II. BÖLÜM RUSYA’DA İSLÂM VE ŞARKİYAT ARAŞTIRMALARI
Araplar ile Ruslar arasındaki ilk ilişkiler, Abbasilerin ilk dönemlerinden itibaren Bağdat’tan Rusya’ya ticaret için giden tüccarlar vasıtasıyla olmuştur.157 Ayrıca “Beytu’l-Makdis”e giden Rus hacılar, bu ilişkilerin başlamasında önemli yere sahiptir. Rusya hakkında yazılmış en eski Arapça bilgiler, Halife Muktedir’in, Volga Nehri kıyılarında yaşayan Bulgarların Kralına gönderdiği “Ahmed b. Fadlân”ın yazmış olduğu kitapta yer almaktadır.
Rusya, çeşitli dönemlerde saldırılara maruz kalmış, bunlar arasında geçtiği yerleri yakıp yıkan Cengiz Han, torunu Batuhan ve Timurlenk ve Moskova’yı da ele geçiren Toktamış Han’ın akınları yer almaktadır. Rusya’nın bir bölümünü 240 yıl boyunca hâkimiyeti altında tutan bir Moğol kabilesi, buralarda İslam’ın din, kültür ve medeniyet alanında derin izler bırakmıştır.158
Moğol imparatorluğu yıkıldıktan sonra 16. yüzyıldan itibaren Rusya’nın sınırları Avrupa’yı aşıp Asya kıtasına ulaşmıştır. Asya’ya doğru genişleyen Rusya, bu topraklarda yaşayan Müslümanları da kendi bünyesinde barındırmaya başlamış ve bu sayede Ruslar ile arasında dini, tarihi ve kültürel yönden ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. O kadar ki, Rusya, topraklarında yaşayan Birûnî, İbni Sinâ gibi bazı Müslüman Türk-Arap ilim ve düşünce adamını sahiplenmiş, kendi topraklarında yaşamalarından dolayı bunların Rus olduklarını iddia etmiştirler.
Coğrafi konumunda dolayı Doğu Avrupa ovası, Batı Avrupa’ya nazaran daha fazla Şark’ın etkisinde kalmıştır.159 Şarkla erken dönem ilişkilerine rağmen oryantalizm Rusya’da, başka bilim sahaları gibi I. Petro zamanında başlamış ve onun reformları sayesinde de gelişmiştir. 160 Büyük Petro’nun tahta çıkmasından itibaren Rusya’nın Uzakdoğu ve İslâm âlemiyle ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Şarkiyat araştırmaları alanında bilimsel nitelikli ilk Rus çalışmaları onun sayesinde gerçekleşmiştir.161 I. Petro zamanında ilk olarak Şark dillerini öğrenme amacıyla hususi okullar kurmaya yönelik adımlar atılmıştır. I. Petro Batı ile birlikte Doğu ile de ilişkilere büyük önem vermiştir. Onun zamanında Şark memleketlerine düzenlenen seferler ve seyahatler Rus Oryantalizmi’nin gelişmesine katkılar sağlamıştır.
Rusya devlet yapısı oluştuktan sonra, Şarkiyatçılığın, hem iç hem de dış politikasının başlıca ilgi alanı olan büyük devletlerin biri haline gelmiştir. Şarkiyat sadece ilmi amaçla olmayıp, devletin Şark halklarını ve dillerini bilen uzmanlara olan ihtiyacından dolayı ortaya çıkmıştır. Katerina döneminde Şark dilleri, tercüman yetiştirmeye yönelik uygulamalı okullarda öğretiliyordu.162 Bu arada şunu da belirtmekte yarar vardır: Rus oryantalizmindeki “Doğu Dilleri” kavramı Batı Avrupa’daki Doğu Dilleri kavramından farklıdır. Avrupa’daki “Doğu Dilleri” Sâmi dilleri olmuştur. Bu diller arasında da ilk sırayı Kitâbu’l-Mukaddes’in dili olan İbrânice almıştır. Rusya’da ise Doğu Dilleri kavramı Rus imparatorluğu sınırları içerisinde veya komsusu olan müslüman doğuluarın dilleri anlamına gelniştir. Arapça’da bu diller arasında ilk sırada yer almaktadır.163
İkinci devir ise I. Aleksandr (1801-1825) zamanında başlamış ve 1917-1918’de kesilmiştir. Oryantalizm, XIX. yüzyılın başlarındaki toplumsal reformlar ve bakanlıkların oluşumu esnasında yeni devlet yapısında kendi yerini almıştır.
1804 tarihli tüzüklere göre, Rus Üniversitelerinde oluşturulan “Şark Dilleri” eğitiminden Şark’taki Kitâb-ı Mukaddes Dilleri ve Müslümanların dilleri anlaşılmaktaydı. Yabancı ülkelerden davet edilen profesörler dışımda Rusya’da Arapça, Farsça ve Türkçe incelemelerinin başarısı; Boldyrev’in Moskova’da (1811-1837), Senkovsky’nin (1822-1847) St. Petersburg ve Kazan’da (1826-1845) ve Kazım Bek’in St. Petersburg’da (1845-1870) verdikleri dersler sayesinde gerçekleşmiştir.164
XIX. asırda Şark’ın incelenmesi Rusya’da, Batı Avrupa’ya kıyasla daha hissedilir bir gelişme arzetmiştir. Bilimsel çalışmaların koşulları bu dönemde tamamen değişmişti. XIX. asrın ilk senelerinden itibaren Bilimler Akademisi’nde beşeri bilimlere ve böylece de şarkiyatçılığa daha fazla bir yer ayrılmıştır. 1830’dan itibaren yapılan yeni tüzüklerde, Akademi’de temsil edilen branşlar arasında Şark dillerinin de bulunması öngörülmüştü. 1854–55 yıllarında Petersburg’taki hususi Şark Dilleri Fakültesinin kurulması Rusya’daki oryantalizmin gelişmesinde dürtücü rol oynamış ve 1880 yıllarında onun gösterdiği başarılar Avrupa kamuoyu tarafından da benimsenmiştir.165
Rus Oryantalizminin oluşumunda Batılıların tesiri büyük olmuştu. Bilhassa Almanların hegemonyası vardı. Birçok Rus Oryantalizminin kurucusu, eğitimlerini Batıda tamamlamış ve Batıdaki ekollerin etkisinde ilmi şahsiyetleri oluşmuştur.
Rus Arabiyâtı XX. yüzyılın başlarında ilk asrını tamamlarken Batı Avrupa Arabiyâtından iki yüz yıl arkada idi. Rusya’nın Şark’la o kadar yakınlığı ve belgelere kolayca ulaşma kolaylığının yanında, ilmi metodolojisinin olmayışı bu süreçte Rus oryantalizmine önemli katkı sağlayamadı. Rus bilim dünyasındaki Batının tahakkümüne karşı Rus ilmî Oryantalizminin gelişmesini isteyen, meşhur kimyager Lomonosov, Rus Oryantalizmi’nin kurucularından biri olan O.İ. Senkovsky gibi şahıslarla birlikte bir grup bilim adamı da ortaya çıkmaya başlamıştır. Rus oryantalizmi Batılı, özellikle de Alman ekolü temsilcilerinden edindiği deneyim sonrası XIX. yüzyıldan itibaren hızlı bir ilerleme kaydetmiştir. Rus Oryantalistlerin Şarkiyat alanında yeni sahalar kurarak (Türkoloji, Kafkasoloji) değerli çalışma yapmaya başlamışlardır.166
Arabiyât sahasında O.İ. Senkovsky, A.V. Boldyrev, G.S. Sablukov, H.D. Fren, D.A. Hvolsov, V.F. Girgas ve V.R. Rozen’ler Rus oryantalistlerin en büyük isimleri olmuştur. Rus Oryantalistleri yetiştirme işi önce Kazan Üniversitesinde (1807), sonra Petersburg Üniversitesinde (1819) yürütülmüştür. 1819 yılında Rusya’da St. Petersburg’da Şarka ait elyazmaları ve madeni paraları toplayan Asya Müzesi açılmış ve burası “Akademik Oryantalizm’in in merkezi haline gelmiştir. Moskova Üniversitesi ve Moskova’daki (1872) Lazarev Enstitüsü de Rus Oryantalizminin önemli merkezlerden biri olmuştur.167
19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başında Rus Şarkiyatı tarihinde Petersburg, Moskova, Kazan ve başka merkezleri göstermek mümkün. Yerli ilim, kültür ve sanatın gelişmesinde onların rolü çok büyüktü. Rus Şarkiyatı toplumdaki sosyal ve kültürel süreçleri etkiliyordu: Asya’nın “Barbar” sureti hafifliyor, Doğu halklarının kültür ve tarihi ile ilgili bilgiler kökleşiyor, insanların Asya ülkeleri hakkındaki görüşleri değişiyor, Rusya ve Doğu halklarının kültür bağları daha kuvvetli oluyordu. Rus Şarkiyatı toplulukta “yabancı” kültüre saygı ve Doğu kültürlerinin değerlendirilmesini sağladı. Yerli Şarkiyatçıların pedagoji (öğretim) işleri ve araştırmaları kültür ve medeniyetlerin hümanizm, ilmi değer ve eşitlik prensibiyle ayrılıyor. Rusya’nın Avrupa ve Asya, Doğu ve Batı arasında bulunması Şarkiyatın en güzel şekilde gelişmesine yardımcı oldu. Tarihi, coğrafi, etnik bölgelerin, kültür ve dinlerin sentezinin şimdiki Rus Şarkiyatı’nda önemli rolü vardı.168
Şark’ın araştırılması konusunda XIX. yüzyılda Rusya’da, Batı Avrupa’ya nazaran hissedilir derecede ilerleme olmuştur. Üniversite ve Akademi’nin dışında bazı dernekler kurulmuştur. Bunlar; St. Petersburg’taki Emperyal Rusya Coğrafya Derneği ve Moskova’daki Doğal Tarih, Antropoloji ve Etnoloji Bilimleri Amatörleri Derneği idi.169
Rus Oryantalizmi (Arabiyât ve başka sahalarda) Batı Oryantalizminden geç başlasa da, XX. yüzyılın başında, geçen yüz yıl gibi bir sürede, Batı Oryantalizmi’nin ulaştığı seviyeyi yakalamıştır. Kendi elyazmaları fonunu ve ciddi kütüphanelerini kurarak, kendi oryantalist birimlerine sahip olmuştur. O devirde Rus Oryantalizmi özgür ilmî geleneğini hem destekleyecek, hem öğretecek kadar yeterli kadroya sahip bulunmuş ve Batı’da da itibar görür hale gelmiştir.170
Rus oryantalistlerin çıkardığı en önemli süreli yayınlar arasında şunlar yer almıştır: Azyatskiy Vestnik (St. P, 1825–27), Melanges Asiatiques (1852–92), Zapiski Vostoçnogo Otdeleniya Russkogo Arheologiçeskogo Obşestva (St. P, 1887–1921), Izvestiya Russkogo Geografiçeskogo Obşestva (St. P-M, 1965), Hristiyanskiy Vostok (P., 1912-20), Mir Islâma (St. P., 1912-13), Uçeniye zapiski Kazanskogo Universiteta (Kazan, 1834), Trudı po vostokovedeniyu Lazarevskogo vostoçnogo institıta (Moskova, 1889-1916) vb171
Dostları ilə paylaş: |