Kırgızistan’da Sağlık Sektörünün Ekonomik Analizi



Yüklə 388,44 Kb.
səhifə2/4
tarix27.01.2018
ölçüsü388,44 Kb.
#40898
1   2   3   4

Kamu bütçesinin kaynakları sağlık harcamalarının ana kaynağı (% 80) olmaya devam etmektedir. Belli oranda büyümeye rağmen, ülke bütçesinden sağlık sektörüne yapılan harcamalarının payı önemli miktarda olmamakta ve %13 oluşturmaktadır, sağlık sisteminin planlamada artık prensibi devam etmektedir.


Şekil 1: 2013 yılında kamu bütçesinden sağlık sektörüne yapılan harcamaların payı
ZSS2’nın temel programının yürütülmesi 205,6 milyon som bir açığı ile gerçekleştirilmektedir (Bkz. Ek №2). Söz konusu kaynak eksikliği, ek ödemeler ve sağlık tesislerinin özel fonları nedeniyle ortaya çıkmıştır. Son 5 yıl içerisinde 288,9 milyon som toplanmamıştır, buna Kırgız Cumhuriyeti mevzuatına uygun olarak, belirli kategorideki vatandaşlar için indirim sağlanması sayısının fazla olması nedenidir. Büyük açık sosyal güvenlik yardımı alan emekliler, çocuklar ve kişiler gibi kategorilere göre görülmektedir.

  • Yukarıdaki kategorilerdeki vatandaşlara kamu bütçesinden yapılan tahsisleri artırmak gereklidir.

  • İnsan faktörü ülkenin ana kaynağı olduğunu düşünürsek, bu hizmetlerin önceliklerini gözden geçirmek gerekir ve kamu finansmanını artırmak gerekir.


Zorunlu sağlık sigortasının (FOMS) kaynakları

Sağlık sigortası halkın sağlığı konusundaki sosyal korumanın bir çeşididir. Sigorta durumu ortaya çıktığında sigortacının topladığı kaynaklar üzerinden sağlık hizmetlerinin ödenmesi garantilenir.

Kırgızistan’daki “zorunlu sağlık sigortası sistemi” olarak isimlendirilen model gerçek bir sigorta modeli değildir. O sadece vergi kurumları ile sosyal fon tarafından toplanan vergi ve sigorta primlerinin dağıtılması fonksiyonunu yürütmektedir.

Ülkedeki zorunlu sağlık sigortası sisteminin en önemli eksikliklerinden biri, sigortalı hastayı, sağlık hizmetleri tüketicisini sigorta ilişkilerine katmanın ekonomik formlarının ve mekanizmalarının olmamasıdır.

Zorunlu sağlık sigortasına (OMS) ödenen zorunlu prim, devletin zorunlu vergisine ve sağlık sisteminin devlet tarafından finanse edilmesinin bir yöntemine benzemektedir.

Sigortalı hasta OMS sisteminin birimleri arasındaki ilişkilerin dışında kalmaktadır. Anketimizi dolduran hastanede tedavi gören hastaların %63’ü devlet garantisi altındaki ücretsiz sağlık hizmetleri hakkında bilgisinin olmadığını belirtmiştir, bunun da ötesinde onlar sağlık görevlileri ile, örneğin tedavi için gayri resmi ödemede bulunma gibi, sistem dışı ilişkilere girmektedir.

OMS sisteminin ekonomik durumunun incelenmesi; Kırgızistan’daki mevcut OMS sisteminde sigortalı durum, sigorta riski gibi kavramların olmadığını, mali tazminatların ise kural olarak belirli hizmetin fiyatı, poliklinik ziyaretleri, yatak sayısı-günler gibi sayısal göstergelere göre yapıldığını göstermektedir.

Sağlık sistemini finanse etmenin mevcut bütçe-sigorta sistemini sigorta ilkelerine dayanan finanse etme sistemine dönüştürmek gerekmektedir.



2013’te OMS’in kaynakları “Tek ödeyici” gelirlerinin ancak %15’ini oluşturmuştur. Kırgızistan’da OMS sistemine ödemede bulunan ana ödeyiciler düşük, sabit gelirli devlet memurlarından oluşmaktadır. Yani OMS’in reel kaynakları çok sınırlı durumdadır.
Zorunlu Sağlık Sigortası Fonu’nun (FOMS) Bütçesinin Yapısı, 2009-2013, mln som (5)

İsmi

2009

2010

2011

2012

2013

2009 yılına % olarak 2013

OMS’in Sosyal Fondan Olan Öz Kaynakları

765,4

774,4

1062,2

1209,9

1390,0

181,6

OMS’in Devlet Bütçesinden Olan Kaynakları

259,4

259,4

259,4

259,4

259.4

100,0

Özel Kaynaklar ve Ek Ödemeler

261,4

278,5

356,1

434,1

548,6

209,9

Toplam

1286,2

1312,3

1677,7

1903,4

2198,0

170,9

Toplamdaki Payı, %

OMS’in Sosyal Fondan Olan Öz Kaynakları

59,5

59,0

63,3

63,6

63,2

+3,7

OMS’in Devlet Bütçesinden Olan Kaynakları

20,2

19,8

15,5

13,6

11,8

-8,4

Özel Kaynaklar ve Ek Ödemeler

20,3

21,2

21,2

22,8

25,0

+4,7

Toplam

100,0

100,0

100,0

100,0

100,0

-



Tablodan görüldüğü gibi, FOMS’un bütçesi 5 yılda 1,7 katı artmıştır. FOMS’un bütçesinin yapısı incelendiğinde ise, Fondan sağlanan ücret ödemelerinin payının %3,7’ye arttığı görülür. Diğer taraftan, emekliler ve 16 yaşından küçük çocuklar için devlet bütçesinden sağlanan kaynaklar %8,4’e azalmıştır. Bunun nedeni, uzun süreden beri çocukların, emeklilerin ve sosyal yardım alanların sayısında artış olmasına rağmen, devlet bütçesinde onların kontenjanının ve finans kaynaklarının akımının değiştirilmemiş olmasıdır.


2012-2013’te Ülkede Sigortalı Vatandaşların Yapısal Durumu (5)

Kategoriler

2012

2013

OMS ile finanse edilenler, bin som

mutlak

(bin kişi)

%

mutlak

(bin kişi)

%

Çalışanlar

1146,3

27,7

806,6

20,1

239856,1

Emekliler

521,1

12,6

533,0

13,1

339510,9

16 yaşından küçük çocuklar

1779,6

43,0

1768,8

44,0

574556,6

16-18 yaş arasındaki çocuklar (ortaokul, lise öğrencileri)

216,3

5,2

208,8

5,2

36820,0

Çiftçiler

389,4

9,4

606,3

15,1

70391,0

Sosyal yardım alanlar

77,5

1,9

83,4

2,1

103661,2

Kendi inisiyatifiyle OMS poliçesi satın alanlar

4,9

0,2

8,7

0,2

2190,2

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden kaynak aktarılan mülteciler

0,2

0,0003

0,1

0,003

59,9

Askerler

2,6

0,06

2,5

0,06

864,7

Tablodan görüldüğü gibi, sigortalı vatandaşların yapısında önemli değişiklik yaşanmıştır: işverenlerin sigorta primlerinin önemli kısmını sağlayan çalışan vatandaşların payı %27,7’den %20,1’e düşmüştür. Bunun nedeni, işverenlerde sağlık sigortasına destek sağlama motivasyonunun olmaması, tam tersine OMS’e olan ödemeleri azaltma isteğinin olmasıdır, çünkü sigorta ödeyicisinin onun paralarının nasıl kullanılmakta olduğu hakkında bir bilgisi yoktur.

Çalışmakta olup OMS ödeyenlerin payı sadece %20,1’i oluşturmaktadır. “Sigortaya” katılanların önemli kısmı OMS kaynaklarının tüketicilerinden oluşmaktadır. OMS kaynaklarından yararlanan vatandaşların yapısında en büyük pay %43,0 ile 16 yaşından küçük çocuklara, ve ondan sonra emeklilere (%13,1) ve çiftçilere (%9,4) düşmektedir.

Halkın ticari sektörlerde çalışan ve daha yüksek gelirli kısmı ise sağlık sigortası sisteminin neredeyse tamamen dışındadır.

Ticari sektörlerde çalışanları kendileri sigorta sistemine gelecek şekilde motive etmek gerekmektedir. Kimlik hesaplarının uygulanması sigortalıların sayısını artırmaya katkı sağlayacaktır.

Zorunlu sağlık sigortası kaynaklarını kişiselleştirmek gerekir. Bu, sigortalıların zorunlu sağlık sigortasının temel programı çerçevesinde ücretsiz olarak belirli oranda ve kalitede sağlık hizmetlerinden yararlanmasına ve zorunlu sağlık sigortasının kaynaklarının denetimine olanak sağlar, ve OMS’in temel programının hacmi konusunda ihtiyaçları belirlemeye imkan verir.

Kırgızistan’da uzun süre oturan yabancı uyrukluların kendi sağlığını sigortalama imkanı bulunmamaktadır. Mali kaynakların yetersizliği koşullarında bu da bir sağlık sektörünü finanse etmenin önemli kaynağı durumundadır.

Ayrıca, Kırgızistan halkının önemli kısmı, yani kırsal kesimde oturan yaklaşık %70’i belirli bir çalıştığı yeri olmadığı için sağlık sigortasına ödemede bulunmamaktadır. Fakat düşük gelirli olması nedeniyle onların hastalanma riski şehir halkına göre daha yüksektir. Dolayısıyla gerçek durumu dikkate alarak işsiz vatandaşları tedavi etmenin kaynakları konusunda düşünmek gerekir.



  • Sağlık sistemini finanse etmenin mevcut bütçe-sigorta sistemini sigorta ilkelerine dayanan finanse etme sistemine dönüştürmek gerekmektedir.

  • Emekliler ve 16 yaşından küçük çocuklar için devlet bütçesinden sağlanan kaynakların payını gözden geçirmek gerekir.

  • Zorunlu sağlık sigortası kaynaklarının kayıtlarını kişiselleştirmek gerekir.

  • Sağlık sektörünü finanse etmenin potansiyel bir kaynağı olarak yabancı vatandaşları için sigorta sisteminin oluşturulması lazım.

  • İşsiz vatandaşları tedavi etmenin kaynaklarını belirlemek gerekir.

  • FOMS’ta birikimli sistem yoktur. Eğer insan işsiz kalırsa, otomatik olarak sigortalılar kısmından çıkartılır. Birikimli sistem insanları sağlığını sigorta yaptırmaya motive edecektir.

  • İnsanların çalışma sektörünü, yaşını ve diğer kriterleri dikkate alan esnek, farklılaştırılmış, şeffaf ve sigortalı insanlara hesap verebilir sigorta sistemini oluşturmak lazım.

Kaynaklarının akımının analizi birinci yarıyılda sağlık kuruluşlarının mali kaynaklarının ücretler ve devlet garantileri programı çerçevesindeki ek ödemeler gibi korumalı kalemler haricinde gelmediğini, veya çok az geldiğini göstermektedir.

  • Sosyal fondan sağlanan kaynakların akımı üzerindeki kontrolü artırmak gerekir.

Hastane tedavisinin kalitesi analizi 2014’ün ilk çeyreğinde 1375 kusurlu durumların ortaya çıktığını göstermiştir. Onların arasında tedavi kusurları %44,2’yi, gerekçesiz hastaneye kaldırma sayısı %23,4’ü oluşturmuştur. Bunlar için toplam 1150,1 bin som mali ceza verilmiştir. Bu durumun nedenini belirlemeye çalışalım.

Anket araştırmasında doktorların %61,8’i motivasyonun, yani emeğin kalitesini arttırıcı maddi teşvikin olmadığını belirtmişlerdir. Doktorların %93’ü aldığı maaştan memnun değildir.

Tedavinin düşük kalitede olmasının diğer bir nedeni ise, modern tedavi teknolojilerinin eksikliğidir. Çoğu hastanelerde, özellikle bölgelerde, kaynakların yetersizliği nedeniyle, detaylı genel kan analizi yapma, veya röntgen çektirme imkanı dahi bulunmamaktadır.

Üçüncü bir neden ise, doktorlara göre, tedavide bağımsızlığın olmamasıdır. 2008’den beri gelen klinik protokolleri eskimiştir. Doktorlar, sözkonusu protokollerin onları sınırlandırdığı kanaatindedir.

Harcamaları azaltmak için ucuz ilaçların alınması öngörülmüştür. Amoksisilin, mukoltin’in çocukluk zamanından itibaren alınması durumunda vücut alışmakta ve bu ilaçlar etkisizleşmektedir. Klinik protokolün reddi para cezasına yol açar. Böylece, kısıtlamalar kötü muameneye yol açar ve hastalık kronik hale gelir.

Etkisi kanıtlanmış ilaçlar doktorlar tarafından yazılmamaktadır. Hastalara yapılan anket sonuçlara göre 83.7%’ün gerliri 10 bin somun altındadır. Etkisi kanıtlanmış ilaçlar tedavi görenlerin imkanlarına uygun değildir, doktorların verdiği reçetelerde pahalı ilaçlar yer almaktadır ve hastanın bütçesi yetersiz kalmaktadır. Özellikle çocuklar arasında kronik hastalık ve sakatlık artışı gözlemlendiği doktorlar tarafından belirtilmiştir.

Tedavinin düşük seviyelerde olmasının temel nedeni - tıp uzmanlarının yetersizliğidir. Diğer bölgeler şöyle dursun, merkez Bişkek’te çocuk doktorları gereksininimin ancak %30 ile %60 arası karşılanmaktadır. Pediatrist, neonatologlar yeterli değildir. Bebek ölümlerinin yüksek oranlı olmasını doktorlar bu şekilde açıklamaktadırlar.

Genç profesyonellerin yetersizliği hissedilmektedir. Düşük ücretler, konut ve diğer destek programlarının eksikliği, genç doktorların ülkeyi terk etmesine veya özel tıp merkezlerine gitmesine yol açtığı gözlemlenmektedir. Diğer bölgelerde genç profesyonellerin nerdeyse bulunmadığını belirtmemiz gerekiyor.

Ankete katılan 518 doktorun % 51.1’i yaşlıdır. Özel tıp merkezlerine doğru bir beyin göçü vardır. Örneğin 3 yıldır bölge hastanesi kulak, burun, boğaz doktoru olmaksızın çalışıyor! FOMS (ZSSF) birçok kısıtlamalar getirmiştir. Doktorlar uzman olmayan elemanların gelip denetim yapmasından şikayetçi durumdalar.

Kırsal nüfusun büyük kısmının hiç bir sağlık güvencesi bulunmamaktadır. Bu nedenle onların tedavisi için gelir fonları aktarılamamaktadır ve onların muayene edilmesi de olanaksız hale gelmektedir. Çünkü hastalıkları genellikle ilerlemiş durumda olmaktadır. Gerekçesiz hastaneye kaldırmaların bir nedeni de belki sözkonusu durumdur.

Belirtilen düşük kaliteli muayene sorunları dışında, doktorlar iş yüklerinin fazla olduğunu belirtmektedirler. Örneğin Tokmak bölge hastanesinin hastaların % 40’nı Chui bölgesinin mensupları oluşturmaktadır. Onlar için sigorta parası gönderilmemektedir. Bu durumda sigorta ilkesi - para hastayı izler prensibi çalışmamaktadır. Göç nedeniyle aynı durum Bişkek kentinde ve diğer kentsel klinik ve hastanelerde gözlemlenmektedir.
Ücretli hizmetler hakkında

Acil olan hastaların muayesine devlet tarafından tahsis edilen fonların % 94’ü kullanılmaktadır. Vatandaşlara ek hizmet veren sağlık tesislerinin ödemelerinden gelen özel fonlar 5 yılda tüm ülke çapında 3,1 kat artmıştır. Ancak, onların sağlık bütçesindeki payı yüzde 3’ü aşmamaktadır. Ücretsiz tıbbi bakım hizmetlerinin ücretli bakımla değişmesi sistematik bir şekilde değil, kendiliğinden olmaktadır. Bu değişim stratejisi örtülü ikame edilmektedir ve resmi belgelerde ve yönetmeliklerde belirtilmemiştir.

Verilen fiyat listeleri 2008 yılına aittir ve eskimiştir.

Hastaların, ankete katılanların % 58’i kaliteli bakımı sadece tedavi için ödeme yaparak elde edilebileceğine inanmaktadır. Ankete katılanların sonuçlarına göre hastaların % 28,6’sı sağlık hizmetleri için gereken ödemeleri hekimlere doğrudan gerçekleştirmektedirler.

Ankete katılanların, hastaların %26,9'u cerrahi için ödemelerin eş-ödeme üzerinde gerçekleştirdiklerini bildirdiler. Açıkçası, bu nedenle, hastaların% 70.2 tıbbi hizmetler için ödemelerin yasal yolla gerçekleşmesinin gerekli olduğunu düşünüyorlardır.

Sonuç:


  • Hastaların, ankete katılanların % 58’si kaliteli bakım sadece tedavi için ödeme yaparak elde edilebileceğine inanmaktadır.

  • Ankete katılanların sonuçlarına göre hastaların % 28,6’sı sağlık hizmetleri için gereken ödemeleri hekimlere doğrudan gerçekleştirmektedirler.

  • Ek ödemeler ve resmi ücret gibi özel ödemelerin gelirlerde payı sadece% 6,3. Bu ise fiili ödemeyi resmi olmayan ortama taşıdığı anlamına gelmektedir.

  • Gayri resmi ödemeleri rüşvet şeklinde değerlendirmemek lazım. Düzenleyici çerçevenin yokluğunda, ödemeler piyasa fiyatına devlet takviyesi ile düzenlenmeyen ek ücret şeklinde değerlendirilmelidir. Bunları iptal veya yok etmek mümkün değildir.

  • Ücretsiz hizmetlerin ücretli hizmetlerle ikame edilmesi kendiliğinden ve sistematik olmayan şekilde yapılmaktadır.

  • Ücretli tıbbi hizmetler devletin etki ve kontrol alanının dışında kalmaktadır. (Fiyat listeleri güncel değildir ve hizmetler net belirtişmemiştir).



Eş-ödeme

Sağlık kurumları için ek finansman kaynağı olarak hastanelerde tıbbi tedavi görenler tarafından ödenen ek ödemeler şeklinde gerçekleşmektedir.

Ek ödemeler Tek Ödeyen sistemine göre ortak fonlara eklenmektedir ve bir önceki yılın hastanelerde tedavi görenlerin sayısına göre bu hastanelerarası fonlar tarafından yeniden dağıtımı yapılmaktadır.

Eş - Ödeme – aynı anda ödemeyi öngörür, tüketici aldığı her hizmet için ödemek zorundadır. Farklı düzeylerde yer alan sağlık hizmeti verenlerin ek finansman kaynak olarak kabul edilir.

Hastane yöneticilerine göre ek ödemelerin alınmaması uygun olur, çünkü hastalar ilaçlarını kendi bütçesiyle almaktadırlar ve buna bağlı olarak bir çok şikayetler gelmektedir. Ayrıca eş-ödeme kapsamının oluşturulmasının ilkesi yetersizdir.

2003 yılında UNDP Issık Kul bölgesinde 1 yıl boyunca hanehalkının sağlık üzerindeki harcamalarını anket üzerinde araştırmıştır. gerçekleştirdi. Ve bu maliyetler - ortalama 1.200 som eş ödeme olarak belirlenmiştir ki, bu harcamalar hastalığın spesifik formları ile ilgisi yoktur.

"Eş ödeme miktarı – sağlık sektörünün mali kaynak ihtiyaçlarını esas alarak belirlenir." - diye belirtilmiştir "Nüfusun ilaç katkı paylarını ödeme" yönetmeliğine göre. Dolayısıyla bir hasta için eş-ödemelerin büyüklüğü kriterlerini oluşturmak ve onun tedavisi için gerekli maliyetleri belirlemektir.

Eş-ödemenin başlamasıyla birlikte, hasta tekrar tekrar tam iyileşme garantisi olmaksızın aynı sağlık hizmeti için ödeme yapmak zorunda kalmaktadır.

2013 yılında eş-ödeme Tek ödeyen sisteminin sadece% 4’ünü oluşturmaktadır.


  • Eş-ödemenin başlamasıyla birlikte, hasta tekrar tekrar tam iyileşme garantisi olmaksızın aynı sağlık hizmetine ödeme yapmak zorunda kalmaktadır.

  • Hastanın kendi tedavisinin kendisinin ödemesi, bizce hastalarının tedavi görmesine neden olacaktır.

  • Eş-ödemelerin büyüklüğü farklılaştırılmalıdır ve her hastanın gerçek maliyetine yakın olmalıdır.

  • Eş ödemeleri göre sağlık hizmetlerine sabitlemek yerine onları ilaçlar üzerinde belirlemek gereklidir (Örneğin, Türkiye'de bu sistem uygulanmaktadır).


Bütçe tahsisi

Ülkenin bölgelerinde kişi başına dağıtılan düşen finans kaynakları dengesizdir.

Ülkenin diğer bölgelerine göre nispi olarak Bişkek bölgesi daha çok finanse edilmektedir ve bu durum ayrıntılı araştırma gerektirir.

Ancak bu durumun oluşmasının objektif nedenleri de vardır: hastanelerin çoğu başkentte yer aldğı için finans kaynakları bu kurumlara aktarılmaktadır. Diğer bölgelerde uzmanların yetersizliği nedeniyle gelir kaynaklarının yeterli olduğu hastalar başkentte tedavi almaya çalışmaktadırlar; ayrıca sağlık sektörü idari ofisler, bölümler ve çeşitli kamu sağlık kuruluşları da Bişkek’te yer aldığı için bu kuruluşlara da finansman kaynağı aktarılmaktadır.


Yüklə 388,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin