TARİH ÖNCESİNDE TIP
Prof. Dr. Nil Sarı
Tarih öncesinde insanın en büyük başarısı ağır çevre şartlarına rağmen hayatta kalabilmesidir. Düzenli mevsimler dört kere bozulmuş ve buzul çağları yaşanmıştı. İnsan dünyada ilk göründüğünden bu yana kaza ve hastalıklarla karşılaşmıştı. Fakat insana bağışlanan en değerli nimet vücudunun kendi yarasını onarabilmesi ve hastalığının üstesinden gelebilmesidir, yani insanın tabiatı en iyi ilacıdır.
İnsanlar hayvanların yaptığı gibi önceleri “içgüdülerine” dayanarak kendilerinde var olan tedavi edici güce yardımcı oldular. Yaralı hayvanın yarasını yalaması, gözüne perde inen keçinin hasta gözünü çalılara takarak açması, karnında şişkinlik hisseden leyleğin gagasıyla lavman yapması, baykuşun kıl bitinden kurtulmak için toprakla yıkanması insanların dikkatini çekmiş olmalıydı. Belki de insanlar hayvanlardan bazı tedavi yolları öğrenmiş ve onları taklit etmişti.
İnsanlar, parmak basarak veya biraz yukarıdan bağlayarak kanamayı durdurma, ateşli bedeni soğuk suya sokma gibi tedavileri önce içgüdüleriyle yaptılar. Daha sonraları aklını kullanmaya başlayan insanlar “deneme-yanılma” yoluyla öğrenmeye başladılar. Hayvanlardan farklı olarak bilgi edinme yeteneğini kullanan insana homo sapiens denmektedir. Deneme-yanılma yöntemiyle, yani ampirik yoldan pek çok bitkinin yararlı ve zararlı tıbbi etkisini keşfettiler. Bitkilerin hangisinin yararlı, hangisinin zararlı olduğunu öğrenene kadar belki de on binlerce insan zarar görmüş olmalıydı. Sebep-sonuç ilişkisinin kurulması kolay değildi.
Aklını ve elini bir arada çalıştıran insan nesneleri istediği şekilde değiştirebilmektedir. Nesnelerin doğadaki özelliklerini değiştirerek yeni aletler üreten insana “yapan insan” (homo faber) denmektedir. Ateşi bulan insan bir yandan hayat seviyesini yükseltirken diğer yandan daha güçlü silahlar geliştirdi. İnsanlar önceleri taş, kil ve ağaçtan, sonraları madenden aletler yaptılar. Fakat yaparken yıkmamak söz konusu değildir. Bunun içindir ki tarih boyunca doğadan giderek daha çok yararlanan insanoğlunun yaptığı buluşlar arttıkça doğaya verdiği zararlar da artmıştır.
Tarih öncesine ait bilgilerimiz yazılı kaynaklara dayanmaz. Fosiller, yeraltından çıkarılan buluntular (aletler, iskelet kalıntıları vb.), mağara resimleri ve ilkel toplumlar tarih öncesi tıbbını anlamamıza yardımcı olur.
Dostları ilə paylaş: |