Louis Pasteur (1822-1895) Fransa’da ufak bir kasabada doğdu. Kimya tahsil etti ve 1847’de kimya dalından doktora yaptı. 1854 yılına kadar kimya hocalığı yaptı. 1854 yılında Lille şehrinde yeni kurulan fen fakültesine kimya profesörü ve dekan oldu. Bira ve şarap yapımcılarının karşılaştıkları bazı güçlükleri çözmek için çalışmalara başladı. Pastör’ün fermantasyon çalışmaları böylece başladı. Organik solüsyonlardaki fermantasyonun zannedildiği gibi kimyasal olay olmadığı, bütün fermantasyonların canlı organizmaların çoğalması ile ilgili olduğunu ispat etti. 1861 yılında yaptığı bu buluşla; sıvılarda meydana gelen fermantasyonun, bu solüsyonlarda önceden var olan veya sonradan bu solüsyonlara karışan canlı organizmalarla olduğunu gösterdi. Daha önce zannedildiği gibi bu canlı organizmalar fermantasyon sonucu meydana gelmiyor, canlı organizmalar fermantasyonu meydana getiriyordu. Bu fermantasyonu bozan maddelerin de havadaki ufak canlılar olduğunu ispat etti. Bunun sonucunda da kendi ismi ile anılan pastörizasyon (kaynatıp hızla soğutarak) usulü ile bu istenmeyen canlılar uzaklaştırıyordu. Böylece şarap imalatçılarına çözüm bulmuş oldu.
İpekböcekçiliğini zarara sokan hastalığı önlemek için çalışmalara başladı. Bu hastalıkların ipekböceklerine bulaşan mikroorganizmalar ile olduğunu fark etti ve bunu ispat etti. Bu hastalık yapan mikroorganizmaları ortamdan uzaklaştırıyor veya sağlıklı böceklerin hastalıklılardan ayrılmasını öneriyordu. Bu önlemler çok iyi neticeler verdi. Çalışmalarına hiç ara vermeyen Pastör hayvancılıkta büyük zararlara sebep olan sığır şarbonu hastalığını araştırmaya başladı. Bu hastalığa sebep olan bakteriler tanınıyordu. Bu bakterinin saf kültürünü elde etti ve bunların hayvanlarda sığır şarbonu hastalığını meydana getirdiğini ispat etti. Bu buluşu ile "Mikrop teorisi"nin esasları kuruluyordu. Mikroorganizmanın hastalık yapan mikrop olabilmesi için şu şartlar olmalı idi:
1- Her hastalığın bir mikroorganizması olmalı,
2- O mikrop izole edilebilmeli,
3- Mikrobun saf kültürü yapılabilmeli,
4- O mikrop verildiğinde o hastalığı yapmalı,
5- O mikrop hastalanan hayvandan tekrar kazanılabilmeli.
Bu mikrop teorisini çalışmalarına esas aldı. Pastör sığır şarbonunda da bunu uyguladı ve neticeyi ilan etti.
1880 de tavuk kolerası üzerinde çalıştı. Hastalığa sebep olan mikrobu izole etti. Bu çalışmaları sırasında çok önemli bir gözlem yapmıştı. Hastalığa sebep olan mikrop zamanla eskiyor ve etkisi hafifliyordu. Bayatlamış kültürle aşılanan hayvanlar hafifçe hastalanıyor, tekrar mikrop verildiğinde ise bağışıklık kazanmış oluyorlardı. Bu çok önemli gözlem bağışıklık çalışmalarına sebep oldu. Mikropları belli bir ortamda eskiterek virulansını azaltıyor ve o hastalıktan korumak veya tedavi etmek için kullanıyordu. Bu aşı ile hastalıklardan korunma yolunu açacaktı. Şarbon basilini 42 derecede muamele ile şarbon aşısını hazırladı. Hayvanların bu hastalıktan korunması için aşılanmalarını sağladı. Bu olay tıp tarihinde çok önemli bir buluştu. İnsanları tehdit eden ve öldüren hastalıklarda da bunu uygulamayı düşündü ve çalışmalarını o yönde yoğunlaştırdı
Dostları ilə paylaş: |