Tarih boyunca müsteşriklerin gayretleri çeşitli çalışmalarla kendisini göstermiştir. Bunları birkaç başlık altında toplayabiliriz:
1- Akademik Araştırmalar
2- Yazma Eserlerin Toplanması ve Fihristlenmesi
3- Tahkik ve Neşir
4- Arapça’dan Batı Dillerine Tercümeler
5- Muhtelif Arabî ve İslâmî Sahalarda Telifler Yapma
1- Akademik Araştırmalar
Hemen hemen her Avrupa ve Amerika Üniversitesi’nde İslâmî ve Arabî Araştırmalar için bir enstitü bulunmaktadır. Hatta bazı üniversitelerde Şarkiyata ait birden fazla enstitü vardır. Her bir enstitünün başında bir profesör, onun da doçent ve doktorlardan meydana gelen birkaç yardımcısı bulunmaktadır. Bu enstitüler, akademik araştırmalar yapmakta, Arapçayı öğretmekte, mastır ve doktora talebelerini eğitip mezun etmektedir. Mezun olan bu öğrenciler, çalışmalarını müsteşrikliğin akademik sahalarda, diplomatik sahalarda veya kütüphanelerin Doğu ile ilgili kısımlarında ya da Şarkiyat sahalarında çalışma yapan araştırma merkezlerinde ve daha buna benzer Doğu ile ilgili çeşitli alanlarda sürdürüyorlar.71
Her bir enstitünün, araştırmacılara, yaptıkları ilmi araştırma ve incelemelerde yardımcı olacak İslâmî ve Arabî kaynaklarıyla dolu bir kütüphanesi bulunmaktadır. Müsteşrikler, kendilerini tamamen çalışmalarına veriyor, hedeflerine tam bir samimiyet, sınırsız bir fedakârlık ile ve bütün verileri kullanarak hizmet ediyorlar. Araştırma ve incelemelerinde hayret edilecek bir sabra ve çok sayıda eski ve yeni dile vukûfiyet ve ihâta sahibidirler. Bizim memleketimizde yayınlanan en mühim İslâmî ve Arabî araştırmalarla ilgili yayınlardan çok iyi haberdardırlar. Onların gerek özel ve gerek umûmî kütüphaneleri, eskisiyle yenisiyle muhtelif Arabî ve İslâmî kaynaklarla doludur.72
2-Arapça El Yazmalarının Toplanması
Müsteşrikler uzun zamandan beri, Müslüman Şark memleketlerinin her yerinden Arapça el yazması eserleri toplamaya özen göstermişlerdir. Şark’tan getirilen çok sayıda yazma eserler, Avrupa’da, Arapça araştırmaların kolay ve canlı yapılmasına yardımcı oldu. 1798 yılında Napolyon’un Mısır’ı işgalinden sonra, Şark’ta Avrupa’nın nüfûzu artmış, bu da birçok yazma eserin getirtilmesine yardımcı olmuştur. Avrupa’da, bu işle ilgilenen çevreler, Şark’tan yazma eser satın almak için özel adamlar gönderiyorlardı. Mesela Prusya Kralı 4. Frederic Wilhelm, Richard Libisyus’u 1842 yılında Mısır’a, Heinrinch Peterman’ı 1852’de Doğu’ya, Şark yazmalarını satın almak için göndermiştir.73 Şark’taki el yazması eserlerin toplanması kanunî veya gayr-ı kanunî yollarla gerçekleşmiştir. Bu yazmalar, Avrupa’da büyük bir alâkaya mahzar olmuştur. Bunların ziyan olmaktan kurtulmaları için büyük çalışmalar yapılmış, onlara son derece büyük bir itina gösterilmiş, onları en ince teferruâtına kadar tanıtacak faydalı ve ilmî fihristleri yapılmış, ihtiva ettikleri konulara işaret edilmiş, müellifinin ismi, doğum ve vefat tarihi, kitabın telifi veya istinsah tarihi belirtilmiştir. Böylece, kendisinden istifade etmek isteyen araştırmacıların, ya bulunduğu yerde istifadesi sağlanmış veya filmini çekmek suretiyle, fazla bürokratik zorluk çıkarmadan hizmetlerine sunulmuştur. 74
Müsteşrikler, bütün Avrupa üniversite ve kütüphanelerinde bulunan Arapça yazma eserlerin fihristlendirme hizmetini yerine getirmişlerdir. Avrupa kütüphanelerinde Arap ve İslâm yazma eserlerinin, on binlerce olduğu tahmin ediliyor. Belki de bunların adeti yüz binlere bile ulaşıyor.75
3-Tahkik Ve Neşir
Müsteşriklerin çalışmaları, yazma eserlerin toplanması ve fihristlendirilmesi ile sınırlı kalmamıştır. Bilhassa bunların tahkîk ve neşrini de gerçekleştirmişlerdir. Birçok kültür kitabının tahkiki yapmışlar, muhtelif nüshalarını karşılaştırarak aralarındaki farklılığı görmüşler, bunları tespit ederek en doğru olduğunu zannettiklerini tercih etmişlerdir. Bunun yanında kitabın konu ve özel isimlerinin indeksini yaparak, neşrettikleri kitabın sonuna eklemişler, bazen de bir kısım kitapların çok faydalı şerhlerini yapmışlardır.76
4-Tercümeler
Yüzlerce Arabî ve İslâmî kitap bütün Avrupa dillerine tercüme edildi. Tâberi’nin Tarihi’ni, Gazâli’nin İhyası’nı, Mesudî’nin Murûcu’z-Zehebi’ni ve bunlara benzer çok sayıda İslâmî lügat, edebiyat, tarih ve çeşitli ilimler hakkında yazılmış çok sayıda eseri kendi dillerine tercüme ettiler. Bunun yanında Orta Çağ’da Arap ve Müslümanların felsefe, tıp, astronomi ve diğer bilimlerle ilgili olarak yazmış oldukları eserleri de tercüme etmişlerdir.
Bunun yanı sıra çeşitli dönemlerde çeşitli Avrupa dillerine Kuran’ı Kerim tercümesi yapılmıştır. Aşağıdaki listede gayr-ı Müslimler tarafından yapılmış olan Kuran-ı Kerim tercümelerinin yaklaşık sayıları verilmiştir.77
Almancaya…..14
İngilizceye…..10
İtalyancaya….10
Rusçaya……..10
Fransızcaya.....9
İspanyolcaya...9
Latinceye…....7
Flemenkçeye..6
5- Telifler
Müsteşrikler, Arap ve İslâm araştırmaları konusunda çok değişik sahalarda te’liflerde bulunmuşlardır. 1800 ile 1950 arasında Şark’ı ele alan 60.000 civarında kitap yazıldığı tahmin edilmektedir. Arap ve İslâm tarihi, İlm-i Kelam, Fıkıh, İslâm Felsefesi ve İslâm Tasavvufu, Arap Dili ve Edebiyatı Tarihi, Kur’an ve Hadis ile ilgili araştırmalar, Arap Dili Grameri ve Dil Felsefesi gibi Arabî ve İslâmî sahaların hepsiyle ilgili eserler telif etmişlerdir.78
Bu kitaplar, içerik, bilimsellik ve değer yönünden birbirine eşit değillerdir. Bazıları tamamen subjektif ve gerçekleri yansıtmayan, İslâm’a karşı ağır sözler ihtivâ eden, taassubkâr bir psikolojiyle yazılmışken; bazıları elden geldiğince objektif ve doğru bir şekilde ele alınan ve ilmî araştırmalar için faydalı eserler de telif etmişlerdir.
Biz, burada, ilmî değeri bulunan bazı teliflere kısaca örnek vereceğiz:
A-Arap Edebiyatı tarihi (Geschichte der Arabichen litterature)
Kısa adı G.A.L. olan bu eser, Alman müsteşrik Brockelmann’ın (Ö: 1956) yazdığı bir kitaptır. Arap ve İslâm araştırmaları konusunda temel eserdir. Bu iki saha ile uğraşan hiçbir araştırmacı ondan müstağni kalamaz. Bu kitap, sadece Arap edebiyatı ve dil felsefesi ile yetinmemekte, aynı zamanda Arapça yazılmış bütün İslâmî eserleri ihtiva etmektedir. Eser yazma olsun, matbu olsun bütün Arapça tasnif eserlerin bir kayıt mesâbesindedir. İlk defa 1898–1902 yılları arasında iki cilt halinde çıktı. Yazar, daha sonra, 1937’den 1942’ye kadar geçen zaman zarfında tamamı yaklaşık 2.600 sayfadan meydana gelen üç büyük cildi daha ek olarak çıkardı. Daha sonra 1937, 1949 tarihlerinde ilk iki cildi, ek üç cilde uygun gelecek şekilde gözden geçirerek yeniden yayınladı79
Her bir Arap araştırmacı için bu kitabın önemini idrak eden Arap Birliği Teşkilatı Kültür İdaresi, 1948 senesinde, eserin Arapça tercümesi konusunda Brockelmann’dan izin aldı. Dr. Abdullah en-Neccâr, Arap birliğinin teklifiyle eserin bazı kısımlarını Arapça’ya tercüme etti. İlk cüzü 1959 yılında yayınlandı. Bugüne kadar yayınlanan cüzlerinin sayısı altıya ulaşmıştır. Tercüme işi, Dr. en-Neccâr’ın vefatından ve üç cüz çıktıktan sonra durdu.80
B-İslam Ansiklopedisi (Encyclopaedia of İslam)
Müsteşriklerin beynelmilel yardımlaşmalarının bir meyvesidir. İlk baskısı İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak 1913 ile 1938 yılları arasında yapıldı. Müsteşrikler daha sonra bu mevcut ansiklopediyi de aşarak maddelerinin tekrar yazıldığı bir İslam ansiklopedisi çıkardılar. Zira yeni yeni araştırmalar yapılıyor, yeni yazma eserler keşfediliyor ve basılıyordu. Yeni bakısı sadece İngilizce ve Fransızca olarak 1954–1977 yılları arasında yapıldı.81
Bu ansiklopedinin Arapça’ya tercümesini, 1933 yılından itibaren Mısır Üniversitesi mezunlarından oluşan bir İslam Ansiklopedisi Heyeti üzerine aldı. Ne var ki sadece “Âyn” harfine kadar tercüme edilebildi. Necip el-Akîkî, İslam Ansiklopedisi Tercüme Komisyonunun, eski baskı yerine yeni baskının “Âyn” harfinden itibaren yeniden tercümeye başladığına işaret etmiştir.82
C-Sözlükler
Müsteşriklerin, dille ilgili çeşitli sözlükleri hazırlamada da büyük güç ve maharetleri vardır. Daha önce ilk Latince-Arapça sözlüğünün miladi 12. asırda gerçekleştirildiğine işaret ettik. Burada yine George Wilhelm’in (Ö.1861) yazdığı Arapça-Latince sözlüğünü de belirtelim. Bu sözlük günümüze kadar kullanılmaya devam etmektedir. Daha başka Arapça, İngilizce, Fransızca, Almanca vs. gibi diğer batı dilleriyle küçüklü büyüklü pek çok sözlük yapılmıştır.83
Burada özellikle, altı hadis kitabından başka Darimî’nin Müsned’i, Mâlik’în, Muvatta’ı ve Ahmed b.Hanbel’in Müsned’ini ihtiva eden el-Mu’cem’ul-Müfehres li Elfâzi’l-Hadîsi’n-Nebevî (Concordance)’yi zikredelim. Yukarıda belirttiğimiz kaynakları kapsayan bu çalışma, bu kaynaklarda yer alan hadislerde geçen kelimelerin alfabetik olarak sıralandığı ve ilgili kelimenin geçtiği hadis’in hangi kaynağın neresinde kayıtlı olduğunu bulmaya yarayan bir indeks niteliğindedir. Bunun yanı sıra kişi ve soy ağacı, yer adları ve Kur’andaki yeri (hadislerde Kur’an’a atıflarda bulunan yerlerin bulunmasına yarayan) indeksleri de yer almaktadır.84 İlk cildi 1933’te bitirilebilen ve 1936’da yayımlanmıştır. Son cilt olan 8. cilt ise 1988’de yayımlanmıştır.85 Bu Mu’cem’den dünyadaki bütün İslâmî üniversite ve enstitüler istifade etmektedirler
Dostları ilə paylaş: |