Malatya sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması



Yüklə 5,65 Mb.
səhifə22/37
tarix30.12.2017
ölçüsü5,65 Mb.
#36479
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37

1999 yılında Türkiye genelinde özel sektöre, toplam 2.968 adet projeye 4.727.923 milyar TL yatırım teşviki verilmişken, Sivas’a 3'ü tarım, 7'si imalat, 1'i madencilik ve 7'si de hizmetler sektörlerinde olmak üzere 26 adet projeye toplam yatırım tutarı 10.386 milyar TL özel sektör yatırım teşviki verilmiştir.



7.6.6. Malatya İçin Oluşturduğu Potansiyel


  • Sivas, tarım ve hayvancılık ağırlıklı yapısı ile kurulacak sanayi yatırımları için bitkisel ve hayvansal kaynaklı hammadde temin edebilecektir,




  • GSYİH’nın ve fert başına milli gelirin iyi olmaması sebebiyle cazip bir pazar olamayacaktır.




8.




YATIRIM ORTAMI







8.1.

Mevcut Durum


8.1.1.

Coğrafi Durum

8.1.2.

Demografik Durum

8.1.3.

Altyapı İmkanları

8.1.4.

Tarımsal Yapı ve Hayvancılık

8.1.5.

Sanayi

8.1.6.

Ticarette Durum

8.1.7.

Sosyo-Ekonomik Durum

8.2.

Yatırım Ortamının İrdelenmesi

8.2.1.

Gelişim Bileşenlerinin Bulunabilirlikleri

8.2.2.

Sektörel Yeterlilikler

8.3.

Doğu Anadolu Projesi (DAP)

8.3.1.

Plan Bölgesinin Bazı Göstergeleri ve Özellikleri

8.3.2.

Ana Planın Amaçları ve Hedefleri

8. YATIRIM ORTAMI
Malatya'da yatırım yapmayı planlayan yatırımcıları bekleyen yatırım ortamının özellikleri, avantaj ve dezavantajları ile gelişim bileşenleri bu bölümde ele alınmıştır.
Yatırım ortamı irdelenirken birinci bölümde, coğrafi ve demografik yapıdan tarım ve sanayiye, altyapıdan gelir seviyesine kadar yatırımları doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen mevcut durumla ilgili bütün faktörler ortaya konulmuş ve ikinci bölümde de gelişim bileşenlerinin bulunabilirlikleri incelenmeye çalışılmıştır.

8.1. MEVCUT DURUM
Bu bölümde, yatırım ortamının unsurları olan coğrafi ve demografik yapıdan tarım ve sanayiye, altyapıdan gelir seviyesine kadar yatırımları doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bütün faktörler artı veya eksileri ile birlikte ortaya konulacaktır.

8.1.1. Coğrafi Durum


  • Malatya Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat Havzasında yer almakta olup, doğuda Elazığ İle Diyarbakır, güneyde Adıyaman, batıda Kahramanmaraş, kuzeyde Sivas ve kuzeydoğuda ise Erzincan illeri ile çevrilidir.




  • Merkez İlçe, Battalgazi, Doğanyol, Kale, Pötürge ve Yeşilyurt ilçeleri 1. derece, diğer ilçeler ise 2. derece deprem kuşağı içerisindedir.




  • Yüzölçümü 11.776 km2 olan Malatya, biri merkez ilçe olmak üzere toplam 14 ilçe, 494 köy, 40 kasaba ve 54 beldeden meydana gelmiştir.




  • Yüzölçümü büyüklüğü bakımından Türkiye'nin 23. büyük vilayeti durumundadır.




  • Güneydoğu Toroslarının kolları Malatya’nın güneyini doğu-batı yönünden baştan başa kaplar.




  • Beydağı, Göldağı, Kepez Dağı, Korudağ, Leylek Dağı ve Akçadağ ilin önemli dağlarını meydana getirir.




  • Başlıca ovaları; Malatya Ovası, Akçadağ Ovası, Doğanşehir Ovası, Yazıhan Ovası ve Sürgü Ovası’dır.




  • Fırat Nehri, Tohma Çayı, Kuruçay ve Sürgü Çayı en önemli akarsulardır.




  • Genellikle karasal iklim şartları görülmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve sert geçmektedir. Ancak Malatya ovasında Akdeniz iklimine yakın bir iklim tipi gözlenmektedir.


8.1.2. Demografik Durum


  • 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusu 853.658 kişidir. Bu nüfusun 499.713’ü şehirlerde, 353.945’i ise bucak ve köylerde yaşamaktadır.




  • Nüfusun ilçelere göre dağılımı incelendiğinde, toplam nüfus açısından Merkez ilçe, Doğanşehir, Darende, Akçadağ, Hekimhan ve Yeşilyurt'un diğer ilçelerden tamamen ayrıldığı dikkati çekmektedir.

  • 1990 yılında 57 kişi/km2 olan nüfus yoğunluğu, 2000 yılına gelindiğinde 72 kişi/km2 olarak artma eğilimi göstermiştir.




  • Merkez İlçe, Battalgazi ve Yeşilyurt ilçelerinin ilin ortalama nüfus yoğunluğu olan 72 kişi/km2'nin üzerinde bir yoğunluğa sahip olduğu görülmektedir.




  • 1990 yılından 2000 yılına gelindiğinde Akçadağ, Arapgir, Arguvan ve Pötürge ilçelerinin toplam nüfuslarında azalmalar görülmüştür. Başka bir ifade ile bu ilçeler dışa göç vermişlerdir.




  • 1990 yılında nüfusun % 54'ü il ve ilçe merkezlerinde, % 46'sı ise bucak ve köylerde yaşarken, 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre bu oran kentleşme anlamında artış göstererek % 59’u il ve ilçe merkezlerinde, % 41'i ise bucak ve köylerde yaşamaya başlamıştır.




  • 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre, Malatya’nın nüfus artış hızı ‰ 19,22’dir. Bu değer ‰ 18,34 olan Türkiye ortalamasından yüksektir.




  • İl ve ilçe merkezlerinin yıllık nüfus artış hızı ‰ 30,25’lik bir artış göstermiştir. Bucak ve köylerde yaşayanların nüfus artış hızları ise, ‰ 5,46 olarak gerçekleşmiştir.




  • Türkiye genelinde olduğu gibi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Malatya’da da şehirleşme oranı yüksektir.




  • Sanayileşmeye paralel olarak özellikle Merkez İlçeye ilginin artması içe olan göçe sebebiyet vermiştir.




  • Kırsal kesimdeki tarımsal gelirlerin azalması ve ekonomik endişelerin var olması merkeze doğru göçü hızlandırmıştır.




  • Bazı çevre illerdeki işsizlik oranının artması, ilin göç alma sebeplerinden birini oluşturmaktadır.




  • Zorlaşan hayat şartları, kentlerin çekiciliği, kırsal kesimdeki teknolojinin azlığı, eğitim, kentlerdeki iş imkanlarının daha fazla olması vb. sebeplerle özellikle kırsaldan merkeze doğru göçün yaşanılmasına sebep olmuştur.




  • İktisaden faal nüfusun % 63,9’u tarım, % 6,7’si imalat ve aynı şekilde % 15,4’ü de toplum hizmetleri sektörlerinde çalışmaktadır.




  • İşsizlik en önemli problemlerden biri olarak görülmektedir.



8.1.3. Alt yapı İmkanları


  • Malatya, gelişmiş büyük şehirlerimize ve özellikle sanayinin yoğun olduğu Marmara Bölgesine uzak bir mesafededir.




  • Ülkemizdeki tüm yerleşim birimleri ile karayolu bağlantısı bulunmaktadır.




  • Hava yolu ulaşımı bulunmaktadır.




  • Demir yolu ulaşımı bulunmaktadır.




  • Malatya, doğu illerinin ulaşım merkezi olması ve Doğu Anadolu'dan Akdeniz ve Güneydoğuya giden yolların da geçiş merkezinde bulunması sebebi ile kara yolu ulaşım ağı gelişmiş durumdadır.

  • İl sınırları içerisinde 484 km’si devlet yolu ve 560 km’si ise il yolu olmak üzere toplam 1.044 km yol uzunluğu bulunmaktadır.




  • Yolların % 88'i sathi kaplama, % 10'u toprak ve geçit vermez yol ve kalan % 2'si ise stabilizedir.




  • Kara yolu ile ulaşımdaki en uzak yerleşim alanı Arapgir, Kuluncak ve Darende ilçeleridir.




  • Köy Hizmetleri sorumluluğunda olan yolların toplam uzunluğu 6.367 km'dir.




  • Bu yolların % 36'sı stabilize yol, % 43'ü tesviye yol, % 16'sı asfalt ve geriye kalan % 5'i ise ham yol şeklindeki yollardan meydana gelmiştir.



  • Bu yollardan 168 köy yolu asfalt, 257 köy yolu stabilize ve 51 köy yolu ise tesviye şeklindedir.




  • Demir yolu ağı; doğu, batı, kuzey ve güneyi birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görmektedir.




  • Malatya dahilindeki demir yolu ağı toplamı 237 km olup, ülke genelindeki demir yolları ağının %3`ünü teşkil etmektedir.




  • Malatya'da sivil hava alanı bulunmamaktadır. Sivil hava taşımacılığı il merkezine 35 km. uzaklıkta bulunan Erhaç askeri hava alanı ile gerçekleştirilmektedir.




  • Bütün yerleşim birimleri ile tam otomatik telefon görüşmesine açıktır.




  • Telefon hat kapasitesi doluluk oranı % 87'dir.




  • Elektrik enerjisi ihtiyacı ulusal enerji sisteminden sağlanmaktadır.




  • Enerji darboğazı bulunmamaktadır.




  • Elektrik enerjisinde şebeke kaybı oranının % 18,7 olması olumsuzluk olarak değerlendirilmektedir.




  • Elektrik enerjisinin götürülemediği hiçbir yer bulunmamaktadır.




  • Enerji Nakil Hatları (ENH) ve Enerji İletim Hatlarında (EİH) herhangi bir problem olmamakla birlikte bakım çalışmaları programlar dahilinde yapılmaktadır.




  • Kişi başına düşen net elektrik enerjisi tüketimi 832 kWh'dir.




  • Toplam enerji tüketimi içerisinde sanayi sektörünün kullanmış olduğu elektrik enerjisi, % 45'lik bir oran ile ilk sırayı almaktadır.




  • Sanayi sektöründe; gıda ve tütün sanayi ile tekstil ve giyim sanayinin elektrik enerjisi tüketimi, toplam elektrik enerjisi tüketimi içerisinde % 41'lik bölümü meydana getirmektedir.




  • Türkiye ve Doğu Anadolu Bölgesinde olduğu gibi Malatya'da da toplam içinde en fazla elektrik tüketimi sanayi işletmelerindedir.




  • Sanayi sektörünün enerji tüketimi; Türkiye geneline göre düşük ve Doğu Anadolu Bölgesine göre ise daha yüksektir.

  • Elektrik enerjisinin tüketiminde ikinci büyük pay Türkiye genelinde olduğu gibi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Malatya'da meskenlerdedir.




  • İşletmede olan 3 hidrolik santralde 76 GWh/yıl enerji üretilmektedir.




  • Etüt programında yer alan veya önümüzdeki yıllarda ele alınacak olan projelerle birlikte inşaatı devam eden projelerin hayata geçmesi ile birlikte toplam 331 MW kurulu güç ve buna bağlı olarak da 1.461 GWh/yıl elektrik enerjisi üretilecektir.




  • Okuma ve yazma oranı % 97'dir.




  • Malatya, eğitim düzeyi yüksek olan illerimizden biridir.




  • Okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim okullarının dışında, üniversite de bulunmaktadır.




  • Çıraklık Eğitim Merkezi ve Halk Eğitim Merkezinin gibi eğitim kurumlarının var olması sanayinin nitelikli eleman ihtiyacına cevap verebilmesi açısından son derece olumlu bir gelişmedir.




  • Sosyal altyapının önemli bir unsurunu meydana getiren sağlık sektöründe, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi içerisinde önemli bir konumu bulunmasına rağmen genel olarak değerlendirildiğinde ihtiyacı karşılamadığı görülmektedir.



8.1.4. Tarımsal Yapı ve Hayvancılık


  • Tarım potansiyeli içerisinde, tarımsal etkinlikler hayvancılığa nazaran daha önemli bir yer tutmaktadır.




  • Toplam 1.231.306 hektarlık arazisinin 425.045 hektarı yani, % 34,5'i tarım alanı olarak kullanılmaktadır.




  • Tarım alanlarının 325.963 hektarlık yani, % 76,6'lık bir bölümü tarla tarımında kullanılmaktadır.




  • Sebze ve meyve tarımında kullanılan alanlar tarla tarım alanlarına göre daha küçük olmasına rağmen, meyve alanları küçümsenmeyecek orandadır.




  • 425.045 hektarlık tarım arazisinin sadece 212.531 hektarı sulanan arazi niteliğindedir.




  • Toplam tarım arazisinin ancak % 50'si ekonomik olarak sulanabilmektedir.




  • Sulama amaçlı baraj, gölet ve sulamaların tamamlanması halinde sulanabilen arazi miktarında, ürün çeşit ve verimliliğinde artışlar olacaktır.




  • Yerüstü su potansiyeli 1.756 hm3/yıl ve yer altı su potansiyeli de 75,5 hm3/yıl olmak üzere toplam su potansiyeli 1.832,1 hm3/yıldır.




  • 17,5 hektar doğal göl yüzeyleri, 16.282 hektar baraj rezervuar yüzeyleri, 7,5 hektar gölet rezervuar yüzeyleri ve 1.552 hektar da akarsu yüzeyleri olmak üzere toplam 17.859 hektar su yüzeyi potansiyeli bulunmaktadır.




  • Tarımsal üretim denilince tarla ürünleri ile birlikte meyvecilik öncelikli olarak karşımıza çıkmaktadır.

  • Tarla ürünleri üretiminin büyük bir bölümünü endüstriyel bitkiler ile tahıllar meydana getirmektedir.




  • Kayısı üretimi, ülke genelinde olduğu gibi dünya talebinin karşılanması anlamında da son derece önemli ve öncelikli olarak yer almaktadır.




  • Sebze üretiminde meyvesi yenilen sebzeler ilk sırayı almaktadır.




  • Meyve üretiminde taş çekirdekliler ilk sırayı almaktadır.




  • Taş çekirdeklilerden kayısı % 60 oranlarında Türkiye talebini tek başına karşılamaktadır.




  • Bitkisel üretim ve üretim değerleri incelendiğinde; tarla ürünleri üretimi toplam üretimin % 55'i, sebzeler % 9'u ve meyveler ise % 36 gibi bir değeri içermektedir.




  • Malatya tarımsal hasılası, Türkiye tarımsal hasılasının ‰ 1,2’sine karşılık gelmektedir.




  • Hayvancılık gelişmemiştir. Küçükbaş hayvan potansiyeli, büyükbaş hayvan potansiyeline nazaran daha fazla gelişmiştir.




  • Üretilen hayvansal ürünler içinde süt ilk sırada yer almaktadır.




  • Su ürünleri üretimi son yıllarda oldukça önem kazanmıştır.




  • Malatya'nın Türkiye canlı hayvan ve hayvansal ürünler hasılası içindeki payı % 1,5 kadardır.




  • Orman potansiyeli sınırlı olan bir ilimizdir.




  • İlin önemli orman alanları Pütürge, Doğanşehir, Hekimhan ve Arguvan ilçeleri sınırlarında bulunmaktadır.




  • İl toprakları içerisinde genel ormanlık alanlar toplamı 1.174.490 hektar olup, bu alan içerisinde % 10,4’lük bölüm ormanlık saha olarak karşımıza çıkmaktadır.




  • % 10,4'lük ormanlık sahanın ağırlıklı olarak % 8,7'si baltalık orman ve kalan % 1,7'lik kısmı da koru orman özelliği taşımaktadır.




  • Ülkemiz ormanlarının % 0,5’i ve Doğu Anadolu ormanlarının da % 6,3’ü Malatya'da bulunmaktadır.




  • Orman varlığı içerisinde ağaç türleri olarak; meşe, ardıç, kızıl çam, karaçam, sedir ve köknar bulunmaktadır.




  • Orman ürünleri üretiminde endüstriyel ve yakacak odun üretimi gerçekleştirilmektedir.



8.1.5. Sanayi


  • Ekonomisi ağırlıklı olarak sanayi, ticaret ve tarıma dayalıdır.




  • Sanayi; büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler şeklinde şekillenmiştir.




  • GSYİH’sı içerisinde sanayi sektörü ilk sırayı almaktadır.




  • Tam olarak faaliyette bulunan ve Bakanlığımız kredili 4 adet KSS bulunmaktadır.




  • Bakanlığımız kredili olmayıp özel kuruluş ve şahıslarca kurulan ayrıca 4 adet daha KSS bulunmaktadır.

  • Sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlayan OSB bulunmaktadır.



  • Biri arıtma projesi olmak üzere toplam 3 adet devam eden OSB projesi bulunmaktadır.




  • Faaliyette bulunan I. Organize Sanayi Bölgesi yatırımından sonra II. Organize Sanayi Bölgesi de girişimcilere tahsis edilecek duruma gelmiştir.




  • Sanayi yatırımları içerisinde tekstil ve gıda sektörüne yapılan yatırımların yoğunluğu dikkati çekmektedir.




  • Tekstil sektörünün yaratmış olduğu istihdam son derece önem arz etmektedir.




  • Toplam sanayi tesislerinin % 41'ini tekstil sanayi, % 22'sini gıda sanayi ve % 11'ini ise makina ve metal eşya sanayi oluşturmaktadır.




  • Sanayi tesislerinde istihdam edilenlerin % 79'u tekstil sanayinde, % 10'u gıda sanayinde ve % 10'u ise metal ve metal eşya sanayinde bulunmaktadır.




  • Sanayi işletmelerinin büyük bir çoğunluğu il merkezindedir.




  • Sanayi sektörü içerisinde gıda ve tütün sanayinin diğer sektörlere göre daha fazla katma değer meydana getirdiği görülmektedir.




  • Yarım kalmış 7 yatırım bulunmaktadır.




  • Darboğazda olan 22 sanayi tesisi bulunmaktadır.




  • Darboğazda olan tesisler genellikle, iç ve dış talep yetersizliği ile ağırlıklı olarak da işletme sermayesi yetersizliği nedeniyle problemler yaşamaktadır.




  • Çeşitli sebeplerle kapanan tesis sayısı 20’dir.




  • Maden kaynakları bakımından zengin potansiyele sahiptir.




  • İl sınırları içindeki en önemli yeraltı kaynağı demir yataklarıdır.



8.1.6. Ticarette Durum


  • Ekonomisinde ticaret sektörü, sanayi sektöründen sonra gelmektedir.




  • Ticaret sektörünün Malatya GSYİH’sındaki payı % 18,0 olup, GSYİH’ya katkısı 178.479.276 Milyon TL’dir.




  • Doğu Anadolu'nun diğer illeri gibi Malatya'da da iç ticaret ağırlıklı olarak tarıma dayanmaktadır.




  • İç ve dış ticaretinin başlıca konusunu tarım ürünleri, tarıma dayalı sanayi ürünleri ve tekstil ürünleri ile elektrikli makina ve cihazlar oluşturmaktadır.




  • Ticari ve ekonomik hayatı meydana getiren kuruluşlar olarak; Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Meslek Odaları ile Esnaf ve Sanatkarlar Odaları bulunmaktadır.

  • İlde 1.518 adet Limitet, 377 Anonim ve 62 kollektif şirket olmak üzere toplam 1.957 adet şirket faaliyet göstermektedir.




  • 1998 yılında Malatya'dan toplam 7.535.000 $ ihracat yapılmışken, 2000 yılına gelindiğinde ihracat % 48 artarak 11.175.919 $ olarak gerçekleşmiştir.




  • İhracatın Türkiye ihracatı içerisindeki oranı 1998 yılında ‰ 0,3 iken, 2000 yılında ‰ 0,4 olarak gerçekleşmiştir.




  • Toplam ihracatın % 78'ini tekstil ürünleri meydana getirmektedir.




  • 1998 yılında toplam 15.324.000 $ ithalat yapılmışken, 2000 yılına gelindiğinde ithalat % 158 artarak 39.442.306 $ olarak gerçekleşmiştir.




  • İthalatın Türkiye ithalatı içerisindeki oranı 1998 yılında ‰ 0,3 iken, 2000 yılında bu oran ‰ 0,7'ye yükselmiştir.




  • Toplam ithalatın % 54'ünü pamuk meydana getirmektedir.




  • Türkiye, Doğu Anadolu Bölgesi ve Malatya'da tasarruflar ağırlıklı olarak döviz tevdiatı şeklinde değerlendirilmektedir.




  • Banka kredilerinin sektörel dağılımı incelendiğinde, Türkiye ve Malatya'da ihtisas dışı krediler, Doğu Anadolu Bölgesinde ise ihtisas kredileri en yüksek orandadır.


8.1.7. Sosyo-Ekonomik Durum


  • Sanayi ağırlıklı bir sosyo-ekonomik yapı görülmektedir.




  • İlin sosyo-ekonomisinde ticaret ikinci ve tarım sektörü de üçüncü sırada yer almaktadır.




  • 1996 yılında DPT tarafından yapılan "İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması" araştırması sonuçlarına göre Malatya, -0,179552 puan ile sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından 38. sırada yer almaktadır.




  • İllerin 5 gelişmişlik düzeyine ayrıldığı aynı araştırmaya göre, 26 ilin yer aldığı 3. Derece Gelişmiş İller grubunda da 22. sırada yer almaktadır.




  • 1999 yılı sonu itibariyle “Kişi Başına GSMH Sıralamasına Göre İller” sıralamasına göre, GSMH’dan aldığı kişi başına 1.972 $ değer ile 80 il içerisinde 52. sırada yer almaktadır.




  • Malatya, Türkiye ekonomisi içinde 2000 yılı itibariyle ‰ 7,9 ağırlığı olan, yani milli gelirden ‰ 7,9 oranında pay alan bir ilimiz olup, 2000 yılı itibarı ile GSYİH’sı 992.948 milyar TL olmuştur.




  • 2000 yılına gelindiğinde, cari fiyatlarla tarım sektörü, sabit fiyatlarla da tarım, ticaret ve inşaat sektörlerinin gelişme hızları Türkiye gelişme hızından daha yüksek olmuştur.




  • Cari fiyatlarla sanayi ve inşaat sektörleri, sabit fiyatlarla da sanayi, inşaat ve mali kuruluşlara ait gelişme hızları Doğu Anadolu Bölgesi gelişme hızlarından daha yüksek olarak gerçekleşmiştir.




  • 2000 yılına gelindiğinde, cari fiyatlarla tarım, konut sahipliği ve devlet hizmetleri sektörlerinin GSYİH'dan almış oldukları pay, Türkiye paylarından daha yüksek olarak gerçekleşmiştir.




  • Sabit fiyatlarla, tarım, ticaret, konut sahipliği ve devlet hizmetlerinin almış oldukları pay, Türkiye paylarından yüksek olarak gerçekleşmiştir.




  • Cari ve sabit fiyatlarla sanayi ve ticaret sektörlerine ait paylar Doğu Anadolu Bölgesi paylarından daha yüksek olarak gerçekleşmiştir.




  • 1997 yılında GSYİH’sı içerisinde, sanayi % 27,0 ile en fazla GSYİH oluşturan sektör konumunda iken, tarım sektörü % 20,8 ile ikinci, ticaret % 17,9 ile üçüncü, devlet hizmetleri % 14,5 ile dördüncü, ulaştırma ve haberleşme sektörü % 9,3 ile beşinci ve inşaat sanayi ise % 4,4 ile son sırada yer almaktadır.




  • 2000 yılına gelindiğinde ise, bu sıralama değişmemekle birlikte ticaret, devlet hizmetleri ile ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin GSYİH içerisinden almış oldukları paylarda artış, diğer sektörlerde ise düşüşler gözlenmektedir.




  • GSYİH’nın yıllara göre değişimi göz önüne alındığında, kişi başına düşen GSYİH 1991 yılında 1.846 $/kişi iken, geçen yıllarla birlikte 1997 yılında bu değer 1.905 $/kişi ve 2000 yılında da 1.863 $/kişi olarak gerçeklemiştir. Bu durum, ciddi olumsuzlukları beraberinde getirmektedir.




  • GSYİH’nın ilçeler itibariyle dağılımında, Türkiye ve Doğu Anadolu Bölgesi için geçerli olan Merkez İlçenin en yüksek payı alma olgusu Malatya'da da geçerlidir.




  • Merkez İlçe, il GSYİH’sının % 69,89’unu oluştururken, diğer ilçelerin payları % 10’un da altındadır. Bu durum, ilçeler bazında olumsuzluklara sebebiyet vermektedir.

Bileşenlerinin_Bulunabilirlikleri'>8.2. YATIRIM ORTAMININ İRDELENMESİ
8.2.1. Gelişim Bileşenlerinin Bulunabilirlikleri
Bir ilin gelişimini doğrudan etkileyen ve bu sebeple de gelişim bileşenleri olarak adlandırılabilecek olan ulaşım, enerji ve iletişim alt yapılarının yeterlilikleri, sermayenin, ham maddenin, iş gücünün, teknolojinin ve üst kademe yöneticilerinin bulunabilirlikleri açısından incelenmesi gerekmektedir.
Gelişim bileşenleri genellikle ilgili bölümlerde incelenmeye çalışılmış olmakla birlikte bu bölümde yeterlilikleri yönünden irdelenecektir.
Gelişim Bileşenlerinin Bulunabilirlikleri Çizelge 139’da verilmiştir.

Çizelge 139. Gelişim Bileşenlerinin Bulunabilirlikleri


Bileşenler

Bulunabilirlik Düzeyi

Yeterli

Kısmen Yeterli

Yetersiz

Coğrafi Yapı









Karayolu









Demiryolu









Havayolu









İletişim









Enerji









Organize Sanayi Bölgesi









Küçük Sanayi Siteleri









Sermaye









Hammadde









Teknoloji









İşgücü









Üst Kademe Yöneticileri









Üniversite-Sanayi İşbirliği








On dört gelişim bileşeninin dokuzunda yeterlilik, üçünde kısmen yeterlilik ve ikisinde de yetersizlik söz konusudur. İlin yeterli olduğu konuları; coğrafi yapısı, kara yolu ulaşımı, demir yolu ulaşımı, hava yolu ulaşımı, iletişim, enerji, organize sanayi bölgesi, işgücü ve üst kademe yöneticileri imkanlarının bulunabilirlikleri iken, sermaye, hammadde ve teknoloji bileşenlerinde kısmen yetersizlikler, küçük sanayi sitelerinin varlığı ile üniversite-sanayi işbirliği bileşenlerinde de yetersizlikler söz konusudur.




  • İklim olarak karasal iklim şartlarına sahip olup, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve sert geçmekte ise de, özellikle Doğu Anadolu Bölgesinin en sıcak ili olması avantaj teşkil etmektedir. Ayrıca, Malatya ovasında Akdeniz iklimine yakın bir iklim tipinin gözlenmesi de yatırım ortamını olumlu olarak etkileyen faktördür.




  • Malatya, doğu illerinin ulaşım merkezi olması ve Doğu Anadolu'dan Akdeniz ve Güneydoğuya giden yolların da geçiş merkezinde bulunması sebebi ile kara yolu ulaşım ağı gelişmiş durumdadır.

Önümüzdeki yıllarda beklenilen ticaret hacmindeki gelişmelere cevap verecek niteliklere sahip olabilmesi açısından standartlarının ve % 88'i sathi kaplama olan oranın yükseltilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir.




  • Demir yolu ağı; doğu, batı, kuzey ve güneyi birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görmektedir. Malatya dahilindeki demir yolu ağı toplamı 237 km olup, ülke genelindeki demir yolları ağının % 3`ünü teşkil etmektedir.

Demir yolu ağı yeterli olarak değerlendirilmekle birlikte önümüzdeki dönemlerde özellikle iç ve dış ticarette ciddi gelişmelerin olacağı düşüncesiyle sanayinin maksimum faydasına sunulmak üzere projeler geliştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.




  • Her ne kadar sivil hava alanının bulunmaması başlangıçta olumsuz olarak değerlendirilebilirse de, bu alanın 1984 yılından günümüze sivil taşımacılıkta problemsiz olarak kullanılması yanında, hava alanı uçuş emniyetinin en üst düzeyde bulunması, gece uçak inişlerine ve teknik açıdan 24 saat hizmet verebilecek kapasiteye sahip olması hava alanının yeterliliğini ifade etmektedir.




  • İletişim Teknik alt yapı sektörlerinden iletişimde, kaydedilen gelişmeler ile alt yapısı mevcut şartlarda yeterli konuma getirilmiştir. İletişimde kapasite darlığı söz konusu değildir.




  • Enerji darboğazı bulunmamakla birlikte sanayinin ihtiyaç duyduğu kaliteli ve kesintisiz elektrik enerjisine de sahip bulunmaktadır. Bütün bu olumlu göstergeler enerji bulunabilirlik düzeyinin yeterliliği olarak değerlendirilmektedir.

Gelişim bileşenleri içerisindeki enerjinin sanayi üzerinde yarattığı en büyük olumsuzluk ise, enerji fiyatlarının yüksek olması yanında sık sık fiyatlarının değişime uğramasıdır.




  • Sanayileşme sürecinin 1987'li yılların başından itibaren başladığı ilde, 1993 yılında tamamlanan Organize Sanayi Bölgesinde sanayi yatırımlarının yapılmasıyla birlikte sağlıklı sanayileşme başlamış ve bugünlere gelinmiştir.

Faaliyette bulunan I. Organize Sanayi Bölgesi yatırımından sonra II. Organize Sanayi Bölgesi de girişimcilere tahsis edilecek duruma gelmiştir. Burada üretilen 5.000.000 m2 arsa (170 parsel) Müteşebbis Heyetin uygun gördüğü ciddi yatırımcılara karşılıksız verilmeye başlanmıştır.


Önümüzdeki dönemlerde yapılacak yatırımlar için devam eden II. OSB alanı cevap verebilecek durumda olup, Darende OSB'nin de faaliyete geçmesi ile birlikte Organize Sanayi Bölgesi gelişim bileşeni yeterli olarak değerlendirilmektedir.


  • Küçük sanatkar ve orta boy sanayicinin modern işyerlerine kavuşması ve böylece verimliliklerinin arttırılması amacına yönelik olarak yapılan Küçük Sanayi Sitelerinin varlığı bugün için yetersiz olarak değerlendirilmektedir.

Mevcut KSS'lerin merkezde yoğunlaşması başlangıçta gelişim bileşenleri anlamında yeterlilik şeklinde değerlendirilebilirse de, özellikle ilçeler bazında yetersizlik söz konusudur.




  • Sermaye birikiminin, küçük işletmeler tesis etmek açısından yeterli olduğu belki söylenebilir. Ancak, orta ve büyük ölçekli işletmeler tesis etmek açısından ele alındığında özellikle sermayenin bir araya getirilmesinde olumsuzluklar yaşanılmaktadır.

Sermayenin büyük illere transferi veya gayrimenkula dönüştürülmesi ise bir başka olumsuzluk olarak dikkat çekmektedir. Ancak bütün bu olumsuzlukların yanında yine de sermayenin kısmen yeterli olduğu, sermayenin bir araya getirilmesinde problemlerin yaşanıldığı söylenebilir.




  • Kurulu tesisleri tam kapasitede hayata geçirebilecek miktarlarda ham madde temininde kısmen yetersizlikler görülmektedir. Özellikle tekstil sektöründe büyümenin sonucu olarak pamuk talebi artarken, buna ters orantılı olarak pamuk ekim alanlarının daraltılması kurulu kapasiteyi dışa bağımlı hale getirmiştir. Bu durum genel tarım politikaları içerisinde düzeltilmediği taktirde kısmen yeterliliğin söz konusu olduğu ham madde temininde yetersizlikler söz konusu olacak ve tekstil sanayi ciddi olarak yara alacaktır.

Yarım kalmış yatırımlar, darboğazdaki yatırımlar ve kapalı olan yatırımlar incelendiğinde ham madde temininden kaynaklanan olumsuzluklar görülmemektedir. Ham madde teminindeki kısmen yetersizlikler faal işletmelerin karşılaştığı problemler içerisinde görülmektedir.



  • Mevcut sanayinin ağırlıklı olarak 1993 yılından itibaren yapılaşması neticesinde hemen hemen tüm sektörlerde kurulu kapasiteleri teknolojik olarak yeterli olarak değerlendirmek mümkündür. Ancak kamu yatırımlarıyla birlikte bir değerlendirme yapıldığında kısmen yeterlilik söz konusudur.




  • Üst kademe yöneticiliği ile işgücü bileşenlerinde sanayinin öngördüğü alanlarda eğitim almış işgücünde ve üst kademe yöneticiliğinde ciddi sıkıntılar yaşanılmamakta ve gelişim bileşeni olarak yeterli olarak değerlendirilmektedir.




  • Üniversite-Sanayi işbirliğinin ciddi ve tutarlı yaklaşımlarla sektörde yapılabilecek çalışmaların ortaya konulması, bilgi ve teknolojik gelişmelerin sanayi sektörüne sürekli aktarılmasının sağlanması amacına yönelik İnönü Üniversitesince bazı çalışmalar yapılmaktadır.

Üniversitenin yapmış olduğu araştırma faaliyetleri ve tatbikatları sanayi için önümüzdeki dönemlerde bir altyapı oluşturabilecektir. Ancak, bu tecrübelerin, araştırmaların ve tatbikat sonuçlarının ideal bir işbirliği olarak sanayiciye aktarılabileceği kurumsal bir yapılaşmanın olmaması gelişim bileşeni olarak yetersizlik olarak değerlendirilmektedir.



8.2.2. Sektörel Yeterlilikler
Sektörel anlamda faaliyette bulunan tesislere ait yeterliliklerinin değerlendirilmesi Çizelge 140’da verilmiştir.
Çizelge 140. Sektörel Yeterlilikler


Bileşenler

Bulunabilirlik Düzeyi

Yeterli

Kısmen Yeterli

Yetersiz

Mal Dağıtım Ağı









Ara Girdi Sağlama









Servis ve Bakım Hizmetleri









Alıcı (Talep) Yeterliliği









Sektörel İşletmelerde Sayı









Sektörel İşbirliği









Üretim Ölçeği








Yedi sektörel yeterlilik bileşeni içerisinde; servis ve bakım hizmetleri bileşeninde yeterlilik, mal dağıtım ağı, ara girdi sağlama, alıcı yani talep yeterliliği ile sektörel işletmelerdeki sayı bileşenlerinde kısmen yeterlilik, sektörel işbirliği ve üretim ölçeği bileşenlerinde ise yetersizlik görülmektedir.




  • Üretilen ürünlerin dağıtılmasında başlangıç itibariyle yeterlilik söz konusu iken, içerisinde bulunduğumuz ekonomik şartlardan olumsuz etkilenmeler sonucunda dağıtım ağlarında zaman problemlerin yaşanılmaya başlanılması kısmen yeterlilik olarak değerlendirilmektedir.




  • Diğer işletmelere, girdi olabilecek ara malı üretiminde bulunan işletmelerin sınırlı sayıda bulunması sebebiyle kısmen yeterlilik söz konusudur.




  • Faaliyette bulunan işletmelerin ağırlıklı olarak tüketim maddelerine yönelik üretim gerçekleştirmeleri ve bu sebeple de servis ve bakım gerektirmemesi sebebiyle servis ve bakım hizmetlerinin yeterliliği hususu, il için pek fazla önemi olan bir konu değildir.

Bununla birlikte, servis verilmesi gereken üretimlerinde ise servis ve bakım yetersizliği söz konusu değildir.
Ham madde teminindeki kısmen yetersizlikler faal işletmelerin karşılaştığı problemler içerisinde görülmektedir.


  • Üretilen ürün ve hizmetlerin, iç ve dış ticaret bazında talep gördüğü dolayısıyla yeterli olduğunu başlangıçta söylemek mümkündür. Ancak, yarım kalmış yatırımlar, darboğazdaki yatırımlar ve kapalı olan yatırımlar incelendiğinde problemlerden birinin de iç ve dış talep yetersizliği olduğu dikkati çekmektedir. Bu arada 2001 yılı içerisinde yaşanılan genel ekonomik durgunluk ister istemez talepteki yeterliliği de ciddi olarak etkilemiştir.




  • Mevcut sanayi deseni incelendiğinde sektörel olarak işletmelerdeki sayının kısmen yeterli olduğu ancak, II. OSB ve Darende OSB'nin de faaliyete geçmesi ile birlikte kurulacak olan sanayi tesisleri beraberinde sektörel bazda yeterliliği getirecektir.




  • Sektörel işbirliğinin geliştiği söylenemez. Aynı sektörde yer alan ve aynı ürünü üreten işletmeler arasında, düşük fiyatlarla mal satarak piyasaya hakim olma üzerine kurulu rekabet anlayışı, sektörlerin işbirliğini önleyen en önemli etken konumundadır. Bu durum sadece Malatya iline özgün bir anlayış olmamakla birlikte genel anlamda yapı bu şekildedir.




  • 2001 yılı genel ekonomide yaşanılan olumsuzluklardan önce genel olarak işletmelerin üretim ölçeklerinde optimum düzeyde üretimler söz konusu idi. Ancak bugün için işletmelerin optimum koşullardan uzakta oldukları ve üretim ölçeğinde yetersizlikler görülmektedir. Genel sanayi yapısı içerisinde kapalı, yarım kalmış ve darboğazda bulunan tesislerin varlığı bunun bir göstergesidir.



Yüklə 5,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin