Büyük Selçuklulardan çok az cami günümüze ulaşabilmiştir. Bu dönem camilerinin mihrabı alçılarla süslenmiş, dört eyvanlı camiler inşa edilmiş, duvarları çinilerle ve nesih-kûfî hatlarla süslenmiştir. Selçuklu camilerinin köye taşlarından biri İsfahan’da Melikşah adına yapılmış Mescid-i Cuma veya Cuma Camii’dir.
Anadolu Selçuklularının cami mimarîsi önemli olup günümüze kadar gelmiştir. Bu devirde ilk zamanlar Arap camilerinde olduğu gibi, camiler sütunlu ve düz damla örtülmüştü. İkinci merhalede, cami tavanları tonoz ve kubbelerle örtülmeye başlandı. Üçüncü merhalede ise; camiler sıcak ve soğuğa karşı korunmak amacıyla üstü açık kısımlar kubbelerle kapatılmıştır.
Çok sütunlu ulu cami tipindeki Anadolu Selçuklu camileri, ahşap ve taş olmak üzere ikiye ayrılır. Ahşap camilere Beyşehir Eşrefoğlu Camii (1296), Ankara Arslanhane Camii, Afyon Ulu Camii (1272) örnek sayılabilir. Taş camilerin en önemlileri de; Niğde Alâeddin Camii (1244), Kayseri Hunad Hatun Camii (1238), Sivas Ulu Camii, Divriği Ulu Camii (1228), Diyarbakır Ulu Camii, Malatya Ulu Camii’dir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılması üzerine kurulan Beylikler döneminde, cami mimarîsi Osmanlıda zirveye ulaşan bir tarzın başlangıcı olmuştur. Bu dönemde müstakil, son cemaat yeri olan tek kubbeli kübik yapı bloğuna sahip, çok sütunlu ulu camiler ve tek kubbeli küçük camiler yapılmıştır. Tek kubbeli küçük cami örnekleri arasında, 1333 yılında inşa edilen İznik Hacı Özbek Camii, İznik Yeşil Camii, İnönü Hoca Yadigâr Camii, çift kubbelilere ise, Bursa Orhan Bey Camii, Selçuklu İsa Camii, Bursa Yeşil Camii örnek olmuştur.
İslam medeniyetinde cami mimarîsinde en parlak devir olan Osmanlılar devri cami mimarîsi;
Dostları ilə paylaş: |