Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında


B- Amerikalı Yetkililerin Ahlaki ve Mali Fesatları



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə54/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   89

B- Amerikalı Yetkililerin Ahlaki ve Mali Fesatları


Amerika’da yapılan en son anketlerin sonuçlarının da gösterdiği gibi, bu ülke halkının % 65’i, Amerika’daki devlet yetkililerinin bozuk ve sahtekar olduğuna inanmaktadır. Gallop anket kurumu ile CNN televizyon kanalının ortaklaşa yaptırdığı bu anketlerin de gösterdiği gibi Amerika’da oy verenlerin çoğu devlet makamlarının özellikle de, Amerika kongre üyelerinin yaptıklarından rahatsız durumdadır. Bu kimselerin güvenilir ve doğru kimseler olmadığına inanmaktadırlar. Gallop kurumu kongre üyelerinin karşılıksız çek vermelerinin, bu güvensizliğin başlıca sebeplerinden biri olduğunu ilan etmiştir.”1

Amerika meclis temsilcilerinin ve hakim sınıfın ahlaki bozuklukları ve mali yolsuzlukları hakkında daha geniş bilgi edinmek için bu konuda yayımlanan çeşitli raporları incelemek gerekir. Örneğin: “Amerika Kongresinin işleyişini kontrol eden idare şöyle ilan etmiştir: “Amerika meclis temsilcileri, Haziran 1989 tarihinden, Haziran 1990 tarihine kadar toplam olarak 8331 karşılıksız çek vermişlerdir. Ortalama olarak her meclis üyesine ondokuz çek düşmektedir. Her temsilcinin karşılıksız çıkan çeklerinin tutarı, yılda 1000 dolar civarındadır. Bu karşılıksız çıkan çeklerden bazılarının tutarı ise onbin dolardan fazladır.”

Bu idarenin yayımladığı rapor esasınca, “1989 yılının sonlarında bu suistifadeyi önlemek için bir takım kanunlar yürürlüğe konulduğu halde, temsilcilerin karşılıksız çeklerinin miktarı % 8 artış kaydetmiştir.”2

Öte yandan Amerikan kongresinde devlet operasyon komitesi de, devlet mallarında yolsuzluklar hakkında 334 sayfalık bir rapor hazırlayarak, halkın devlet makamlarına kötümser bakmakta haklı olduğunu ispat etmiş ve şöyle ilan etmiştir: “Yolsuzluklardan biri, fakirlere ve işsizlere yemek temini için verilen yemek kuponuyla ilgilidir. Bu kuponlar hakikatte mali senetler sayılmaktadır.”

Bu raporda açık bir şekilde şöyle ilan edilmiştir: “1988 yılından bugüne kadar dört milyon dolar kaybolmuştur ve yaklaşık olarak pazarlarda kullanılan kuponların % 7’si de sahte çıkmıştır. Bu kuponlardan bazısı da uyuşturucu madde ve alkollü içeceklerin alımında kullanılmıştır.”1

Amerikan makamlarının son birkaç on yılda yaptıkları ahlaki ve mali yolsuzlukların ifşası ve de bu rezaletlerin sürekli tekrarlanması, söz konusu makamların ülkenin siyasi sahnesinden silinmesine neden olmuştur. Nitekim, sadece 1970 ve 1980’li yıllarda Amerika kongre üyeleri ve ileri gelenlerinden onbeş kişi rüşvet, yetkisini kötüye kullanma ve yolsuzluklar sebebiyle kendi makamlarından istifa etmiş veya azledilmişlerdir.”2

Amerika hakim sınıfının gizli ve açık fesatları o kadar geniş boyutlara varmıştır ki bu ülkenin büyük siyasetçileri bile bu duruma itirazda bulunmuşlardır. Amerika Dışişleri eski bakanı James Baker ABD’nin karmaşık ve toplumsal buhranına işaret ederek şöyle demiştir: “Amerika’nın toplumsal buhranını çözebilmek için Amerika’nın siyasi şahsiyetleri, sorumluları ve seçkinleri işe kendilerinden başlamalı ve daha az ahlaki ve mali rezalete bulaşmalıdırlar.”3

C- Buhranları Kontrol Etmede Amerikan Siyasetçilerinin Başarısızlığı


Amerikan vatandaşlarının güveninin azalmasında ve bu ülke halkının özellikle de genç neslinin siyaset sahnesinden –meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi- ayrılmasında en önemli sebep sayılabilecek başka bir etken de Amerika’nın iddialı siyaset önderlerinin bu ülkenin sorunlarını halletme hususunda acziyet ve güçsüzlüklerinin ortaya çıkışıdır.

Amerikan halkının bu ülkeye hakim olan güçlere karşı karamsar oluşunun yayılması ve büyümesiyle, “halk, Washington devletine karşı güvenini günden güne yitirmekte, depresyon ve ümitsizlik duygusuna kapılmaktadır. Zira insanlar artık iktisadi ve siyasi yolsuzlukları hızlı bir şekilde halletmek için, önlerinde hiçbir çözüm yolu bulamamaktadırlar.”1

Büyük bir seyirci kitlesi bulunan BBC televizyonu da, Amerika yeni dönem cumhurbaşkanlığı için yapılan ön seçimleri inceleyerek, bu konuda tüyler ürpertici gerçekleri açıklamaya başlamış ve şöyle demiştir: “Amerika, dünyanın en demokratik ve özgür ülkesi olduğuyla övünmektedir. Oysa bu ülkenin gerekli şartları haiz 205 milyonluk cemiyetinden, geleceğin cumhurbaşkanını seçmek için düzenlenen aday tayin etmek amaçlı ön seçimlere oldukça az sayıda kimse katılmıştır.”

BBC muhabiri de halkın Kasım seçimlerine katılmayışının sebebini öğrenmek için bu ülke vatandaşlarından bir kaçıyla röportaj yaptıktan sonra şöyle demiştir: “Halk, sadece çocuklarına yalan söyleyebileceklerini, aldatabileceklerini, hıyanet edebileceklerini, sorumluluktan kaçabileceklerini, doping yapabileceklerini, uyuşturucu madde ve sigara kullanabileceklerini öğrettikleri için, artık seçimlere güvenmemektedirler.”

Söz konusu muhabir şöyle devam etmektedir: “Amerikan halkı, eski Cumhurbaşkanı Bill Clinton’u yalancı olarak görmektedirler ve onun siyaset oyunlarından bıkmış durumdadırlar. Hakikatte de seçimlere katılmanın faydasız olduğuna inanmaktadırlar. Zira perde arkasındakiler, her haliyle istedikleri kimseyi iş başına getirmektedirler.”1

C- 1- Amerika Halkının Siyasetçilerin Yalan Vaatlerinden Endişeye Kapılması


Amerika toplumunun siyasi ve toplumsal konularını yorumlayan uzmanlar şuna inanmaktadırlar ki, “Amerika’da ülke çapında yapılan bir referandumun gösterdiği üzere, onsekiz ila yirmidört yaş arasındaki Amerikalı gençler, siyasi alandan uzaklaşmış bir durumdadır ve de artık oy verme eğilimi taşımamaktadırlar. Menfaat gurupları ve hatta tüccar ve toplumda etki sahibi şirketlerin seçim adayları dahi, Amerikalı genç nesli, ülkenin siyasi sahnesine çekmeye güç yetirememişlerdir.”2

Bu uzman yorumcular, Amerika toplumundaki bu siyasi boşluğu incelerken Amerikalı gençlerin bu ülkenin siyasetçilerinin yalan vaatlerinden büyük rahatsızlık duyduğuna işaret etmiş ve buna inanmışlardır: “Amerikalı gençler her şeyden daha çok kendi şahsi emniyetini ve ekonomik durumunu düşünmektedir.”3

“Mevcut istatistiklere göre Amerika halkının % 73’ü ahlaki değerlerin ortadan kalkmasından büyük sıkıntı duymaktadır. Kendi geleceğini düşünmektedir. Aynı zamanda suç ve cinayet olayları da yılda altı milyar dolar, Amerika ekonomisine zarar vermektedir.”1

Ama hakim düzen ve “Amerika’nın eğitim ve yargı sistemi, sürekli artış kaydeden bu düzensizlikler karşısında durmaktan aciz kalmıştır.”2 Bu da ABD halkının mevcut endişelerini daha da bir artırmaktadır.




Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin