Allame Muhammed Şefi Hocaefendi'nin te'lifi olan Tasrih'ten bazı ufak tefek şeyleri ayırarak aktarıyoruz:
Deccal'ın Hz. İsa (a.s)'nın inişinden önce ortaya çıkması
Deccal Şam'la Irak arasından çıkar.
Deccal'in Alametleri ve Özellikleri
1- Kaşlarının arasında 'ke-fe-re' şeklinde 'kafir' yazılıdır.
2- Sol gözü kördür.
3- Sağ gözünde de ağır bir katarakt vardır.
4- Dünyanın her yöresini dolaşır.
5- Yeryüzünde Mekke ve Medine hariç şerrinden korunmuş bir yer kalmaz.
6- Mekke ve Medine'nin girişlerini melekler korur ve Deccal oralara giremez.
7- Melekler onu Mekke ve Medine'den attıktan sonra kızıl tepeciklerden çorak arazinin bittiği yerde ikamet eder.
8- Medine arazisinde münafıkları çıkaracak depremler olur. Bunun üzerine münafıkların erkekleri ve kadınları Deccal'e katılırlar.
9- Yanında birine cennet, ikincisine cehennem dediği iki nehir vardır. Cennet denilene daldırılan (bilmelidir ki) o cehennemdir. Cehennem denilene daldırılan ise (bilmelidir ki) o cennettir.
10- Kulaklarının arası 40 zira olan bir eşeğe biner.
11- Yanında insanlara konuşacak şeytanlar bulunur.
Büyük Deccal'in Halleri
1- Buluta emreder, yağmur yağdırır.
2- İsterse yeryüzü kurakladır, çoraklaşır.
3- Anadan doğma amaları ve baras hastalarını iyileştirir.
4- Yeryüzü definelerine emreder de çıkıp onun peşine takılırlar.
5- Bir genci öldürür. Onu kılıçla ikiye biçer. Sonra çağırır. Ölen genç, dirilerek ve gülerek gelir.
6- Onunla birlikte yetmiş bin yahudi vardır. Hepsinin süslü ve sac ağacından kabzalı kılıçları bulunur.
7- İnsanlar üç guruba ayrılırlar: Ona uyacak bir gurup, babalarının yurduna iltihak edecek olan bir gurup ve onunla Fırat Nehri kıyısında savaşacak bir gurup.
8- Müslümanlar Şam beldelerinde toplanırlar ve ona karşı bir öncü askeri birlik yollarlar.
9- Bu birlikte ala ata binmiş bir süvari vardır. Birliktekilerin hepsi öldürülür, içlerinden biri bile geri gelmez.
10- Deccal, Mesih (a.s)'e baktığında, tuzun suda eridiği gibi erir.
11- İşte o zaman bütün yahudiler bozguna uğrar.
Kıyâmet
Kıyâmet; lugatta kalkmak, dikilmek, ayaklanmak anlamına gelen kıyâmet; bir terim olarak, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen şeylerin yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi demektir. Bu durumda kıyâmet genel bir ölümden sonra genel bir dirilişi kapsamaktadır. 320
“Sana kıyâmet saatinden, onun ne zaman gelip çatacağından soruyorlar. De ki: ‘Onun ilmi (bilgisi) ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O’ndan başkası açıklayamaz.’ O, göklerde de, yerlerde de ağır gelmiştir. O, size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi ancak Allah’ın katındadır’ ama insanların çoğu (bunu) bilmezler.” 321 Daha önce de belirttiğimiz gibi, (görevli melek İsrafil tarafından)
“Artık sura tek bir üfürülüşle üfürüleceği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılacağı, ardından da tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olacağı zaman işte o gün, vâkıa (bir gerçek olan kıyâmet) artık vuku bulmuştur.” 322
“O, gün (kıyâmet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner” 323
“Güneş katlanıp dürüldüğünde,
Yıldızlar kararıp döküldüğünde,
Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde
Gebe develer (başı boş) salıverildiğinde,
Vahşi hayvanlar toplanıp bir arada kaldıklarında,
Denizler kaynatıldığında,
Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,
Diri diri toprağa gömülen kızlara, ‘suçunuz neydi, hangi günah (kabahat) sebebiyle öldürüldünüz?’ diye sorulduğunda
(Amellerin yazılı olduğu) defterler getirilip açıldığında,
Gökyüzü kazılıp yerinden oynatıldığında,
Cehennem tutuşturulduğunda ve Cennet hazırlanıp yaklaştırıldığında
Her kişi (hayır ve şerden ) neler yapıp getirdiğini öğrenmiş olacaktır.” 324
“İşte o gün kıyâmet kopmuştur.” 325 “Sura üflenince Allah’ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde kim varsa düşüp ölmüş olacaktır. Sonra (sura) bir daha (ikinci kez) üflenince (ölüler dirilecek) ayağa kalkıp bakakalacaklardır.” 326
“O, (Allah) ölüleri diriltecektir, O, her şeye kadirdir.” 327
“O gün hesap için huzura getirilirsiniz. Size ait hiçbir şey gizli kalmaz.” 328
“Şüphesiz hesap ve ceza da mutlaka gerçekleşecektir.” 329
“Bu gün herkese (dünyada) kazandığının karşılığı (ceza ve ödül olarak) verilir. Bu gün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.” 330
Kâinatı yoktan var eden Allah Teâlâ, yok etmeye kadirdir. İnsanın yaşaması ve ölmesi ve tekrar diriltilmesi ve hesaba çekilmesi, insanların yaratılış gayesi olduğunu Rabbimiz âyet-i kerimede bildirmektedir.
“O (öyle yüce Allah) ki, hanginizin daha güzel (iyi) iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.” 331
Allah’a kulluk görevlerini yerine getirip getirmediğinin ortaya çıkması için, hayat ve ölümün bunun için olduğunu Yüce Allah bildirmektedir.
Kıyametin Zamanı
Kıyamet ne zaman kopacaktır? Bu suali Cebrai Aleyhisselâm kimsenin tanımadığı bir insan şeklinde gelerek Peygamberimizle konuştuğu zaman sorduğunda, Peygamberimiz: "Sorulan, sorandan daha bilgili değildir (Ben de senden fazla bir şey bilmiyorum") cevabını vermiştir.
İmam Tirmizî'nin naklettiği bir hadiste peygamberimiz: "Nasıl huzur duyar ve lezzet bulabilirim ki İsrafil ağzını sura dayamış, kulak vermiş izin bekliyor. Ne zaman nefha emredilirse o zaman üfürecektir" buyurur.
İşte yaratılanlar arasında, şayet bilen olsaydı, bilmesi imkânı olan üç büyük varlık:
a) Vahiy meleği Cebrail,
b) Sur üfürmekle vazifeli İsrafil,
c) Var olan şey kendi hürmetine yaratılan ve şeriatı kıyamete kadar devam edecek olan Rasûlüllah.
Bu mevzuda bu üçünün bilmediğini Allah Teâlâ'dan başkasının bilmesi imkân dahilinde değildir.
Enes b. Mâlik (r.a.) diyor ki: Bir adam, Peygamber Aleyhisselâm'a;
"Kıyamet ne zamandır yâ Rasûlallah?" diye sordu. Peygamberimiz:
"Onun için ne hazırladın?" buyurdu.
"Ona bol bol namaz, oruç ve sadaka hazırlamış değilim. Ancak ben Allah'ı ve Rasûlünü seviyorum." dedi.
"Sen sevdiğinle beraber olacaksın." buyurdu. 332
Bir âyet-i kerimede şöyle buyurulur:
"Senden Kıyametin sübût ve vukûunun ne zaman olacağını sorarlar. De ki: Onun ilmi Rabbimin yanındadır. Onun vaktini de kendinden başkası açıklayamaz."333
Bütün bu naklettiklerimizden çıkan iki sonuç vardır:
1- Kıyametin ne zaman kopacağı, sadece Allah Teâlâ'nın bileceği bir sırdır. Kendinden başkasının bu hususta en küçük malûmatı yoktur.
2- Kıyamet günü verilecek hisab için hazırlıklı bulunmak, onun zamanının bilinmesinden daha önemlidir. İnsana düşen, onun zamanı hakkında ulaşamıyacağı bir bilgi için zihnini meşgul etmekten ziyade o günde kendine faide verecek amellere devam etmektir.
Dostları ilə paylaş: |