KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə808/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   804   805   806   807   808   809   810   811   ...   889
509

508

MURADIV

na bir örnektir. O gece, Bostancıbaşı Duçe Mehmed'in Anadolu Hisan'nda tertiplediği içkili eğlencede iken "Kırmızı Yumurta Bayramı" gününün belirlenmesinde doğan ihtilaftan ötürü Divan-ı Hümayun'da davaları görülen Ermeni ve Rum cemaatlerinin arasına girdiği ve Ermenilerden rüşvet aldığı söylenen Abaza Mehmed Paşa' yi, sabahı beklemeden idam ettirmeye karar verdi. Duçe ile bir kayığa binip Rumeli Hisarı'na geçti. Nedimlerinin ve korumalarının gelmesini beklemeden atlandılar. Beşiktaş'ta bir köylünün öküz arabası yolu kesmişti. Bir ok atıp adamı kolundan yaraladı. Duçe'ye "Var şu küstahın başını kes!" dediyse de Duçe, zavallının ölmüş olduğunu söyleyip köylüyü kurtardı. Güneş doğmadan Okmeydanı'na çıkıp oradan Kâğıthane'ye indiler. Kâğıthane Köp-rüsü'nden geçip istanbul'a geldiler. IV. Murad, başına yağmurluğunu çekip Aya-sofya'da bekledi ve Duçe'yi, henüz toplanmış bulunan divana gönderdi. Ermenilerin birkaçının o günkü murafaadan sonra boğdurulmasını istedi. Alelacele Çinili Köşk'e getirtilen Abaza Paşa da orada idam edildi. Abaza Mehmed Paşa, giyim kuşamı, kılıcı, atı ile istanbul'da bir modaya öncülük etmiş ilginç bir tipti (bak. Abaza Paşa modası).

IV. Murad, vezirazamın arkasından Doğu seferine çıkmak üzere Aralık 1634'te Cebehane önüne tuğlar diktirdi. Bayram Paşa'yı İstanbul'un muhafazasıyla görevlendirdi. Murtaza Paşa'yı sefer kaymakamı atadı. Rumeli'ye ve Anadolu'ya asker sürücüleri gönderdi. Sefere katılmak istemeyen Kırım Hanı Canbeg'i azledip yerine inayet Giray'ı han yaptı. Şiirlerini özellikle de hicivlerini çok sevdiği fakat Si-haın-ı Kaza olayından sonra fazla ilgi göstermediği Nef î'yi çağırıp Bayram Paşa için bir hiciv yazmasını istedi. Nef î hicviyesini yazıp sunduğunda beğenmekle birlikte daha önce bu tür şiirler yazmayacağına ilişkin yeminini hatırlattı ve kendisini Bayram Paş'a'ya havale etti. Bayram Paşa, 27 Ocak l635'te Nef î'yi sarayına çağırıp boğdurduktan sonra denize attırdı. Nefî'nin ölümüne en çok dönemin din adamları sevindiler ve Bayram Paşa'ya dualar ettiler. Onu, odunluğa boğmaya götüren çavuşbaşı Boynueğri Mehmed Ağa (Paşa) ise Hasankaleli (Anadolulu) ve Türk asıllı olmasından dolayı hakaretlerde bulunmuş ve "Behey Türk âdemisi! Gel, o-dunlukta hiciv düzecek kişi var, bildiğinden kalma, bre melun Türk!" demişti.

IV. Murad 10 Mart l635'te Üsküdar'a geçti ve ilk Doğu seferine de 28 Mart günü hareket etti. Devlet erkânı ve ulema, padişahı Maltepe'ye kadar uğurladılar. Padişah Revan cephesinde iken İstanbul kaymakamı Bayram Paşa'ya bir hatt-ı hümayun gönderip Anadolu'dan, önceki yıllardaki Celali istilaları sırasında topraklarını bırakıp İstanbul'a göçenlerin ("kırk seneden beri terk-i vatan eden reayanın") eski yurtlarına göç ettirilmelerini emretti. Bu tahrir ve sürgün buyruğunu alan Bayram Paşa, eski Mısır kadısı Seyyid Mehmed Efendi'yi müvellâ, kethüda beyliğin-

den emekli Hüseyin Ağa'yı mübaşir tayin edip birkaç ay boyunca İstanbul mahallelerini "teftiş belasına mübtela" kıldı. Fakat bu zor işin yerine getirilmesine olanak yoktu. Herkes tanıklar dinleterek 40 yıldan daha fazla zamandır İstanbul'da olduğunu kanıtlamaktaydı.

Bayram Paşa, padişahın yokluğunda kentin bakımı ve temizliği ile ilgili bir dizi çalışma yaptı. İstanbul surlarına yakın evleri, işyerleri olanlara, vakıf mütevellilerine yükümlülükler getirip "hisar duvarlarının halel-pezir olan" yerlerini onarttı. Sonra da içten ve dıştan badana ettirip temizleterek ağarttı.

26 Ağustos 1635'te İstanbul'a ulaşan Re-van'ın fethi haberi üzerine 7 gün 7 gece boyunca şenlik ve şehir donanması yapıldı. Kapıcılar Kethüdası Salih ve Musahip Beşir ağaların Bayram Paşa'ya getirdikleri gizli bir hatt-ı hümayun ile de padişahın Topkapı Sarayı'nm Şimşirlik Kasrı'ndaki kardeşlerinden Süleyman ve Bayezid'in boğulmaları isteniyordu. Kent halkı fetih sevinciyle "iyş ü işret ederlerken" Bayram Paşa ile bostancıbaşı "içerü girüb Bayezid'i ve Süleyman'ı birer bahane ile çıkartub boğdurdular". Bu sırada 20-25 yaşlarındaki şehzadelerin yakarışları, infaz görevlilerini bile ağlattı. İki şehzade, gizlice yıkanıp kefenlenip babaları I. Ahmed'in türbesine gömüldü.

IV. Murad, ayrılışından 9 ay sonra 27 Aralık 1635'te İstanbul'a döndü. İzmit'te kadırgaya binip Üsküdar'a geldi. Bir gece Üsküdar Sarayı'nda kalıp ertesi gün muhteşem bir alayla İstanbul'a geçti. Padişahın gelişi nedeniyle kentte bir hafta şenlik yapıldı.

Ulufe almak için İstanbul'a gelen sipahilerin mevaciplerinin, Gümrük Emini Mehmed Çavuş'un yolsuzluğu yüzünden öde-nemediği anlaşılınca Mehmed Çavuş'un Bâb-ı Hümayun önünde boynu vuruldu. Yeni Gümrük Emini Ali Çelebi öncekini aratacak bir zalimdi. Koyun Emini Sarı Kâ-tib'in de bir dizi yolsuzluğu saptandı ve o da Bâb-ı Hümayun'da idam edildi. Yine, yeniçeri kâtiplerinin, ölen yoldaşlarının kaydını silmeyip, rüşvet veren dışarıdan birisini ocağa yazmaları da devam ediyordu. IV. Murad da bir adamını gönderip rüşvetle esame defterine yazdırttı. Bunun üzerine huzuruna getirttiği Kâtip Osman Efen-di'nin boynunu vurdurdu.

2 Şubat l637'de, Tabanıyassı Mehmed Paşa, Revan'ın düşmesinden sorumlu tutularak azledildi. Bayram Paşa vezirazam ve serdar-ı ekrem oldu. istanbul'a çağrılan Mehmed Paşa, Çinili Köşk'te tutuklandı. Bir süre sonra da bağışlanıp Özi muhafızlığına gönderildi. Bayram Paşa 7 Mart'ta Üsküdar'a geçip ordugâh kurdu ve 20 Mart l637'de Doğu seferine çıktı. Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa İstanbul kaymakamı oldu. Azak Kalesi'nin kaybedilmesine neden olan ve padişaha karşı ayaklanan Kırım Hanı inayet Giray ile Nogay Tatarlarının bağlılık gösteren hanı Kantemir Mirza'nın durumu l637'nin ikinci yarısında IV. Mu-rad'ı meşgul etti. Kırım hanlığına atanan Bahadır Giray, istanbul'dan kadırga ile ha-

reket edip Kırım'a çıktığında inayet Girayla savaşmak zorunda kaldı. Kantemir Mirza, inayet Giray'ın saldırılarından kaçıp İstanbul'a geldi. Bir süre geçince İnayet Giray da bağışlanma umudu ile IV. Mu-rad'ın huzuruna çıktı. Padişah, önce İna-yet'i, sonra Kantemir'i idam ettirdi. Temmuz l637'de istanbul'a gelen Iran Elçisi Maksud Han da Davud Paşa Sarayı'nda tutuklandı. Bu yılın eylül ayında İstanbul'da salgın başladı.

Doğu seferine hazırlanan IV. Murad, ordunun takviyesi için 5.000 yeniçerinin kapıya çıkmasını buyuran bir ferman yayımladı. 17 Şubat l638'de de hayatta kalan iki kardeşinden Şehzade Kasım'ı sarayda boğdurttu. 20 Şubat günü Cebehane önüne tuğlar dikildi. Bu sırada Kâğıthane'deki baruthanede bir infilak oldu. 20 kantar barutun tutuştuğu kubbe havaya uçtu ve 6 kişi öldü. Budin Beylerbeyi Musa Paşa'yı İstanbul muhafızı atayan IV. Murad mart ayı başında otağ-ı hümayununu Üsküdar'a kurdurttu. Kendisi de 8 Nisan günü benzeri görülmedik bir alayla Üsküdar'a geçti. Yanında Şeyhülislam Yahya Efendi ile Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa da vardı. Padişahın tören giysisi, ilk islam gazilerini ve mücahit sahabeleri anımsatıyordu. "Ejderha misillü", zırhlı, tolgalı bir ata binmişti. Başındaki "miğfer-i ahenin"in üstüne "bir kırmızı şal amame sarunub sorguc-ı husre-vânî ve ataka-i sahibkıranî takmub sahabe-i kirama" benzemeyi gözetmişti. Üsküdar' da 29 gün oturdu. 7 Mayıs günü Bağdat'a hareket etti. Anadolu'yu çok yönlü etkileyen bu büyük sefer sırasında, inönü'de padişahın ordusuna katılan Vezirazam Bayram Paşa, 26 Ağustos l638'de, Bilecik'e yakın Cüllab'da öldü. Diyarbekir Beylerbeyi Tayyar Mehmed Paşa vezirazam oldu. Acımasız bilinen IV. Murad'ın Bayrampaşa'nın ölümüne ağlaması, Bağdat kuşatması sırasında da otağının yanına kurdurduğu yaralı çadırlarını sık sık dolaşıp yaralı askerlerle ilgilenmesi onun duygusallığına kanıt gösterilmiştir. Tayyar Mehmed Paşa'nın da 23 Aralık 1638'de elinde kılıcı savaşırken şehit düşmesi karşısında da IV. Murad üzüntüsünü gizleyememişti. Kaptan-ı Derya Kemankeş Kara Mustafa Paşa, Bağdat'ın fethinden bir gün önce vezirazamlığa atandı.

Kentin alınmasından sonra burada fazla kalmayan IV. Murad, Vezirazam Kara Mustafa Paşa'yı serdar-ı ekremlikle İran seferine memur ettikten sonra Diyarbekir'e, oradan da istanbul'a yöneldi. Yolda iken 17 Mayıs l639'da iran'la Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.

Bağdat Fetihnamesi İstanbul'da coşku uyandırdı ve ramazanın 10. gününden sonuna kadar (15 Ocak-4 Şubat 1638) kentte donanmalar ve şenlikler yapıldı. Diğer yandan, padişahın sefere çıkarken yapımlarını emrettiği Topkapı Sarayı Sofa-i Hü-mayunu'ndaki iki kasr-ı âlinin (Bağdat ve Revan köşkleri) yapımları da bir senede tamamlandı. l623'ten beri saraydaki dairesinde münzevi yaşayan I. Mustafa l639'da öldü ve Ayasofya'da gömüldü.

8 Haziran l639'da izmit'e gelen IV.

Murad'ı burada istanbul'dan gelen devlet erkânı ve ulema karşıladı. İki gün sonra 50 kadar kadırga ve tekne ile İstanbul'a hareket edildi. O akşam Sinan Paşa Köşkü'ne inen padişah yorgun ve hastaydı. Ayaklamadaki gut da dayanılmaz acılar vermekteydi. Fakat İstanbul halkının kendisini görmek istemesi karşısında 12 Haziran günü Bahçekapı'dan saraya kadar, zafer alayına katıldı. Bu alayda 100 kadar İran prens ve hanının, zincirlerle bağlı olarak geçirilmesi halkı heyecana boğdu ve herkes padişahın iyileşmesi için dua etti.

Vezirazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa Ocak 1640'ta orduyla İstanbul'a döndü ve alay gösterdikten sonra sancak-ı şerifi Bâbüssaade önünde padişaha teslim etti.

Sağlığının tehlikeli biçimde bozulması nedeniyle 3-4 ay içki içmeyen IV. Murad, bir ara iyileşir gibi oldu. Ramazan ayında yeniden rahatsızlandı. Bayramda son kez durumu iyileşti. Bayram alayına katıldı. Bayram töreninden sonra Sinan Paşa Köşkü'ne inerek oyuncu ve sanatçı gösterilerini izledi. Kabak Meydanı'nda at koşturup ok attı. Atmeydam'na, Silahdar Paşa'nın sarayına çıktı. Burada büyük bir ziyafet düzenlenmişti. Silahdarı ve öteki yakınları padişahı içmeye teşvik ettiler. Bu içki âleminden saraya dönünce komaya girdi. Hekimlerin tedavileri ve verdikleri ilaçlar bir yarar sağlamadı. 8 Şubat 1640 Çarşamba günü gurup vakti öldü.

Ölürken İmam-ı Sultanî Şâmî Yusuf E-fendi, Hekimbaşı Zeynelâbidin Efendi ba-şucundaydılar. Haber, sarayı mateme boğdu. Haremde ve enderunda camlar kırıldı, kepenkler söküldü, kıyametler kopartıldı. Silahdar Siyavuş Ağa ve diğer hasoda erkânı ölünün üzerine bir şal örttüler. Vezirazam Kara Mustafa Paşa'yı içeriye çağırdılar. Kapı ağası da Şehzade İbrahim'i tahta davet için Şimşirlik Dairesi'ne gönderildi. IV. Murad öldüğü sırada, Bağdat Köşkü'nün iç süslemeleri ve yazı kuşakları henüz tamamlanmamıştı. Hattat Tophaneli Mahmud Çelebi ve "nice ancılayın eshab-ı maarif ve hünermedan, meşgul-i nükuş ve tezhib-i eyvan idiler". İlginç bir rastlantı olarak da altın suyu ile "Hz İbrahim" hakkındaki bir ayet yazılıyordu ve o gün ibrahim padişah oldu.

Ertesi gün cülus bitince bir ağlaşma daha oldu. Sonra vezirazamın buyruğuyla hazırlanan tabut içeriye götürüldü. IV. Murad "taht-ı münakkaşdan tahta-i na'şa muttasıl oldu", istanbul'daki selatin camilerde salalar verildi ve halk korkuyla üzüntüden kaynaklanan bir sessizliğe gömüldü. Sultan İbrahim de hazır olunca vezirler tabutu çıkartıp Bâbüssaade önünde musallaya koydular. "Üzerine çar tekbir ile namazın eda edüb vüzera ve ulema piyade ağlaşarak götürdüler. Merhumun gazalarda bindiği üç atı, ters eyerlenüb tabutu önünce yedil-di. Feryad ü figan ile babası Sultan Ahmed Han türbesine defnedildi." Tersane'deki özel bastardası o gün "kara katran ile" matem rengine boyanıp karaya çekildi.

"Yavuz-ı Sani" diye anılan IV. Murad uzun boylu, heybetli bakışlarıyla ve garip çehresiyle korku uyandıran bir fiziğe sa-

hipti. Kantemiroğlu'na göre IV. Murad bedensel ve ruhsal yeteneklerle donatılmıştı ve bir askerde aranan tüm beden özellikleri onda vardı. Gücü, biniciliği, silahşorluğu ile ünlüydü. Bir pehlivan olan iri vücutlu Silahdar Musa Paşa'yı sağ eliyle kuşağından tutup ayaklarını yerden keser, ha-sodada birkaç tur dolaştırdıktan sonra hiçbir yorgunluk belirtisi göstermeden bırakırdı. Okçulukta hocaları Hüsamzade Ab-durrahman Efendi, Hacı Süleyman ve Sarı Solak'tı. Binicilik eğitimini Mirahor Cün-dî Halil Paşa'dan almıştı. Ok atıcılıkta, Tozkoparan istisna edilirse şampiyondu. Topkapı Sarayı'ndaki demir-gümüş alaşımı bir kapıyı okla delmesi meşhurdur. Ok, harbe ve cirit ile birkaç kalkanı delmek, bir kılıç vuruşu ile bir merkebi ikiye bölmek, 200 okkalık gürzü kaldırıp salmak gibi hünerleri vardı. Eski Saray'dan attığı cirit, Ba-yezid Camii minaresinin dibine düşmüştü. Hint elçisinin hediye ettiği gergedan derisi kaplı siperi, ok ve tüfek fındığı ile delmişti. At meraklısı olup sarayında 300-400 seçme binek atı, 40-50 yarış atı, ayrıca kendisine mahsus 9 atı vardı. Nefî, Murad'ın atları için bir "kaside-i rahşiy-ye" yazmış ve kimi atlarını adları ve özellikleri ile anmıştır. Bindiği atların ünlüleri Tayyar, Dağlardelisi, Celalibeyazı ve Ağaalacası'ydı.

Kantemiroğlu, IV. Murad'ın yaşamı konusunda Türklerin ciltler dolusu kitaplar yazdıklarından söz eder ve onun için anlatılanların bazılarının gerçek olamayacağım vurgular. Bir imparatorluğun onuru ile bağdaşmayan, ayrıca doğa yasalarına da aykırı davranışlar yaptığını, örneğin çok yakın dostları ile istanbul'un dışındaki bahçelere ve mesirelere gidip bir padişaha yakışmayacak şekilde eğlendiğini, ateş yaktığını, yemek pişirdiğini, sofraya şarap getirip şakilik ettiğini, laubali biçimde içtiğini; ilginç denemelere kalkışıp çok yaşlı kadınlarla delikanlıları, ihtiyar erkeklerle genç kızları evlendirdiğini; önceki padişahlarla kıyaslanmayacak düzeyde içki düşkünü olduğunu ve bu tutkusunda Bekri Mustafa'nın rolü bulunduğunu; şeyhülislamı, kazaskerleri de zorla içki meclisine oturtup onlarla içtiğini; içki yasağı koymazdan önce bir ara, herkesin şarap satmasına ve içmesine izin verdiğini; afyondan nefret ettiğini, tütün içenleri yakaladığında kendi eliyle boğduğunu anlatır. Kanla besleniyordu denecek kadar kana susamış olduğunu, hattâ bazı geceler sırtında kemersiz bir entari, elinde kılıç, yalınayak haremden fırlayıp deliler gibi sokaklarda koştuğunu, rastladığını kılıçtan geçirdiğini, bazen de pencere önünde oturup keyfince ok atıp yoldan geçen günahsız insanları öldürdüğünü de ekler. Salt zulmetmek ve öldürmek için tebdil çıktığında birkaç zavallıyı katletmeden saraya dönmediğini belirten Kantemiroğlu'na göre IV. Murad'ın 17 yıllık saltanatında 14.000 insan öldürülmüştür. Bu sayıyı 20.000 olarak veren kaynaklar da vardır. Silahdar ağayı ve Bostancıbaşı Duçe Mehmed'i, akşam içkiye başladıktan sonra verdiği idam emirlerinin infaz edilmemesi için uyardı-

MURADIV

^ .


IV. Murad'ın tombak oyunlarını izlediği kürsü ve bir cirit atışım anlatan kitabe.


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   804   805   806   807   808   809   810   811   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin