Kelam tariHİ 10 Kelâmın Tanımı: 10


SADRU'L İSLAM EBÛ'L YUSR MUHAMMED PEZDEVİ (421-493/1027-109)



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə17/43
tarix15.01.2019
ölçüsü1,26 Mb.
#97180
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   43

SADRU'L İSLAM EBÛ'L YUSR MUHAMMED PEZDEVİ (421-493/1027-109)

Bakıllani, Bağdadi ve Cüveyni imam Eşari'ye bağlı Kelâmcılar iken, imam Muhammed Pezdevi İmam Maturidi'ye bağlı Kelâmcıdır. Burada O'nun Kelâm il­miyle ilgili yönüne ağırlık verilecektir.266


Hayatı ve Öğrenimi

Fahrul İslam Ali Pezdevi'nin kardeşi olan Muhammed Pezdevi'nin 421/1027 de doğduğu rivayet edilir, ilk öğrenimini babasından, onun da dedesi Abdu'l-Kerim’den bu sonuncunun ise İmam Maturidi'nin talebesi olup ilmini ondan aldığı gerçeğe yakındır. Daha sonra Muhammed Pezdevi büyük Hanefi ulemasından okumuştur.267 Bunlardan bazı isimler Ebû Yakub Yusuf b. Muhammed en-Nisaburi, Şeyh İmam Ebû'l-Hattab'dır.

Muhammed Pezdevi, El-Kindi gibi filozofların, Kadı Abdu'l-Cabbâr, Ebû Ali el-Cubbai, el-Ka’bi ve İbrahim Nazzam gibi Mutezilenin, Muhammed b. Heysam gibi Mücessimenin eserlerinden haberdar idi. İmam Eşari'nin eserlerinin büyük kısmınıda incelemiştir. O ayrıca dedesinin hocası İmam Maturidi'nin Kitabut-Tevhid ve Tevilat’ını da tanımıştır.

Muhammed Pezdevi Tefsir sahasında İshak b. İbrahim Rahuya el-Hanzali, Abd b. Humeyd el-Keysi, Dahhak el-Hilal ve İmam Maturidi'nin tefsirlerine itimad eder. O hadiste daha çok Müslim'in Sahih’i ile Ebû Davud'un Sünen’inden istifade etmiştir.

Sadru'l İslam'ın belirtilmesi gereken bir önemli yönü kadılığıdır. O fıkıhta imamlığını kadılığına ve imam Muhammed'in es-Siyeru'l Kebir kitabıyla el-Kerhi'nin el-Muhtasar ve el-Mervizi’nin el-Münteka kitapları üzerinde yaptığı çalışmalara borçludur. O Semerkand'da kadılık yapmış, Buhara'da ikamet etmiş ve Buhara'da 493/1099 te vefat etmiştir.268

Eserleri

İmam Pezdevi’nin Usulu’d-Din, Kelam sahasında yazdığı önemli eseri bazen Usulu’d-Din adıyla anılan Ehl-i Sünnet Akaid’ine yazdığı kitabıdır. Fıkıh sahasında İmam Muhammed’in el-Camiu’s-Sağıri’ne talik yapmıştır. Ayrıca el-Vakıat ve el-Mebsut adlı eserleri vardır. Pezdevi’nin ilmi mirası yalnız eserleriyle değil, talebeleriyle de yayılmıştır.269


Talebeleri

Talebelerinin en meşhuru Necmuddin Muhammed en-Nesefi’dir. Asrının ah­kam fıkıh, ve Akaid bilgini olan 537/1142 de vefat eden Nesefi el-Akaidu'n Nesefiyye müellifi olarak şöhret sahibidir.

Pezdevi’nin bir başka talebesi, Kuduri'nin el-Muhtasarı'na şerh yapan Abdu'l-Kerim b. Muhammed es-Sanai'dir. Katib Çelebi'ye göre Tılebetü't-Talebe'nin müellifi Sanai’dir.

Muhammed b. Tahir es-Semerkandi ile Abdullah b. Muhammed el-Hulemi İmam Pezdevînin önemli iki talebesîdir.

İmam Nesefi, hocası İmam Pezdevi’yi anlatırken şu övücü ifadeleri kullanır:

"Ebûl-Yusr, Maveraünnehir ülkesinde yaşıtlarımızın şeyhi, imamların imamı idi. Alem O'nun usulde ve Furu'da, (Kelâm ve Fıkıh) eserleriyle dolmuştur.270


Görüşleri

Bu kitapta, söz konusu edilen bütün mütekellimlerin görüşlerinin bir araya getirilmesi imkansız olduğu gibi İmam Pezdevi'nin görüşlerinin de hepsinden söz et­mek mümkün değildir. Ancak bazılarına atıfta bulunmak imkan dahilindedir. Burada Muhammed Pezdevinin Türkçeye Ehi-i Sünnet Akaid'i adıyla tercüme ettiğimiz eserini esas alarak bazı görüşlerinden başlıklar halinde söz edeceğiz.271



İmam Pezdevi söz konusu eserini üç sebepten kaleme aldığını belirtiyor:

1- Sapık ve bidat ehlinin görüşlerinin ülkede ortaya çıkması

2- Fakihlerin sadece fıkıhla meşgul olmaları

3- Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'a bağlı kalma gayesiyle tahkik alanına dalma... Ebû'1-Yusr Pezdevi bir ehli sünnet mensubudur. Fakat O ehli sünnet ile İmam-ı Azam Ebû Hanife’nin bağlılarını kasdeder. O'na göre İmam Eşari ve İbn Küllab da Ehl-i Sünnetten sayılırlar, ama, onlar bazı meselelerde hata içerisindedirler. Ehl-i Sünnet inancını açık bir şekilde ortaya koymak için İmam Pezdevi'nin yazdığı sözkonusu eserde şu konular özellikle işlenmiştir:272

Bilgî



1- Kelâm ilmini öğrenmek farz-ı kifayedir, ama bunu yetkilisinden tahsil et­mek gerekir.

2- Eşyanın ve sıfatlarının gerçeği vardır.

3- İlim sebepleri duyular, haber ve akıl olmak üzere üçtür.

4- Bilgiler de zorunlu, kazanılmış, zorunlu ve kazanılmış olmayan mutlak bilgiler olmak üzere üçe ayrılır.273

Alem



5- Alem sonradan yaratılmıştır, ondaki varlıklar cisimler, cevherler arazlar olarak üçe ayrılır. Arazlar baki kalmayacağı gibi onların birlikte oldukları cevherler ve cisimler de baki kalmazlar. Alemin başlangıcı olduğu gibi sonu da vardır.274

Allah



6- Allah birdir ortağı yoktur. O vacibü'l vücuddur. Varlıklara bir yaratıcı lazımdır. O da Allah'tır O'nun hadis olması düşünülemez. Böyle bir düşünce O'na bir muhdis gerektirir. Oysa Allah'tan başka muhdis, yaratıcı yoktur.

7- Allah hiçbir şeye benzemez, hiçbir şey de O'na benzemez. O bir mekana asla muhtaç değildir. Mekana muhtaçlık cismin alametlerindendir.

8- Allah'ın zatı ve zatıyla kaim subuti sıfatları vardır. O bir tek'dir, ezelidir, ebedidir, bir kıyamla kayyumdur. Diridir, Kadir'dir, Alim'dir, görücüdür, işiticidir konuşandır irade sahibidir, tekvinle yaratıcıdır.

9- Allah insanlığa rahmet olarak onların yararına peygamber göndermiştir Bu aklen caiz, şeran inanmak farzdır. İlk peygamber Hz. Adem'dir, sonuncusu Hz Muhammed'dir. Peygamberleri teyid ve tasdik aracı mucizelerdir. Buna bağlı olarak velilerin kerameti vardır ve haktır.275

İnsan



10- İnsanların fiilleri Allah'ın yaratığı ve işidir. İnsanların fiillerinin ya­ratıcısı Allah'tır, faili ise insandır. İnsan yaratılmış seçme (ihtiyar) ve kudretiyle fiile fail olur. İnsanın fiillerinde Allah'ın rolü o fiilleri yaratmada, yoktan varetmedir, in­sanın rolü ise o fiili iksitab etmesidir... kendine mal etmedir. İnsan iradi, ihtiyari fiillerinde söz sahibidir, yetkilidir, zorunlu fiillerde bir yetkisi yoktur. Kudret fiille birliktedir. Kudret, fiilin hem kendisine hem zıddına uygundur. Allah insana gücünün yetmediği işi teklif etmez, gücünün yettiğini teklif eder. Salah ve aslaha ri­ayet Allah’a icap etmez. Allah lütuf göstererek bütün insanları imana getirmeye kud­ret sahibidir.

11- Büyük günah işleyenler tevbe etmeden bu dünyadan gitseler de cehen­nemde temelli kalmazlar.276

İman



12- Lügatte kesin olarak tasdik anlamına gelen iman, kalble tasdik, dil ile ik­rardan ibarettir, iman toptan, mücmel olarak yapılır, tafsili imana gerek daha son­radır. Mukallidin imanı sahihtir. İman artmaz ve eksilmez, iman İslamdan, İslam imandan ayrılmaz, iman yaratılmamıştır.277

Ahiret



13- Ölümden sonra dirilişe Kur'an'da pek çok yerde delil vardır. Bu dünyada yapılan zulümlerin ve haksızlıkların çoğu zaman karşılıksız kalması onlann bir gün mutlaka karşılıklarının görüleceği şeklindeki akli delil ahiret için bir delildir. Ahirette Mizan, Sırat, Hesap, Havz, Şefaat olacaktır. Daha önce kabirde münker ve nekir sorgusuyla kabir azabı da vuku bulacaktır. Cennet ve cehennem şu anda yaratılmış olup ebedidirler.278

İmamet

İmamet hükümlerin uygulanması, adaleti temin için gereklidir, ilk halife Hz. Bekir (r'a) dir. Nass ile Hz. Ali (r.a.) halife tayin edilmemiştir. İmam ilim takva ve fazilet sahibi olmalıdır. İmamet akdi biat ile olur. İki kişiye imamet akdi caiz değildir. İmam, zulüm yapar ve günah işlerse azledilmez, fakat onu tevbeye davet etmek icap eder. Güçle, kuvvetle birisi müslümanlann başına geçerse ve İslamı tatbik ederse onun imametine karşı gelinmez. Hz. Muaviye (r.a.) Hz.Ali (r.a.) hayatta iken imam değildi Hz. Ali haklı, Hz. Muaviye haksız idi. Hz. Ali'den (r.a.) sonra Hz Muaviye’nin imametini caiz görenler vardır, zira o zaman ondan başka imam yoktu. Ama onun imamete gelişi kuvvet yoluyla olmuştu. Fakat o halife ol­mamış, melik, hükümdar olmuştur, oğlu Yezid ise zalimdir.279



Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin