ALÎYYÜ'L-KARİ (-1014/1606) Kimlik
Molla Aliyyu'1-Kari olarak şöhret bulan Ali b. Sultan Muhammed el-Herevi el-Hanefi Herat'ta dünyaya gelmiş; ancak Mekke'ye göç ederek orada Ebû'l-Hasan el-Bekri, Ahmed b. Hacer el-Mekki ve Kutbuddin el Mekki gibi üstadlardan ilim tahsilinde bulunmuştur.
Hayatını Mekke'de geçiren Molla Aliyyu'l Kari yine bu şehirde 1014 /1606 yılında vefat etmiştir, doğum tarihi kesin olarak tesbit edilemeyen Aliyyu'l-Kari'nin hicri onuncu asrın önemli ilim adamlarından birisi olduğu kabul edilir. Hicri 1014 yılında vefat ettiğinde, haber Mısır'a ulaşınca Ezher uleması büyük bir cemaat halinde Aliyyu'l-Kari'nin gaib cenaze namazını kılmışlardır.533
Kişilik
Molla Aliyyu'1-Kari çok yönlü araştırmacı bir ilim adamıdır. Onun pek çok bilim dalında eser verdiği görülür. Bıraktığı eserlerin sayısı 150 civarındadır ve Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelâm, Dil ve Edebiyat v,b. alanlarda çalışmalar yapmıştır. Rahat ve bol yazan Aliyyu'l-Kari'nin pek çok risalesinin yanında cildler tutan hacimli eserleri bulunmaktadır.
Mutaassıb derecede Hanefi olan Molla Aliyyu'l-Kari'nin mezhebine bağlılığı yüzünden diğer mezhep imamlarına ve ehline karşı müsamahasızlığı dikkati çeker. O, samimi tavizsiz bir Hanefi olarak mezhebini heyecanla savunmuştur.
Mütevazi ve sade bir hayat yaşıyan Aliyyu'1-Kari, kötü söz ve işten uzak bir halde, hayatını Kur'an istinsahı ile kazanır, her yıl yazıp etrafını süslediği mushafları satmak suretiyle geçimini temin ederdi. Bütün vaktini araştırmaya ve telife veren Aliyyu'l-Kari, sabırla ve dikkatle faydalı eserler bırakmıştır, ifadeleri açık ve anlaşılır, işlediği konular doyurucu ve özgün olan Molla Ali b. Sultan Muhammed pek çok eserin şerhini yapmıştır.
Aliyyu'1-Kari yazdığı eserler ve serdettiği görüşler dolayısıyla tenkidlere de maruz kalmıştır. O, sofilerle düşmüş, uydurma hadisler konusunda kaleme aldığı eserle dikkatleri üzerine çekmiş, bazı fıkhi meselelerde İmam Şafii ve İmam Malik'e aykırı görüşler ileri sürmüş, İmam Azam'ın Fıkh-ı Ekber'ine yaptığı Şerh'te Hz. Peygamberin ebeveyni hakkında uygun ifade kullanmamıştır. Bunlar ve benzeri görüşleri Aliyyu'l-Kari'yi ister istemez tartışma ortamına çekmiş, lehinde ve aleyhinde değişik kanaat ve görüşler ortaya atılmıştır.
Bütün İslami konulara ilgi gösteren ve hemen her konuda yazan Aliyyu'l-Kari'nin eserlerinin çok faydalı olduğunu belirten Leknevi, onu 2. bin yılının müceddidi mertebesine çıkarmaktadır.
Aliyyu'l-Kari'nin eserlerinden bazılarının isimlerini veriyoruz.
1- el-Esraru'1-Merfua fi'1-Ahbari'l-Mevzua
2- Envaru'l-Kur'an ve Esraru'l-Furkan
3- el-Masnu fi Marifeti’1-Mevzu
4- Cem'u'l-Vesail Fi Şerhi'ş-Şemail
5- Haşiyetü ala Fethi'l-Kadir
6- Haşiyetü ala'l-Mevahibi'l-Ledünniye
7- Reddu'l-Fusus
8- Şerhu Risaleti'l-Kuşeyriyye
9- Şerhu Sahih-i Müslim
10- Şerhu'ş-Şifa li'l-Kadı lyaz
11- Şerhu'l-Hidaye li'i Merginani
12- Şerhu Mişkati'l-Mesabih
13- Menku'r-ravzi'l-ezher fi Şerhil-Fıkhi'l-Ekber. 534
Her konuda görüş belirten ve eser veren Aliyyu'l-Kari'nin burada bizim için önemli olan son eseri İmam Azam'ın el-Fıkhu'1-Ekber'ine yaptığı şerhtir.
Aliyyu'1-Kari, İmam Azam Ebû Hanife'nin el Fıkhu'l-Ekber'ini akli ve nakli delillerle genişleterek onu bir Kelâm kitabı haline getirmiştir. el-Fıkhu'l-Ekber'de yer verilmeyen ancak Aliyyu'l-Kari'nin yaşadığı döneme kadar uzun bir zaman aralığında gelişen ve genişleyen Kelâm konularını söz konusu Şerh'te bulmak mümkündür.
Aliyyu'l-Kari, el-Fıkhu'1-Ekber'in hemen başında yer alan iman esaslarına temastan sonra Kelâm'ın ana konularına özetle şu ifadelerle ele almaktadır:535
Allah
Allah’ın bütün sıfatları ezelidir ve yaratılmış değildir. Kur'an Allah Kelâmı olup yaratılmamıştır. Allah'ın Kelâmı kullarınki gibi vasıtalı değildir. Allah ezelde herşeyi bilendir. O her şeyi yoktan varetmiştir. Müteşabih ayetler tevil edilemez. Kaza ve Kader Allah'ın sıfatlarıdır.536
İnsan
İnsanın işi kendi iradesi ile meydana gelir. Küfür de iman da insanın kendi kazancıdır. Allah insanları küfre zorlamaz, insan fiilinin yaratıcısı değildir.
Büyük günah işlemekle mümin kafir olmaz, imanla ölen ebediyyen cehennemde kalmaz.
İnsandan hiç bir surette teklifler düşmez. Allah'ı akıl ile bulmak herkese farzdır, İman ile İslam birdir, iman artmaz, eksilmez, imanda itibar sonucadır. Mukallidin imanı geçerlidir.537
Nübüvvet
Peygamberler masumdur. Hz. Peygamber küçük, büyük hiç bir günah işlememiştir.
Hiç bir velî Peygamber derecesine ulaşamaz.538
Ahîret
Allah fazlı ile ihsan eder, Adaleti ile ceza verir. Kabirde soru sorulması ve kabir azabı haktır. Ahirette peygamberlerin şefaati ve amellerin tartılması haktır.
Cennet ve cehennem hayatı ebediyyen sürüp gidecektir.
Aliyyu'1-Kari yukarıda bazı başlıklarını aktardığımız Şerh'inde daha pek çok ameli konuya temas etmekte, o günün ve bu günün özellikle tartışma konusu olan meselelerine kitabında yer vermektedir. Eser bu yönüyle bilhassa imam azam Ebû Hanife'nin bir eserinin şerhi olması dolayısıyla haklı bir itibar ve şöhret sahibi olmuş, ifadesinin açıklığı, anlaşılırlığı, kısa ve özlü bilgi verişi bu itibarının artmasına vesile olmuştur.
Muhtelif baskıları ve tercümeleri olan Şerh'in son kısmı küfür sözlere tahsis edilmiştir.
Kitapta hilafet konusu Ehl-i Sünnet'in görüşleri doğrultusunda ele alınır, dört halifenin gerçek halife olduğu belirtilir.539
KEMALETTİN BEYADİ (1044-1097/163-1686) Kimlik Ve Kişilik
Kemaleddin Ahmet b. Hasan el-Beyadi, el Bosnevi, er-Rumi Beyadizade olarak tanınmıştı. Babası Bosnalı olup kendisi İstanbul'da doğmuştur. Osmanlı Devletinde yetişen eser ve görüş sahibi ilim ve fazilet sahibleri arasında seçkin bir yeri vardır. Üstün ahlaki meziyetlerin taşıyıcısı olan Kemaleddin Beyadi ilköğrenimini babasından, daha sonra Allame Yahya Minkari'den öğrenim görmüştür.
Babasıyla Mekke'ye giden Kemaleddin orada ilmini geliştirmiştir. Uzun müddet Kadılık yapan Beyadi, Halep ve Bursa Kadılık görevlerinde bulunmuş, buralarda iken eserler kaleme almıştır.
Kemaleddin Beyadi Mekke Kadılığında da bulunmuştur. Onu Mekke’den sonra Şam'da görüyoruz. Kemaleddin Beyadi'nin daha sonra önce Rumeli Kazaskerliği, sonra da Osmanlı Devleti Kazaskerliği görevlerini deruhde ettiğine şahid oluyoruz.
Kemaleddin Beyadi'nin Osmanlı Devletinin çeşitli vilayetlerinde Kadılık ve Kazaskerlik görevlerinde iken büyük bir ciddiyet, salahiyet ve adaletle vazifesini ifa ettiği görülür. O bu görevlerinde iken boş durmamış İmamı Azam Ebû Hanife'nin sadık ve verimli bir talebesi olarak onun eserlerini incelemiş ve ona olan bağlılığının güzel bir ifadesini "İşaratü’l-Meram Min İbarati'l-İmam" eserini meydana getirerek ortaya koymuştur.
Kemaleddin Beyadi'nin altı ilimden bahseden "Sevahihu'l-Ulum'u ile Tefsiru'1-Levaih" isimli bir risalesi vardır. Aynca Kitabu'l-Vasiyye ile el-Fıkhu'l-Ebsat'ı da şerhetmişür. Beyadi'nin bir de Sakk'ı vardır.
1097/1686 yılında vefat eden Beyadi'nin Tasavvufi yönü de vardır. O, Nakşi tarikatına bağlı zikir ve ibadet ehli muttaki bir ilim adamı idi.
Kabri Üsküdar’da Divitçizade Tekkesi bitişiğindedir. 540
Görüşler
"Işaratül-Meram Min İbarati'1-İmam" Kemaleddin Beyadi'nin görüşlerini topladığı kitaptır. O, burada İmam Azam Ebû Hanife'nin Kelâma dair risalelerini bir araya getirerek onların şerhini yapmakta, bu risalelerin daha iyi anlaşılmasını sağlamakladır.
Eserine geniş ve uzun bir Mukaddime ile giren Beyadi, burada Kelâm'ın bir tarihçesini vermekte, özellikle Sünni Kelâm’ın savunmasını yaparak Kelâm ilminin gerekli oluşuna işaret etmektedir. Daha sonra eserini üç bölüm halinde takdim eden Kemaleddin Beyadi, birinci bölümde Allah Tealayı tanımanın vücubunu, ikinci bölümde onun zati sıfatlarını, üçüncü bölümde Fiili sıfatları ele almaktadır. Ancak bu bölümler içerisinde Kelâm'ın bütün ana konuları ve bağlı alt konuları işlenmektedir. Eserinde pek çok iktibas yapan Beyadi, ayni zamanda kendi kanaatlerini de vermektedir. O, sanki Ebû Hanife’nin Risalelerini hareket noktası yaparak bu vesileyle pek çok konuya temas etme imkanı bulmaktadır. O'nun temel Kelâmi konularda özetle görüşleri şöyledir.541
Alem
Alem hadis olup onun muhdisi Allah'tır. Cevherler ve arazlar Allah’ın kudretinin kapsamındadırlar.
Allah'ın varlığının bilinmesinde nazar, akıl yürütmek gereklidir. Akıl aslında nefs-i natıkadır veya onun kuvvetidir. Ancak O ilimden başka bir şeydir.
Vücud mevcudun aynıdır.542
Allah
Allah, eşi, benzeri, ortağı olmayışı yönünden bir tektir. Allah, beş duyunun hedefi olan algılanır niteliklerle vasıflanmaz. Yaratıklarda söz konusu olan değişme, intikal, zaman, mekan işgal etme gibi durumlar O'nda bulunmaz. Baki'liği iki zamanda varlığının bulunması anlamına değildir.
Allah Teala Selbi ve izafi sıfatların sahibidir. Ancak anlaşmazlık, bu sıfatların O'nun zatına zaid hakiki sıfatlar mı yoksa itibari sıfatlar mı olduğu noktasındadır.
Beyadi, sıfatlar konusunu önceki Kelâmcıların eserlerinden istifade ederek, filozoflara ve Mutezililere cevaplar vermek suretiyle, çok başarılı bir şekilde akli bir zeminde ele alıp incelemektedir. O, burada her sıfata ayrı ayrı temas edip faydalı bilgiler sunmaktadır.543
İnsan
İnsan Allah'ın adaleti ile fazlı arasında, yaratmak Allah'a ait bir işlem olmak kaydıyla, fiillerini irade eder ve yapar.
Hidayet ve dalalet Allah'a aittir, insan için bu iki hali yaratan Allah'tır, ancak bu iki halden birisinin kendisine sıfat olmasını isteyen insandır.
İnsana gücü yetmiyeni teklif yoktur.
İnsanın bütün amelleri Allah'ın yaratmasıyladır. Ancak fiilin oluşumuna Allah'ın ve insanın kudreti, birlikte tesir ederler. Böyle bir anlayış Hakka, doğruya en yakın anlayış olup Cebr ile Kader arasında orta bir anlayıştır.544
Kemaleddin Beyadi, insan anlayışını ortaya koyarken de, diğer konularda olduğu gibi, çok titiz davranmakta, konuyu derinliğine araştırmakta, musbet ve menfi görüşleri serdedip onları incelemekte, en sonunda doğru, hak, sevab olan anlayışı ortaya koymaya çalışmaktadır.545
Nübüvvet
Kemaleddin Beyadi, Nübüvvet konusuna, Mucizelerin yaratılması konusuna da temas etmekte, önce Miraç hakkındaki hadisleri ve görüşleri belirtip daha sonra nübüvvetle ilgili ana meseleleri izah etmektedir. 546
Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur'an'la gaybtan haber vermekle ve alışılmışın aksine harikulade fiiller ortaya koymakla, nübüvvetini izhar etmiştir. Nübüvetin şartları: İsmet, günahsız olmak, erkek olmaktır. Ayrıca aklın kemali, rey sahibi olmak, her türlü noksanlıktan uzak olmak gibi özellikleri de gerektirir. Hz. Muhammed bütün insanlara ve cinlere peygamber gönderilmiştir.
"İşaratül-Meram Min İbarati'1-İmam"ın son kısmını itikadi mezheplere ayıran, bu arada Nesh ve Keramet konularını da ihmal etmiyen Kemaleddin Beyadi, yaşadığı dönem itibariyle Kelâm'ın ana konularını yüksek bir zaviyeden ele alıp temellendirmekle, pek çok eserden görüşler naklederek, açık ve anlaşılır ifadelerle onları izah etmektedir. Bu orijinal ve değerli araştırmada Kemaleddin Beyadi'yi başarıya götüren etkenler hiç şüphesiz onun fevkalade iyi işleyen zeka seviyesi ve zihin kapasitesi, Osmanlı Devletinin çeşitli yerlerinde kadılık yaparken iyi bir gözlemci olarak ufkunu geliştirmesi ve ilmini arttırması, geçmiş bilginlerin eserlerine müracaatla onlardan istifade etmesini bilmesidir. Kemaleddin Beyadi'nin Osmanlı Kazaskerliği gibi en büyük ilmi makama gelmesi herhalde sahip olduğu ilmi, ahlaki ve dini faziletlerinden dolayıdır,
"Îşaratül-Meram Min İbarati'1-İmam" , Kemaleddin Beyadi'nin İmam Azam Ebû Hanife ile birlikte ebediyyete doğru akıp giden bir ilim ve irfan ırmağıdır.547
Dostları ilə paylaş: |