KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə450/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   446   447   448   449   450   451   452   453   ...   889
MAMBOURY, ERNEST

(l Nisan 1878, Nyon - 23 Eylül 1953, İstanbul) isviçre asıllı araştırmacı.

istanbul'un bilhassa Bizans dönemi eski eserleri hakkındaki yayınları ile tanınmış amatör bir araştırmacısı olduktan baş-



MAMBOURY, ERNEST

284

285

MAMBOURY, ERNEST

ka, İstanbul'un en etraflı seyyah rehberlerini hazırlamış bir yazardır.

Ernest Mamboury, İsviçre'nin Wand (Waadtland) Kantonu'nda, Cenevre Gölü kıyısındaki Nyon'da dünyaya geldi. Nyon Koleji'nde, Lausanne'da "ecole normale" öğretim gördükten sonra, Cenevre'deki E-cole deş Arts Industriels'den 1905'te diploma aldı. Kısa bir süre Paris'te Güzel Sanatlar Akademisi'nin seramik bölümüne devam etti. 1906'da yurduna döndüğünde, resim öğretmeni olarak Lausanne'da görev aldı.

Mamboury 1909'da izinli olarak geldiği İstanbul'dan bir daha ayrılamadı. Burada bir taraftan eski eserleri incelerken bir taraftan da İstanbul'un yağlıboya ve aku-arel olarak manzara resimlerini yaptı. Çoğu 1909-1910 tarihli olan bu resimlerde, Ayasofya, III. Ahmed Çeşmesi, türbeler, Beyoğlu sırtlarından İstanbul'da büyük bir yangın gibi konular işlenmişti. İsviçre'ye görevi başına dönmesi gerektiğinde, izninin uzatılması isteği olumlu karşılanmayınca Lausanne'daki görevinden istifa ederek İstanbul'da kaldı ve burada yerleşti.

Mamboury ressam ve topograf olarak, Türkiye'de çalışan arkeologlara yardım ederek bazı önemli eserlere katkıda bulundu. İç Anadolu'da Göreme dolaylarında, oyma kilise ve manastırlarda incelemeler yapan rahip ve misyoner Guillaume de Jerphanion (1877-1948) 1907 ve 1911'de burada çektiği siyah-beyaz resimlerin yetersiz olması üzerine bunların renkli kopyalarını almak için 1912'de beraberinde Mamboury'yi de götürdü. Böylece arkeoloji alanındaki ilk çalışması, Ağustos-Ey-lül 1917'de, Kapadokya'mn kilise ve manastırlarının duvarlanndaki fresko resimlerin renkli kopyalarını meydana getirmek suretiyle belirlendi.

1912'de Sultan Ahmed Camii ile Marmara kıyısı arasındaki İshakpaşa semtindeki ahşap evleri kül eden büyük yangın ile bu bölge bütünüyle açılmıştı. Bu yangın Büyük Saray'm(->) henüz ayakta kalabilen kalıntılarını meydana çıkardığı gibi, evlerin altlarında olan pek çok bodrum ve mahzeni erişilebilir duruma getirdi. Ünlü Alman arkeologu Th. Wiegand (1864-1936), Şubat 1918 başlarında Mamboury ile bu bölgeyi gezerek, hiç değilse tekrar bina blokları arasında kaybolmadan, kalıntıların fotoğraf ve planları alınmak suretiyle tespit edilmelerini uygun görmüştü. Şubat ortasında Berlin'e dönen Wie-gand, Alman imparatorundan, İstanbul' daki Büyük Saray yerinde yapılacak araştırmalara harcanmak üzere 25.000 marklık bir ödenek sağladı. Çalışmalara 29 Ma-yıs'ta başlandı. Mamboury, yer üstünde veya yeraltındaki kalıntıların ölçülerini alıp, Mekteb-i Sanayi'de kendilerine ayrılan bir odada bunların plan ve kesitlerini çizmekle görevlendirildi. I. Dünya Savaşı'nın kısa süre sonra bitmesi ve Almanların İstanbul'dan ayrılması üzerine, İsviçre uyruklu olduğu için Mamboury burada kalabildi, hattâ 28 Kasım'a kadar çalışmaları sürdürdü. Sonraki yıllarda da ufak bazı sondaj-

lar yapıldıktan sonra hazırlanan ve toplanan malzemenin yayımlanması ancak 1934' te gerçekleşti. "Hippodrom ile Marmara Denizi Arasında İmparatorluk Sarayları" (_Die Kaiserpalâste von Konstantinopel, zıvischen Hippodrom undMarmam-Meer, Berlin-Leipzig, 1934) başlıklı, büyükçe boyda bol resim ve rölöveli kitap Mamboury ve Th. Wiegand'ın müşterek imzaları ile Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün yayını olarak basıldı.

I. Dünya Savaşı'nın arkasından gelen işgal döneminde Fransız askeri kuvvetleri, Topkapı Sarayı eteğinde, eski Gülhane bahçeleri yerinde sıralanan askeri depo binalarına el koydular. Burada Bizans döneminde birçok kilise, manastır ve sarayın bulunduğu kaynaklardan biliniyor, bunlara ait oldukları sanılan bazı kalıntılara da rastlanıyordu. Fransız işgal ordusunun şarap stokunu sıcağın etkisinden koruyacak bir yer aranırken, bu bölgede eski mahzenlere rastlanması üzerine, General Charpy'nin emri ile ciddi araştırmalara başlandı. Bu arada Mamboury'ye de başvurularak, onunla gerek desinatör, gerek ilmi danışman olarak işbirliği sağlandı. Aralıklarla 1921'den 1923 yazına kadar süren bu çalışmaların önemi dikkate alınarak, kazıların idaresi ile arkeolog R. Demangel görevlendirildi. İstanbul'un kurtuluşu ile duran araştırmalar 1933'te ufak bazı sondajlarla devam etti. Mamboury'nin çizdiği plan, kroki, kesit ve resimlerle, Deman-gel'in yazdığı metinden oluşan "Mangana-lar Mahallesi ve İstanbul'un Birinci Bölgesi" {Le Quartier deş Manganes etlapremi-ere region de Constantinople, Paris, 1939) başlıklı büyük boydaki eser, müşterek imza ile II. Dünya Savaşı'nın başladığı yıl içinde yayımlandı.

Çizdiği plan ve rölöveler yerli ve yabancı arkeologlarca beğenildiğinden Mamboury, Beyazıt'ta Sırmakeş (Simkeşhane) Hanı'nın iç avlusunda müze idaresi ile S. Casson tarafından yapılan kazının planını çizdi (S. Casson, SecondReport upon the Excavations corried out in and near the Hippodrom of Constantinople in 1928, London, 1929). Ayrıca Fatih'in aşağısında Yenibahçe'de Lips Manastırı'nın kilisesi olan Fenarî İsa Camii'nde de araştırmalar yapıldığında, elde edilen bilgilere göre yeni bir plan meydana getirdi. Müzeler Müdürü Halil Edhem Eldem'in(->) Yedikule hakkındaki küçük kitabına, bu hisarın planını çizmek suretiyle katkıda bulundu (YedikuleHisarı, İst., 1932). Sonraki yıllarda, Küçükçekmece'de rastladığı kalıntıları müzeler idaresine haber vererek, buradaki Region şehrinde Türk Tarih Kurumu adına, müze müdürü Aziz Oğan başkanlığında 1937'de yapılan kazının planlarının bir kısmını çizdi (A. Oğan, "Regi-um Hafriyatı", Belleten, III, 1939, s. 437 vd). Aynı müzenin müdür muavini Arif Müfit Mansel'in Mudanya'da Alçakbayır'da 1942'de antik çağa ait bir mezar binasında Türk Tarih Kurumu adına yaptığı kazının da plan ve kroki işlerini üstlendi.

Mamboury'nin katıldığı garip bir çalışma ise 1929-1930'da K. Wett adındaki

Danimarkalı bir teosof ile birlikte, Çem-berlitaş'ın Osmanlı dönemi takviye kılıfının içindeki esas kaidesinde saklandığına inanılan rölikleri bulmak için yaptıkları araştırmadır. Civardaki bir binadan tünel açmak suretiyle Çemberlitaş'ın kaidesine ulaşılmak istenmiş, fakat bir sonuç elde edilememiştir. Bu acayip metotlu kazıya dair etraflı bir yayın yapılmamış, Mamboury ancak öldüğü yıl buna dair bir bildiri vermişti ("Le forum de Constantin: la Chapelle de St. Constantin et leş mysteres de la Colonne Brulee, Resultats deş son-dages operes en 1929 et 1930", IX. Cong-res Int. d'Etudes Byzantines-Thissalonique 19531

Mambouıy, İstanbul'da devamlı dolaşıyor ve Bizans dönemine ait önemli bir kalıntının izlerine rastladığında bununla yabancı arkeologların ilgilenmesini sağlıyor, onlar tarafından burada araştırma yapıldığında, plan ve rölöve işlerini üstleniyor ve hazırlanan kitabın üstüne adının yazılmasını da sağlıyordu. İngiltere'nin St. Andrews Üniversitesi'nden Prof. H. Bax-ter idaresinde 1935'te Sultan Ahmed Ca-mii'nin güneyinde, külliyenin çarşısı (arasta) içinde ve çevresinde, Büyük Saray'a ait bir avlunun döşeme mozaiklerini meydana çıkarma çalışması da böyle başladı. Mamboury, Wiegand ve Demangel ile olduğu gibi çizim işlerinin kendisinden isteneceğini ve dolayısıyla işler bitince basılacak kitabın başında adının yer alacağını umuyordu. Fakat işbirliği yalnızca bir yıl sürdü, açıklanmayan bir sebepten kazı heyetinden ayrıldı (G. Brett-W. Macan-ley-R. Stefenson, The Great Palace of the Byzantine Emperors, Londra, 1947).

Mamboury'nin İstanbul için en önemli hizmeti, öncekilerden çok üstün olan seyyah rehberleri oldu. İlk rehberi 1925'te Fransızca olarak yayımladı {Constantinople, guide touristique, İst., 1925). Büyük bir emek ürünü olan 565 sahifelik cilt içinde, İstanbul'un coğrafyası, tarihi, sanatı, etnografyası tanıtıldıktan başka, turistler için gerekli bilgiler veriliyordu. Kitabın esasını şehrin bellibaşlı Bizans ve Türk anıtlarının, çoğunun resim ve planları ile yeri, tarihçesi ve tarifi teşkil ediyordu. Kitabın aynı yıl eski harflerle Türkçesi de (İstanbul Rehber-i Seyyahın, İst., 1925) basıldı. Sonraki yıllarda ufak değişiklikler ile Fransızca ikinci baskı (1929) ve üçüncü baskılar (1934) yapıldıktan başka, Almancası J. Ahlers tarafından çevrilerek basıldı {Stambul-Reiseführer, İst., 1930). Aynı yıl içinde İngilizcesi de yayımlandı. Mamboury' nin bu rehberi yalnız basit turistler tarafından değil, ilim adamlarınca da beğenilmiş, daima aranan bir kitap halini almıştı. Bulunması imkânsız olan bu rehberi Mamboury yeni bir biçime sokarak yeniden hazırladı ve Fransızca olarak yayımladı (istanbul touristique, İst., 1951). İki yıl sonra da M. Burr tarafından çevrilen İngilizcesi basıldı {The tourist'sistanbul, İst., 1953). Fakat düzeni ve konuların çeşitlilik ve zenginliği bakımından bu yeni baskılar öncekiler kalitesinde değildi. Birçok yeni bilgi olmakla beraber, yaza-

rın gözünden kaçmış birçok hata kitabın ihtiyatla kullanılması gerektiğini belli ediyordu.

Mamboury'nin rehber yazarı olarak tanınması sonucu İçişleri Bakanlığı ile Ankara Belediyesi tarafından ona bir Ankara ve dolayları rehberi ısmarlandı ve bu cilt 1933' te yayımlandı. II. Dünya Savaşı'ndan az önce, Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, İtalyan Turizm İdaresi'nin 18 ciltlik İtalya rehberleri gibi birçok ciltten meydana gelecek bir Türkiye rehberleri dizisi girişiminde bulundu. Bunlardan yalnız 94 sahifelik bir İstanbul Adaları rehberi basılabildi {Lesîles desPrinces, Banlieue mantinle d'lstanbul, İst., 1943). Üzerindeki "cilt 2 B" işareti bunun büyük bir dizinin bir bölümü olduğunu gösterir. Basın-Yayın Genel Müdürlüğü'ne bitmiş halde 1944'te teslim edilen Yalova ve dolayları ( Guide Yalova leş Bains et ses environs) ile 1947'de teslim edilen İzmir ve Batı Anadolu şehirleri {Guide touristique d'Izmir, Manisa, Aydın, Denizli et leş villes ancien-nes de la region) rehberleri ise bugüne kadar basılmadan kalmıştır. Tamamlandığı bildirilen Bursa, İznik ve Uludağ ile Galata rehberlerinin ne oldukları bilinmez.

Ölümünden bir süre önce Mamboury iki rehber işini daha üstlenmiş bulunuyordu. Bunlardan biri iki cilt halinde basılması tasarlanan büyük bir Türkiye rehberinin bazı bölümleri idi. Mamboury'nin 1953 yılı içinde teslim etmesi gerektiğinden, ölümüne kadar üzerinde büyük bir gayretle çalıştığı ikinci rehber ise Paris'te Hachette Yayınevi'nin yayımladığı "Guides Bleues" dizisinde çıkacak olan yeni bir Türkiye cildi idi.

Mamboury, bıkmadan yorulmadan İstanbul'u dolaşır, gözüne çarpan veya herhangi bir tesadüfün bir an için ortaya çıkardığı eski eserleri derhal not ederek bunların vaziyet krokilerini çizerdi. Araştırmalarının ilk ürünlerini Assomption tarikatı rahiplerinin dergisinde yayımladı. Bunların ilki 2 Temmuz 1919'da Salmatomruk yangınında yanan Kemankeş Mustafa Paşa veya Odalar Camii hakkında idi ("Ru-ines byzantines: Autour d'Odalar Djamis-si â Stamboul", Echos d'Orient, XIX, 1920, s. 6-9-73). Büyükada'nın kuzeybatısında Maden mevkiinde olan İmparatoriçe Eire-ne'nin 8. yy'ın sonlarında yaptırdığı Kadınlar Manastırı'nın kalıntılarının Kamares veya Mağaralar denilen yerde olduğunu bildiren yazısı ("Le couvert byzantin deş fem-mes â Prinkipo", Echos d'Orient, XIX, 1920, s. 200-206) ve Bostancı ile Maltepe arasında Küçükyalı'daki Bizans harabesine dair makalesi ("Ruines byzantines de Mara ent-re Maltepe et Bostandjik", Echos d'Orient, XIX, 1920, s. 322-330) bu türden çalışmalarının ilk örnekleridir.

Mamboury, şehrin içinde tesadüfen ortaya çıkan ufak buluntuları daima not etmesine rağmen ne yazık ki bunlardan pek a-zını yayımladı. "Eski Bizans Topografyasına Yeni Bir Eleman" başlığı ile çıkan yazısında, Ayasofya ile Yerebatan arasında 1934'te ortaya çıkan kalıntıları bir plan üzerinde işaretlemiş ("Un nouvel element pour la




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   446   447   448   449   450   451   452   453   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin