Microsoft Word goc rapor 20 haziran 2011. doc



Yüklə 5,98 Mb.
səhifə28/48
tarix11.09.2018
ölçüsü5,98 Mb.
#80897
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   48

Bu dağılımın araştırma yapılan illere göre incelediğimizde; Adana ilinde % 34.62’si,

Diyarbakır ilinde % 32.94’ü, Mersin ilinde % 27.05’i, İstanbul ilinde % 3.36’sı, Van ilinde % 24.87’si,

Batman ilinde % 2.80’i işyerinde çalışırken hastalanmış ya da iş kazası geçirmiştir.


Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre çalışanların % 11.09’u çalışırken şiddete maruz kalmıştır. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo 322’de gösterilmiştir.
Tablo 322: Görüşülenlerin Çalışırken Şiddete Maruz Kalma Dağılımı


Çalışırken Şiddete Maruz Kalması

N

%

Cevapsız-Çalışmıyor

405

26.3

Şiddete Maruz Kalmış

126

8.2

Şiddete Maruz Kalmamış

1010

65.5

Toplam

1541

100.00

Bu dağılımı araştırma yapılan illere göre incelediğimizde; Adana ilinde % 10.26’sı,

Diyarbakır ilinde % 9.80’i,

Mersin ilinde % 15.04’ü, İstanbul ilinde % 18.99’u, Van ilinde % 8.38’i,

Batman ilinde çalışanların % 9.05’i işyerinde çalışırken şiddete maruz kalmıştır.
Zorla yerinden edilme sürecinin mağdurlarının önemli bir bölümünün anadili Kürtçedir. Bu nedenle zorla yerinden edilme süreci sonrasında incelenmesi gereken alanlardan birisi de etnik kimlik ve dil eksenli çalışma yaşamı içinde ayrımcılık boyutudur. Bu boyuta ilişkin değerlendirmeler aşağıda anlatımlar, her anlatıma ilişkin dağılım tabloları ve bu dağılımların araştırma yapılan illere göre incelenmesi biçiminde aşağıda sunulmuştur. .
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre araştırma alanında etnik kimlik/anadili nedeniyle iş başvurularının % 35.01’i reddedilmiştir. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo 323’de gösterilmiştir.

İş Başvurusu Sırasında Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle İş Başvurusunun

Reddedilmesi



N

%

Cevapsız-Çalışmıyor

230

14.9

Reddedilmiş

459

29.8

Reddedilmemiş

852

55.3

Toplam

1541

100.00



Tablo 323: Görüşülenlerin İş Başvurusunda Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle Başvurusunun Reddedilmesi Dağılımı
Bu dağılım araştırma yapılan illere göre incelendiğinde; Adana ilinde % 41.05’inin

Diyarbakır ilinde % 30.26’sının, Mersin ilinde % 47.22’sinin, İstanbul ilinde % 55.93’ünün, Van ilinde % 26.83’ünün

Batman ilinde çalışanların % 21.70’inin iş başvurusu sırasında etnik kimlik/kültür farklılığı/anadili nedeniyle iş başvurusu reddedilmiştir.
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre araştırma alanında çalışma yaşamında etnik kimlik/anadili nedeniyle % 47.31 oranında ayrımcılık yaşanmaktadır. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo

324’de gösterilmiştir.

Tablo 324: Görüşülenlerin Çalışma Yaşamı Sırasında Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle Ayrımcılığa Uğrama Dağılımı


Çalışma Yaşamı Sırasında Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle Ayrımcılığa Uğrama

N

%

Cevapsız-Çalışmıyor

222

14.4

Ayrımcılığa Uğramış

624

40.5

Ayrımcılığa Uğramamış

695

45.1

Toplam

1541

100.00

Bu dağılımı araştırma yapılan illere gore incelediğimizde; Adana ilinde % 68.04’ü,

Diyarbakır ilinde % 44.85’i, Mersin ilinde % 54.88’i, İstanbul ilinde % 64.48’i, Van ilinde % 44.23’ü,

Batman ilinde çalışanların % 44.77’si çalışma yaşamı içinde etnik kimliği/kültürel farklılığı

nedeniyle ayrımcılığa uğramıştır.
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre araştırma alanında çalışanların % 34.31’inin çalışma yaşamında anadilini rahatça kullanabildiği gözlenmektedir. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo

325’de gösterilmiştir.

Tablo 325: Görüşülenlerin Çalışma Yaşamı Sırasında Anadilini Rahat Kullanabilme Dağılımı


Çalışma Yaşamı Sırasında Anadilini Rahat Kullanabilmesi

N

%

Cevapsız-Çalışmıyor

276

17.9

Kullanabiliyor

434

28.2

Kullanamıyor

831

53.9

Toplam

1541

100.00

Bu dağılımı araştırma yapılan illere göre incelediğimizde; Adana ilinde % 42.22’si,

Diyarbakır ilinde % 34.34’ü,

Mersin ilinde % 26.96’sı, İstanbul ilinde % 22.10’u, Van ilinde % 42.40’ı,

Batman ilinde çalışanların % 41.94’ü çalışma yaşamında anadilini rahatça kullanabilmektedir.
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre araştırma alanında çalışanların % 26.66’sının çalışma yaşamında etnik kimlik/anadili nedeniyle farklı ücretlendirme yaşadığı gözlenmektedir Bu dağılıma ilişkin sonuçlar tablo 326’da gösterilmiştir.
Tablo 326: Görüşülenlerin Çalışma Yaşamında Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle Farklı Ücretlendirme Yaşama Dağılımı


Çalışma Yaşamı Sırasında Etnik Kimlik/Anadili Nedeniyle Farklı Ücretlendirme

Yaşaması


N

%

Cevapsız-Çalışmıyor

322

20.9

Yaşamış

325

21.1

Yaşamamış

894

58.0

Toplam

1541

100.00

Bu dağılım araştırma yapılan illere göre incelendiğinde; Adana ilinde % 67.78’i,

Diyarbakır ilinde % 28.46’sı, Mersin ilinde % 30.85’i, İstanbul ilinde % 25.58’i,

Van ilinde % 22.10’u,

Batman ilinde çalışanların % 15.02’si çalışma yaşamında etnik kimlik/anadili nedeniyle farklı ücretlendirme durumu ile karşı karşıya kalmışlardır.
Zorla yerinden edilme sürecine ilişkin bu araştırmanın çalışma yaşamı, çalışma koşulları, çalışma yaşamının sorunları ve çalışma yaşamında ayrımcılık-şiddet boyutu dağılım verileri ve bu dağılımların araştırma yapılan illere göre inceleme sonuçları;

Çalışanların iş yerinde hastalandıkları, iş kazası geçirdikleri, İş yerinde fiziki, psikolojik şiddete maruz kaldıkları,

Etnik kimlikleri/anadilleri nedeniyle iş başvurusu, çalışma yaşamı ve ücretlendirme konusunda

ayrımcılığa uğradıkları ve anadillerini özgürce kullanma konusunda sınırlandırıldıklarını ortaya koymaktadır.


Kürt sorununun çözümsüzlüğü, zorunlu göç sürecinin ortaya çıkardığı sorunlar Türkiye toplumunda sosyal barış ve uyumu tehdit etmekte, önemli ve boyutları giderek derinleşecek çatışmalara yol açma dinamiği taşımaktadır. Bunun tipik bir örneği olarak araştırma alanında;

Etnik kimlik/anadili nedeniyle iş başvuruları reddedilmekte, Ayrımcılık yaşanmakta,

Çalışanlar anadilini rahatça kullanamamakta,

Etnik kimlik/anadili farklılığı ücretlendirmeye yansımaktadır.


Türkiye’nin bu süreçte vakit geçirmeksizin sosyal barış ve uyumu güçlendirmeye yönelik çalışmalara ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre görüşülenlerin % 7.95’i meslek içi eğitim hakkında bilgi sahibidir. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo 327’de gösterilmiştir.

Meslek İçi Eğitim Hakkında Bilgisi

N

%

Cevapsız

270

17.5

Bilgisi Var

101

6.6

Bilgisi Yok

1170

75.9

Toplam

1541

100.00



Tablo 327: Görüşülenlerin Meslek İçi Eğitim Hakkında Bilgi Dağılımı
Araştırmanın ortaya koyduğu dağılım sonucuna göre görüşülenlerin % 1.96’sı meslek içi eğitime katılmış-katılmaktadır. Bu dağılıma ilişkin sonuçlar Tablo 328’de gösterilmiştir.
Tablo 328: Görüşülenlerin Meslek İçi Eğitime Devam Etme Dağılımı


Meslek İçi Eğitime Devam Etmesi

N

%

Cevapsız

369

23.9

Katılmış-Katılıyor

23

1.5

Katılmamış

1149

74.6

Toplam

1541

100.00

Zorla yerinden edilme sürecinin mağdurlarının düzenli iş sahibi olmamasına dayalı olarak meslek içi eğitim hakkında bilgi sahibi olmadıkları, meslek içi eğitime katılım düzeylerinin oldukça düşük olduğu görülmektedir.


Zorla yerinden edilme sürecine ilişkin bu araştırmanın çalışma yaşamı, çalışma ilişkileri, koşulları ve sorunlarına ilişkin bulgularını, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin Çalışma Hakkını düzenleyen maddeleri ve bu maddelere dayalı olarak geliştirilen yeterlilikleri ve yorumları çerçevesinde;
Zorla yerinden edilme sürecinin bu sürece katılan kişinin iradesi dışında yer değiştirmesi sonucunu doğurduğu için “herkesin kendi seçtiği ve girdiği bir işte çalışarak geçimini sağlama imkanına ulaşım hakkının” ihlaliline,

Zorla yerinden edilme süreci sonrasında bu sürecin mağdurlarının genellikle vasıfsız, gündelik, geçici işlerde çalışmak zorunda kalmaları, yaptıkları işe uygun ekipman-elbise verilmemesi nedeniyle “adil ve uygun bir işte çalışma şartları” devlet tarafından güvence altına alınmamakta,

Yapılan işlerin niteliği gereği “güvenli ve sağlıklı çalışma şartları” sağlanmadığı

Kadınların işgücü üretimi dışında kalmaları nedeniyle “kadınların çalışmalarını güvence altına alma, eşit ücretlendirme ve adil ücret” haklarının ihlal edildiği söyleyebiliriz.


Bu noktada, Sözleşmede anlatıldığı ve güvence altına alınması konusunda devlete sorumluluk yüklediği biçimiyle;

Çalışma hakkının güvence altına alınması,

Bu hakka erişimin güvence altına alınmasını,

Zorla yerinden edilme sürecinin mağdurlarına ilişkin koruyucu mekanizmaların devreye sokulmasını talep edebiliriz.


4.5. SOSYAL GÜVENLİK HAKKI

Sosyal güvenlik hakkı, ister kamu ister özel sektör tarafından sağlansın, var olan sosyal güvenlik kapsamının keyfi ve makul olmayan biçimde kısıtlanmasına maruz kalmama hakkını ve sosyal risklere ve öngörülemeyen durumlara karşı yeterli korumadan yararlanma hakkını içerir.
4.5.1.SOSYAL GÜVENLİK HAKKININ UNSURLARI

10. Sosyal güvenlik hakkının unsurları farklı koşullara göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte, tüm durumlar için geçerli bir dizi temel unsur aşağıda sıralanmıştır. Bu unsurları yorumlarken, sosyal güvenliğin salt iktisadi ve mali politika aracı olarak değil, aynı zamanda sosyal bir mal olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.


A.Mevcudiyet – Sosyal Güvenlik Sistemi

11. Sosyal güvenlik hakkının uygulanması için, tanımlanan sosyal risk ve güçlükler için yardım sağlanmasını güvence altına almak üzere tek ya da farklı sigorta programlardan oluşan bir sistemin mevcut ve uygulanıyor olması gerekir. Sistemin ülke mevzuatına göre kurulması gerekir ve kamu yetkilileri sistemin etkili bir biçimde idaresini ya da denetimini sağlamak üzere sorumluluk üstlenmelidir. Ayrıca, hem şimdiki hem de gelecekteki kuşakların sosyal güvenlik hakkından yararlanmalarını sağlamak üzere, emeklilik programları da dahil tüm sigorta programlarının sürdürülebilir olması gerekir.


B. Sosyal Riskler ve Güçlükler

12. Sosyal güvenlik sistemi, sosyal venliğin ıda sıralanan dokuz temel unsurunu kapsamalıdır.13
(a) Sağlık Bakımı

13. Taraf Devletler, herkesin yeterli sağlık hizmetlerine ulaşmasını sağlamak üzere sağlık sistemlerinin oluşturulmasını güvence altına almakla yükümlüdür.14 Sağlık sisteminin özel ya da karma sigorta sistemlerini öngördüğü durumlarda, işbu genel yorumda belirtilen ana unsurlara uygun biçimde, sistemlerinin karşılanabilir bir bedelle sunulması gerekir.15 Komite, HIV/AIDS, tüberküloz ve sıtma gibi endemik hastalıklar bağlamında sosyal güvenlik hakkının özel bir önem taşıdığını ve önleyici ve tedavi edici tedbirlere erişim olanağının sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeder.


(b) Hastalık

14. Sağlık bozukluğu nedeniyle çalışamayan kişilerin çalışmadıkları dönem içinde uğradıkları kazanç kayıplarını telafi etmek üzere nakdi yardımların sağlanması gerekir. Uzun süren hastalıklardan muzdarip kişilerin malullük yardımlarına hak kazanması gerekir.


(c) Yaşlılık

15. Taraf Devletler, ulusal mevzuatta tanımlanan belirli bir yaştan itibaren, ileri yaştaki kişilere yardım sağlamaya yönelik sosyal sigorta programları oluşturmak için gereken tedbirleri almalıdır.16 Komite, taraf Devletlerin diğer şeylerin yanı sıra mesleklerin niteliklerini ve özellikle tehlikeli mesleklerde çalışma süresini ve ileri yaştaki kişilerin çalışma becerilerini dikkate alarak, ulusal koşullara uygun bir emeklilik yaşı belirlemeleri gerektiğini vurgular.

13 Bkz. özellikle, 2002 yılında ILO Yönetim Kurulu tarafından çağdaş ihtiyaç ve koşulları karşılayan bir araç olarak kabul edilen ILO 102 No’lu Sosyal Güvenlik (asgari Standartlar) Sözleşmesi. Bu kategoriler, ILO Deniz Taşımacılığı Çalışma Sözleşmesi (2006) katılan Devletler ve sendika ve işveren temsilcileri tarafından da kabul edilmiştir (düzenleme 4.5, standart A4.5). Komite tarafından 1991 yılında kabul edilen, taraf Devletlerin rapor

yükümlülüklerine dair gözden geçirilmiş genel kılavuzda bu yaklaşım benimsenmektedir. Ayrıca bkz. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Önlenmesine Dair

Sözleşme (CEDAW), 11., 12. and 13. maddeler.

14 Ulaşılabilecek en yüksek sağlık standardına sahip olma hakkına dair 14 Nolu Genel Yorum (2000) (12. madde). Yardım yapılacak hal, nedeni ne olursa

olsun hastalık hali ile gebelik, doğum ve bunların doğurduğu neticeleri, hastanede bakım dahil genel ve tedaviye yönelik tıbbi bakımı içermelidir.

15 Bkz. yukada 4. paragraf ve aşağıda 23-27. paragraflar.

16 Bkz. Yaşlılan ekonomik, sosyal ve kültürel haklana dair 6 Nolu Genel Yorum (1995).
Taraf Devletler, mevcut kaynakları dahilinde, mevzuatta tanımlanan yaş sınırına ulaştığında zorunlu prim süresini tamamlayamadığından ya da başka nedenlerle sigorta esaslı yaşlılık aylığı almaya ya da diğer sosyal güvenlik yardım ya da desteklerinden yararlanmaya hak kazanamamış ve başka bir gelir kaynağı olmayan kişilere, primsiz yaşlılık aylığı ve diğer sosyal hizmetleri ya da yardımları sağlamalıdır.
(d) İşsizlik

16. Taraf Devletler, tam, verimli ve serbestçe seçilmiş istihdam olanaklarını desteklemenin yanı sıra, uygun bir istihdam olanağı sağlanamaması ya da istihdamın sürdürülememesi nedeniyle doğan kazanç kaybını gidermek için yardım sağlamaya çalışmalıdır. Ayrıca, sosyal güvenlik sistemi işsiz işçi için örneğin sosyal destek yoluyla uygun korumayı sağlamalıdır. İş kaybının söz konusu olduğu durumlarda yeterli bir süre boyunca ödeme yapılmalı ve bu sürenin sonunda, sosyal güvenlik sistemi işsiz kalmış işçiyi örneğin sosyal destek yoluyla yeterli düzeyde korumalıdır. Sosyal güvenlik sistemi ayrıca yarı zamanlı işçiler, geçici işçiler, mevsimlik işçiler, kendi işinde çalışanlar dahil diğer işçileri ve kayıt dışı ekonomide standart dışı işlerde çalışanları kapsamalıdır.17 Bundan başka, kamu sağlığıyla ilgili ya da diğer olağanüstü durumlarda işe gitmemeleri istenen kişilere gelir kaybına uğradıkları süre boyunca ödeme yapılmalıdır.


(e) İş kazası

17. Taraf Devletler ayrıca işbaşında ya da üretime yönelik herhangi bir çalışma sırasında yaralanan kişilerin korunmasını güvence altına almalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle doğan maliyetleri ve kazanç kaybını ve ailenin geçimini sağlayan kişinin ölümü halinde bu kişinin eşinin ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilerin mahrum kaldığı desteğin karşılaması gerekir.18 Gelir güvencesini sağlamak üzere, sağlık bakımına erişim ve nakdi yardım biçiminde, yeterli düzeyde yardım sağlanması gerekir. Bu tür yardımlara hak kazanmak istihdam, sigortalılık ya da prim ödeme süresine bağlı kılınmamalıdır.


(f) Aile ve Çocuk Desteği

18. Sözleşmenin 9 ve 10. maddeleri bağlamında çocukların ve bağımlı yetişkinlerin haklarının gerçekleştirilmesi açısından aile yardımları büyük önem taşımaktadır. Taraf Devletler bu yardımları sağlarken kaynakların durumunu ile çocuğun ve çocuklara ve bağımlı yetişkinlere bakmakla sorumlu kişilerin koşullarını ve bunların yanı sıra çocuk ya da bağımlı yetişkinler için ya da onlar adına yardım yapılmasını gerektiren durumlarla ilgili diğer tüm unsurları dikkate alması gerekir.19 Nakdi yardımlar ve sosyal hizmetleri içeren aile ve çocuk yardımları ailelere verilmeli; bu bağlamda yasaklanmış olan herhangi bir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır. Yardımlar genelde beslenme, giyim, konut, su ve çevresel sağlık ve ilgili diğer hakları kapsayacaktır.


Yüklə 5,98 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin