(9.C.D, 07.03.2013 tarih, Esas No: 2012/4175-Karar No: 2013/3554)
"Örgüt üyeliğinin geçitli suçu niteliğinde olan TCK 302. maddesi uygulandığı takdirde 314/2 maddesinden ayrıca hüküm kurulmasının gerekmeyeceği" (9. CD. 06/03/2013 tarih ve 2012/11372-2369 E/K sayılı kararı)
"Örgüte üye olma ve örgüt adına suç işleme suçu temadi eden suçlardandır, hukuki ve fiili kesinti gerçekleşinceye kadar gerçekleşen eylemler tek suç sayılır", (9 CD. 26/02/2013 tarih ve 2012/11086-2868 E/K sayılı kararı)
"Silahlı terör örgütü faaliyetinde kullanılmak üzere bulundurulan 117 adet molotof kokteyli ve 3 adet el yapımı bomba TCK 315 maddesindeki suçu oluşturur" (9 CD. 20/02/2013 tarih ve 2013/23-2562 E/K sayılı kararı)
"6352 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılan 3713 sayılı yasanın 2/2 maddesindeki düzenleme suç tarihinde ve hâlen yürürlükte bulunan TCK 220/6 maddesinde de bulunduğundan arada herhangi bir hukuki boşluk bulunmamaktadır. Örgüt adına suç işleme suçu yönünden bir boşluk oluşmamıştır", (9. CD 11/02/2013 tarih ve 2012/3943-2065 E/K sayılı kararı).
"Silahlı terör örgütü faaliyetinde kullanılmak üzere bulundurulan 12 adet molotof kokteyli TCK 315 maddesindeki suçu oluşturur", (9 CD. 15/01/2013 tarih ve 2012/8870-663 E/K sayılı kararı)
"Önceden eylem planları yaparak örgüt adına gösteri yürüyüşlerini organize edip molotof kokteyllerini temin eden ve bu molotof kokteyllerini 3. kişilere veren sanıkların örgüt üyesi olarak kabul edilmesi gerektiği" (9 CD 10/01/2013 tarih ve 2012/6852-511 E/K sayılı kararı)
"Terör örgütü yöneticileri, örgüt üyelerine verdikleri talimatlar nedeniyle işlenen suçlarda, TCK'nın 38. maddesi değil, 37/1 maddesi gereğince sorumludur", (9 CD. 10/01/2013 tarih ve 2011/7343-514 E/K sayılı kararı)
"4 ayrı örgüt mensubunun cenaze törenine katılan sanığın örgüt üyesi olduğu kabul edilemez", (19/12/2012 tarih ve 2012/16599-15350 E/K sayılı kararı)
2- Silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesinde;
Tüm dosya kapsamına göre suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanıkların terör örgütünün eylem çağrısı doğrultusunda yasa dışı gösteriye katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işledikleri anlaşılmışsa da, terör örgütü adına işlenen suçun tarihi de dikkate alınarak hükümden sonra 25.07.2010 tarih ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen 2911 sayılı Kanunun 34/A maddesinde yer alan "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak direnme suçunu veya katıldıkları toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında propaganda suçunu işleyen çocuklar hakkında bu suçlara bağlı olarak ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme karşısında Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle gerekçesi yanlış ancak sonucu doğru olan beraata ilişkin hükmün ONANMASINA,
3- Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanıklara yüklenen suçun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında; ayrıca hükümden sonra 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 8. maddesi ile CMK'nın 250. maddesine eklenen 4. fıkra ile yine hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 75. maddesiyle değişik 3713 sayılı Kanunun 10. maddesinin son fıkra hükmü de dikkate alınarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinin gerekmesi, (9. C.D, 19.12.2012 tarih ve Esas No:2010/16577-Karar No: 2012/15349)
"Sanıkların yakalanmadan önce bulundurdukları el bombaları ve roket atarlar nedeniyle tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçundan TCK'nın 302/2. maddesi yollamasıyla TCK'nın 174. maddesi uyarınca cezalandırılmaları için zamanaşımı içerisinde her zaman dava açılması mümkün görülmüştür.
1- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yaş indiriminin, TCK'nın 302/1. maddesi ile belirlenen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerinden yapıldığı dikkate alındığında, TCK'nın 31/3. maddesinin ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezası dışındaki cezalar için uygulanma imkanı bulunan son cümlesinin uygulanması suretiyle cezanın 12 yıla indirilerek eksik tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Güvenlik güçlerince yapılan arazi arama ve tarama faaliyeti sırasında kamufle edilmiş girişinden şüphe edilen ve çok katlı olup muhtelif giriş ve çıkışları bulunduğu anlaşılan mağaraya yaklaşıldığı, giriş mahâllinde dört adet şarjörü takılı ve tam dolduruşta kaleşnikof silahların fark edildiği, nöbet mahâllinde olan ve silahlardan uzakta bulunan Herekol (K) adlı örgüt mensubunun teslim olmayıp mağara içine doğru kaçıp diğer örgüt mensuplarına haber verdiği,
Mağara içine doğru ilerleyen güvenlik güçlerinin eksi ikinci katta RPG- 7 roket atar ve sevk fişekleri, anti personel roketatar ve kaleşnikof tüfek gibi silahlar, CD/DVD oynatıcı, dizüstü bilgisayar, televizyon ve örgütsel dokümanlar gibi malzemelere rastladıkları, mağara içinde iç içe geçen odalarda örgüt mensuplarına ait diğer malzemeleri buldukları, bu mahâlden aşağıya mağaranın derinliklerine doğru yapılan arama sırasında sanık U.D'nin bir çukurun içerisine gizlenmiş ve naylonlar ile örtünmüş biçimde üzerinde iki şarjör ve el bombası ile yakalandığı, bu sırada el bombasına davranan sanığın güvenlik güçlerince engellendiği, sanığın bu mahâlde Herekol (K)'nın uyarısı üzerine uzakta bulunan silahını almaya fırsat bulamadan kaçıp saklandığının anlaşıldığı, yakalanması üzerine sanığın mağara içerisinde altı örgüt mensubunun olduğunu bilmesine rağmen üç örgüt mensubu olduğunu bildirerek güvenlik güçlerini yanılttığı,
Sanık U.D'nin teslim alınmasından yarım saat sonra sanık A.V'nin saklandığı mahâlden bir ip yardımı ile ve silahsız olarak yukarıya çekildiği sırada kendisini çeken güvenlik görevlisinin silahına sarılıp almak istediği, müdahâle edilerek engel olunup kontrol altına alındığı,
Bu iki örgüt mensubunun teslim alınmasından on beş dakika sonra başka dosya sanığı Kemal (K) M.S.'nin teslim alındığı,
Bu aşamadan sonra güvenlik güçlerinin sanık U.D'yi yanlarına alarak mağara içinde kontrollere devam ettikleri sırada, mağaranın en derin mahâllinde kayalık arkasına saklanan Demhat (K) adlı örgüt mensubuna rastladıkları ve "teslim ol" çağrısında bulunulduğu, elindeki silahı bırakan örgüt mensubunun aynı anda güvenlik güçlerinin üzerine doğru el bombası atması ve bir güvenlik görevlisinin yaralanması nedeniyle mağarada meydana gelen çatışma nedeniyle mağaranın çökerek kapandığı ve bu örgüt mensubunun ele geçirilemediği, ayrıca iki örgüt mensubunun daha mağara içinde mevcudiyetleri bilinmesine rağmen yakalanamadıkları, sanıkların ani gelişen operasyon ve silahlarından uzakta bulunmaları nedeniyle silahlarını almaya fırsat bulamadıkları, Demhat (K)'nın el bombası kullanması nedeniyle mağaranın çökmesinde görüldüğü gibi el bombası ve diğer patlayıcıların mağara içerisinde kullanılmasının risklerini bildikleri, olayın meydana geliş biçimi operasyonun gerçekleştirildiği ortam ve süreç, sanıkların teslim olmaya yönelik bulunmayan, aksine eylem ve fikir birliği içerisinde çok iyi bildikleri mağara imkânlarını da kullanarak güvenlik güçlerini tuzağa düşürüp öldürmeyi hedefleyen ve bizzat öldürmeye matuf el bombasına davranma, silaha sarılma ve Demhat (K) adlı örgüt mensubunun gerçekleştirdiği el bombası atarak yaralama şeklindeki eylemine zemin hazırlama fiillerinin mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün amaçladığı suçun gerçekleştirilmesine yönelik vahamet arz eder nitelikte bulunduğundan, mahkemenin hukuki nitelendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup tebliğ namenin bu husustaki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıda belirtilen husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesine göre çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 2 numaralı hükmün 8 numaralı bendinden "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin TCK'nın 52/4. maddesi son cümlesi gereğince suça sürüklenen çocuklara ihtarına" ibaresi çıkartılarak, yerine "adli para cezasının ödenmemesi hâlinde Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin 4 ve 11. fıkraları gereğince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılmasına" ifadesi eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA", (9. C.D,
17.12.2012 tarih ve Esas No: 2012/10655-Karar No: 2012/15446)
"Terör örgütü adına aldığı eylem kararını plana dönüştürüp eylemi gerçekleştirecek yaşı küçük çocukları ikna eden ve onları suçta kullanan sanık örgüt hiyerarşisi dışında bu eylemleri gerçekleştiremeyeceğinden örgüt üyesi sayılır",
(27/11/2012 tarih ve 2012/10036-13760 E/K sayılı kararı)
"Silahlı terör örgütünden yurt dışında aldıkları görev kapsamında, örgütçe hazırlanıp mühürlenen 300.000 $ bedelli makbuz ve içeriğini bildikleri örgütsel amaçlı mektupla Türkiye'ye gelen sanıkların, mağdura ait otele bu senedi tahsil amacıyla gittikleri, mağduru bulamamaları üzerine makbuz ile mektubu otel müdürüne bıraktıkları, sonrasında iki kez bizzat gitmek iki kez de sanık O.O'nun telefon etmesi suretiyle, mektubun mağdura iletilmesi amacıyla otel müdürünü zorladıkları, sanık O.O'nun zarfın mağdura iletilmemesi hâlinde "mağdur ve kendileri için iyi olmayacağını" söyleyerek eylemin örgütsel boyutunu da öne çıkararak tehditte bulunduğu,
14.05.2009 tarihinde sanık O.O'nun otel içinde ve sanık M.T'nin de otel önünde makbuzun tahsili amacıyla gittikleri sırada ayrı ayrı yakalandıkları anlaşılmakla; fiil üzerinde eş zamanlı olarak hâkimiyet kurup birlikte gerçekleştiren sanıkların, silahlı terör örgütü adına doğrudan Berna Köklü'ye ve dolaylı olarak da mağdurlar M.A. ile M.A'ya yönelttikleri cebir ve tehdit ile örgütün belirlediği bedeli tahsil etmeye kalkışmaları biçimindeki, örgütün amaçladığı suçun işlenmesine elverişli, vehamet arz eden yağmaya teşebbüs eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 302/1, 149/1-c-d-f-g, 35/2, 37/1. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağı, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 17.09.2012 tarih ve Esas No: 2012/4071-Karar No: 2012/9480)
"Sanık H.K'nin birden fazla kişi ile birlikte U.Y'yi hukuka aykırı olarak cebir ve tehdit kullanarak hürriyetinden yoksun bırakmak ve sorgulayarak silahla tehdit edip kasten yaralamak biçimindeki eylemlerinin tüm dosya kapsamından anlaşılan saikı, işleniş şekli ve amacı karşısında, silahlı terör örgütü adına işlendiği ve silahlı terör örgütü PKK'nın amaçladığı suçun işlenmesi bakımından elverişli nitellikte olup vahamet arz eden bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunmakla birlikte eylemler ayrıca bir bütün olarak TCK'nın 302/1-2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık Ç.A. hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanığın diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesiyle TCK'nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik karşısında; sanık Çayan Alp'ın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, (9.C.D, 17.09.2012 tarih ve Esas No: 2012/722-Karar No: 2012/9478)
Sanığın, silahlı terör örgütü adına suç işlediğinin ortaya konulması bakımından kabule dayanak alınan ve emniyet müdürlüğünün fezlekesinde yer alan eylem çağrılarına ilişkin yayınların araştırılarak onaylı bir suretinin dosyaya konulması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 13.06.2012 tarih, Esas No: 2012/4213-Karar No: 2012/7642)
Örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan kuruluşların iddia ve kabul olunan 30.11.2009, 01.12.2009 ve 04.12.2009 tarihli çağrılarının örgütün kurucusunun cezaevi koşullarını protesto etme amacına yönelik olduğu, 15.12.2009 tarihli olay tutanağın da ise sanığın katıldığı eylemin DTP (Demokratik Toplum Partisi)'nin Anayasa Mahkemesi kararı ile kapatılmasını protesto etmek amacıyla gerçekleştirildiğinin belirtilmesi karşısında; silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteri yürüyüşünün örgütün talimatıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu hususta örgütsel çağrı yapılıp yapılmadığı yeterince araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.06.2012 tarih,
Esas No: 2011/10694-Karar No: 2012/7517)
Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanığın örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek yakıcı nitelikte silah sayılan 41 adet molotof kokteyli ile 32 adet havai fişeği naklettiği sırada yakalandığının anlaşılması karşısında, eyleminin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan silahlı örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 05.06.2012 tarih, Esas No: 2012/3794-Karar No: 2012/7235)
Üniversite öğrencisi olan sanığın, adına gönderilmiş silahlı terör örgütünün propagandası niteliğindeki çok sayıda yazı ve fotoğraf içeren dergileri teslim almak üzere kargo şirketine gelip teslim fişini doldurması ve bu dergileri taşımak üzere araç temin etmek için dışarıya çıktığında takip sonucu kollukça yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, derginin dağıtımının henüz yasaklanmamış olmasından hareketle delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 04.06.2012 tarih, Esas No: 2011/7694-Karar No: 2012/7230)
İddia, oluş ve tüm dosya kapsamına göre; silahlı terör örgütü PKK tarafından karar verilip, örgüte müzahir yayın organları, internet siteleri ve haber ajansları tarafından duyurulan kampanya çerçevesinde "...eğer sayın olarak hitap etmek suç ise ben de Sayın Abdullah ÖCALAN diyorum ve bu suçu işleyip kendimi ihbar ediyorum ..." ibarelerini içeren dilekçeleri imzalatarak topladıkları iddia ve kabul edilen sanıklar A.B., İ.K. ve A.B. ile aynı kapsamda toplanan çok sayıdaki dilekçeyi PTT şubesi aracılığı ile Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderip bu faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak için kayda alıp Roj TV'nin ana haber bülteninde yayınlanmasını sağlayan sanıklar B.T.,
S.G., F.A., A.S. ve M.Ş.Y'nin maddi nitelik de taşıyan bu eylemlerinin bir bütün hâlinde silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 04.06.2012 tarih ve Esas No: 2010/15798-Karar No: 2012/7455)
"Sanığın aşama beyanları, Genelkurmay Başkanlığının gönderdiği 05.03.2010 tarihli cevabı yazı ile ekindeki sınır ötesi operasyonları gösteren çizelge ve tüm dosya kapsamından, sanığın 1992 ve 1997 yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri ile IKDP güçlerinin birlikte düzenledikleri operasyonlarda silahlı terör örgütü PKK ile girilen çatışmalarda yaralandığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi kapsamında kaldığı, hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, aleyhe temyiz bulunmaması ve yargılamanın geçirdiği safahat ve süre dikkate alınarak bozma nedeni yapılmamıştır. 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. ONANMASINA",
(9.C.D, 04.06.2012 tarih, Esas No: 2011/10391-Karar No: 2012/7223)
1- Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 tarih ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." hükmüne yer verildiği, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin
6. fıkrasında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." biçiminde düzenlemelerin amaç, kapsam ve gerekçesi bir bütün hâlinde ele alınıp değerlendirildiğinde, sanığın örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin eylem çağrısı üzerine organize edilen 22.03.2008 tarihindeki yasadışı gösteriye katılıp silahlı terör örgütünün propagandasını yaparak görevlilere direndiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, yasadışı gösteriye zemin teşkil eden eyleme ilişkin olarak legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının, sanığın suç kabul edilen eylemlerinin işleniş şekli ve niteliği de nazara alındığında tek başına suçun örgüt adına işlenmediği şeklinde yorumlanamayacağı bu nedenle sanığın TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği gözetilmeden tayin olunan cezadan 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca arttırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini, (9.C.D, 22.05.2012 tarih, Esas No: 2010/7131-Karar No: 2012/6597)
"İddianamenin kapsamı, suç tarihi, oluş şekli ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 302/1. maddesinin düzenleniş biçimi nazara alındığında, içerisinde şoför bulunan belediye otobüsüne molotof kokteyli atarak yanmasına sebebiyet veren sanığın, öldürmeye teşebbüs şeklinde sübuta eren, silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vahamet arz eden eylemi nedeniyle, hakkında TCK'nın 302/1-2, 82, 35. maddeleri uyarınca da dava açılması temin edildikten sonra her iki dava birleştirilip deliller bir bütün olarak değerlendirilerek ve geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 21.05.2012 tarih, Esas No:2012/2157- Karar No: 2012/6593)
Sanıklar H.A. ve H.B'nin terör örgütü propagandası yapan sanıklara evlerini tahsis etmeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK'nın 220/7 ve 314/3. maddeleri delaletiyle 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, temel cezanın alt sınırdan tayin edilmiş olması ve anılan maddedeki atıf ile TCK'nın 314/3, 220/6-7. maddelerinde tanımlanan suçların silahlı terör örgütüne üye olma suçu olarak değerlendirilecek olması karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 21.05.2012 tarih, Esas No: 2012/443-Karar No: 2012/6592)
"14.08.2006 tarihli ihbar tutanağı, ev arama tutanağı, sanığın yurtdışı giriş çıkış kayıtları, örgüt üyeliğinden yargılandığı Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/333 Esas - 2009/369 Karar sayılı dava dosyası, katılanın beyanları, teşhis tutanakları ve tüm dosya kapsamından; silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın, mahkeme tarafından da kabul olunan, 12.08.2006 tarihinde silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda, açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen başka bir şahısla birlikte, örgüte para yardımı yapmaması nedeniyle katılana yönelik olarak işlediği yağmaya teşebbüs suçunun, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında TCK'nın 302. maddesinde belirtilen amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli araç suç niteliğinde olup üzerine atılı Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun sübuta erdiği, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi", (9.C.D, 14.05.2012 tarih, Esas No: 2012/910-Karar No: 2012/6144)
2- Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize
gelince,
Öldürmeye teşebbüs edilen mağdurların altısının sivil vatandaş olmasına rağmen, uygulama yapılırken TCK'nın 82/1-g maddesinin 9 kez uygulanmasına karar verilmesi, sonuç cezanın değişmemesi karşısında bozma nedeni yapılmamıştır,
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında, mağdurlar M.K., Ş.İ., S.Ş., S.Ç., B.K.ve M.Ç'ye yönelik tasarlayarak ve bombalama suretiyle, mağdurlar F.K., C.K. ve Ramazan Şahin'e yönelik, tasarlayarak, yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs suçundan uygulama yapılırken, terör amacıyla kasten öldürme suçunun, suçun yalın şekline göre nitelikli hâl olduğu dikkate alınarak TCK'nın 61/4. maddesi uyarınca, hükmedilen cezanın önce 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca arttırılması, sonra da TCK'nın 61/5. maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle indirilmesi gerektiği gözetilmemek suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, yukarıda sayılan mağdurları nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili F-1 bölümünün (2), (3) ve (4) fıkralarının hükümden çıkarılması, yerlerine; "(2) 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca cezanın 1/2 oranında artırılması gerekiyor ise de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının arttırılması mümkün olmadığından bu maddenin uygulanmasına yer olmadığına,
Dostları ilə paylaş: |