Kurs ve Ders Hedefleri) Prof. Dr. Feridun Yenisey (Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarının Muhakemesi) Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu



Yüklə 3,66 Mb.
səhifə11/77
tarix16.01.2019
ölçüsü3,66 Mb.
#97569
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   77

Referans Listesi

• ZAFER, Hamide, Ceza Hukukunda Terörizm, Beta Yayınevi, İstanbul, 1999

• YAŞAR, Osman - GÖKÇAN, Hasan Tahsin - ARTUÇ, Mustafa, Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Cilt 6, Adalet Yayınevi, Ankara 2010

• PARLAR, Ali - YILDIRIM, Ferhat, Silahlı Çeteler ve Terör Suçları, Adalet Yayınevi,

Ankara 2001

• AKKAYA, Çetin, Terör Suçları ve Cezalarının İnfazı, Adalet Yayınevi, Ankara 2009

• ÖZER, Abdurrahim - DOĞAN, Ayşe, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin Görevi Kapsamındaki Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara 2010

• BALTACI, Vahit, Yeni TCK ve CMK da Terör Suçları ve Yargılaması, Seçkin Yayınları, Ankara 2007

• PARLAR, Ali - HATİPOGLU, Muzaffer, Türk Ceza Kanunu Yorumu

Ders Planı (Ders no:12)- Türk Ceza Mevzuatında Yer Alan Terör Suçları Konular: Terör Amacıyla İşlenen Suçlar (TMK 4) - Açıklama ve Yayınlama Suçu (TMK 6/2)

Süre: 45 Dakika

Derste Kullanılacak Araçlar:

• Slide (Power Point)

• Ders materyali

Dersin Amacı:

Ders sonunda katılımcı;

o TMK 4'te düzenlenmiş olan terör amacıyla işlenen suçların ve TMK 6'da düzenlenmiş olan açıklama ve yayınlama suçunun unsurları hakkında bilgi sahibi olur.

o Yargıtay'ın bu suç tiplerine ilişkin içtihadı konusunda bilgi sahibi olur. o TMK 6'da düzenlenmiş olan açıklama ve yayınlama suçu bakımından AİHM'nin yaklaşımı hakkında bilgi sahibi olur.



Derste Kullanılacak Yöntem:

• Anlatım Usulü

• Tartışma

• Soru/cevap

• Karar incelemesi

Dersin İşleniş Süreci:

Derse Hazırlık Süreci

• Ders materyalinin ilgili bölümünlerinden faydalanılarak power point sunumu hazırlanır.

• Ders materyalinin ilgili bölümleri okunarak ve aşağıdaki sorulara hazırlanılarak gelinir:

o TMK 4'ün uygulanabilmesi için gerekli koşullar nelerdir? o TMK 6/2'de düzenlenen suçun unsurları nelerdir?



Dersin İşlenişi

Dersin ilk 10 dakikasında aşağıdaki hususlar sırasıyla anlatılır:

o TMK 4 metni power point sunumu olarak yansıtılır ve madde metninin katılımcılar tarafından okunması sağlanır.

o Madde metninde yer alan adi suçlardan bahsedilir ve bu suçların hangi koşullarda TMK 4 kapsamında değerlendirileceği anlatılır. o TMK 5 hükmü açıklanır. Aşağıdaki karar, katılımcılara aktarılır:

* "3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 5/2. maddesi hükmüne göre yakarak kamu malına zarar verme ve kasten yaralama suçlarının örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla tayin edilen cezaların 3713 sayılı Kanunun 5. maddesine göre 1/2 oranında arttırılması gerekirken., (9.C.D, 29.03.2010 tarih, Esas No: 2009/20698-Karar No: 2010/3638)



Dersin ilk 10. ve 35. dakikaları arasında aşağıdaki hususlar sırasıyla anlatılır:

o TMK 6 hükmü power point sunumu olarak yansıtılır ve madde metninin katılımcılar tarafından okunması sağlanır.

o TMK 6/2'de yer alan düzenleme anlatılır, 11/4/2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten bahsedilir ve işlenen fiilin bu fıkra kapsamında değerlendirilebilmesi için hangi unsurların gerçekleşmesi gerektiği açıklanır. o Yargıtay'ın, yazı sahibinin kimliğini bildirmeyen yayın sorumlusunun sorumluluğunu ne şekilde değerlendirdiği anlatılır.

Dersin son 10 dakikasında aşağıda yer verilen değerlendirme soruları sorularak dersin kazanımlarına ulaşılıp ulaşılamadığı ölçülür:

o TMK 4'te sayılan "adi suçlar"a "terör suçu" vasfını kazandıran koşullar nelerdir? Bu adi suçların, terör suçu olarak kabul edilmesinin faile uygulanacak müeyyide bakımından sonuçları nelerdir?

o 2013 yılında yapılan değişiklik dikkate alındığında TMK 6/2 de yer alan suçun işlenebilmesi için gereken unsurları sayınız?

Referans Listesi

• TAŞTAN, Mehmet, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. Maddesinde Düzenlenen Açıklama ve Yayınlama Yasağı Suçu, TBB Dergisi, Sayı 85, Y:2009

• ZAFER, Hamide, Ceza Hukukunda Terörizm, Beta Yayınevi, İstanbul, 1999

• AKKAYA, Çetin, Terör Suçları ve Cezalarının İnfazı, Adalet Yayınevi, Ankara 2009

• ÖZER, Abdurrahim - DOĞAN, Ayşe, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin Görevi Kapsamındaki Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara 2010

Ders Planı (Ders no: 13) - Türk Ceza Mevzuatında Yer Alan Terör Suçları Konular: TerörÖrgütünün Propagandasını Yapma Suçu (TMK 7/2)

Terörizmin Finansmanı Suçu (6415 sy. Kanun)

Süre: 45 Dakika

Derste Kullanılacak Araçlar:

• Slide (Power Point)

• Ders materyali

Dersin Amacı:

• Ders sonunda katılımcı;

• TMK 7/2'de düzenlenmiş olan terör örgütünün propagandasını yapma suçunun ve 6415 sy Kanun'da düzenlenmiş olan terörizmin finansmanı suçunun unsurları hakkında bilgi sahibi olur.

• Yargıtay'ın bu suç tiplerine ilişkin içtihadı konusunda bilgi sahibi olur.

• TMK 7/2'de düzenlenmiş olan açıklama ve yayınlama suçu bakımından AİHM'nin yaklaşımı hakkında bilgi sahibi olur.

Derste Kullanılacak Yöntem:

• Anlatım Usulü

• Tartışma

• Soru/cevap

• Karar incelemesi

Dersin İşleniş Süreci:

Derse Hazırlık Süreci

• Ders materyalinin ilgili bölümlerinden faydalanılarak power point sunumu hazırlanır.

• Ders materyalinin ilgili bölümleri okunarak ve aşağıdaki sorulara hazırlanılarak gelinir:

o TMK 7/2 maddesinin tatbiki için gereken unsurlar nelerdir?

o 6415 sayılı Kanunun çıkarılmasının amacı nedir?

o 6415 sy. Kanunun 4. maddesinin tatbiki için gereken unsurlar nelerdir?

o 6415 sy kanun ile 5549 sayılı kanun arasındaki ilişki nedir?

Dersin İşlenişi

13. dersin ilk 25 dakikasında aşağıdaki hususlar sırasıyla anlatılır:

o TMK 7 metni power point sunumu olarak yansıtılır ve madde metninin katılımcılar tarafından okunması sağlanır.

o Propaganda kelimesinin anlamı açıklanır. 11/4/2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklik vurgulanarak TMK 7/2, 1. cümlede düzenlenmiş olan propaganda suçunun unsurları açıklanır

o TMK 7/2, son cümledeki düzenleme anlatılır.

o Basın yoluyla işlenen propaganda suçlarında yayın sorumlusunun sorumluluğu anlatılır.

Dersin ilk 25. ve 35. dakikaları arasında aşağıdaki hususlar sırasıyla anlatılır:

o 6415 sy Kanunun çıkarılma amacı anlatılır.

o Terörizmin finansmanı suçunun unsurları anlatılır. Bu suçun TCK 220/7 ve TCK 315'te yer alan düzenlemelerden farkı vurgulanır.

o Aşağıdaki karar katılımcılara aktarılarak hangi fillerin bu düzenleme kapsamında değerlendirildiği örneklendirilir:

"Sanıkların 2011 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü PKK mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen giyim eşyası, gübre, mutfak tüpü, dürbün, erzak ve yaşam malzemesi vermek ve temin etmek biçimindeki eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finasmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek..", (9. C. D, 22.05.2013 tarih ve Esas No: 2013/3017-Karar No: 2013/8053)

Dersin son 10 dakikasında aşağıda yer verilen değerlendirme soruları sorularak dersin kazanımlarına ulaşılıp ulaşılamadığı ölçülür:

o TMK 7/2, 1. cümle bakımından suçun unsurları nelerdir? 2013 değişikliğinde bu suçun oluşması için hangi unsurların daha varlığı aranmıştır? o TMK 7/2, son cümlede yer alan fiillerin işlenebilmesi için, aynı fıkranın birinci cümlesinde belirtilen unsurların da gerçekleşmesi gerekir mi? o İşlenen fiilin TMK 7/2 kapsamında mı yoksa TCK 220/8 kapsamında mı olduğu hangi esaslara göre belirlenecektir?

o Yargıtay, basın yoluyla işlenen propaganda suçlarında yayın sorumlusunun, yazı sahibinin açık kimliğine ilişkin bilgileri vermemesi halinde, yayın sahibinin sorumluluğunu ne şekilde belirlemektedir? o 6415 sayılı yasanın çıkarılmasının amacı nedir? o 6415 sy. 4. madde ile 220/7 arasında ne fark vardır? o 6415 sy. 4. maddedeki suçun oluşması için sağlanan fonun bir suçun işlenmesinde kullanılması şart mıdır?

o 6415 sy. 4. bakımından fon sağlama ne anlama gelmektedir? Yaşam malzemesi temin etmek, fon sağlama olarak kabul edilebilir mi?



Referans Listesi

• YILDIRIM, Zeki, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi, Adalet Yayınevi, Ankara 2012

• ZAFER, Hamide, Ceza Hukukunda Terörizm, Beta Yayınevi, İstanbul, 1999

• AKKAYA, Çetin, Terör Suçları ve Cezalarının İnfazı, Adalet Yayınevi, Ankara 2009

• ÖZER, Abdurrahim - DOĞAN, Ayşe, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin Görevi Kapsamındaki Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara 2010

4. Terör Suçları

4.1. Terör Kavramı

Terörün ne anlama geldiği konusunda dilbilimciler, akademik çevreler ve diplomasi uzmanları arasında bir görüş birliği bulunmamaktadır. Terör, terörizm, terörist ve terör örgütü konularındaki tanımlar, çoğunlukla bakılan tarafın verdiği anlamı yansıtmaktadır.

Terörizm, terör eylemlerinin zincirleme biçimi; plan ya da uygulamada terörün bir sürece dönüşmesi durumudur. Terör bir olgu, terörizm ise, bir sorundur. Terörle, terörizmi önlemek üzere mücadele edilir.

Terörist sözcüğü ise terör suçlusunu ifade etmek üzere kullanılır.

Terör örgütü, terör eylemleri gerçekleştirmek üzere kurulan teşkilatlanmanın adıdır.

Görüldüğü üzere asıl ne olduğu anlaşılması gereken kavram, kök kavram olan "terör"dür.

Terör sözcüğü, Latince "bilinmeyen ve öngörülemeyen bir tehlike karşısında duyulan aşırı korku ve endişe, dehşet" anlamına gelen "terror" sözcüğünden türemiş, XIII. yüzyıldan itibaren batı dillerinde kullanılmaya başlanmıştır. Bunun Türkçe'deki karşılığı dehşet verme, yıldırma anlamındaki "tedhiş" sözcüğüdür.

Terör konusunda, her kesim ya da resmî güç; kendisine uygun, kendisini hukuksal, yasal ya da ahlak açısından haklı olarak gösteren ya da kendisini ve gizli amaçlarını örtmeye ve bunları kabul ettirmeye yönelik bir anlamlandırmayı dayatmaya çalışmaktadır.

Aşağıda, uluslararası sözleşmeler, diğer ülkelerdeki düzenlemeler ve iç hukuktaki düzenlemelere yer vermek suretiyle, uluslararası hukukta ve iç hukukta "terör" kelimesinden neyin anlaşılması gerektiği açıklanacaktır.



4.2. Terör Suçlarının Cezalandırılmasında Korunan Hukukî Yarar

Toplum düzeni sosyal, ekonomik ve siyasi unsurlardan oluşan bir yapıdır. Hukuk düzeni toplum hayatıyla bağdaşması imkânsız istekleri sınırlar ve menfaatler arasında denge kurar. Sosyal, ekonomik ve siyasi ilişkileri düzenleyen kural gruplarının tümü "sosyal düzeni" oluşturur. İnsanların barış ortamı içinde kolektif yaşama şeklini gerçekleştirebilmeleri kendilerini kurallardan meydana getiren sosyal düzene tabi kılmaları ile mümkün olur. Devlet de âdeta topluma yapışmış bir örgütlenme olduğundan sosyal düzeni oluşturan kurallar bütünü aynı zamanda devlet düzenini oluşturur.

Terör eylemlerinin amacı "devlet düzenini" değiştirmektir. Yasakoyucu, bu düzenin değiştirilmesine ilişkin fiileri suç olarak düzenlemek ve karşılığında yaptırım öngörmek suretiyle "devlet düzenini" korumayı amaçlamıştır. 

4.3. Terör Suçuna Yönelik Uluslararası Düzenlemeler

Uluslararası antlaşma ve sözleşmeler, terör suçunun kapsamını belirleyen bir hukuk kaynağıdır. Kabul edilmiş uluslararası antlaşmalara ve sözleşmelere göre bazı eylemler terör suçu kapsamında sayılmaktadır. Bu şekilde iç hukuk bakımından terör suçu nitelemesine uymasa da uluslararası yükümlülüklere bağlı olarak terör suçu sayılan eylemler bu kavramın içinde değerlendirilmek zorundadır.



4.3.1. Birleşmiş Milletler'in Yaptığı Düzenlemeler

Terör suçuna yönelik olarak uluslararası alanda 1930'lu yıllardan itibaren yoğun girişimlerde bulunulmuş, Milletler Cemiyeti bünyesinde çeşitli sözleşmeler imzalanmıştır. II. Dünya Savaşı'nın ardından bu yönde çalışmalar hız kazanmıştır.

1994'ten bu yana Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aşağıdaki siyasal terörizm tanımlamasını kullanmaktadır: "Kamuoyunda, bir grupta ya da belirli kişiler arasında bir terör hâli yaratmak üzere tasarlanmış veya planlanmış cezai fiiller, kendilerini meşrulaştırmak üzere başvurulacak siyasal, felsefi, ideolojik, ırksal, etnik, dini ya da diğer herhangi mahiyetin gerekçesi her ne olursa olsun her koşulda kanunsuzdur."

Bununla birlikte Devletler, terörü genel olarak tanımlayıp terörist olan herkese karsı mücadeleyi yapmak yerine, kendilerini en çok rahatsız eden eylemleri önlemeye çalışmışlardır.

Örneğin yalnızca uçak kaçırma olaylarını ya da diplomatlara karşı suikastleri ele almışlardır. 9 Aralık 1999'da kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesi ve 15 Aralık 1997 tarihinde kabul edilen Terörist Bombalamaların Önlenmesi Sözleşmesi, ilke olarak sektörel bazda terörü önleme sözleşmeleri olmalarına karşın, kapsadıkları sektörlerin özellikleri dolayısıyla, kapsamlarını terörün tanımının siyasal nedenlerle yapılamaması nedeniyle ortaya çıkan engelleri ortadan kaldıracak ya da en azından önemini azaltacak düzeyde geniş tutmuşlardır. Bu dar kapsamlı sözleşmelerden rehine almalar, bombalamalar, sivil havacılığa ve deniz ulaşımına yönelik eylemler ile terörizmin finansmanının önlenmesini teşvik edici sözleşmeler genel bir kabul görmüştür.

Çeşitli uluslararası birlik ve teşkilâtlar terörle ilgili önemli kararlar almışlardır. Örneğin Birleşmiş Milletler 1993 yılında Türkiye'nin verdiği önergeyle terörün bir insan hakları ihlali olduğunu oy birliğiyle kabul etmiştir. Bu sonuca göre günümüzde bütün devletler terör suçlularının insan haklarını ihlal ettikleri konusunda görüş birliği içindedirler.

2004 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1566 sayılı Kararı "Sivillere yönelik olarak girişilen eylemleri de kapsayacak şekilde, ölüme veya ciddi vücut hasarına yol açma niyetiyle işlenen cezai fiiller ya da kamuoyunda, bir bireyler topluluğunda veya belirli kişiler üzerinde bir terör hâli yaratma amacı taşıyan rehin almalar; hâlkı sindirmek veya bir hükûmet ya da uluslararası bir örgütü, terörizme ilişkin uluslararası sözleşme ve protokoller çerçevesinde ve buralarda tanımlandığı şekliyle bir saldırı teşkil edecek şekilde, belirli bir şekilde hareket etmeye veya bundan imtina etmeye zorlamak siyasal, felsefi, ideolojik, ırksal, etnik, dini veya benzer diğer mahiyetin gerekçesi ne olursa olsun hiçbir koşulda geçerli kabul edilemez." diyerek terör eylemlerini kınamıştır. 

Tanımın devletler tarafından gerçekleştirilen faaliyetleri de içerip içermemesi gerektiğini tartışmak isteyenler bulunmaktadır. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, konu ile ilgili 2004 yılında "Devlet terörizmi diye anılan tartışmaları bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Gücün devletler tarafından kullanımı hâli hazırda uluslararası hukuk kapsamında düzenlenmektedir. İşgale direnme hakkı gerçek anlamıyla anlaşılmalıdır. Bu, sivilleri kasıtlı olarak öldürme ya da sakat bırakma hakkını içermez." demiştir.



4.3.2. Avrupa Konseyi'nin Yaptığı Düzenlemeler

Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği tarafından etkin sözleşmeler yoluyla devletlerin ortak bir tutuma çekilme çabası dikkate değerdir. Avrupa Konseyi ülkelerinin özellikle terörün parasal kaynaklarını kesmeye yönelik iş birliğine ağırlık verdikleri gözlenmektedir.

Avrupa Kıtası'nda terörle ilgili ilk genel nitelikli uluslararası belge, 27 Ocak 1977 tarihli Terörizmin Önlenmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi'dir. Bu sözleşme, içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu Avrupa Konseyi'ne üye 17 devlet tarafından Strasbourg'da imzalanmıştır. Bu sözleşme terör konusunda uluslararası hukuk alanında yapılacak sonraki düzenlemelere kaynaklık etmiştir.

Konuya ilişkin olarak Avrupa Konseyi'nin benimsediği ilke, hiçbir gerekçenin teröre mazeret oluşturmayacağıdır. Bu fikir doğrultusunda hazırlanan 2005 Warşova Sözleşmesi büyük önem taşır. Bu sözleşmede Konsey, sözleşmede zikredilen terör suçlarının ve suçların, her kim tarafından işlenirse işlensin, hiçbir koşulda siyasal, felsefi, ideolojik, ırksal, etnik, dinsel ve diğer benzeri mahiyette mülahazalarla haklı gösterilemeyeceğini kabul ederek ve tüm tarafların bu suçları önlemek ve önlenmedikleri takdirde, ağır mahiyette olduğunu göz önünde tutarak kovuşturmak ve cezalandırılmasını sağlamak zorunluluğunda bulunduklarını kabul etmiştir.

Sözleşmeye göre "terör suçu", Sözleşmenin ekinde sıralanan antlaşmalardan birinin kapsamına giren veya bu antlaşmalarda tanımlanan suçlar anlamına gelir.

Sözleşmeye göre taraflar, sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen "terör suçunun işlenmesine alenen teşvik", 6. maddesinde belirtilen "terörist saflara katma" ve 7. maddesinde belirtilen "terörizm için eğitim" fiilerini ulusal mevzuatlarında suç olarak ihdas etmek için gerekli düzenlemeleri yapacaklardır.



Avrupa Konseyi Terörle Mücadele Rehber İlkeleri:

11 Temmuz 2002 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi devletlere terörle mücadelede uygun adımlar atmaları konusunda yardımcı olmak üzere bir dizi rehber ilke benimsemiştir. Bu rehber ilkeleri, insan hakları ve terörizm tehdidi hakkındaki ilk uluslararası yasal metinlerdir. Burada Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu tüm terör eylemlerinin 'insan hakları konusunda ciddi ölçüde tehlike yarattığını, demokrasiyi tehdit ettiğini ve yasalara uygun şekilde kurulmuş hükûmetleri açıkça istikrarsızlaştırma ve çoğulcu sivil toplumu zayıflatma amacı güttüğünü' belirterek cezai ve yasa dışı olarak gördüğünü doğrular.

Rehber ilkeleri aynı zamanda üç açık ifade sunar: alınan tüm önlemler yasalara uygun olmak zorundadır; terörist karşıtı etkili adımlar atma arayışı konusunda insan haklarının desteklenmesi gerekmektedir ve tüm işkence türleri yasaklanmalıdır.

Hukukun üstünlüğüne ve tüm bireyler için geçerli olan insan haklarına saygı duymaya yapılan vurgu sert bir tutumu yansıtmaktadır. Bazı hükümetlerin 'terörle mücadele' uygulamaları bu yaklaşıma uygunluklarını sorgulatmaktadır.

Ancak rehber ilkeleri devletlere "terörle mücadelelerinde uç koşullar altında belirli hakları ihlal etme imkânı tanımaktadır. Terörle mücadele bir savaş veya bir ulusun yaşamını tehdit eden olağanüstü hâl durumunda gerçekleştiğinde devlet, uluslararası hukukun düzenlediği sınırlar ve belirlediği şartlar altında, durumun zaruretine göre insan haklarının korunması konusundaki uluslararası belgelerden doğan belirli yükümlülükleri geçici süreliğine ihlal eden önemler alabilir. Devlet bu tür önlemlerin ilgili uluslararası belgeler uyarınca alındığı konusunda yetkili makamları bilgilendirmek durumundadır.

2002 Rehber İlkeleri Kanunu Takibat İle İlgili Şunları İfade Eder:

• Terör eylemleriyle suçlanan bir kişinin makul bir zaman içinde yasaya göre kurulmuş bağımsız, tarafsız bir mahkemede adil yargılanma hakkı vardır.

• Terör eylemleriyle suçlanan bir kişi suçsuzluk karinesinden faydalanır.

• Buna rağmen terörizmle mücadele zorunlulukları savunma hakkı konusunda özellikle aşağıdaki hususlara ilişkin belirli kısıtlamalar getirebilir: Müdafie erişim ve dava vekiliyle iletişim kurma konusundaki düzenlemeler, müdafiin dosyayı incelemesi ile ilgili düzenlemeler, gizli tanıklık kullanımı.

• Savunma hakkına getirilen bu tür kısıtlamalar kesinlikle amaçlarıyla orantılı olmak zorundadır ve kovuşturmaların tarafsızlığını sürdürebilmek ve yargılama yöntemine ait hakların esaslılığını devam ettirmek amacıyla suçlunun çıkarlarını koruma konusunda telafi edici önlemler alınmalıdır.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi:

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne ait birtakım kararlar ve belgeler terörizmle mücadele ile ilgilidir; en son örnekleri "İnsan Hakları ve Terörizmle mücadele" başlıklı 1840 (2001) sayılı Karar ile 1900 (2012) sayılı Karar ve 13011 (2012) sayılı "siyasi mahpusun tanımı" başlıklı Rapor'dur.

Son yıllarda Avrupa Konseyi tarafından terörizmle mücadele bakımından yapılan çalışmalar şunlardır:

Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin Dördüncü Ek Protokolü 20 Eylül 2012 tarihinde imzaya açılmıştır. Şu anda 12 ülke tarafından imzalanmış ve bir ülke tarafından onaylanmış durumdadır. Türkiye ek protokolü imzalayan veya onaylayan ülkeler arasında yer almamaktadır. Ek protokol, üç ülke tarafından onaylanmasının ardından yürürlüğe girecektir. Dördüncü Protokol çağdaş gereksinimlerin karşılanması adına Sözleşmenin bir dizi hükmümü tadil etmekte ve hükümlere ilaveler yapmaktadır. Sözü edilen hükümler bilhassa zaman aşımı, talepler ve yardımcı belgeler, hususilik ilkesi, transit geçiş, üçüncü bir devlete tekrar iadesi ile iletişim kanalları ve araçları konuları ile ilgilidir.

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunması Sözleşmesi'ni tadil eden 15 sayılı Protokol 24 Haziran 2013 tarihinde imzaya açılmıştır. Protokol, Sözleşme'ye taraf tüm devletler tarafından onaylanmasının ardından yürürlüğe girecektir. Şu anda, Türkiye dâhil olmak üzere 28 ülke tarafından imzalanmış ve beş ülke tarafından onaylanmış durumdadır.

Öngörülen değişiklerin amacı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin etkililiğinin sürdürülmesini temin etmektir. Protokol ile Sözleşme'de yapılan değişiklikler şunlardır:

• Sözleşme'nin Önsöz bölümüne ikincillik ilkesi ile takdir alanı (marjı) ilkesine atıfta bulunacak ifadelerin eklenmesi,

• Mahkeme'ye başvuruda bulunulmasına ilişkin zaman kısıtlamasının altı aydan dört aya indirilmesi,

• 'Önemli bir zarar görmeye ilişkin kabul edilebilirlik kriterinin öngördüğü yerel mahkeme tarafından gereken şekilde dikkate alınmamış olan başvuruların reddedilmesini engelleyen ikinci teminatın kaldırılması,

• Dairelerden birinin Büyük Daire lehine yargılama yetkisinden feragat kararına itiraz konusunda dava taraflarına tanınmış olan hakkın kaldırılması,

• Hâkimlerin üst yaş sınırlamasına ilişkin olarak adaylara ilişkin listenin Parlamenterler Meclisi tarafından talep edildiği tarih itibariyle hâkim adaylarının en fazla 65 yaşında olması yönünde bir gereksinim getirilmesi.

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunması Sözleşmesi'ni tadil eden 16 sayılı Protokol 2 Ekim 2013 tarihinde imzaya açılmıştır.

16 sayılı Protokol, Yüksek Sözleşmeci Taraf Devletler'in en yüksek düzeydeki mahkememe ve divanlarının Sözleşme'de veya protokollerinde belirtilen hak ve özgülüklerin yorumlanması ve uygulanması konularına ilişkin ilkesel soruları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden tavsiye niteliğinde görüş istemesini mümkün kılmaktadır. Şu anda Protokol sekiz ülke tarafından imzalanmış durumdadır, ancak Türkiye, bu ülkeler arasında yer almamaktadır. Protokol on ülke tarafından onaylanmasının ardından yürürlüğe girecektir, protokol henüz hiçbir ülke tarafından onaylanmış durumda değildir.

4.3.3. Avrupa Birliği'nin Yaptığı Düzenlemeler

Günümüz Avrupa'sını önemli ölçüde temsil eden Avrupa Birliği, terörist faaliyetlerin ulaştığı tehlikeli ve baş edilmesi zor yapısından kaynaklanan endişelerle, karşılıklılık gereksinimi çerçevesinde etkin bir iş birliğinin sağlanması konusunda özel bir çaba harcamaktadır.

Bu nedenle, Avrupa Birliği Komisyonu'nun 19 Eylül 2001 tarihinde alınan ve 13 Haziran 2002 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren Terörle Mücadeleye İlişkin Çerçeve Kararı'na göre, terörist eylemlere karşı hükümetlerin yeterli önlemleri almaları ve suçluları etkin bir biçimde cezalandırmaları konusunda yükümlülükler getirilmiştir. Bu hususta Avrupa Birliği tarafından 91/308, 2001/97, 2005/60 sayılı direktifler de çıkarılmıştır.

10 Haziran 1991 tarihinde kabul edilen Mali Sistemin Karapara Aklama Amacıyla Kullanılmasının Önlenmesi hakkında 91/308 sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, sermaye akışını ve mali hizmetleri sınırlamadan mali sistemin karapara aklamada bir araç olarak kullanılmasını engellemeyi amaçlamıştır. Karapara aklamanın öncül suçu olarak 1988 tarihli BM Viyana Sözleşmesinde yer alan uyuşturucu suçlarını esas alan Direktif, finansal kuruluşların;

Müşterilerinin kimliklerini tespit etmelerini,

Kimlik tespitine yönelik iş ve işlemlerle ilgili kayıtları saklamalarını,

Karapara aklama şüphesi taşıyan işlemleri yapmaktan kaçınması ve böyle bir işlemle ilgili durumu yetkili birimlere iletmelerini,

Karapara aklamayı engelleyecek iç kontrol yöntemleri geliştirmelerini, Çalışanlarını bilgilendirilmelerini öngörmüştür.



Yüklə 3,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin