İSLAM’DA YARDIMLAŞMA
İslam dini içtimai yardımlaşmayı bir kutsal görev olarak kabul eder. Cemiyeti meydana getiren insanların ızdırapta ve refahta birleşmeleri gerekir. Bir cemiyetin huzur ve selameti yönünden bu şarttır.
İslam dini bütün müminlerin saadetini hedef tutmuştur. Onun için bütün müminlerin birbirlerine karşı yardımcı olmaları gerekir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın (Maide sûresi: 2) Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:
“Birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada, yek diğerini korumada müminler bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa sair uzuvlar bu yüzden humma ve uykusuzluğa tutulur.
İnsanlar birbirlerine daima muhtaç olup, karşılıklı olarak birbirlerine dayanmak ve yardımlaşmak suretiyle hayatlarını ideme ettirirler. Onun için emredilen iyi işleri yapmak ve kötülükleri tamamen terk etmek her insana düşen bir görevdir.
İslam dini sosyal ve ekonomik alanda müminlerin yardımlaşmalarını şart koşmuştur. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde:
“Gerçek müminler kendilerinde fakirlik ve ihtiyaç olsa bile mümin kardeşlerini öz canlarından daha üstün tutarlar. Her kim nefsinin menfaat ve ihtirasından ve cimriliğinden korunursa işte arzularına ve ebedi felaha erenler ancak onlardır (Haşr sûresi: 9) Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Sizden biriniz, kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi içinde istemedikçe gerçek mümin olamaz.”
Dünya ve ahiret saadeti ancak müminlerin birbirlerine karşı yardımlaşmaları ile mümkündür. Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Komşusu aç iken tok yatan, mümin değildir.” Bu yardımlaşma belli bir saha için değil de dini, ilmi, sosyal, ahlaki, ticari ve iktisadi alanlarda olmalıdır. Cemiyete faydalı bir insan olmak için, kendi nefsimiz için sevdiğimizi başkaları için de sevmemiz gerekir.
Dostları ilə paylaş: |