Mimar Acem Camii
Hüsamettin Özer, 1994
gen panolar, ortada da yan yana üç adet sekiz kollu yıldız yer almaktadır. Harimin kuzeybatı köşesinde, dışa taşkın, kare tabanlı bir kaide üzerinde yükselen minare, tuğla örgülü ve sıvalı, silindir biçimindeki gövdesi, bezemesiz, kesme taştan korkulukların kuşattığı şerefesi ve kurşun kaplı, koni biçimindeki ahşap külahı ile sıradan bir görünüm arz eder.
Tasarım ve bezeme açısından ilginç mezar taşlarını barındıran hazirenin ortasında Emine Sultan'ın açık türbesi bulunmaktadır. Dikdörtgen bir alam işgal eden türbenin köşelerine, mermerden yontulmuş babalar dikilmiş, bunların arası madeni şebekelerle kapatılmıştır. Gerek Emine Sultan'ın, gerekse de az ileride yer alan, Emine Sultan'ın yetiştirmelerinden Mahbube Hamm'ın (ö. 1738) mezar taşları, Lale Devri üslubunu sürdüren zengin bezemeleri ve son derecede itinalı işçilikleri ile dikkati çeker. Mimar Acem Ali'nin, mihrap ekseninde yer alan ve küfeki taşından yontulmuş olan lahti kabartma şemselerle bezelidir.
Cami-tevhidhanenin kuzeydoğusundaki şadırvanın silindir biçimindeki haznesi gömme sütunlarla sekiz bölüme ayrılmış, her bölüme birer musluk yerleştirilmiştir. Sütunların alt ve üst bitimlerinde kum saatleri, muslukların üzerinde de içleri rozetlerle bezeli kaş kemerler yer almaktadır. Şadırvanın, basık piramit biçimindeki çatısı sekiz adet sütuna oturur.
Ortadan kalmış olan ve tasarımları hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan tekke bölümlerinin cami-tevhidhanenin kuzey ve doğu yönlerdeki avlunun sınırında yer aldıkları anlaşılmaktadır. Günümüzde cami-tevhidhanenin kuzeyinde bulunan yeni meşrutanın girişi üzerinde tekkeye ait 1329/1911 tarihli ihya kitabesi göze çarpar. Esasen, kesme küfeki taşından söve-lerin çerçevelediği bu dikdörtgen kapının, tekke binalarından arta kalmış olduğu
tahmin edilebilir. Ta'lik hatla yazılmış olan bu manzum kitabenin yanlarında sehpa üzerine konmuş birer Sünbülî tacı kabartması yer almaktadır. Dr. 1. A. Yüksel'in tespit etmiş olduğu, günümüzde nerede olduğu bilinmeyen diğer bir tekke kitabesi daha söz konusudur. Ta'lik hatlı bir beyitten ibaret olan bu kitabenin üst kesiminde, ortada, beyzi bir çerçeve içinde "Hû" ibaresi, yanlarda Sünbülîliği temsil eden sümbül kabartmaları, beytin altında ise tekkenin ilk inşa tarihi ile son ihya tarihini veren "atîk 930 cedîd 1329" ibareleri görülür.
Küçük Saray Meydanı Sokağı'nın karşı (güney) yakasında, "Örümceksiz Dede" lakaplı bir meczuba atfedilen ancak inşa tarihi tespit edilemeyen bir türbe ile bunun yanında (doğusunda) ufak bir hazire bulunmaktadır. Örümceksiz Dede'nin yaşadığı dönem, hayatı ve kişiliği hakkında hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Mamafih türbesi, klasik üslubu yansıtan tasarımı ve mimari ayrıntılarına dayanılarak nispeten erken bir döneme, 15. yy'ın ikinci yarısına veya 16. yy'ın başlarına tarihlendi-rilebilir. Söz konusu türbeye komşu olmasından dolayı Mimar Acem Camii halk arasında "Örümceksiz Camii" ya da "Örümceksiz Dede Camii" adlarıyla tanınmıştır. Bu türbe ile Mimar Acem Cami-Tekkesi a-rasmda, komşuluktan öte bir ilişkinin olup olmadığı ayrıca araştırılmaya muhtaçtır.
Örümceksiz Dede Türbesi baldaken (cehar tak) tasarımına sahip açık türbelerdendir. Kare planlı (5,50x5,50 m) bir tabana oturan türbenin köşelerinde, kesme küfeki taşından örülmüş, "L" kesitli birer paye yer almakta, bu payelere oturan dört adet sivri kemer tuğla örgülü kubbeyi taşımaktadır, içeriden pandantiflere, dışarıdan sekizgen bir kasnağa oturan ve günümüzde dışı sıvalı olan kubbenin aslında kurşunla kaplı olduğu kesindir. Üstleri sıvalı, kitabesiz iki kabri barındıran türbenin doğu yönündeki açıklığın içine sonradan (muhtemelen 1738 onarımında) basık kemerli bir kapı yerleştirilmiş, basık kemerle yukarıdaki özgün sivri kemerin arasındaki açıklık moloz taş örgü ile doldurulmuştur. Türbeye komşu olan hazirede daha ziyade 18. yy'a ait mezarlar bulunmaktadır. Her iki hazire de âdeta çevre halkının çöplüğü haline gelmiş durumdadır. Bibi. Barkan-Ayverdi, Tahrir Defteri, 382-384, no. 2252; Ayvansarayî, Hadîka, l, 206-207; Çetin, Tekkeler, 587; Kut, Dereehname, 234, no. 62; Aynur, Saliha Sultan, 36, no. 127; Âsitâne, 14; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, I, 100-101, no. 155; Münib, Mecmua-i Tekâyâ, 12; Ihsa-iyatll, 21; Vassaf, Sefine, V, 273; Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, I, 160; Öz, İstanbul Camileri, I, 105; 1KSA, IV, 2186; Fatih Camileri, 108-169, 359; A. Egemen, istanbul'un Çeşme ve Sebilleri, ist., 1993, s. 266.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |