Kurs ve Ders Hedefleri) Prof. Dr. Feridun Yenisey (Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarının Muhakemesi) Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu


Denetim Süresinin İyi Hâlli Olarak Geçirilmesi



Yüklə 3,66 Mb.
səhifə65/77
tarix16.01.2019
ölçüsü3,66 Mb.
#97569
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   77

26.2.2.5. Denetim Süresinin İyi Hâlli Olarak Geçirilmesi

Koşullu olarak salıverilen hükümlünün almış olduğu cezanın geri kalan kısmı ceza infaz kurumu dışında infaz edilmektedir. Ceza Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinin 14. fıkrasına göre hükümlünün denetim süresini kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun ve iyi hâlli olarak geçirmesi hâlinde cezası infaz edilmiş sayılmaktadır. Aynı maddenin 12. Fıkrasında ise koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresi içinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar  etmesi durumunda koşullu salıverilme kararının geri alınacağı belirtilmiştir



26.2.2.6. Koşullu Salıverme Kararının Mahkemece Verilişi

Hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanabilmesi için bir karar verilmesi gerekir. Ancak bunun için mahkûmun talepte bulunması gerekmediği gibi rızası da aranmamaktadır. Yukarıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda bu konuda resen karar verilir. Koşullu salıverme konusunda karar verme yetkisi Mahkemeye aittir.

Başkaca bir idari organın bu konuda karar verme yetkisi yoktur.



Koşullu salıverme kararını vermeye hükmü veren Mahkeme, hükümlü başka yerde ise oradaki aynı dereceli Mahkeme görevli ve yetkilidir. (İnfaz Kanunu m.İ07/ll)

Koşullu salıverme kararından önce, bu kararın verilmesinde dikkate alınmak üzere hükümlü hakkında ceza infaz kurumu idaresi tarafından gerekçeli rapor hazırlanır. Mahkeme bu raporu yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda uygun bulursa hükümlünün koşullu salıverilmesine dosya üzerinden karar verir. (İnfaz kanunu m. 107/11)

Ancak Mahkeme yaptığı değerlendirme sonucunda raporu uygun bulmadığı takdirde hükümlünün cezasını infaz kurumunda çekmesine karar verir ve gerekçesini kararında gösterir. (İnfaz kanunu m.107/11)

Mahkeme ceza infaz kurumu idaresinin raporu ile bağlı değildir.

Keza Cumhuriyet Savcılığınca hesaplanan şartla tahliye tarihi ile de bağlı olmayıp şartla tahliye tarihinin yanlış belirlendiği kanaatine ulaşırsa doğru gördüğü tarihi baz alarak şartla tahliye kararı da verebilir.

Mahkeme tarafından hükümlünün koşullu salıverilmesine karar verilmesi hâlinde bu karar derhâl yerine getirilir ve hükümlü salıverilir.

26.2.2.7. Suça Sürüklenen Çocuklara İlişkin Özel Hükümler

Koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on beş yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınacaktır. (İnfaz Kanunu m. 107/5)

19/12/2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5560 Sayılı Yasanın 28.maddesiyle değişiklik yapılmazdan önce yaş sınırı olarak "on sekiz" kabul edilmiş idi.

İnfaz Kanunu'nun 107/4. maddesinde örgütlü suçlardan mahkûm kişilerin infazı için özel infaz süreleri belirlendiği yukarıda belirtilmiş idi. 27/07/2010 tarih ve 

6008 Sayılı Kanunun 9. maddesi ile getirilen düzenleme karşısında suça sürüklenen çocuklar açısından 107/4.madde hükümleri uygulanmayacaktır.



Keza TCK'nın 58/5. maddesi gereğince suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan sanıklar hakkında TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanmasına karar verilemeyeceği de dikkate alındığında suça sürüklenen çocuklar açısından özel infaz süreleri değil, 107/2 - 3. maddelerinde belirtilen genel infaz süreleri uygulanacaktır.

26.2.2.8. Şartla Salıverilmeden Yararlanamayanlar

a. Tutuklu veya hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan mahkûm edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar (3713 Sayılı K. m.17/2).

b. Denetim süresi içerisinde yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi veya hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle koşullu salıverilmesi geri alınan hükümlünün cezasını tekrar çekmeye başlaması durumunda bu mahkûmiyet kararı ile ilgili olarak hükümlü bir daha koşullu salıvermeden yararlanamaz. Ancak bu hüküm kişinin işlediği sair suçlardan dolayı mahkûm olduğu cezaların infazı açısından koşullu salıvermeden yararlanmasına engel teşkil etmemektedir. (5275 Sayılı K.m.107/13)

c. 5237 sayılı TCK'nın İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlıklı Dördüncü Bölüm, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı Beşinci Bölüm, "Milli Savunmaya Karşı Suçlar" başlıklı Altıncı Bölüm altında yer alan suçlardan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. (5275 Sayılı K.m.107/16)

d. Hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilen hükümlü koşullu salıverilmeden faydalanamayacaktır. (5275 Sayılı K. m.108/3)

Terörle Mücadele Kanunun 17/4 maddesi uyarınca; bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar, hükümlerinin kesinleşme tarihinden sonra bu Kanunun kapsamına giren bir suçu işlemeleri hâlinde, şartla salıverilmeden yararlanamazlar.

e. Ölüm cezaları, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değişik 3/8/2002 tarihli ve 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları ile ölüm cezaları ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen veya ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olan terör suçluları koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamaz. Bunlar hakkında ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder.

26.2.3. Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarından Hükümlü Olanların Konulacakları Ceza İnfaz Kurumları

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da ceza infaz kurumları, açık ceza infaz kurumları, kapalı ceza infaz kurumları, yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları şeklinde sınıflandırılmıştır. 

Söz konusu Kanunun 9/1. maddesine göre; Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir.

5275 Sayılı Kanunun 9/2. maddesine göre ise; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanununda yer alan; İnsanlığa karşı suçlardan (madde 77, 78), Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82), Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188), Devletin güvenliğine karşı suçlardan (madde 302, 303, 304, 307, 308), Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315) mahkûm olanların cezaları, bu kurumlarda infaz edilir.



Bu düzenleme ile terör-örgütlü suçların listesi karşılaştırıldığında; terör-örgütlü suç olarak işlenip 5275 Sayılı Kanunun 9/2. maddesi kapsamında kalan suçlardan mahkûm olanların cezalarının Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında çekileceği, terör-örgütlü suç olsa dahi yasada sınırlı sayıda sayılan suçlar arasında yer almayan suçlardan mahkûm olan hükümlülerin ise yasada belirtilen diğer ceza infaz kurumlarında cezalarını çekecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.

AİHS'nin 3. Maddesine göre "Hiç kimse işkenceye ya da insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezaya tabi tutulamaz."

AİHM bu konuda "Mahkeme'nin birçok vesileyle belirttiği gibi Sözleşme'nin

3. maddesi, demokratik toplumun temel değerlerinden birini içermektedir. Sözleşme, terörizm ve örgütlü suçlarla mücadele gibi en zor şartlarda bile işkenceyi, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ve cezayı mutlak bir biçimde yasaklamaktadır. Sözleşme'nin ve 1 ve 4 sayılı Protokollerin maddi haklarla ilgili birçok hükmünden farklı olarak 3. madde, hiçbir istisnaya ve 15. maddeye göre ulusun yaşamını tehdit eden olağanüstü durumda bile askıya almaya yer vermemektedir..." şeklinde karar vermiştir.

Ancak AİHM "kişinin güvenlik, disiplin veya koruma amaçlı olarak tecrit edilmesi ve bu esnada diğer mahpuslarla irtibatının sınırlandırılması hatta tamamen kısıtlanması tek başına 3. Maddenin ihlalini teşkil etmediği"ne karar vermiştir.

26.2.4. Örgütlü Suçlar-Terör Suçlarından Hükümlü Olanların Yer Gösterme Amaçlı Olarak Cezaevi Dışına Çıkarılmaları

5275 Sayılı İnfaz Kanunu'nun 92/2. maddesi uyarınca; 5271 sayılı Kanunun 250/1. Maddesinde yer alan suçlarla ilgili olarak alınan bilgilerin doğruluğunun araştırılması bakımından zorunlu görülen hâllerde, hükümlü veya tutuklular, rızaları alınmak koşuluyla, ilgili makamın ve Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine hâkim kararı ile geçici sürelerle ceza infaz kurumundan alınabilirler. Bu süreler, hükümlü veya tutuklu dinlendikten sonra işin niteliğine göre, her defasında dört günü ve hiçbir surette on beş günü geçmemek üzere hâkim tarafından tayin olunur ve hükümlülük

ve tutuklulukta geçmiş sayılır. Ceza infaz kurumundan ayrılış ve dönüşlerinde hükümlü veya tutuklunun sağlık durumu doktor raporu ile tespit edilir. Yer gösterme sırasında yapılan işlemlere ilişkin belgelerin bir örneği ilgilinin dosyasında muhafaza edilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

6352 Sayılı Kanun ile CMK.'nun 250. Maddesi yürürlükten kaldırılmış tır. 6526 sayılı Kanunla ise TMK 10. Madde ile görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri kaldırılmıştır. Ancak yine de söz konusu suçlar yönünden hükümlünün yer gösterme gerekçesi ile cezaevi dışına çıkarılabileceği söylenebilir.



YARGITAY KARARLARI

İçerikte Yer Alan Yargıtay Kararlarının Tarih-Daire-Karar Numarasına Göre Sıralanmış Geniş Metni



İçerikte Yer Alan Yargıtay Kararlarının Tarih-Daire-Karar Numarasına Göre Sıralanmış Geniş Metni

Sanıkların 2011 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü PKK mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen giyim eşyası, gübre, mutfak tüpü, dürbün, erzak ve yaşam malzemesi vermek ve temin etmek biçimindeki eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumlarının 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sanıkların lehine olan kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C. D, 22.05.2013 tarih ve Esas No: 2013/3017-Karar No: 2013/8053)

Örgüt mensubu M.Ş'nin yaptığı teşhise ilişkin tutanaklar, güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu K.S'nin kolluk ve savcılık ifadeleri, 2008 yılında Sırtköy Beldesinden yaylaya giden göçerlere ait liste, gizli tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü PKK mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen giyim eşyası, jeneratör, branda, erzak ve yaşam malzemesi temin etmek ve bunların kırsala taşınmasını sağlamak biçimindeki kanıtlanan eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finasmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumlarının 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sanıkların lehine olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/2751-Karar No: 2013/7962)

Güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu Rezan Kod M.D'nin müdafii huzurunda alınan özgür iradesine dayalı kolluk ifadesi, yaptığı teşhislere ilişkin tutanaklar, 2008 yılında Sırtköy Beldesinden Bestler Dereler bölgesine giden göçerlere ait liste ve bu listeye ekli kimlik fotokopileri ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen erzak ve yaşam malzemesi temin etmek biçiminde sübuta eren eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finasmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumunun 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/1392-Karar No: 2013/7961)

1- Sanık A.Ç. hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede,

İhbar, arama ve el koymada ele geçen seri numarası bulunan 49 adet kapalı zarfların tasnifine dair tutanaklar, seri numaralı 82 adet kapalı olmayan zarf ve tanık Ş.K'nin beyanı ile tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, sanığın terör örgütüne finansal destek sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek fon toplama şeklinde sübuta eren eyleminin, terör örgütüne yardım suçunu oluşturmayıp, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile kasta dayalı kusurunun ağırlığı da dikkate alınıp, her iki Kanuna göre teşriden hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması,

