Kelamda iman problemi İmanin tanimi ve kapsami



Yüklə 85,49 Kb.
səhifə11/11
tarix04.01.2022
ölçüsü85,49 Kb.
#57787
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11
İ. İMANDA İSTİSNA

Müminin, “Ben müminim inşallah” demesi “imanda istisna” sorunu olarak bilinmektedir. Buradaki temel tartışma, bir kimsenin, “Ben gerçekten müminim” demesi mi yoksa “Ben İnşallah müminim” demesi mi gerekmektedir noktasında düğümlenmektedir. Görünüşü itibariyle önemsiz gibi görünse de, imanın özüyle ilgili bir husus olması bakımından, bireyin iman konusundaki kararını ilgilendirdiği için üzerinde önemle durulmuş, Mâturîdîler ile Eş’ariler arasında ciddi tartışmalara sebep olmuştur.

İmam Şâfî, imanda istisnayı caiz görmektedir. İmanda istisnayı caiz görenler, “inşallah” sözünün imanda şüpheye yer bırakıyor şeklinde anlaşılmamasını, bu kelimeyi bir saygı, ululama ve edebe riayet kastıyla söylediklerini belirtmektedirler. Yine onlara göre bu söz, şüpheyi ifade etse bile, bu şüphe imanın şimdiki durumuyla değil son durumuyla ilgilidir. Çünkü muteber olan iman, ölüm anındaki imandır.



Mâturîdîlerin bu konudaki tavrı, Ebu Hanife’nin daha önce de belirttiğimiz: “Mümin gerçekten mümindir. Onun imanında şüphe yoktur. Aynı şekilde, kâfir de gerçek anlamda kâfirdir ve onun küfründe de şüphe yoktur” esasına dayanmaktadır. Bu esastan hareket eden Mâturîdîler, bir şüphe ve tereddüt anlamı taşıyabilecek olan “inşallah” sözcüğünün iman ile birlikte ifade edilmesinin doğru olmayacağını düşünmektedirler. Zira kendisinde tasdik ve ikrarın bulunduğu kimse gerçek mümindir. Böyle bir kimsenin, “ben inşallah müminim” demesi doğru değildir. İman konusunda “inşallah” demek şüpheyi gerektirir, en azından şüphe ihtimali taşır43. Mâturîdî, imanın bir akit olduğunu, “inşallah” ifadesinin ise bu akdi ortadan kaldıran bir ifade olduğunu belirtmektedir44. “Halk istisna söylemini sadece şüphe ve zan çerçevesindeki mevzularda kullanır” diyen Mâturîdî, Allah Teâlâ’nın da iman alanında şüphe ve tereddüt ifadesinin kullanılmaması hususunda uyarıda bulunduğunu45, ayrıca nifak ehlini şüphe ve zanna tabi olmakla46 nitelendirdiğini hatırlatmaktadır47. Sonuç olarak, iman konusunda “Ben müminim inşallah” demek sakıncalı olmamakla birlikte hoş karşılanmamıştır.

1 12.Yusuf/17.

2 Cihat Tunç, Sistematik Kelam, Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri, 1994, s. 33.

3 “Peygamber kendisine indirileni ikrar eyledi...” (2.Bakara/285); “Öyleyse Allah’a, peygamberine inanıp ikrar edin.” (64.Teğâbun/8); Bunun üzerine Lût onu kabul edip iz’an gösterdi…” (29.Ankebut/26.)

4 Şerafettin Gölcük-Süleyman Toprak, Kelam, Konya, 1996, s. 106.

5 Bekir Topaloğlu-İlyas Çelebi, Kelam Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 2010, s. 154.

6 Matüridî, Kitabü’t-Tevhid Tercümesi, s. 487-488.

7 49.Hucurat/14.

8 5.Maide/41.

9 6.En’am/125.

10 16.Nahl/106.

11 Matüridî, Kitabü’t-Tevhid Tercümesi, s. 490.

12 Eş’ârî, Makâlât, s. 145.

13 Pezdevi, Ehl-i Sünnet Akaidi, s. 209.

14 Arslan-Bozkurt, Sistematik Kelam, s. 97-98.

15 Bkz., 12.Yusuf/87; 7.Â’raf/99.

16 Bkz., 4.Nisa/56; 43.Zuhruf/75.

17 2.Bakara/6.

18 2.Bakara/89.

19 Ahmet Saim Kılavuz, İman-Küfür Sınırı, İstanbul, 1982, s. 59.

20 Bu konudaki tartışmalar hakkında geniş bilgi için bkz., Kılavuz, İman-Küfür Sınırı, s. 146-148.

21 İlmihal, I, s. 79.

22 Muammer Esen, “İman ve Eylem”, Sistematik Kelam, ed., Ahmet Akbulut, ANKUZEM Yay., Ankara, 2009, s. 165.

23 Temel Yeşilyurt, “İmanın Mahiyeti”, Kelam El Kitabı, ed., Şaban Ali Düzgün, Grafiker Yay., Ankara, 2012, s. 295.

24 Ebu Mansur el-Mâturidi, Kitabü’t-Tevhid, tah., F. Huleyf, İstanbul, 1979, s. 380.

25 Yeşilyurt, “İmanın Mahiyeti”, s. 296.

26 Geniş bilgi için bkz., Ömer Aydın, Kur’an-ı Kerim’de İman-Amel İlişkisi, İşaret Yay., İstanbul, 2007, 59-120.

27 18.Kehf/107; Ayrıca Bkz., 4.Nisa/57.

28 20.Tâhâ/112; 21.Enbiyâ/94.

29 Saduddin Mesud b. Ömer et-Taftazânî, Şerhu’l-Akaid, Haz., Süleyman Uludağ, Dergah Yay., İstanbul, 1991, s. 280; Nureddin es-Sâbûnî, el-Bidâye fî Usûli’d-Din (Mâturidîyye Akaidi), çev., Bekir Topaloğlu, DİB Yay., ty., s. 180.

30 Nu’man b. Sâbit Ebû Hnife, el-Vasıyye, çev., Mustafa Öz, (İmam-ı Âzam’ın Beş Eseri), MÜİFV Yay., İstanbul, 1992, s. 60.

31 Aydın, Kur’an-ı Kerim’de İman-Amel İlişkisi, s. 164-165.

32 Nu’man b. Sâbit Ebû Hnife, el-Fıkhu’l-Ekber, çev., Mustafa Öz, (İmam-ı Âzam’ın Beş Eseri), MÜİFV Yay., İstanbul, 1992, s. 58.

33 8.Enfal/4, 74.

34 4.Nisâ/151.

35 Ebû Hnife, el-Vasıyye, s. 60.

36 2.Bakara/260.

37 İlmihal, I, s. 73-74.

38 İlmihal, I, s. 74; Krş., Tunç, Sistematik Kelam, s. 59-61.

39 Esen, “İman ve Eylem”, s. 166.

40 49.Hucurât/14.

41 Buhari, İman, 37; Müslim, İman, 1,6-7.

42 Esen, “İman ve Eylem”, s. 167.

43 Sabuni, el-Bidâye fî Usûli’d-Din s. 183.

44 Ebu Mansur el-Mâtürîdî, Akide Risalesi, (Mâtürîdî’nin Akide Risalesi ve Şerhi), Haz., M. Saim Yeprem, MÜİFV Yay., İstanbul, 1997, s. 97.

45 “Müminler ancak Allah’a ve Resulüne iman eden, sonra da asla şüpheye düşmeyen…kimselerdir” (49.Hucurât/15)

46 Bkz., 4.Nisâ/143.

47 Matûridî, Kitâbü’t-Tevhid Tercümesi, s. 506.

Yüklə 85,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin