12- Amerikalı Uzmanların Büyük Buhranlardan Endişe Duyması
Amerika toplumunda toplumsal ve ahlaki sapıklıkların yıkıcı etkilerinin gün gittikçe daha fazla ortaya çıkmasıyla ve yaygınlaşmasıyla birlikte, bu ülkede büyük ahlaki buhranlar ile ilgili konuların incelenmesini ve yorumlanmasını daha da ciddi bir hale getirmiştir. Amerika’yla ilgili meselelerin seçkin yorumcularından biri bu konuda şöyle demektedir: “Günümüz buhranları, Amerika’da bir çok sosyal ilimler öğrencileri için önceki yıllardan beri zaten aşikar idi. Ama geçmişte Amerikan basınına çok az yansıyan görülmeyen buhran ve sorunlar, bugünlerde aşikar ve görülür olmaya başlamıştır.
Birkaç hafta önce Washington Post gazetesinin birinci sayfasında yer alan sür manşette şöyle denilmekteydi: “Amerikalılar birbirlerine ve kendi kurumlarına güven duymamaktadırlar.” Ertesi gün aynı gazetede, birinci sayfa boydan boya güvensizlik siyaseti ve boş çıkan hayallerden söz etmekteydi. Üçüncü gün ise birinci sayfada yer alan büyük bir manşette, kalkınma halinde oy veren sinirli kadınlardan söz etmekteydi. Washington Post gazetesinin birinci sayfasındaki bu tür yorumsal makaleler günün haberleri olarak bir hafta boyunca devam etti. Bu tür raporların genelde günün önemli haberlerine ayrılan basının birinci sayfasında yer alması daha önce görülmemiş bir şeydi ve bu da Amerika’nın siyasi ve toplumsal sorunlarının ciddi ve endişe verici bir hale geldiğinin göstergesidir.
Bu hafta ise Washington Post gazetesinin birinci sayfasında yer alan makaleler, Amerika’da kumar hakkında hazırlanmış dizi yazılardı. Burada yayımlanan istatistikler esasınca, Amerika milleti kumarbaz bir millet haline gelmiştir ve kumar oynamak, yılda 482 milyar dolar tutarıyla, Amerika’nın en büyük milli eğlencesi haline gelmiştir. Amerika’da müzik, kayık ve gemi yarışması, eğlence parkları, spor yarışları, sinema ve film eğlence açısından kumardan daha alt sıralarda yer almışlardır. Bu istatistikler esasınca bütün eğlence parklarına gidenlerin sayısı, yılda 128 milyon kişiyi bulmaktadır. Oysa kumar gazinolarına gidenlerin yıllık sayısı 125 milyon, müzik konserlerine gidenlerin sayısı yıllık 24 milyon, büyük futbol kulüplerinin oyunlarına gidenlerin yıllık sayısı 14 milyon ve tiyatrolara gidenlerin yıllık sayısı ise 9 milyon civarındadır.
Eyalet devletleri, kumarhaneleri en büyük teşvik edici ve geliştirici faktör konumundadır. Zira bütçelerinin azlığı sebebiyle, vergi olarak bu kumarhanelerden çok büyük gelirler elde etmektedirler.
Daha yirmi yıl öncesine kadar, kumarbazlık, toto ve şans oyunları Amerika’nın bir çok eyaletinde yasaklanmış durumdaydı. Ama iktisadi buhranlar ve toplumsal değerlerin ortadan kalkmasıyla kumarbazların sayısı hızla artış kaydetmiştir ve devlet de bu sektörü geliştirmeye katılmıştır.
Yeni yayımlanan rakamlar şunu göstermektedir ki, kumarın yaygın olduğu bölgelerde, cinayetler de artış kaydetmektedir. Zinadan doğan çocukların sayısı da son yıllarda 10 kat fazlalaşmıştır. Cinayet suçundan hapiste yatanların sayısı ise bir milyon kişiyi geçmiş durumdadır.”1
13- Amerika Kudretinin Gittikçe Yok Olmaya Yüz Tuttuğunun Nişaneleri
Kültürel çöküşün, manevi kopuşun toplumsal sorunların yükselişinin ve de yıkıcı yan etkilerinin devam etmesi, genel anlamda ABD’yi başlıca iki buhranla karşı karşıya bırakmıştır:
- Halkın genelinin yöneticilere ve hakim siyasi düzene güveninin göze batacak bir şekilde azalması
- Tek kutuplu düzen görüşüne ve Amerika’nın dünya üzerindeki hakimiyetine karşı evrensel düzlemde gittikçe artış kaydeden muhalefet
1- Halkın Yöneticilere Güveninin Azalması
Bir taraftan ABD’nin bu toplumdaki siyasi, iktisadi ve kültürel buhranlara karşı koyma hususundaki gözle görülür ve ciddi bir şekilde acizliği ve bir yandan da Amerikalı siyasetçilerin ve yöneticilerin açık ve geniş boyutlarda yolsuzlukları ve fesada düşmeleri, halkın genelinin bu ülkedeki siyasi ve devlete ait kurumlara ve devlet yöneticilerine karşı güveninin göze batacak bir şekilde azalmasına sebep olmuştur.
Amerika halkının bu ülkeye hakim olan güçlere karşı kötümserliğinin ilerlemesi ve büyümesiyle birlikte Amerika hakikatte, “yepyeni tehlikeli buhran dalgalarıyla” karşı karşıya kalmıştır.
“Bir yıl önce (1997) Amerika’da yapılan milli bir ankete göre halkın sadece % 30’u yargı, % 20’si yasama, % 18’i ise yürütme kurumlarına itimat ettiklerini ifade etmişlerdir.”1
A- Rakamlar Aynasında Milli ve Devlete Ait Kurumlara İtimadın Azalması
Bu konu da inkarı mümkün olmayan bir hakikattir ve de Amerika Birleşik Devletlerinin kitle haberleşme araçlarının, araştırma ve inceleme merkezlerinin yapmış olduğu ilmi anketler ve inceleme raporları da bu gerçeği teyit etmektedir.
Amerikan Newsweek dergisi bir araştırma raporu yayımlayarak halkın genelinin siyasi ve devlete ait kurumlara güveninin azalması konusunu inceleyerek şöyle yazmıştır: “Oysa bundan otuz yıl önce Amerika halkının % 42’si kongreye itimat etmekteydi. Bu rakam şu anda % 8’e inmiş durumdadır. Amerikalıların yürütme kurumlarına olan güvenleri % 41’den % 12’ye, medyaya olan güvenleri % 29’dan % 13’e, büyük holdinglere olan güvenleri ise % 55’den % 19’a, üniversitelere olan güveni % 61’den % 25’e, doktorlara olan güveni % 73’ten % 23’e inmiş durumdadır.”1
Basında halka arz edilen, Amerikan halkının bu ülkenin milli kurumlarına ve devlet teşkilatlarına olan göreceli güveni konulu Pew araştırmalar merkezi tarafından yapılan karşılaştırmalı değerlendirme raporunda şöyle yer almıştır: “Halkın aile bireylerine olan itimadı % 84, itfaiyeye olan güveni % 78, işyerlerindeki müdürlere olan itimadı % 51, polis idaresine olan güveni % 46, komşusuna olan güveni % 45, mahalle okullarına olan güveni % 32, televizyon ve basın araçlarına olan güveni % 24, yerel gazetelere olan güveni % 22, belediyelere olan güveni % 14, yerel devlete olan güveni % 9, federal devlete olan güveni ise % 6 civarındadır.”2
Nitekim Amerika’nın toplumsal konularını yorumlayan uzmanlar da şuna inanmaktadırlar: “Asıl sorun şurada yatmaktadır ki Amerikalıların en çok güvendiği aile kurumu da şu anda dağılmaya yüz tutmuştur ve itfaiye teşkilatı da bütün hizmetleriyle beraber siyasi partilerin, devlet ve siyasi teşkilatların yerine geçecek bir konumda değildir.”3
Dostları ilə paylaş: |