Hastane Etik Kurulları:
Hastane Etik Kurulları hastane veya sağlık kurumu içinde değişik konularda ortaya çıkan etik sorunların çözümünde rol oynayan, danışmanlık hizmeti veren kurullardır.
Tıp alanında 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan büyük ilerlemeler, gelişen teknoloji, insan ve hasta haklarındaki yeni yaklaşımlar, yaşanan etik sorunların çözümünde ilaç araştırmaları kurulları ile kapsamlı ve iyi organize olmuş profesyonel hastane etik kurulların kurulması düşüncesini ortaya koymuştur.
Hastane etik kurullarının kuruluş amaçlarını;
- Danışmanlık vermek,
- Hastane personelinin, hasta ve hasta yakınlarının eğitimi,
- Sağlık kurumunun sağlık politikasını oluşturmak olarak ifade edebiliriz.
Danışmanlık hizmeti; kurulun vazgeçilmez bir işlevidir ve varlık sebebidir.
Tıbbi uygulama ve diğer nedenlerle ortaya çıkan durumun etik yönden incelenmesini ve bu durumlarda tutum ve yöntem belirlenmesini, hastane personeli, hasta ve ailesinin eğitimini amaçlamaktadır.
Karar verilmesi zor durumlarda; sınırlı kaynakların kullanılması, yaşam desteğinin sonlandırılması, gerçeğin söylenmesi gibi günlük olgu analizleri ile hastane ve kliniklerde çalışan hekim ve sağlık personelinin etik konularda karar verme yeteneğinin geliştirilmesi ve çeşitli uzmanlık alanlarından gelen sorunun tüm boyutlarıyla tartışılması etik kurulun görevleri arasındadır.
Günümüzde tıp uygulamalarındaki hızlı gelişmeler, özellikle de yasal ve etik açıdan sorun yaratan olgular karşısında hekimin yalnız başına karar vermesinden ziyade, en uygun kararı verecek olan bir ekibin üyelerinden biri olma konumunu alması şeklindeki yaklaşım da değer kazanmaktadır. Bu durum, hizmeti sunan kurumun bünyesindeki sağlık ekibine ve hastalarına gerekli etik danışmanlık ve eğitim hizmetlerini vermesi gerekliliğini de doğurmaktadır.
Hastane etik kurulların yapılandırılması Kuzey Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri`n de konu ile ilgili birkaç olgunun yaşanması ile ortaya çıkmış, Güney Amerika’ya ve Avrupa`ya da yayılmıştır.
Hastane etik komitelerinin başlangıcı 1920`li yıllarda kısırlaştırma ve 1950`li yıllarda düşük vakalarını incelemek üzere yalnız hekimlerden oluşan komitelerin kurulmasıyla başlar. Modern anlamda hastanelerde etik kurulların kurulması ise; toplumda yaşanan ve yankı uyandıran vakaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
ABD`de hastane etik kurullarının kuruluşu, altmışlı yılların sonunda ve yetmişli yılların başında biyoetik alanındaki gelişmelerin, tıbbın özellikle yoğun bakım ve organ nakli dallarındaki hızlı gelişimin sonucudur.
1971 yılında Kanada`da hastanelerde etik kurulların kurulma düşüncesi ilk kez, piskoposların “Tıp Ahlak Kılavuzu”nda ortaya atılmıştır. Kılavuzun önsözünde her “Katolik Sağlık Merkezi”nde bir tıp ahlak kurulu kurulması önerilmiştir. Bu kılavuz; kurulun amaçları, kuruluşu, çalışma yöntemleri, üyelik ve karşılaşılabilecek zorluklar hakkında çözüm önerilerini kapsamaktadır.
Bu kurul etkin sağlık bakımı için tüm hastane çalışanlarının tıp ahlaki değerleri eğitimini öngörerek “Katolik Sağlık Merkezleri” için ahlaki ve dini yönergelerin birleştirilmesini amaçlamıştır.
Tıbbi ve hukuki olarak onaylanmayan ve ahlaki açıdan toplumu rahatsız eden vakalar sonucu etik kurullara olan gereksinim artmıştır. Karen Ann Quinlan vakası ile, konsültasyon yapılması ve yaşam destek ünitelerinin geri çekilmesine karar verebilmek için farklı dallardan hekimlerin yer aldığı etik kurulların kurulmasına karar verilmiştir.
1982 yılında ABD`de Indiana`da Down sendromlu ve yemek borusunda darlık bulunan bir bebek dünyaya gelmiştir. Defektin onarılması için izin vermeyen aile, bebeğin zeka özürlü olarak yaşamasındansa, ölmesini tercih etmiştir.
1983 yılında New York`da Bebek John Doe, merkezi sinir sistemi problemi ile doğduğunda; bebeğin babası cerrahi müdahalede bulunulmamasını istemiştir. Böylece aşırı özürlü bebeklerin tedavi edilmesinin etik ve hukuki yönü tartışılmıştır.
Bu söz konusu vakalardan sonra sakat doğan bebeklerin tedavisine nasıl karar verileceği konusundaki tartışmalar artmıştır. 1985 yılında Amerika Birleşik Devletleri Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı bir yönetmelik yayımlamıştır. Bu gelişmeler sonucu yeni doğan bakım üniteleri olan hastanelerde etik kurulların oluşturulması önerilmiştir.
Hastane Etik Kurullarının diğer bir işlevi eğitimdir. Kurul üyelerinin;
-
Etik ilke ve teorilere,
-
Etik sorun çözümleme yöntemlerine,
-
Konu ile ilgili mevcut olgu çalışmalarına,
-
Politika ve yasalara,
-
Çözüme yardımcı literatür bilgisine sahip olması gerekir.
Kurulun eğitim işlevini yerine getirirken seminerler, konferanslar, disiplinlerarası çalışmalar yapması gerekmektedir.
Sağlık kurumlarında ve hastanelerde görev yapanların etik yönden eğitimleri bu kurullar tarafından sağlanabilir. Bu kuruldaki üyelerin yeterli etik bilgi düzeyine sahip olması, eğitim görevi üstlenmelerinde önemli bir etkendir.
Kurulların aynı zamanda hasta ve hasta yakınları ile hizmet sunulan tüm topluma etik duyarlılık kazandırmak, bunu geliştirmelerine yardımcı olmak, iletişim eğitimine yönelik hizmet vermek gibi sorumlulukları da vardır.
Hastane etik kurullarının diğer bir işlevi ise sağlık kurumunun etik politikasını oluşturmaktır. Kurul hastaların bakımı çerçevesinde gelişen ve/veya tekrarlanan etik soru ve sorunlar ile ilgili olarak rehber kurallar geliştirmekle hastaneye ve tıbbı ekibe yardımcı olarak etik karar verme sürecini kolaylaştırabilir. Ancak bu kurallar ülkenin hukuk kuralları çerçevesinde hazırlanmalıdır.
Hastane etik kurulları klinik uygulama ile ilgili moral sorunların çözümü için bir metodolojiye sahip olmalıdır.
Etik problemin değerlendirilmesi, önerilen davranış biçiminin doğruluk ve yararlılık analizi, davranışın alternatif yönlerinin saptanması, farklı davranış biçiminin sonuçlarının analizi, var olan değerin belirlenmesi, analiz için temel davranış biçiminin belirlenmesi gerekir.
Bununla birlikte üyeler; tıbbi etkenleri, hastanın tercihlerini, aile durumunu, dini inanışlar gibi dış etkenleri, hastanın karar verme kapasitesini, hastanın aydınlatılmış onamı ve tercihinde gönüllü olup olmadığı konularını dikkate almalıdırlar.
Kurul üyeleri etik karar verme yetkinliklerini sürekli geliştirmelidirler.
Karar verme sürecinde tıbbi, hukuki, toplumsal ve etik durumlar bir arada değerlendirilmelidir. İncelenen olguya ait tüm belgeler bir araya getirilmelidir.
Gerçek etik sorunlar ile başka alanlara ait etik ile ilgili olmayan sorunlar birbirinden ayırt edilmelidir.
Hastane etik kurulları, kararları tavsiye niteliğinde olan danışmanlık hizmeti verirler. İlaç araştırmaları etik kurullarından farklı olarak, yasal bir zorunluluğun sonucu değillerdir.
Öneri seklinde verilen danışmanlık hizmeti sonunda; son kararı hekim, hasta ve hasta yakını verir.
Hastane etik kurulları hekim hasta ilişkisinde hekimin yerine müdahale etmemelidir. Etik kurulların gönüllü nitelikte, eğitim ve öneri verme amacına yönelik olması hasta-hekim ilişkisine girmemesi ve hekim sorumluluğuna etki etmemesi gerekir.
1970’li yıllardan itibaren kurulmaya başlayan bu kurullar; hekim hasta ilişkisine müdahale ettiğinden, hekimlerin sorumluluğunu azalttığı ve kurulların yetersiz olduğu düşüncesinden, kurul üyelerinin yeterli etik deneyime sahip olmamasından ve kurulda etik uzmanı olmaması nedeniyle hastanelerde sınırlı sayıda kurulmuşlardır.
Etik komite üyeleri 5 ile 20 arasında değişmekle birlikte ortalama 10 kişiden oluşur. Bu üyeler arasında; tıp alanından temsilci, hastane bakım personelinden temsilci, hastane idaresinden temsilci, din adamı, hukukçu, sosyal danışman, halk temsilcisi, tıbbi etik uzmanı bulunur.
Ülkemizdeki 1928 tarih ve 1219 sayılı “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” ile mesleki kuralların denetlenmesine ilişkin ilk ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Bu yasa ile tabip odalarının onur kurulları ile yüksek onur kurulunun oluşumu ve işlevleri tanımlanarak ilk etik kurullar oluşturulmuştur.
1953 yılında yayımlanan 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu ile tabip odaları onur kurullarının kuruluş ve işleyişleri daha açık hale gelmiştir.
1960 yılında çıkarılan Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ile mesleki kurallar daha açık hale getirilmiştir. Organ aktarımları, yapay döllenmeye ilişkin hekimlere yol gösteren yasal düzenlemeler olmasına rağmen hekimler bazı vakalarda karar vermekte zorlanabilirler.
Ülkemizde sağlık hizmeti veren alan kişilerin eğitimi, tıbbi uygulamalarda yaşanan etik ikilemlerde çözüm bulunması için karar vermede hekimlerin danışabileceği işlevsel hizmet veren hastane etik kurullarının önemini ortaya koymaktadır.
Türkiye`de üniversite hastanelerinde de etik kurulları vardır. Ancak bunlar şimdilik ilaç araştırmaları kurulundan öteye gidememişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |