Kelam tariHİ 10 Kelâmın Tanımı: 10


KADI BEYZAVİ (585-685/1190-1287)



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə25/43
tarix15.01.2019
ölçüsü1,26 Mb.
#97180
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   43

KADI BEYZAVİ (585-685/1190-1287)

Kimlik

Mütekellim, Müfessir ve Fakih olan Nasiruddin el-Beyzavi Şiraz kadılığı yaptığı için Kadı Beyzavi olarak şöhret yapmıştır. Doğum tarihi, kesin olarak bilin­mez, ancak yüzyıl yaşadığı rivayet edilir. Buna göre 585/1190 yıllarında doğmuş olabilir. Çocukluğu Beyza'da geçmiştir. Gençliğini babasının Fars Atabek'inin yanında Şiraz Kadılığı yapmasından dolayı bu şehirde geçirmiş, burada çok verimli bir ilmi çevre bularak fazlasıyla istifade etmiştir. Devrin geçerli akli ve nakli ilimle­rini Şiraz'da tahsil eden Beyzavi, daha sonra bu şehirde kadılık yapmıştır.

Kadı Beyzavi çeşitli ilim meclislerine katılmış, İbn Mutahhar el-Hillî (ö.746/1345) ile münakaşalarda bulunmuştur. Görevinden bir ara alınan Beyzavi, bu sırada Tebriz'de kalmış, daha sonra tekrar Şiraz kadılığına tayin edilmiştir. Hayatının sonlarına doğru kadılığı bırakarak Tebriz'e yerleşen, ilimle ve eser yazmakla meşgul olan Kadı Beyzavi kendisini ibadete vermiş ve tasavvuf yoluna sülük etmiştir, ölüm tarihi konusunda değişik tarihler verilmekle birlikte, genelde kabul edilen 685/1287 yılıdır. O Tebriz'de hayata gözlerini yummuştur.399

Kişilik

Pek çok ilim dalında eser veren ve kuvvetli bir ilmi şahsiyete sahip olan Allame unvanlı Kadı Beyzavi, tefsirde "Envaru't-Tenzil", Kelâmda "Tavaliu'l-Envar" ile özellikle ün kazanmıştır.

"İslam'ın doğru itikat, iyi muamele ve güzel ahlaktan ibaret olduğunu kabul eden Beyzavi'ye göre tefsir din ilimlerinin başı, temel dayanağıdır. Kur'an'ı tefsir et­mek için bütün din ilimleri yanında Arap edebiyatını da iyi bilmek gerekir. Tefsir ayet, hadis, sahabe sözü, dil kaideleri ve ulemanın görüşleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Bir icaz, ihtisar harikası olarak kabul edilen Envaru't-Tenzil, onun tefsirciliğini gösteren başlıca kaynaktır.

Beyzavi Kelâm'da "Tavaliu'l-Envar" in sahibidir. Ona göre Kelâm, din ilim­lerinin en şereflisi ve temelidir. O Kelâm'da, daha önce Fahreddin Razi (606/1210) tarafından tesis edilen Kelâm-Felsefe karışımı metodu benimseyip geliştirmiştir. Ancak, o Kelâm ile Felsefeyi birleştirme gayretinde olmakla birlikte daima Kelâmcı kalmış, Kelâmcılann görüşlerini savunmuş, selefin görüşlerini benimsemiş, felsefeyi daima Kelâmi konuların izahında bir araç kabul etmiştir.

Beyzavi Tefsir ve Kelâm'ın dışında hayatının sonlarına doğru Tasavvufla meşgul olmuş, bu konuda et-Tehzib ve'1-Ahlak'ı yazmıştır.

Beyzavi'nin Fıkıh, Usul-i Fıkıh, Hadis, Mantık, Tarih, Astronomi, Nahiv ve Kozmoğrafya gibi ilim dallarıyla ilgilenmiş ve bu ilim dallarında eserler vermiş olduğu bilinmekledir.400


Görüşleri

İlahiyat

Allah'ın mahiyeti idrak edilemez. O'nun varlığının bilinişi, alemin hadis ve mümkün oluşu ve ayrıca değişikliklere maruz kalışı yoluyladır. Allah; sonlu ve mürekkep bir yarlık değildir. İlahi zatı niteleyen haberi sıfatlarından da mahiyetini bilmek mümkün değildir. Bundan dolayı Onun görülmesi, ru'yetullah dünya şartlarıyla idrak edilemez. Allah'ın sıfatlarını zatından ayrı düşünmek mümkündür ve bu O'nun Vahdaniyetine zarar getirmez.401


İnsan

İnsan, yaptığı fiillerinden sorumludur. Çünkü o fiilin meydana gelmesinde kısmen bir etkiye sahiptir; kendisinde bir güç bulunmaktadır.

Husun-Kubuh konusunda, bunlar pratik akılla ve doğuştan bilinecek hususları oluşturuyorsa, aklidirler. Eğer ahirette sevap ve ikabi oluşturan hususlar ise, nakli olup akıl dışıdırlar.402

İman

İmanın hakikati kalp ile tasdikten ibarettir, ancak dil ile ikrar da gereklidir. Çünkü Kur'an'da, dil ile söyleyenler yerilmektedir. Amel imanın rüknünden değildir, bununla birlikte amelsiz iman yeterli değildir. Dini emir ve yasaklar bütün insanlar içindir, kafirler de buna dahildir.403


Nübüvvet

Peygamberlik; Allah'ın irade ve ihsanının tezahürüdür. Peygamberliğin, Pey­gamberin kendi zatıyla bir ilgisi yoktur. Allah, irade ve ihsanına bağlı olarak in­sanlığa nübüvveti bahşetmiştir.404


Ahiret

Kıyametin büyük alametlerinden Deccal'ın çıkışı ile Hz. İsa'nın inişi vuku bulacaktır. Kendi öz cevheriyle idrak edici olan insan, esas cevherine dahil olmayan bedeninin yok olmasından, ölümden sonra da bu özelliğini devam ettirir, önceden hissettiği lezzet ve elemleri yine hisseder.

Mizan, Cennet ve Cehennem hak olup Cennet, Sidre-i Münteha'nın yanındadır. Cehennemde ebedi olarak kâfirler kalır.

Bu görüşlerini Envaru't-Tenzil adlı tefsiriyle ve özellikle Tavaliul-Envar adlı Kelâm kitabında ortaya koyan Kadı Beyzavi'nin Eş'ari ekolünün bir temsilcisi olduğu ifadelerinden açıkça anlaşılır.405


Tavaliu'l-Envar

Beyzavi'nin burada sözkonusu olan yönü onun Kelâmcılığıdır. O Tavaliu'l-Envar ile haklı bir şöhretin sahibi olup Kelâm tarihinde kendine bu eseriyle bilhassa yer bulmuştur.

Tavaliul-Envar bir mukaddime ve üç bölümden oluşur.

Mudaddimede Mebadi (Nazar, Tasavvur, Tasdik, Bedihi ve Kesbibi bilgiler), tarif (hadd-i tam, hadd-i nakıs, müfret ve mürekkep), kıyas ve çeşitleri (kat’i, zanni, akli ve nakli deliller), nazarın hükmü ve değeri gibi mantık bilim dalıyla ilgili konu­lara yer vermektedir. Mukaddimenin sonunda Marifetullah konusu işlenir.

Tavaliu'l-Envar'ın birinci bölümünde Mümkinat ana başlığı altında Külliyat (Malum, Mevcut-Ma'dum, Zihni varlık, Harici varlık, Allah'ın vücubu, Mahiyet, Hakikat, İmkan, Kelâm, Vahdet, Kesret, İllet, Malul) arazlar (araz, ayan, kemmiyet, keyfiyet, akli ve hissi duyumları) ve cevherler (cevher ve cisimlerin varoluşu, ulvi cisimler, semavi ve iradi nefisler, nüfus-i natıka ve ruhlar) konuları yer alır.

İkinci bölümde İlahiyat üçücü bölümde peygamberlik ve buna bağlı olarak Sem'ıyat bahisleri ele alınır.

Kitab'ın sonunda Şia'yı red amacıyla imamet bahsi işlenmiştir. Tavaliu'l-Envar, ashabın fazileti ile sona erer.

Kadı Beyzavi'nin söz konusu eserinde felsefi konulara fazlaca yer verilmiştir Bundan amacın, Kelâm'ın ana konuları olan Makasıt-i Aliyye denilen İlahiyet Nübüvvet ve Sem'ıyyat konularını ispat ve aklın kavrayışına sunmak olduğu aşikardır. Kadı Beyzavi böylesine bir uygulama ile kendisinden önce Fahreddin Razi ve Seyfuddin Amidi ile başlayan bir geleneği devam ettirmiştir, kendisinden sonraki Kelâmcılar için değerli bir malzeme ve miras bırakmış oluyordu.

Tavaliu'l-Envar üzerine pek çok şerhler yazılmıştır. Abdurrahman el-İsfahani'nin (749/1349) Şerhi, bunların en meşhur olanıdır. Ayrıca (s.a.v.) Şerif Cürcani (816/1413) ve diğer bazı bilginlerin bu şerhe haşiyeleri vardır. Hacı Paşa el-Aydıni (816/1413) Abdurrahman el-Kazvini (836/1412) Hoca zade Mustafa b. Yusuf (893/ 1483), Taşköprü zade Ahmet b. Mustafa (969/1561) ve diğer bilginler de Tavali üzerine şerh yazmışlardır. Tavali'nin H. 1165 yılında Türkçeye tercümesi Üsküplü Kadı Hacı Mustafa Sıdkı tarafından yapılmıştır. 406

Kadı Beyzavi'nin Misbahu'l-Ervah ve Munteha'l-Münafi Şerhi Esmaillahi'l-Hüsna isimli yazma halinde Kelâm'a dair iki eseri daha vardır.407

Kadı Beyzavi Kelâm Tarihinde Eş'ari bir Kelâmcı olarak yer almakla birlikte o arapçaya derin vukufıyyeti, felsefe ve mantıka çok iyi derecede nüfuzuyla bu ilim­leri Kelâm'ın konularını izahta kullanmaya çalışmış araştırıcı bir alim olarak görülmektedir. O metod bakımından akli metodu kullanırken nakli kesinlikle ihmal etmemiş, geçmiş ilim mirasından fazlasıyla yararlanmıştır.408


Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin