ZULCENAH
Kanatlı anlamındadır. İmam Hüseyin (a.s)’ın atıdır. Çok süratli olduğu için kanatlı ismi verilmiştir. Bu at, İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadetinden sonra, İmam’ın etrafında dönerek onu korumaya çalışmıştır. Onun bu çabalarında da birkaç kişi ölmüştür.398 İmam Hüseyin (a.s) son ana kadar bu atın üstünde savaşmış ve sonunda bu atın sırtından düşmüştür Kerbela topraklarına.
Ne Zulcenah’ın takati vardı,
Ne Seyyid-i Şüheda’nın savaşmaya takati vardı.
Yüce padişah atından düştü,
Yanılmıyorsam Arş yere düştü.
Zulcenah, başını İmam’ın kanına sürerek, feryatlarla İmam’ın şehadetini bildirmek maksadıyla çadırlara doğru koşmaya başladı. Zulcenah’ı o halde gören kadınlar İmam’ın şehit olduğunu anlayıp, yasa boğuldular.399 Bazı kaynaklarda İmam’ın şehadetinden sonra Zucenah’ın çadırlara doğru koştuğu sonra da kendisini Fırat suyuna attığı ve kaybolduğu yazılmıştır.400
ZU HUSEM
Mekke ve Kufe arasında kalan bir yerin adıdır. Kufe’den gelen orduya karşı İmam Hüseyin (a.s) yarenlerini Zu Husem’e doğru yönlendirip, düşman güçleri kendilerine ulaşmadan orada konuşlandılar. Hürr ve ordusu burada imamla karşılaştılar. İmam Hüseyin (a.s) onların ve atlarının susuz olduğunu görünce, onlara su verilmesini emretti. Sonra Hürr’ün ordusuna hitaben bir konuşma yaptı. Öğlen namazı vakti gelince, Hürr de ordusu da İmam’a bağlandılar.401
RUBAB
Rubab, İmri’il Kays b. Adi’nin kızı, İmam Hüseyin (a.s)’ın eşi, Sakine ve Ali Askar’ın da annesidir. O da Kerbela yolculuğunda vardı ve esirlerle birlikte Şam’a götürüldü. Sonra Ehl-i beyt’le birlikte Medine’ye döndü ve bir yıl boyunca İmam Hüseyin (a.s) için mersiyeler okuyup yas tuttu. Kureyş’in büyük şahsiyetlerinin evlenme tekliflerini reddederek kimseyle evlenmedi. İmam Hüseyin (a.s)’ın şehadetinden dolayı sürekli ağlıyor ve asla bir gölgelikte durmuyordu. Bu üzüntünün neticesinde İmam’ın şehadetinden hemen bir yıl sonra Hicri 62. yılda dünyaya gözlerini kapadı.402
Onun okuduğu şiirlerden birisi şöyledir:
………………………………………ŞİİR
İmam Hüseyin (a.s) da bu faziletli eşi ve kızı Sakine’yi, hatta bu ikisinin içinde olduğu evi dahi, sevdiğini şöyle buyurmuştur:
Canına and olsun ben o evi seviyorum ki,
İçinde Rubab ile Sakine olsun.
İkisini seviyorum ve onlar için bütün malımı veririm,
Bundan dolayı kimse beni kınayamaz.403
RECEZ
Savaşçıların meydanlarda okuduğu kahramanlık şiirleridir. Recez de psikolojik bir tahrik vardır. Eskiden recez, ya savaş için ya hakaret amaçlı veya övünme amaçlı okunurdu. Genellikle recezler kısa olurdu ve meydanda hemen okunur biterdi. Bundan dolayı bazen edebi olarak hataları olurdu.404
Savaş meydanına çıkan savaşçı, Arapların savaşla alakalı kendi durumuna uygun şiirlerinden okurdu. Bir savaşçının şiir kabiliyeti varsa, orada kendi şiirini okur ve kabilesinin cesaretini dile getirip savaşırmış. Recez, hem kendisinin psikolojisini güçlendirmek, hem de düşmanı baskı altına alarak korkutmak için okunurdu. “Recez, o dönemlerin askeri marşlarıydı ki, savaşçılar savaştan önce bunları okuyup, kahramanlıklarıyla övünerek düşamanı darmadağın edeceklerini dile getirilerdi. Recez, savaş meydanlarında etkili bir silahtı. Savaşçı kılıcına, okuna ve mızrağına güvendiği kadar recezine de güvenirdi.”405
Kerbelada da imam Hüseyin (a.s), evlatları, kardeşleri ve yarenleri de recez okuyorlardı. İmam’ın yarenlerinin Aura günü okudukları recezler, onların akidesini, hedefini, şehadet arzularını, yakinlerini, basiretlerini, sağlamlıklarını ve ne uğurda cihat ettiklerini ifade ediyordu. Mesela, Hz. Abulfazl Abbas şu şekilde recez okumuştur: “Vallahi eğer sağ kolumu kestiyseniz de sonuna kadar dinimi savunacağım.” Bu recez, dinin hamiliğini ifade etmektedir.
Kasım b. Hasan (a.), kendisini tanıtmaya yönelik şöyle recez okumuştur: “Beni tanımıyorsanız, ben Hasan’ın oğluyum…”
Amr b. Cunade şöyle recez okuyordu: “Emirim Hüseyin’dir ve ne güzel emirdir! Müjdeleyici ve inzar edici olanın kalbinin sevincidir o…”
Ali Ekber (a.s) şöyle recez okudu: “Ben Ali’nin oğlu, Hüseyin’in oğlu Ali’yim. Biz ve Allah’ın evi, Nebi’ye daha evlayız. Vallahi soyu belli olmayanın oğlu, aramızda hükmedemez. Kılıçla vurup, babamı savunurum. Öyle bir vuruş ki, hem Haşimidir hem Arabî…”
İmam Hüseyin (a.s) da çeşitli recezler okumuştur. Onlardan bazıları şunlardır: “Ölüm, ardan daha evladır. Ar ise ateşe girmekten daha evladır.” Bir diğeri ise şöyledir: “Ben Ali’nin oğlu Hüseyin’im
………………………………..........................…RECEZ”
Bütün bu recezler, onların yüce hedeflerini, cesaret ve sağlamlıklarını ifade etmektedir.406
SEÇKİN KİMSELERİN GÖREVLERİ
İnsanlar arasında, önemli mevkilerde bulunan belirgin kimseler olayların akışında, toplumun şekillenmesinde etkili bir rol oynamaktadırlar. Aşura hadisesinin meydana gelmesinin en büyük etkilerinden biri, bu belirgin insanların görevlerini yerine getirmemeleri olmuştur. Onların bu tavrı halkı da o şekilde davranmaya itmiştir. Ayetullah-il Uzma Seyyid Ali Hamanei, bu konuda şöyle buyurmuştur: “Gerektiği anda belirgin insanların alacakları kararlar, dünya sevgisinden geçmeleri, lazım olan vakitte Allah için harekete geçmeleri, tam zamanında görevlerini teşhis etmeleri, tarihi ve değerleri kurtarır ve korur. Ancak gerektiği zaman hareket etmeleri şarttır. Vakit geçtikten sonra artık faydası yoktur…”407
Kerbela hadisesinde, o dönemin önde gelen belirgin insanlarının korkmaları, kendilerini satmaları, görevlerini yerine getirmemeleri imam Hüseyin (a.s)’ın şehadeti için ortamı müsait hale getirmiştir. Günümüzde de bu seçkin insanlar, Aşuradan ibret alarak Allah için görevinin bilincinde olarak yerine getirmelidirler. 408
RUGEYYE (S.A)
İmam Hüseyin (a.s)’ın üç dört yaşlarında olan kızıdır. Kerbela yolculuğunda, Ehl-i beyt esirleriyle beraberdi. Şam’da bir gece babasını rüyada görmüş uyandıktan sonra çok ağlamış ve babasını istemişti. Bunun üzerine durumu Yezid’e bildirdiler. O da İmam Hüseyin (a.s)’ın mübarek başının ona götürülmesini emretti. Hz. Rugeyye, babasının kesik başını görünce, Şam harabesinde can verdi. 409
Şiilerin Hz. Rugeyye’ye özel bir alakaları vardır ve onu çok muhterem bilirler. Kabri, eski bir pazarın yanında, Emevi camisine uzak bir yerdedir. Birkaç defa onarılmıştır. En son onarım, İranlıların 1364 Şemsi yılında birkaç yıl sürdürdükleri onarımdır.410 Bugün Hz. Rugeyye için böylesine büyük bir harem yapılması, Ehl-i beyt dostlarının eseridir.
Dostları ilə paylaş: |