ABDU'L-KAHİR EL-BAĞDADİ (429/1037)
Abdu'l-Kahir el-Bağdadi, Sünnet ve cemaat ehlinin Eş'ari koluna mensup, fıkıhta ise Şafii olup matematikçi bir Kelâmcıdır. O, tarih, fıkıh, fıkıh usulü, tefsir, matematik, feraiz ve özellikle Kelâm ilmi sahalarında eser vermiştir.
Bağdat'ta doğup büyüdüğünden el-Bağdadi lakabıyla anılmıştır. O, ilmi, ilim dostu babasıyla birlikte Bağdat'ta edinmiştir. Onun matematik ve felsefe üe birlikte 17 kalem ilim tahsil ettiği zikredilmektedir.242
el-Bağdadi'nin yaşadığı dönem, siyasi açıdan karışık olmasına rağmen ilmi açıdan canlı ve verimlidir.
Eserleri
İlmi canlılığın ve verimliliğin bir örneği de bizzat Bağdadi'dir. Onun 25 kadar eserinin olduğunu kaynaklar kaydetmektedir.243 Bu eserler tefsir, hadis, fıkıh usulü, matematik, tarih, tasavvuf ve bilhassa Kelâm sahâlarındadır.
Bağdadi'nin eserlerinde tertip ve düzenin fevkalade oluşu, ifade ve üslup açıklığı müşahede edilir. O aynı zamanda edip ve şiirleri olan bir şairdir. Matematikte de temayüz eden Bağdadi, bu ilim dalında Kitabu't-Tekmile’yi yazmıştır. Fahreddin Razi 606/1209 bu eser hakkında: "Matematikte sadece Kitabu't-Tekmile bulunsaydı kafi gelirdi" demiştir.244
Bağdadi'nin mevcut eserleri şunlardır:
1- el-Fark Beyne'l-Fırak: Muhtelif baskıları olan bu eser, İslam fırkalarından, özellikle Sünnet ve Cemaat Ehlinden söz eder. E. R. Fiğlalı tarafından türkçeye tercüme edilmiştir, (İst. 1979).
2- Usulu'd-Din: 1927 yılında İstanbul Daru'l-Funun İlahiyat Fakültesince neşredilmiştir. Eser, Kelâma dairdir.
3- en-Nasih ve'1-mensuh; Yazma, Berlin No. 478/9.
4- el-Milel ve'n-Nihal: İst. Aşirefendi No, 555.
5- Tefsiru'l-Esmai'l-Husna; Biritish Museum, No, 7547.
6- et-Tekmile fi'1-Hisab: İst. Laleli, 2708.
7- Te'vilu'l-Müteşabihat fi'l-Ahbar.245
Bağdadi eserlerinde mukayeseli anlatım kullanır. Bu metodu özellikle Usulu'd-Din'de görülür.
el-Fark Beyne'l-Fırak'ta, Abdu'l-Kahir el-Bağdadi bilhassa Sünnet ve Cemaat ehlini belirtmekle meşgul olur. Onun bu eserindeki gayesi Fırka-i naciye (kurtuluşa erenler) olan Ehl-i Sünnet'i ortaya çıkartmak sapıklıkta olan Şiilik, Mutezile, Haricilik, Kerramilik v. b. fırkaları Sünnet ehlinden ayrı olarak incelemektir.
Bağdadi, Usulu'd-Din'de Kelâm'ın 15 aslını ele almış ve bir aslı da 15 meseleye bölmüştür. Böylece 225 mesele halinde düzenli bîr tarzda itikadı meseleleri incelemiş, mezheplerin görüşlerini serdetmiş, ihtilafları zikrederek Ehl-i Sünnetin, Eş'ariliğin inancını son söz olarak belirtmiştir. Usulu'd-Din'de söz konusu edilen 15 asıl şunlardır:
1- Umum ve husus olarak ilimlerin hakikatlerinin beyanı.
2- Arazlar ve cisimler şeklinde kısımlara aynlan alemin hadis oluşu.
3- Alemin yaratıcısını, zatını ve sıfatlarını bilme.
4- Allah'ın zatıyla kaim sıfatlarını bilme.
5- Allah'ın isimlerini ve sıfatlarını tanıma.
6- Allah'ın adaletini ve hükmünü bilme.
7- Allah'ın Rasûl ve Nebileri.
8- Peygamberlerin mucizeleri, Velilerin kerametleri.
9- İslam şeriatinin rükünleri.
10- Emir, Nehiy ve Haber konusunda teklif hükümleri.
11- Ahirette kulların hükümleri.
12- İman Asılları.
13- İmametin Hükümleri.
14- Alimler ve imamların hükümleri.
15- Kafir ve günahkar heva ehlinin hükümleri.246
Sünnet ve Cemaat Ehli
Abdu'l-Kahir el-Bağdadi İslam toplumunun tanımını yaparken şu esasların göz önüne alınması gerektiği görüşündedir:
1- Alem sonradan yaratılmıştır.
2- Alemin yaratıcısı Bir Tektir, Ezelidir ve sıfatlan vardır. O, adalet ve hikmet sahibidir, hiç bir şeye benzemez.
3- Hz. Muhammed (s.a.v.) O'nun elçisidir. Risaleti bütün insanlığa şamil olup, O'nun şeriatinin teyidi gereklidir. Çünkü onunla gelen her şey haktır.
4- Kur'an, Şeriat hükümlerinin kaynağıdır.
5- Kabe, namaz için kıbledir.
Yukarıdaki esasları ikrar eden, söyleyen ve küfrü gerektiren bir bidat kendisinde bulunmayan kimse İslam toplumunun bir üyesidir, muvahhid Sünnidir. Bu esasları kabul etmeyen kimse islam toplumunda yaşasa bile muvahhid (Allah'ı Bir kabul eden) Sünni sayılmaz.247
Müslümanı ve toplumunu bu şekilde tanımlayan Bağdadi, daha çok Ehl-i Sünnet ve'1-Cemaat üzerinde durur. Ona göre Ehl-i Sünnet; Sahabe, Tabiun ve onların yolundan giden büyük imamların mezhebidir. Ehl-i Sünnet Kelâmcılarının ilkleri Sahabe arasında yer almıştır. Bağdadi'ye göre ilk mütekellim Hz. Ali'dir. Çünkü O, va'd ve ve'id konusunda Havaric ile; irade, istitaa ve kader konusunda Kaderiyye ile münazara etmiştir. Hz. Ali'den (r.a.) sonra kaderin nefyi mevzuunda Ma'bed el-Cüheni'den uzak duran Abdullah b. Ömer gelir.
Tabiundan ehl-i sünnetin ilk Kelâmcısı Risaletun Beliğatün fi'r-Reddi ala'l-Kaderiyye sahibi Ömer b. Abdi'l-Aziz'dir. Ayrıca Kitabun fi'r-Reddi ala'l-Kaderiyye müellifi Zeyd b. Ali Zeyne'l-Abidin'i de saymak gerekir. Hasan el-Basri, Ömer b Abdülaziz'e yazdığı Fi Zemmi'l-Kaderiyye risalesiyle Tabiun'dan olan bir başka mütekellimdir. Bağdadi, Şa'bi ile Zühri’yi de Tabiun'a mensup Kelâmcılardan saymakta, banlardan birincisini Kaderiyyeye karşı insanların en şiddetlisi olara takdim etmekte, ikincisini Abdu'l-Melik b. Mervan'a Kadriyye'nin kanının akıtılabileceği hususunda fetva veren kimse olarak bildirmektedir.
Daha sonraki nesilden dikkati çeken mütekellim imam Ca'fer Sadik'tır. Onun üç Kelâmı eseri vardır:
1- Kitabu'r-Redd ala'l-Kaderiyye,
2- Kitabu'r-Redd ala'l Havaric ve
3- Risale fî'r-Redd ala'l-Gulat mine'r-Revafid
Fakihlerden ve mezhep imamlarından ilk mütekellimlerin İmam Ebû Hanife ve İmam Şafii olduğunu söyleyen Bağdadi, İmam Ebû Hanife'nin el-Fıkhu'l-Ekber'ini zikreder, İmam Şafii'nin ise iki Kelâmı eserinden bahseder.
Bunlar:
1- Fi Tashihi'n-Nübüvve ve'r-Redd ala'l-Berahime,
2- Fi'r-Redd ala ehli'l-Ehva'dır.
Bağdadi daha sonra diğer Kelâm alimlerinin isimlerini vermekte bunlardan İbn. Mücahid (Eş'ari'nin talebesi) Bakıllani, İbn. Furek ve Ebû İshak İsferayini'ye ulaştığını beyan etmektedir.248
Ebû Mansur Abdu'l-Kahir el-Bağdadi'nin bir başka ilgi çekici yönü O'nun Sünnet ve Cemaat ehlini 8 sınıf altında toplamasıdır. Bu sekiz sınıf sırasıyla şöyledir:
1- Birinci sınıfı teşkil edenler Tevhid ve Nübüvveti, va'd ve vaidi sevap ve cezayı, içtihadın şartlarını, imameti kabul edenler olup teşbih ve ta'tilden, Rafizi, Harici, Cehmiyye, Neccariye ve öteki heva ehlinin bidatlanna en uzak duran Selefiyye'nin yolunda giden Kelâmcılardır.
2- İkinci sınıf Rey ve Hadis topluluğundan fıkıh imamlarıdır. Bunlar Allah ve sıfatları konusunda Sıfatiyye mezhebinin görüşünü benimseyip Kaderden ve İtizalden uzaktırlar. Allah'ın görülmesini teşbihsiz ve ta'tilsiz kabul ederler. Haşir, Kabir süali, havz, sırat ve şefaat'a inandıkları gibi şirkten başka günahların affolunduğuna da inanırlar.
3- Bu sınıflar Hz, Peygamber'den (s.a.v.) nakledilen haber ve sünnetleri kabul onların arasından sahih ve zayıf olanları ayırt eden Hadisçilerdir. Bunlar aynı zamanda cerh ve ta'dilin sebep ve kurallarını bilenlerdir.
4- Bu sınıfta yer alanlar Sarf Nahiv ilmine vakıf olan lisan imamlarıdır.
5- Beşinci sınıftakiler Kur'an’ın kıraat ve tefsirini bilenler olup bunu Ehl-i Sünnet'e uygun olarak yaparlar.
6- Altıncı sınıfı Sünni zahid ve mutasavvıflar oluştururlar.
7- Yedinci sınıfı teşkil edenler kafirlere karşı sınırlarda müslümanların düşmanlarıyla savaşan, müslümanları koruyan, sünnet ve cemaat ehli mezhebini açıklıyan mücahidlerdir.
8- Sekizinci sınıf, Sünnet ve Cemaat Ehlinin üstün geldiği ülkelerin halklarıdır. Bunlar, tevhid, adalet, va'd, vaid konusunda Ehl-i Sünnet bilginlerine uydukları gibi helal ve haram mevzuunda da onları takip ederler. 249
Yukardaki ifadelerde Abdu'l-Kahir'in bir yandan tertip ve intizama verdiği ihtimamın bir örneği görülürken, diğer yandan onun sünnet ve cemaat ehli inancı üzerinde ne kadar titiz ve dikkatli olduğu müşahede edilir. O zaten bu yönüyle ilgi çekicidir ve önem arzeder. Bağdadi önce bütün ilk devir müslümanlarını Ehl-i Sünnet dairesi içine dahil ediyor sonra Kelâm, Tefsir, Fıkıh, Hadis, Lisan ve Tasavvuf gibi ilimlerle uğraşanları, İslam'ın yayılması için savaşan mücahidleri Ehl-i Sünnet itikadından taviz vermemek şartıyla söz konusu akidenin bağlıları sayıyor, nihayet son gurup içinde Ehl-i Sünnet itikadının yayıldığı ülkelerin ahalisini mütala ediyor. Bu şekildeki bütünleyici ve toparlayıcı bir anlayışta Sıfatiyye mezhebinin yeri önem arzeder. Ehl-i Sünnet akaidinin kitap ve Sünnete bağlı olarak şekillenmesinde ve kesinlik kazanmasında bu mezhebe bağlı olanlar selef ile sonrakiler arasında köprü vazifesi görmüşlerdir. Sıfatıyye'nin temsilcileri olarak özellikle İbn. Küllab 240/85 al-Kalanisi (aynı devir) ve el-Muhasibi 243/857 meşhurdurlar. Bunlar hakkında kısa bilgi daha yukarıda verilmiştir.250
Dostları ilə paylaş: |