Soyları Abdu Şems’in evlatlarından Ümeyye B. Half’e dayanan Kureyş tayfalarından biridir.
Ümeyye, Peygamber Efendimizin (s.a.a)’in en katı düşmanlarındandı. Ümeyye oğullarının hepsi, Haşim oğullarına karşı kin duyar ve muhalefet ederlerdi.164 Peygamber Efendimiz (s.a.a)’e karşı, Hz.Ali (a.s)’a, İmam Hasan (a.s)’a, İmam Hüseyin (a.s)’a ve diğer İmamlara karşı çeşitli zulümlerle düşmanlıklarını sergilemişlerdir. Allah Resulü (s.a.a), Ümeyye oğullarını lanetlemiştir. Kuran’ı Kerim’de (İsra–60) geçen “lanetlenmiş ağaç”, Ümeyye oğullarıdır diye tefsir edilmiştir.165
Bu aile, peygamber evlatlarına karşı çok katı bir düşmanlık besliyordu. İslamın ilk savaşlarında bu ailenin büyükleri, Müslümanların kılıcından geçmişti. Hz. Ali (a.s) ve evlatlarına karşı, onca kin duyan Muaviye ve Yezit’te bu ailedendir. Ümeyye oğulları, hicri 41. yıldan Muaviye ile başlayıp hicri 132. yıla kadar hükümetlerini sürdürdüler ve merkezleri Şam’dı. Tıpkı Rum ve Fars hükümetleri gibi, bunlar da gösteriş ve eğlenceye çok düşkündüler. Muaviye, Yezit, Mervan, Abdulmelik, Velit, Süleyman, Ömer b. Abd-ul aziz ve Hişam, Ümeyye oğullarından bazı halifelerdir. Ebu Müslim Horasani’nin kıyamı hadisesinde, Mervan Hımar ile bu silsile kesilmiştir.166 Ümeyye oğullarının hükümeti bin ay sürmüştür.167 Bu süreç İmam Hasan (a.s) zamanından, Seffah’ın hükümete geçtiği dönem arasındaki zaman zarfıdır. Yani tam doksan yıl, onbir ay ve on üç gün. Bazıları “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” ayetini, onların bin aylık hükümetleri olarak te’vil etmişlerdir.168 Osman’ın hilafete geldiği ilk gün, Ebu Süfyan ona şöyle tavsiyelerde bulundu: “Temim ve Adi ( Ebu Bekir ve Ömer’in kabileleri) kabilelerinden sonra şimdi hükümet senin eline geçti. Bu hükümeti tıpkı bir top gibi Ümeyye oğulları arasında elden ele dolaştırın. Bu saltanattan başka bir şey değildir. Ben cennete de cehenneme de inanmıyorum.”169
Emeviler, Allah Resulü (s.a.a)’in sünnetini değiştirdiler. Zaten Peygamber Efendimiz bunu daha önce şu şekilde haber vermiştiler: “Sünnetimi ilk değiştirecek olan kişi, Ümeyye oğullarındandır.” Emevilerin Allah’a, kıyamete ve vahye inanmadıklarını Yezid’in şu şiiri açıkça ortaya koymaktadır:
Haşimiler hükümetle oynadılar
Yoksa ne haber gelmiştir ne de bir vahiy! 170
Ziyereti Aşura’da Ebu Sufyan ailesinden, Ziyad ailesinden, Mervan ailesinden ve Ümeyye ailesinden bahsedilmiş ve onlara lanet edilmiştir. İmam Hüseyin (a.s)’ın Yezid’e biat etmesini ısrarla isteyen Mervan’ın cevabında, İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Ceddimden duydum ki, “hilafet Ebu Sufyan soyuna haramdır” diye buyuruyordu.”
BENİ CU’DE
İmam Hüseyin (a.s)’a mektup yazan Kufe kabilelerinden birinin adıdır.
BENİ HAŞİM
Allah Resulünün de o soydan geldiği, Abdu Menaf oğlu Haşim’in evlatlarıdır. Peygamberimizin ehli beytine, bundan dolayı Haşim oğulları denmektedir. Haşim ve dedeleri, Araplar arasında saygın bir konuma sahiptiler ve Allah Resulü (s.a.a) de bu ailedendir. İmam Hüseyin (a.s) da Aşura günü okuduğu recezlerden birinde bu değerli nesebe değinerek bununla iftihar ettiğini şöyle belirtmiştir:
Ben Haşimoğullarından hayırlı Ali’nin oğluyum
İftihar edeceğim zaman, iftihar olarak bu bana yeter.
Ümeyyeoğulları her zaman Haşimoğullarına karşı kin besliyor ve düşmanlık ediyorlardı. Bu durum diğer imamlarımız döneminde de aynıydı. Kerbela hadisesi, Emeviler’in Haşimiler’e karşı duydukları kin ve nefretin doruk noktasıydı. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Haşimoğullarına buğzetmek, nifak belirtisidir.”171
Yezid, İmam Hüseyin (a.s)’ı şehid edip ehli beytini de esir ettikten sonra, kutlama meclisinde sopayla Hz. Hüseyin’in dudaklarına vuruyor ve şöyle diyordu: “Haşimiler hükümetle oynadılar, yoksa ne haber gelmiştir ne de bir vahiy! Eğer Muhammed’in evlatlarından intikam almazsam, ben de Handef soyundan değilim…”172
ELMA KOKUSU
“Şehitlerin türbesinden elma kokusu geliyor.” Kerbela şehitlerinin ziyaretine sabah erkenden gidenlerin, cennet elma’sının kokusunu aldıkları meşhurdur. Bu söz, bir hadise dayanmaktadır. Bihar-ul Envar’da şöyle geçer:
“Cebrail’in Peygamber Efendimizin huzurunda olduğu bir sırada İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) oraya geldiler. Cebrail, Dihyeyi Kelbi sıfatındaydı ve bu iki aziz, onun etrafında dönüyorlardı. Cebrail elindeki elmayı, armutu ve narı onlara hediye etti. Onlar sevinçle bu meyveleri Peygamber Efendimize sunduklarında, Allah Resulü (s.a.a): “Bunları anne ve babanıza götürün” diye buyurdular. Onlar, meyveleri eve götürdüler ve Peygamber Efendimiz gelene dek o meyvelere el sürmediler. Peygamber Efendimiz oraya geldiğinde hep beraber o meyveleri yediler ancak ne kadar yeselerde meyveler bitmiyordu. İmam Hüseyin (a.s) şöyle naklediyor: “Annem Fatıma hayatta olduğu sürece, o meyveler de vardı. Ancak annem dünyadan göçünce nar da kayboldu. Babam Ali de dünyadan göçünce bu sefer armut kayboldu. Elma ise hâla duruyordu. Kerbela’da suyu bize kapattıklarında o elmayı kokluyordum. Susuzluğum iyice şiddetlendiğinde ise o elmayı bir kere ısırdım.”
İmam Seccad (a.s) şöyle buyuruyor: “Babam bu sözleri şehadetinden bir saat önce buyurmuştur. Şehid olduktan sonra savaş meydanından elma kokusu geliyordu. O elmayı aradığımızda kaybolmuş olduğunu gördük ama kokusu hâla vardı. Babamın kabrini ziyaret ettiğimde elma kokusunun oradan geldiğini gördüm. Şialarımızdan kim o elmanın kokusunu almak istese, sabah vakti babamı ziyaret etsin. Eğer ihlâsla ziyaret ederse, elma kokusunu alacaktır.”173
BEYZA
Kufe yolu üzerindeki bir konaklama yerinin adıdır. Yerbuoğullarına ait olup, Uzeyb ve Vagıse arasındadır. İmam Hüseyin (a.s) bu geniş topraklarda Kufe ordusuyla karşılaştı ve Hürr’ün ordusuna karşı meşhur hutbesini burada okudu: “Ey insanlar! Allah’ın Resulü şöyle buyurmuştur: “Kim Allah’ın haramını helal sayan zalim bir sultan görse…”174
İşte burada Nafi b. Hilal ve Bureyr b. Huzeyr kalkıp İmam’a yardım ve onu himaye etme hususunda hutbeler okudular.
Sonra İmam (a.s) hareket emri verdi ve Uzeyb’e doğru yola koyuldular.175 Beyza, beyaz ve kurak yer anlamındadır.
Dostları ilə paylaş: |