların,
-
kendi yönetim organları tarafından yönetilen öz düzenleyici (self regulatory) kuruluşlar olduğu,
-
kamu niteliği olsun ya da olmasın kuruluşlarında üyelerinden oluşan meslek kuruluşları niteliğinde oluşturulduğu,
-
faaliyetlerinde tam yetkili olduklarının hukuki güvence altına alındığı,
-
kendi yönetim organları, eleman alım süreci, ücretlerin belirlenmesi, yatırımların yapılması, kaynakların tasnifi, rezerv fonların ayrılmasında tam yetkili oldukları,
-
kamu sektörü tüzel kişiliğinden doğan kısıtlamalara tabi tutulmadıkları
-
Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin borsaları kamu kurumu veya kamu şirketi olsalar (örneğin Frankfurt Borsası, Bulgaristan Borsası ve WFE listesinde İMKB ile aynı kategoride yer alan kamu şirketi vasfındaki Varşova borsası) dahi, kamu kurumlarının mal ve hizmet alımlarını ve yapım ihalelerini düzenleyen 17 ve 18 sayılı AB kamu ihale mevzuatına tabi kurumlar arasında sayılmadıkları
görülmektedir.
Rekabetin arttığı, teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde İMKB’nin dünya borsalarının çalışma şartlarının gerisinde kalmaması gerekmektedir. Zira global boyutta trans-atlantik borsaların (NYSE-Euronext, OMX-NASDAQ) oluştuğu bir ortamda bu gelişmelere ayak uydurulmaması durumunda likiditenin yurtdışı piyasalara kayma riski bulunmaktadır. Dubai ve Doha gibi Körfez borsaları parasal varlıklarını; Nasdaq-OMX gibi borsalar ise deniz ötesi yatırımcı potansiyellerini ve teknolojilerini kullanarak bölgemizde hızla büyüme ve yayılma gayreti içindedir. Ülkemizde halka arzların büyük bir kısmı yabancı kurumsal yatırımcılara (%61) tahsis edilmektedir. Yine işlem gören hisse senetlerinin %71 gibi önemli bir bölümü yabancı yatırımcıların portföyündedir.
Bu gelişmeler çerçevesinde önümüzdeki dönemde Dubai’nin ve diğer Körfez ülkelerinin Londra ve NASDAQ üzerindeki etkileri dikkate alındığında, bölge sermaye piyasalarına yönelik arz ve talepleri kendi ülkelerine yoğun şekilde çekmeye başlayacakları tahmin edilmektedir.
İMKB’nin uluslararası alanda rekabet gücünü artırabilmesi için kendisini hızla modernize ederek teknolojik bir merkez haline gelip ülke içinde ve dışında piyasalarını büyütme projelerini hayata geçirmesi gerekmektedir. Piyasalar giderek artan şekilde ve kısa zaman içerisinde çok çeşitli ve yaratıcı enstruman ve işlem taleplerinde bulunmaktadır. Bunlara süratle ve en düşük maliyetle yanıt veremeyen borsalar rekabette geriye düşmekte teknolojik üstünlük kuran ve aktif pazarlama yapan borsalar öne çıkmaktadır.
Dolayısıyla, İMKB’nin piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesi, finansal ürün çeşitliliğinin artırılması ve çalışma esnekliğinin korunarak özelleştirme öncesinde kurum değerinin ve uluslararası rekabet gücünün arttırılmasının önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.
İMKB’nin Engel ve Kısıtları:
İMKB kamu kısıtlamalarına (Kamu İhale Kanunu, 5018 sayılı Kanunun 78. maddesi, İş-Kur mevzuatı gibi) muhatap olmadığı dönemde;
-
bölgesinde aktif bir borsa olarak halen başkanlığını yürüttüğü 32 üyeli Avrasya Borsalar Federasyonu’nu (FEAS) kurarak maddi, idari, eğitim ve teknik destekte bulunmuş, Fedarasyona dahil bazı Türki Cumhuriyet borsalarının (Bakü ve Kırgız) kuruluş sermayelerine iştirak etmiş,
-
Birleşmiş Milletler ve AB tarafından Güney Doğu Avrupa borsaları için geliştirilmesi düşünülen “bölgesel borsa platformu” ile “bölgesel merkezi takas” oluşturma (SECI) projesini başlatarak liderliğini yürütmüş,
-
OECD ile birlikte Türkiye’deki Kobi’ler için finansman yöntemleri geliştirilmesi üzerine maddi destek sağlayarak ortak çalışma gerçekleştirmiş,
-
yine OECD ile birlikte gelişmekte olan ülke borsaları için rehber niteliğinde “best practices- en iyi uygulamalar” çalışmasını yayınlayarak bölge borsalarına destek olmuştur.
İMKB’nin bölgesel bağları ve rekabet gücü açısından önemli yer tutan bu faaliyetlerin başlatılabilmesi ve yürütülmesinde bugün kamu kısıtları nedeniyle zorlandığı karar alma süreçlerine ilişkin o dönemde sahip olduğu esneklik önemli bir rol oynamıştır.
Organları üyeleri tarafından oluşturulan ve yönetilen bir mesleki kuruluş olarak, tıpkı benzer diğer borsalar gibi uzun yıllar özerk statüde verimli bir şekilde çalışabilmiş ve hızla büyüyen işlem hacmi ve piyasa katılımcılarının sayısındaki artışa bağlı olarak işlem sistemlerinde, piyasalarda ve endekslerde bir takım düzenlemeler yaparak, güçlü teknolojik altyapısıyla büyük bir gelişme göstermiş ve bugün Avrupanın önde gelen borsaları arasında yer almış olan İMKB’nin, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olması dolayısıyla, Kamu İhale Kanunu (KİK), 5018 sayılı Kanunun 78. maddesi, İş-Kur mevzuatı gibi genel kamu idaresini ilgilendiren mevzuata tabi olduğu yönündeki mülahazalar hukuki belirsizlik ve sorunlar yaratmış, bu olumsuzluklar gerek IMF’nin gerekse T.C. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) denetim raporlarına da yansımıştır.
IMF’in Kasım 2007 tarihinde yayımlanan “Türkiye’nin Finansal Sisteminin İstikrarının Değerlendirilmesi” raporunda “İMKB ile ilgili olarak, diğer borsalarda şirketleşmenin asıl gerekçesini oluşturan yatırım ve kaynak sorununun İMKB için geçerli olmadığı, İMKB’de yeterli kaynağın bulunduğu ancak kurumun sorununun hukuki durumunun açıklığa kavuşturulması olduğu” vurgulanarak, “özelleştirmeye yönelik çalışmaların tamamlanması beklenmeksizin, uluslararası rekabet gücünün muhafaza edilmesi ve modernizasyon için teknolojik yönden gerekli adımların atılması gerektiği” yönünde görüş bildirilmiştir.
YDK’nın İMKB’nin 1997-2005 dönemi, 2006 ve 2007 yılı faaliyetleri hakkında hazırladığı raporlarda da,
-
İMKB'nin, değişen piyasa koşullarında yeni ürünleri müşterilerine sunması veya Türkiye dışındaki borsalarla işbirliği girişimlerinde bulunması için, kararlarına esas teşkil edecek sağlıklı kaynaklara ihtiyacı bulunduğu, kurumun yarattığı kaynakların ise gelir fazlası olarak Maliye Bakanlığına düzenli bir şekilde aktarıldığı, 2007 yılında aktarılan gelir fazlası, elde edilen cari yıl gelir gider farkından daha büyük olduğu için öz kaynakların önceki yıla göre düşüş gösterdiği, kaynaklarını tam olarak kontrol edememesi nedeniyle, mali konularda geleceğe yönelik kararların alınmasında güçlükler çektiği,
-
Ülkemiz menkul kıymetler piyasalarında, en son teknolojinin kullanılarak piyasaların kesintisiz açık tutulması, dürüst ve şeffaf faaliyet göstermesi hususunda gerekli kontrol mekanizmalarının tesisi, bakım ve onarımının ekonomimiz açısından son derece öncelikli ve önemli bir durumu ifade ettiği; iletişim ve bilgi teknolojilerindeki çok hızlı değişimlerle, dünyada adeta bütünleşen finans piyasalarında yerli ve yabancı yatırımcılara menkul kıymet piyasalarını sevk ve idare ederek hizmet üreten İMKB’nin esas faaliyetlerinin ülkemiz ekonomisi için stratejik önem taşıdığı, asli faaliyetlerinin yürütülmesinde kullandığı malzeme, tesis ve yapım işleri ile bunların nitelikli bakım ve onarımlarına yönelik hizmet alımlarının kamu kaynağı kullanılarak temin edilmediği halde KİK'e tabi olduğu,
-
İMKB’nin eleman ihtiyacına rağmen İş Kur aracılığı ile aranan niteliklerde elemanları sağlayamadığı, uzun yıllardır personel alınmamasına bağlı olarak projelerin aksadığı ve ileride mevcut operasyonel faaliyetlerde de sıkıntılarla karşılaşılabileceği
tespitlerine yer verilmiş ve mevcut durumun Borsa faaliyetlerinin yürütülmesini de etkiler hale gelmeye başladığı dikkate alınarak, İMKB'nin işletmecilik özelliği ağır basan bir kurum olması nedeniyle, faaliyetlerini ve gelişimini verilen hedefler doğrultusunda etkin bir şekilde sürdürebilmesinin, kaynaklarını daha sağlıklı bir şekilde kontrol edebilmesine ve yatırımlarını yapmasına bağlı bulunduğu, bu nedenle İMKB’nin hukuki statüsünün netleştirilmesi, mali belirsizliklerin giderilmesini temin edecek yasal düzenlemelerin yapılması ve çağdaş borsacılık faaliyetlerinin gerektirdiği yapının sağlanması gerektiği hususu belirtilmiştir.
Gelinen aşamada İMKB, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olması dolayısıyla, Kamu İhale Kanunu, 5018 sayılı Kanunun 78. maddesi, İş-Kur mevzuatı gibi genel kamu idaresini ilgilendiren mevzuata tabi olduğu yönündeki değerlendirmeler nedeniyle uluslararası dinamik süreçlerin gerektirdiği esnekliği göstermekte zorlanmakta, gelişen teknolojiyi yakalamak için gerekli olan istihdam ve yatırım şartlarını sağlayamamaktadır. Kuruluşunda kendisine tahsis edilmiş sermayesi bulunmayan ve özkaynak niteliğindeki gelir gider farklarını 2000 yılından itibaren Maliye Bakanlığı’na gelir fazlası adı altında aktaran İMKB’nin, mevcut durumda işletme faaliyetleri ile yatırımların finansmanını da kapsayan kısa-orta vadeli program yapabilmesine imkan verecek bir fon oluşturması mümkün bulunmamaktadır.
İMKB’nin, faaliyetlerini piyasa dinamiklerine cevap verebilecek esneklikte özerk bir yapıda gerçekleştirebilmesi, uluslararası alanda rekabet gücünü artırmak için gerekli modernizasyon yatırımlarını yapabilmesi, nitelikli eleman istihdamını sağlayabilmesi ve özelleştirme öncesi kurum değerinin artırılabilmesi için, Kamu İhale Kanunu, 5018 sayılı Kanun ve İş-Kur mevzuatı gibi genel kamu idaresini ilgilendiren mevzuat kapsamından tamamen çıkarılmasının, Kurumlar Vergisi mükellefiyeti kapsamına alınarak çağdaş borsacılık faaliyetlerinin gerektirdiği yapının sağlanmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.
Ayrıca, SPK'nın borsaları izlemek ve denetlemek yetki/görevinin kapsamını, mevzuatta öngörülen borsaların sermaye piyasası faaliyeti ve işlemlerinin SPKn.na, SPK yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve sermaye piyasaları ile ilgili mevzuata uygunluğunun denetimi dışında idari ve mali yönden de denetim yaparak belirlemesi ve İMKB’nin kamu tüzel kişisi olma özelliği nedeniyle ilgili Bakanlık, Başbakanlık, Yüksek Denetleme Kurulu gibi çok sayıda kurumun İMKB’yi denetlemesi; halihazırda işlem ve faaliyetleri kendi Denetim Kurulu, İç Denetim Birimi ve Bağımsız Denetleme Kuruluşu tarafından denetlenen İMKB’nin iş ve işlemlerini aksatabilmekte ve öz düzenleyici kurum olma vasfını zayıflatmaktadır.
Diğer taraftan, borsayı ilgilendiren düzenlemeler ve değişikliklerle ilgili olarak İMKB'nin görüşünün alınması, kurumlar arası iletişim ve faaliyetlerin koordinasyonu ile piyasaların etkin ve sorunsuz işlemesi bakımından önemli görülmektedir.
2.3. İMKB’nin Hedefi
İMKB’nin kurum olarak hedefi; uluslararası alanda yüksek rekabet gücüne sahip, tüm piyasaların etkin bir şekilde işleyişini kolaylaştıracak teknolojik bir üs olmaktır.
İMKB bu hedefine ulaşırken aynı zamanda;
-
Sermaye piyasası kurum ve kuruluşları arasında iletişim etkinliğini sağlayacak bir network yapısı oluşturmayı,
-
İMKB’nin çalışma esnekliğini koruyarak özelleştirme öncesinde kurum değerini ve uluslararası rekabet gücünü arttırmayı
amaçlamaktadır. İMKB’nin yabancı şirketlerin halka arz ve çapraz kotasyon için, uluslararası bireysel yatırımcıların ve kurumsal fonların ise işlem yapmak için tercih ettiği, hem spot hem de türev piyasalarda geniş ürün yelpazesine sahip rekabetçi bir borsa olması istenmektedir. Bu hedef ve amaçlara ulaşabilmek için, İMKB’nin halka arzların artırılması, arz ve talep tarafının güçlendirilmesi, likiditenin artırılması, uluslararası işbirliği ve teknolojik modernizasyon gibi stratejik konularda muhtelif çalışmaları mevcuttur. Halihazırda bölgesel ve global boyutta gerçekleştirilen borsa birleşmeleri (NYSE-Euronext, OMX-Nasdaq), spot ve vadeli piyasalar arasında etkileşimin artması, rakip borsalarda teknolojik modernizasyonun hızla gelişmesi, bölge borsalarının çeşitli işbirliği anlaşmaları imzalamaları ve tek bir platformdan işlem yapma girişimleri gibi uluslararası tehditler İMKB’nin belirlediği hedefler doğrultusunda hızla hareket etmesini gerektirmektedir.
İMKB’nin kurumsal hedef ve amaçları ile yürütmekte olduğu bu çalışmalar, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Projesi kapsamında ulaşılmak istenen hedefle örtüşür mahiyettedir. Zira İFM projesi; ülkemizin finansal hizmet ihracını ve finans sektöründe istihdamı artırma, uluslararası finans kurumlarının İstanbul’u da merkez alarak faaliyetlerini sürdürmesini sağlama, İstanbul’un işlem hacmi ölçümüyle dünya çapında merkez sayıldığı finansal ürünler oluşturma, belirlenen finansal alanlarda dünya çapında rekabetçi özelliklere sahip düzenleme/hukuki ortam oluşturma, uluslararası standartlar ve AB’ye uyumu sağlama ve sürdürme ile ülkemizin kalkınmasını destekleyecek şekilde finansal sektörü güçlendirme gibi nedenlerden yola çıkarak “İstanbul, 10 yıl içinde bölgesel 30 yıl içinde küresel finans merkezi olacaktır” vizyonunu ortaya koymaktadır.
Bu vizyonun gerçekleştirebilmesi için çalışma grupları tarafından,
-
Fiziki ve iletişim altyapı sorunları çözülmüş bir mekan,
-
Uluslararası standartta işleyen bir hukuk alt yapısı,
-
Çeşitlendirilmiş ve derinleştirilmiş finansal ürünlerin sunumu,
-
İyi kurgulanmış bir düzenleyici ortam,
-
Basitleştirilmiş ve etkin uygulanan bir vergi sistemi,
-
Nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim alt yapısı,
-
Dünya ölçeğinde tanıtım, işletme ve izleme yapacak özel bir organizasyon yapısı
oluşturulmasına yönelik temel strateji ve eylemlerin ortaya konması gerekmektedir.
Bu çerçevede; İFM projesi kapsamında iyi kurgulanmış bir düzenleyici ortamın tesisi ve İMKB’nin hedeflerine ulaşabilmesi için yapılmasının yerinde olduğu düşünülen öncelik ve eylemler aşağıdaki başlık altında değerlendirilmiştir.
2.4. Öncelik ve Eylemler
Önceki bölümlerde, borsanın hukuki yapısı, bağlı olduğu mevzuat, hali hazırda ilgili olduğu alanda uluslararası standartlara uyum durumu ile önündeki engel ve kısıtlara değinilmiştir. İMKB’nin stratejik hedef ve amaçlarına ulaşabilmesi için öncelikli olarak mevcut durumda karşılaştığı engel ve kısıtları aşması büyük önem taşımaktadır.
-
Bu anlamda İMKB’nin genel kamu idaresini ilgilendiren mevzuat kapsamından tamamen çıkarılmasının ve Kurumlar Vergisi mükellefiyeti kapsamına alınarak çağdaş borsacılık faaliyetlerinin gerektirdiği yapının sağlanmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.
-
İFM projesi kapsamında iyi kurgulanmış ve gerekli koordinasyon ihtiyacına cevap veren bir düzenleyici ve denetleyici çerçevenin sağlanmasının önemi göz önüne alınarak;
-
borsayı ilgilendiren düzenlemeler ve değişikliklerle ilgili olarak İMKB’nin görüşünün alınmasının, kurumlar arası iletişim ve faaliyetlerin koordinasyonu ile piyasaların etkin ve sorunsuz işlemesi bakımından elzem olduğu,
-
İMKB’nin bir öz düzenleyici kurum olduğu ve halihazırda işlem ve faaliyetlerinin kendi denetim organları ve bağımsız denetleme kuruluşu tarafından denetlendiği; dolayısıyla borsanın denetiminde koordinasyonun sağlanması ve izleme/denetimin öz düzenleyici kurum olma vasfını zayıflatmayacak şekilde yürütülmesinin yerinde olacağı
düşünülmektedir.
-
Ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği, finansal piyasaların büyümesini ve ürün çeşitliliğinin arttırılmasını gerektirmektedir. Vadeli işlemler dahil olmak üzere finansal ürünlerle ilgili bilgi birikimi, gözetim ve denetim altyapısı, risk yönetimi bakış açısı, piyasaların düzgün işlemesine yönelik kamuyu aydınlatma vb. konulardaki yatırımları ve piyasa gözetiminde MKK, Takasbank ve SPK ile işbirliği halinde çalışması gibi hususlar; İMKB’nin organize piyasa olarak yetkinliğini göstermektedir.
İMKB’nin mevcut piyasalarının bütünlüğünün sağlanması (dürüst, etkin ve şeffaf piyasalar), finansal istikrarın sağlanması ve yatırımcıların korunmasına yönelik çalışmalarının yanısıra; halka arzların artırılması, sermaye piyasasının arz ve talep yönünün güçlendirilmesi, piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesi, kuruluş çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan Vadeli İşlemler Piyasası gibi yeni piyasaların açılması ve finansal ürün çeşitliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarının düzenleyici ve denetleyici çerçevede de gerekli şekilde desteklenmesi ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içinde olunması büyük önem taşımaktadır.
-
İFM Projesi AÇG’nda tartışılan İMKB’yle ilgili düzenleme ve denetime ilişkin konularda diğer çalışma gruplarıyla koordinasyon içinde olunmasının (Finansal Ürün ve Hizmet Çalışma Grubu, Vergi Çalışma Grubu, Mevcut Durum Analizi Çalışma Grubu vb.) uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak; İFM Projesi AÇG’nda uluslararası standartlara uyum ve denetleyici kurumsal yapı alanlarında yapılan çalışmalarda,
-
İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olabilmesi için bu merkezde uluslararası kabul görmüş düzenlemelerin ve iyi uygulamaların uygulanıyor olmasının,
-
Uluslararası bir finans merkezinde finansal sektörde düzenleme hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak etkin bir kurumsal yapının tesis edilmesinin
gerekli olduğu ana prensipleri göz önüne alınarak; İMKB’nin uluslararası borsa örneklerinde görülen ve WFE’nin (Dünya Borsalar Federasyonu) belirlediği şartlara sahip bir borsa olarak özelleştirme öncesi kurum değerinin artırılması, uluslarararası rekabet gücünü artırabilmek için gerekli modernizasyon yatırımlarını yapabilmesi, nitelikli eleman istihdamını sağlayabilmesi ve faaliyetlerini piyasa dinamiklerine cevap verebilecek esneklikte gerçekleştirebilmesini teminen; hukuki statüsünün netleştirilmesi, mevzuattan ve/veya uygulamalardan kaynaklanan temel sorunların giderilmesi ve çağdaş borsacılığın gereklerine uygun yasal düzenlemelerin ivedilikle sağlanması hususlarının dikkate alınmasının yerinde olacağı düşünülmektedir.
3. İstanbul Altın Borsası
3.1. Kurumsal Yapı
İstanbul Altın Borsası (İAB, borsa), 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa 3794 sayılı Kanunla eklenen “Kambiyo ve Kıymetli Madenler Borsaları” başlıklı 40/A maddesine istinaden idari kararla kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurulmuş ve kooperatif bir meslek kuruluşu yapısında teşkilatlandırılmıştır. Yetkilerini kendi sorumluluğu altında organları eliyle bağımsız olarak kullanmakta olup, organlar Borsa üyelerinin katılımıyla teşkil olunmaktadır. Hali hazırda Hazine Müsteşarlığı’ndan faaliyet izni almış ve borsa üyeliğine kabul edilmiş olan aracı kuruluşlar19 İAB üyelerini oluşturmaktadır. Borsanın en üst karar organı olan Genel Kurul borsa üyelerinden oluşmaktadır. Yönetim Kurulunun beş üyesinden dördü ve Denetleme Kurulu Genel Kurulca üyeler arasından seçilmektedir. Uyuşmazlık Komitesi ve Disiplin Komitesi gibi meslek komiteleri de borsa üyelerinden oluşmaktadır.
Özetle İAB; üyeleri tarafından yönetilen, bir meslek dalında düzenleme yapma ve standart koyma yetkisine, idari ve mali özerkliğe, personel ve yatırım politikalarını belirleme serbestîsine sahip öz düzenleyici kurum yapısındadır.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun 40.maddesi ile Kıymetli Madenler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Genel Yönetmeliğin20(31) ve “İAB Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliği’nin21 (6)’ncı maddeleri uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun gözetim ve denetimine tabidir.
Borsanın düzenleme yaptığı dört temel alan ise; (a) üyelere yönelik düzenlemeler, (b) işlem gören emtialara yönelik düzenlemeler ve (c) işlemlere/piyasaya yönelik düzenlemeler ve (d) kamu görevi olarak verilmiş kamu otoritesi yetkisi ile hareket edilen ve düzenleme-denetim yapılan konular olarak özetlenebilir.
Yukarıda yer verilen hükümlerde belirtilen görevlerin yerine getirilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak İAB organlarının görev alanına girmektedir. Örneğin, Borsa Yönetim Kurulunun mevzuatla verilmiş olan yetkileri saklı kalmak kaydıyla borsa işlerine ilişkin hususlarda karar almak gibi konular borsa Genel Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılırken; borsaya ilişkin her türlü iç mevzuatı hazırlamak, kıymetli madenlerin, borsada işlem görme esaslarını belirlemek, Borsa işlerinin mevzuata ve kurallara uygun olarak düzenli yürütülmesini sağlamak, Borsa işlemlerinde çıkabilecek uyuşmazlıkları inceleyerek sonuçlandırmak, Borsa bültenini çıkarmak, Borsa tarafından açıklanması gereken bilgilerin ve borsada teşekkül eden fiyatların muntazam olarak yayınlanmasını sağlamak, Borsa işlemleriyle ilgili istatistikler düzenleyerek yayımlamak, Borsanın bütçesini hazırlayıp genel kurula sunmak, Borsanın kadrosunu ve kesin hesabını hazırlayarak genel kurula sunmak, Borsa adına imzaya yetkili olanları ve yetki sınırlarını belirlemek, Her türlü personel atamalarını yapmak ve bu atama yetkisini, gerektiğinde borsa başkanına devretmek gibi konular ise Borsa Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri içindedir. Borsa genel kurul kararları, SPK’nın onayı ile veya bu onayın gecikmesi halinde, genel kurul kararlarının SPK’ya sunulmasını izleyen 15 gün içinde yürürlüğe girmektedir.
Borsaca yerine getirilen kamu hizmetleri yanında, Bakanlar Kurulu Kararı ve Hazine Müsteşarlığı’nca çıkarılmış olan tebliğ ile Borsaya verilmiş kamu görevleri de bulunmaktadır.
(*) Bu kapsamda İAB, imzalanan Birleşmiş Milletler Sözleşmesi kapsamında ham elmasın ithal ve ihraç işlemlerini Kimberley Süreci Sertifika Sistemi çerçevesinde yürütmeye ve ibraz edilen sertifikaların Kimberley Sürecine ilişkin belgelerde belirtilen asgari standartları taşıyıp taşımadığını incelemeye, katılımcı ülke ihracat otoritesi nezdinde sertifikaların teyidini almaya ve sertifika düzenlemekle yetkili kılınarak görevlendirilmiştir.
(**) İkinci olarak, İAB, Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan 2006/1 sayılı Kıymetli Maden Standartları ve Rafinerileri Hakkında Tebliğ22 ile Borsada bar, külçe ve granülleri işlem görecek uluslararası rafinerilerin, Londra Külçe Piyasası Birliği ve Londra Platin ve Paladyum Piyasası’nın yayımladığı listeler göz önünde bulundurularak belirlenmesi yanında Türkiye’de üretim yapan rafinerilerin bu listelere alınması görevi, Borsaya bırakılmıştır. Ayrıca, bunların denetiminde uyulacak esasları tespit yetkisi de Borsaya verilmiştir.
Düzenleyici faaliyetleri yanı sıra Borsanın Genel Yönetmelik, İAB Yönetmeliği, Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmelikleri ile 32 sayılı Karar çerçevesinde gözetim ve denetim görevleri de bulunmaktadır. Bir öz düzenleyici kurum olan İAB’nin düzenleme, denetim ve gözetim fonksiyonlarına ilişkin olarak yürüttüğü faaliyetleri finansal düzenlemenin temel amaçları açısından aşağıdaki tabloda yer aldığı şekilde özetlemek mümkündür.
Tablo 6 : Temel Amaçlar İtibarıyla İAB Düzenleme/Denetim/Gözetim Alanları
TEMEL AMAÇ
|
DÜZENLEME ALANLARI
|
Kuruluşların sağlıklı mali yapıya sahip olmaları
| -
Borsa üyelerinin, 32 sayılı Karar ve Borsa mevzuatı çerçevesinde denetimi, gerek duyulduğunda tedbir alınması,
-
Türkiye’de faaliyet gösterecek kıymetli maden rafinerilerinin denetimi
|
Sistemik Riskin Önlenmesi
| -
Koruyucu düzenlemeler ve piyasa faaliyet kuralları (takas işlemlerinde gecikme ve mağduriyetleri önlemek amacıyla üyelerden alınan risk teminatları)
-
Diğer kurumlarla eşgüdüm (Finansal sektör komisyonu)
|
Finansal ve Reel Piyasaların etkin çalışması
| -
İthal edilen kıymetli madenlerin Borsa piyasalarında işlem görme zorunluluğu (dünya fiyat ve standartlarında kıymetli maden temini),
-
Cevherden üretilen kıymetli madenlerin Borsa piyasalarında işlem görme zorunluluğu (ulusal kıymetli maden rezervlerinde yapılan üretime dair istatistiki bilgi)
-
Borsa pazarlarında uygulanan işlem kuralları,
-
Piyasalara ilişkin düzenlemeler,
-
Borsa üyelerinin Borsa pazarlarındaki işlemlerinin ilgili mevzuat kapsamında gözetim ve denetimi,
-
Borsa üyeleri arasındaki sorunlarda uzlaşma ve gerektiğinde üyelerden oluşan disiplin komitelerinin öz denetime yönelik yetki ve görevleri
-
Ham elmasın başta ithalatında olmak üzere dış ticaretinde kamu otoritesi görevi,
-
Kıymetli madenlerin uluslararası standartlarda rafinajında yerli firmalara lisans verilmesi, bunların gözetim ve denetimi, ülkede işlem görecek kıymetli madenlerle ilgili rafinerilerin tespit ve ilanı.
|
Müşteri ve yatırımcı haklarının korunması
| -
Borsa bülteni ve istatistiklerinin düzenli olarak web üzerinden yayınlanması,
-
Müşteri adına saklama (Üyeler adına saklama sisteminin alt yapısının güçlendirilmesi sonrası müşteri adına saklama ve izleme sistemi tesisine yönelik projede sözleşme imzalanması aşamasına gelinmiştir.)
|
3.2. Mevcut Yapısal ve Hukuki Sorunlar
İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında, uluslararası kabul görmüş Borsacılık uygulamalarıyla finansal ve reel piyasalarla ilgili sağlıklı analizlerin yasal-organize olmuş Borsalardan hareketle yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Bu itibarla, İAB’nin mevcut durumunun ile karşılaşılan sorunlar açısından ele alınmasında fayda görülmektedir.
Yapısal Sorunlar
Avrupa Birliğine verilen taahhütlerden hareketle ve benzer kuruluşların hukuki yapılarıyla da uyum sağlanması gerekliliğinden hareketle, İAB’nın kar amaçlı özel bir şirkete dönüştürülmesine yönelik kanun tasarısı taslağı ilgili devlet bakanlığına Borsa yetkili organlarında alınan kararlar sonrasında sunulmuştur.
Borsanın teşkilat, görev ve çalışma esaslarıyla yetki ve sorumluluklarının çıkarılacak özel bir kanunla kar amaçlı bir şirkete dönüştürülmesi önceliği, İAB’nin uluslararası diğer borsalara benzer kalite ve standartlarda kalıcı bir hizmet binasına kavuşturulması ihtiyacıyla birlikte takip edilmektedir.
Uluslararası örnekler incelendiğinde borsaların, kendi yönetim organları tarafından yönetilen öz düzenleyici (self regulatory) kuruluşlar olduğu, kamu niteliği olsun ya da olmasın üyelerinden oluşan meslek kuruluşları niteliğinde oluşturulduğu, faaliyetlerinde tam yetkili olduklarının hukuki güvence altına alındığı, kendi yönetim organları, insan kaynakları politikalarının oluşturulması ve uygulanması ile yatırım planlamalarında tam yetkili oldukları ve kamu sektörü tüzel kişiliğinden doğan kısıtlamalara tabi tutulmadıkları bilinmektedir.
Rekabetin arttığı, teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde İAB’nin dünya borsalarının çalışma şartlarının gerisinde kalmaması gerekmekte, 14 yaşında genç bir kurum olmasına ve dünyada kıymetli madenler konusunda organize olmuş piyasa örneklerinin azlığına rağmen ciddi çalışmalar yaptığı da dikkate alınarak desteklenmesi gerekmektedir.
İAB’nin uluslararası alanda rekabet gücünü artırabilmesi için kendisini hızla modernize ederek teknolojik bir merkez haline gelip ülke içinde ve dışında yeni piyasa ve pazarlar da açmak suretiyle arzu edilen bir borsa olması mümkün olabilecektir. Bu anlamda hükümet programına girmiş döviz-efektif piyasası, elmas ve kıymetli taşlar piyasası ile baz metallere dayalı emtia piyasalarının açılabilmesi anlamında gerek insan kaynağı gerekse yatırımsal ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ortamı bulabilmelidir.
Piyasaların giderek artan yaratıcı enstrüman ve işlem taleplerine süratle ve en düşük maliyetle yanıt verebilmesi anlamında aşağıda kısaca sayılan engel ve kısıtlamalardan İAB ve diğer Borsaların en kısa sürede arındırılması gerekmektedir. Bunun için de spesifik istisnalar sağlanması yerine, Borsanın teşkilat, görev ve çalışma esaslarıyla yetki ve sorumluluklarının çıkarılacak özel bir kanunla kar amaçlı bir şirkete dönüştürülmesi ivedilik taşımaktadır.
2007 yılından başlayarak TBMM adına Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunca Yüksek Denetleme Kurulu marifetiyle yasama organı denetiminde alınan İAB’nin hukuki anlamdaki ihtiyaçları da net olarak tespit edilmiştir.
Kıymetli Madenler Ticareti Sektörünün Sorunları
İAB’nin sorunu olmaktan ötede yer alan ve kıymetli madenler ticareti sektörünün (buna kıymetli madenlerin çıkarılıp ulusal rezervlerin aktif olarak kullanılmasından, takı ve mücevherat olarak pazarlanabilir aşamaya gelmesi arasındaki tüm faaliyetler dahil edilmektedir) daha etkin ve dünyadaki rakipleriyle ciddi olarak rekabet edebilmesini sağlayacak bazı tedbirlerin de alınmasının gerektiği değerlendirilmektedir.
Bu alt başlık altında yer almak üzere;
-
Kıymetli madenler ticareti sektörünün kendine has bir yasal düzenlemeye ihtiyacı vardır. Çevre sektörlerle birlikte 300.000’e yakın bir istihdama vesile olan sektörün tamamını çevreleyen bir kanuni düzenlemeye gidilmesi ve kıymetli maden ve taşlarla ilgili tanım ve standartlarla yasal zorunlulukların belirlendiği bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır.
-
Bir ayağı 32 sayılı Karar ve Kambiyo mevzuatı nedeniyle Hazine ve İAB’den hareketle SPK ile bağlantılı olarak finansal sektör içinde yer alan, bir ayağı devlet maden ve enerji politikalarıyla bağlantılı olan ve yaptığı fiziki üretim ve istihdam kapasitesiyle reel kesim içinde yer alan kıymetli madenler ticareti sektörünün bir bütün olarak düzenlenmesi ve denetlenmesinde etkin olarak yer alacak bir kurumun tespiti de bu düzenlemeyle yapılmalıdır.
-
Ana felsefesi döneminin şartları altında Türk Parasının kıymetinin korunması olan 1930 tarihli Kanun efektif, döviz, kıymetli maden ve eşyalarla ilgili ciddi kısıtlamalar getirmiş olup, 32 sayılı Kararla bu Kanuna esneklikler getiren düzenlemelerle belirlenen esaslar günün şartlarına yeterince uymamaktadır. Kıymetli madenlerin sektöre yönelik düzenlemeler kapsamında çıkarılacak kanun kapsamında devlet politikasına uyumlu şekilde düzenlenmesi isabetli olur.
-
Kıymetli maden aracılığıyla uğraşan aracı kurumlar diğer gelişmiş ülke uygulamalarında olduğu şekilde tüm aracılık faaliyetleriyle iştigal eden kuruluşlardan farklı düzenlemelere tabidir. Gelişmiş ülke uygulamalarında aracılık faaliyetleriyle ilgili standartlar tüm aracılar için uygulanmaktadır. AB uyum sürecinde bu istisnai durumun düzeltilmesi gerekeceğinden bu kuruluşların mağdur olma olasılıklarının değerlendirilmesi bir an önce gerektiği şekilde yönlendirilmeleri gerekmektedir.
3.3. İAB’nin Hedefleri
Borsanın Öncelikli Projeleri
İAB, yurt içinde cevherden üretilen kıymetli madenler ile yurda ithal olarak getirilen yıllık ortalama 200 Tonun üzerindeki altının alınıp satıldığı; bu işlemlerin 24 saat kesintisiz olarak yapılmasına olanak sağlayan elektronik sistemleri ile dünya ölçeğinde örneği olmayan organize bir piyasa olarak işlevlerini arttırmaktadır.
Londra Külçe Piyasası Birliği23 ile Dünya Elmas Federasyonunun24 da üyesi olan İAB, kıymetli maden, mücevher ve kuyumculuk sektörünün dünya ölçütündeki yüksek rekabet gücünün de etkisiyle İstanbul’un finansal anlamda dünya ölçeğinde bir merkez olabilmesi yolunda önemli roller üstlenmeye aday bir kurumdur.
İstanbul Altın Borsası tarafından daha önceki yıllarda başlatılan projelere yönelik çalışmalar devam etmekle birlikte, Borsanın karşılaştığı problemlerin en başında hukuki statü konusunun çözüme kavuşturulması gelmektedir.
Üzerinde çalışılmakta olan İAB projeleri hakkında çok kısa olarak verilmesi gereken bilgiler aşağıda yer almaktadır:
1. Elmas ve Kıymetli Taş Piyasası
Ülkemizin kuyumculuk ve mücevher sektörünün gelişme potansiyeli ve elde ettiği başarılar dikkate alındığında, sektörü dünya liderliğine taşıyacak olanaklar ve teşviklerin sağlanmasının önemi ön plana çıkmaktadır. Sektöre, uluslararası bir kimlik kazandırmak, kredi imkânlarının artmasını sağlamak, elmas ve kıymetli taş işlemleri yapan dünyadaki kişi ve kuruluşlarla organize bir yapıda ticaret imkânı sağlamak üzere İstanbul Altın Borsası bünyesinde, dünya standartlarında düzenlenmiş bir Elmas ve Kıymetli Taş Piyasasının açılması önemlidir.
Elmas ve Kıymetli Taş piyasasının etkinliğinin sağlanmasında Dünya Elmas Borsaları Federasyonuna üyelik büyük önem taşımaktadır. Federasyona üye 26 borsa üyeleri diğer borsalarda ziyaretçi statüsüyle işlem yapabilmekte ve üyeliğe kabul ve uyuşmazlıklarda Federasyon başkanlığında borsalar arası işbirliği ve hakemlik çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Piyasa çalışmaları sürecinde Kimberley Süreci Sertifika Sistemini Genel Kurulu dolayısıyla Belçika’ya yapılan ziyarette, Belçika’da yer alan elmas borsaları ve elmas ticareti yapan şirketler ziyaret edilmiş, Dünya Elmas Federasyonu ile görüşmeler yapılmıştır. Söz konusu çalışmalar sayesinde, 26 Mayıs 2008’de İstanbul Altın Borsası, Dünya Elmas Federasyonu’na 27. üye olarak kabul edilmiştir.
Elmas ve Kıymetli Taş Piyasasının işlerlik kazanabilmesi için iki önemli unsur bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, uluslararası entegrasyonun sağlanması, ikincisi ise elmas ve kıymetli taşlardaki vergi yükünün hafifletilmesidir. Uluslararası entegrasyon konusunda Dünya Elmas Borsaları Federasyonu’na üyelik sağlanmıştır. Vergi konusunda ise Vergi Konseyi ve Maliye Bakanlığı ile yazışmalar sürdürülmektedir.
Elmas ve Kıymetli Taş Piyasası'nın fiziki yapılanması tamamlanmış olup Piyasa Yönetmeliği, 04/01/2008 tarihinde; ek açıklamalar da 11/06/2008 tarihinde Hazine Müsteşarlığına gönderilmiştir. Yönetmeliğin yayımlanması ile piyasanın faaliyete geçmesi mümkün olacaktır.
2. Döviz ve Efektif Piyasası Projesi
Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de tezgah üstü piyasalarda, piyasa aktörlerinin kendi aralarında oluşturduğu düzen içinde karşılıklı güven ve kuruluşlar arasında belirlenen limitler çerçevesinde herhangi bir takas veya organize bir yapı güvencesi olmaksızın gerçekleşen efektif ve döviz işlemlerinin, İstanbul Altın Borsası bünyesinde kurulacak elektronik işlem platformunda, takas güvencesi ile gerçekleşmesini sağlamak ve böylelikle mümkün olduğunca etkin, şeffaf, kurumsal, düşük maliyetli, hızlı ve pratik; piyasa aktörlerinin kullanmak isteyeceği bir efektif ve döviz piyasasının kurulması amaçlanmaktadır.
İstanbul Altın Borsası bünyesinde efektif ve döviz piyasası açılmasına ilişkin uzun zamandan beri sürdürülen çalışmalar 13.07.1999 tarihinden itibaren değişik zamanlarda Sermaye Piyasası Kuruluna, Hazine Müsteşarlığına ve Maliye Bakanlığına sunulmuştur.
T.C. Merkez Bankası Para Piyasaları ve Fon Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki döviz ve efektif piyasaları Temmuz 2002 tarihinde kapanmış olmakla birlikte, ülkemizde halen bankalararası döviz piyasası ve Kapalıçarşı’daki geleneksel serbest piyasa faaliyet göstermeye devam etmektedir. Ancak özellikle ekonomik kriz dönemlerinde bankalararası piyasa ve Kapalıçarşı serbest piyasasında döviz ve efektif fiyatları birbirinden çok farklı oluşabilmekte, finans sektörü dışındaki diğer sektörlerde faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlar için organize bir piyasada oluşmuş tek bir referans fiyata ulaşma imkanı bulunmamaktadır.
İstanbul Altın Borsası bünyesinde oluşturulması planlanan bir Efektif ve Döviz piyasası ile sağlıklı bir fiyat oluşumunun sağlanması, işlem anında oluşacak tek fiyatın veri dağıtım şirketleri kanalıyla anında yayınlanması ve ayrıca gün sonunda yapılan tüm işlemlerde gerçekleşen fiyatların minimum, maksimum ağırlıklı ortalama fiyat ve hacim bilgileri ile piyasaya şu anda olduğundan daha çabuk ve daha doğru bilgi sunulmasını döviz fiyatının daha şeffaf bir şekilde oluşmasını sağlayabilecektir.
Mevcut sistemde farklı piyasalarda gerçekleşen ve farklı fiyat oluşumları sergileyen döviz ve efektif işlemlerinin, Borsa bünyesine çekilerek banka, yetkili müessese ve kıymetli maden aracı kurumları gibi piyasa katılımcıları açısından karşı taraf riskinin azaldığı, piyasa katılımcı sayısının artırıldığı, fiyat farklarının en aza indirildiği likit bir piyasa ortamının İAB bünyesinde, organize ve kurumsal bir zeminde yapılandırılması amaçlanmaktadır.
Efektif ve Döviz Piyasası’na ilişkin görüşmeler ile mevzuat ve piyasa kurulumu ile ilgili çalışmalar, projenin takas bankası olması planlanan İMKB Takasbank A.Ş. ile birlikte yetkili makamlar nezdinde devam etmektedir.
3. Müşteri Adına Saklama Hizmeti Verilmesi
Borsamızda işlem yapan üyelerimiz müşterilerinden topladığı emirler doğrultusunda alım veya satım yapmakta ve bu kıymetli madenleri, Borsamız saklama kasasında muhafaza imkanından yararlanmaktadır. Bu noktada mevcut durumda bu üyemizin toplam kıymetli maden miktarı bilinmekle birlikte toplam içinde üyenin müşterileri adına sakladığı miktarların ayrı ayrı bilinmesi mümkün değildir. Müşterilerin üyelerimizden zaman zaman talep etmiş olduğu sahip olduğu kıymetli madenlerin saklanmasına ilişkin bilgi taleplerine üyelerimizin verdiği cevapların yetersiz kalması nedeniyle daha güvenilir ve fiziken saklandığı ortamda bulunan kayıtlara rağbet edildiği ve talepleri karşılayabileceği düşüncesi ile üyelerimizden gelen talep doğrultusunda bir çalışma yapılması planlanmaktadır. Ancak üyelerimizin bilgisi dahilinde olan ve genelde 1 kg. altındaki müşteri kıymetlerinin öncelikle üyelerimiz tarafında oluşturulacak bir veri tabanı ile fiziken bu taleplerin karşılandığı kıymetli maden büyüklükleri içinde paylaştırılmasının, istenilen sonucu verip veremeyeceği konusunda endişeleri de beraberinde taşımaktadır. Örneğin 66 gr. kıymetli maden aldığını bilen müşteri üyemizden bu kıymetli madenin Borsamızda saklandığına dair bir belge talep etmesi halinde fiziken var olan 1 kg. ‘lık kıymetli madenin ne kadarlık miktarının hangi üyenin hangi müşterisine ait olduğunun takibi yapılmalıdır.
4. Baz Metallere Özel Yeni Piyasalarla Pazarlar Açılması
Kıymetli madenler dışında, bakır, nikel, kurşun, kalay, alüminyum gibi diğer metallerin işlem görebileceği bir piyasa oluşturulması düşünülmektedir. Bu piyasanın ayrı bir piyasa olarak kurgulanması mümkün olmakla birlikte mevcut Kıymetli Madenler Piyasası içerisinde işlem gören kıymetli madenlerin yanına yeni madenlerin eklenmesi ile de gerçekleştirilebilir. Mevcut altın, gümüş ve platin’in yanında benzer diğer kıymetli madenlerin de işlem görebilmesine imkan sağlanması için EBS yazılımının Spot piyasa modülünde işlem görecek kıymetli madenlerin tanımlarının yapılması ve işlem yöntemlerinin belirlenmesi yeterli olacaktır. Ayrı bir piyasa olarak kurgulanması durumunda da EBS yazılımının esnek ve parametrik yapısı sayesinde spot piyasa modülü üzerinde yapılacak yeni maden tanımları ve işlem yöntemleri ile aynı yazılım kullanılabilir. Bu metallerin işlem görmesi durumunda lisanslı depoculuk hizmetinin de verilmesi gerekmektedir.
3.4. Öncelik ve Eylemler
(1) İAB’nın görev, yetki ve sorumluluklarının açıkça belirlendiği bir kanun çıkarılmasına ihtiyaç vardır. Bu kanun ile Avrupa Birliğine verilen taahhütler ve uluslar arası Borsaların kar amaçlı özel kuruluşlar olarak örgütlenmiş olmalarından hareketle, özel bir takım düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
(2) İAB üyesi yetkili müessese, kıymetli maden aracı kurumu, banka, kıymetli maden üretim ve pazarlaması faaliyetinde bulunan kuruluşların yapısı ve faaliyetlerinde değişikliğe gidilerek genel bir düzenleme yapılması, bu anlamda mevcut borsaların hukuki yapılarındaki farklılıklarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
(3) Bu genel düzenlemeleri belirleyecek, söz konusu kuruluşların gözetim ve denetimini yapacak otoriteler arasında uyumu ve işbirliğini geliştirecek ve özellikle kıymetli madenler ve kıymetli madenler piyasaları konusunda uzmanlaşmaya önem veren bir yaklaşımın tespit edilerek uygulamaya geçilmesi öncelikle ele alınmalıdır.
(4) Kıymetli madenler ticareti sektörünü bir bütün olarak kavrayacak yasal düzenlemeye gidilmesi ve kıymetli madenlerle kıymetli taşların 32 sayılı Karar ile belirlenen esaslar yerine bu düzenleme kapsamında devlet politikalarına uyumlu olacak şekilde kavranması gerekmektedir.
Dostları ilə paylaş: |