2- Sanık M.Ö. hakkında kurulan hükme ilişkin temyize gelince,

Sanık müdafinin diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak

Hüküm tarihinden sonra 16.02.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 3713 sayılı Kanunun 8. maddesini yürürlükten kaldıran 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesi hükmü karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2011/7052-Karar No: 2013/7819)


  1. Güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu M.Ş'nin yaptığı teşhise ilişkin tutanak, örgüt mensubu K.S'nin kolluk ve savcılık ifadeleri ve 2008 yılında Sırtköy Beldesinden Bestler Dereler bölgesine giden göçerlere ait liste, gizli tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen erzak ve yaşam malzemesi temin etmek ve bunların kırsala taşınmasını sağlamak biçiminde sübuta eren eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumunun 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması,

  2. Kabule ve uygulamaya göre de,

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/2168-Karar No: 2013/7818)

Sanık hakkında öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK'nın 220. maddesi 6. fıkra 2. cümle ile indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA,



(9. C.D, 29.04.2013 tarih, Esas No: 2013/3256-Karar No: 2013/6628)

"TCK'nın 314/3, 220/6 ve suç ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüt adına suç işleme bakımından suçun maddi nitelikte olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi", (9. C.D, 25.04.2013 tarih veEsas No: 2011/1671-Karar No: 2013/6363)

"Sanığın olay tarihinde saat 23:30 sıralarında Yüksekova Askerlik Şubesi yanında bulunan asker nöbet kulübesinin alt tarafına, canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip patlayıcı madde koyarak patlatmak suretiyle, nöbetçi askerler S.Y. ve Z.S'ye karşı amaç suçu işlemeye elverişli vahamet araz eder nitelikteki eylemi nedeniyle TCK'nın 302/2. maddesi yollamasıyla kasten öldürmeye teşebbüs suçundan her zaman dava açılması mümkün görülmüştür.

TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan mahkûmiyetlerine karar verilen sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. ONANMASINA", (9. C.D, 24.04.2013 tarih ve Esas No: 2012/4728-Karar No: 2013/6215)

Sanığın, PKK terör örgütünün internet sitelerinden yaptığı çağrılara uygun olarak 30.03.2009 - 02.04.2009 tarihlerinde sivil itaatsizlik (serhildan) eylemleri kapsamında Ağrı ilinde düzenlenen ve örgütün propagandasına dönüştürülen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak güvenlik güçlerinin ihtar ve zor kullanmalarına rağmen dağılmayıp cebir kullandığı, maddi olgularla da doğrulanan iletişim tespit tutanakları, yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, eylemleri nedeniyle 6352 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler de nazara alınarak görevi yaptırmamak için direnme ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, (9. C.D, 18.04.2013 tarih Esas No: 2011/2412-Karar No: 2013/6246)

"TCK'nın 220/6 maddesi gereğince hüküm kurulurken 2. cümledeki indirim oranı uygulandıktan sonra 3713 sayılı yasanın 5. maddesinin uygulanması gerektiği", (9. CD. 16/04/2013 tarih ve 2013/2666-6015 E/K sayılı kararı)

Örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin çağrıları ile uyumlu olarak sanığın 27.12.2009 tarihinde Batman ilinde katıldığı ve terör örgütünün propagandasını yaptığı yasadışı hâle gelmiş gösteri için legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının tek başına eylemin örgüt adına işlenmediği şeklindeki yoruma dayanak yapılamayacağı, kabul edilen eylemin örgütsel çağrılarla birleşen nitelik ve işleniş şekli ile Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 tarih ve 2007/9¬282 esas, 2008/44 sayılı kararı karşısında; eylemin örgüt adına işlendiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden sanığın yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarih ve Esas No: 2011/12287-Karar No: 2013/5518)

Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusuru, güttüğü amaç ve saik ile sübutu kabul edilen silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteriye katılarak taş atmak suretiyle görevi yaptırmamak için direnmekten ibaret eyleminin niteliği de göz önünde bulundurularak; tayin olunan cezadan TCK'nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul ve makbul bir indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamına uymayacak biçimde eylemlerin niteliğinin değerlendirilmesinde isabetsizliğe düşülerek indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarih, Esas No: 2013/2676-Karar No: 2013/5488)

1- Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 8. Ahmed-i Hani Kültür Festivali'ne katılarak görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği iddia ve kabul edilen sanığın, bu suçu örgüt adına işleyip işlemediğinin belirlenebilmesi açısından; terör örgütünün propagandası niteliğindeki sloganların atılması üzerine yasadışı hâle dönüşen gösteri yürüyüşüne ilişkin olarak örgütün talimat ve eylem çağrısının bulunup bulunmadığı araştırılmadan, düzenlenen festivalin örgütsel yönü ortaya konulmadan ve eylemlerin işleniş şekli ve niteliğinin de örgüt adına işlendikleri sonucuna götürmeyeceği dikkate alınmadan suçun örgüt adına işlendiği kabul edilip değerlendirmede yanılgıya düşülerek ve eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;

Aslolan kısa kararda cezanın tayinine ilişkin tüm aşamaların eksiksiz olarak gösterilmiş olmasına rağmen, TCK'nın 265/3. maddesinin uygulanmasına ilişkin aşamanın gerekçeli kararın hüküm kısmında gösterilmemesi suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarihEsas No: 2013/2418-Karar No: 2013/5484)

"Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesiyle TCK'nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik karşısında sanıkların hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,



Karşı Oy:

Sanıkların sübutu kabul edilen eylemleri, "ticaret amacıyla Hint Keneviri yetiştirdikleri sırada yasadışı eylemlerine göz yummaları, kolaylık sağlamaları, gerektiğinde silahlı örgüt üyelerinin kırsaldaki güçlerinden yararlanmayı gözeterek özgür iradeleri ile ve hâl ve sıfatlarını bilerek PKK terör örgütüne yiyecek ve yaşam malzemesi temin etmekten ibarettir. Suç vasfına yönelik itirazları da reddeden çoğunluk görüşü ile uyuşmazlık, bu eylemin terör örgütüne yardım suçunu mu terörün/terörizmin finansmanı suçunu mu oluşturacağına ve buna bağlı olarak; bozma kararımızın gerekçesinde işaret edilecek hususlara ilişkindir.

Öncelikle, terör örgütlerine yardım etme eylemlerinin Türk Ceza Hukukundaki yerine ilişkin çerçeve ortaya konulmalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu bağlamında terör örgütüne yardım aşağıdaki sistematik çerçevesinde düzenlenmiş/ gelişmiştir.

1- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK'nın 314/3, 220/7, 314/2. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüte genel nitelikte yardım suçu,

2- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK'nın 315. maddesinde düzenlenen silahlı örgüte silah sağlama şeklindeki yardım suçu,

3- 18.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen ve 16.02.2013 tarihine kadar yürürlükte kalan 3713 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan ve 16.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçu.

Bu çerçeve içerisinde, terör örgütlerine silah sağlamak veya finansman sağlamak suretiyle yardım suçunun, terör örgütlerine yardım suçunun özel bir düzenleniş şekli olduğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığa konu terörün/terörizmin finansmanı suçu, Birleşmiş Milletler tarafından 10 Ocak 2000 tarihinde imzaya açılan, Türkiye tarafından 27 Eylül 2001 tarihinde imzalanan, 10.01.2002 tarihli ve 4738 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 01.03.2002 tarihli ve 2002/3801 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan "Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerimiz kapsamında yukarıda görüldüğü gibi önce 3713 sayılı Kanunun 8. maddesinde daha da sonra da 6415 sayılı Kanununun 4. maddesinde düzenlenmiştir.

Sanıkların eylemlerinin terörün/terörizmin finansmanı suçunu oluşturup oluşturmayacağı bakımından oluşan duraksama iki temel konuda ortaya çıkmaktadır.

1- Terör örgütlerine "yiyecek ve yaşam malzemesi sağlamak", "fon sağlamak" kapsamında mıdır, yiyecek ve yaşam malzemesi fon olarak değerlendirilebilir mi?

Fon, 3713 sayılı Kanunun 8/2. maddesinde "para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değer" olarak, 6415 sayılı Kanunun 2/c maddesinde ise "para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belge" olarak tanımlanmıştır. "Yiyecek ve yaşam malzemesinin" kanuni tanımlardaki "değeri para ile temsil edilebilen taşınır mal", "maddi her türlü mal" olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu ve yasa koyucunun bağımsız bir fon değerlendirmesini yargıya bırakmak yerine miktar ve benzeri sınırlandırmalar getirmeden oldukça geniş tutulmuş bir tanım yapmayı tercih ettiği görülmektedir.

Buna göre; yiyecek ve yaşam malzemelerinin bu anlamda fon sayılması gerektiği açıktır.

2- Terör örgütü mensuplarına yiyecek ve yaşam malzemesi temin etmek suretiyle sağlanan fonun, 3713 sayılı Kanunun 8/1. maddesi kapsamında "terör suçlarının işlenmesinde kullanılacağı" veya 6415 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında "3. madde kapsamında suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde kullanılacağı" değerlendirilebilecek midir?

3713 sayılı Kanunda terör suçları, doğrudan terör suçları olarak 3. maddede, dolayısıyla terör suçları olarak da 4. maddede düzenlenmektedir.

Kabul edilen eylem, Kanunun 3. ve 4. maddelerinde düzenlenen örgütün amaçladığı suçlar ile amaç suç doğrultusundaki eylem ve faaliyetler bağlamında işlenen terör suçlarının işlenmesini sağlayıcı ve kolaylaştırıcı nitelikte bir eylemdir.

Devletin birliğini ve bütünlüğünü cebri yöntemlerle bozmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda kasten öldürme, ağır yaralama, bombalamalar gibi suçlar işleyen terör örgütü mensuplarının kırsaldaki yaşamlarını sürdürmelerini, bu yolla örgütün mevcudiyetini sağlamalarını ve eylem kapasitelerini yükseltmelerini temin eden bu tür yardımların terör suçu sayılması gerektiği hukuksal ve mantıksal bir zorunluluktur.

Bu durumda,

1- Sübutu kabul edilen eylem terörizme finansman/fon sağlamak suçunu oluşturacağından, hüküm bu nedenle suç vasfından bozulmalıdır.

2- Bozma kararında, suç ve hüküm tarihlerinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8. maddesi ile hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve suçu ve yaptırımı TCK'nın 314 ve 220. maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5. maddelerindeki sistematiğin dışına çıkaran 6415 sayılı Kanunun 4. maddesinin değerlendirilmesi zorunluluğuna işaret edilmelidir.

Bu gerekçelerle sayın çoğunluğa iştirak edilememiştir", (9. C.D, 25.03.2013 tarih ve Esas No: 2012/700-Karar No: 2013/4535)"

"6352 sayılı yasanın amaç kapsam ve gerekçesine göre TCK 220/6 maddesinde indirim yapılması gerektiği", (9.CD 15/03/2013 tarih ve 2013/1699¬3984 E/K sayılı kararı),

"Kabul edilen suçun niteliği ve işleniş şekli karşısında, Legal örgütlerin de aynı eyleme ilişkin eylem çağrısında bulunmasının yasa dışı örgütlerin eylem çağrısını bertaraf etmeyeceği", (9. CD. 14/03/2013 tarih ve 2013/523-3815 E/K sayılı kararı)

Sanık H.R.Ç'nin, hakkında örgüt üyesi olma suçundan verilen mahkumiyet hükmü onanan sanık Barış Karakoyun'un talimatı üzerine, silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında yapılması planlanan yasadışı gösteri eyleminde kullanılmak üzere hazırlanan 21 adet maskeyi eylemin yapılacağı yere götürmekten ibaret eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,


Yüklə 3,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin