Microsoft Word +Islam Mezhepler Tarihi Yayin Nushasi MehmetAliBuyukkara +++



Yüklə 1,92 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə224/283
tarix31.12.2021
ölçüsü1,92 Mb.
#113334
1   ...   220   221   222   223   224   225   226   227   ...   283
ILH2004-MZHP

Alma Cemi” olup Bektaşîliğe mahsustur. Hangi sosyal çevreden gelirse 
gelsin isteyen herkes şartlarını yerine getirmek suretiyle, ikrar cemine 
katılarak Bektaşî olabilir. Kızılbaş Alevîlik’te ise yol mensubu olmak Alevî 
anne-babadan gelme şartına bağlıdır. 
Bektaşîlik’te ikrar vermek diğer ifadesiyle nasip almak mecazi anlamda 
yeni bir hayata doğuşun başlangıcı kabul edilir. Nasip alacak kişi “rehber” 
adı verilen bir kimse tarafından kısa bir ön eğitimden geçirilir; âyin-i cem 
hakkında bilgilendirilir. Ardından erkân kitaplarında uzunca anlatıldığı üzere 
bu amaçla düzenlenen toplantıda yol mensubu olur. 
Musahiplik Erkânı”na gelince, bu, Bektaşîlik’teki “ikrar cemi”ne 
tekabül eder. Temelde evli iki çiftin birbiriyle yol kardeşliği kurması ve bu 
suretle yol mensubu olmaları amacıyla düzenlenen erkândır. Bunun eski Türk 
inanç ve âdetleriyle ilişkili arkaplanı bulunmakla birlikte aynı zamanda 
İslâmî bir boyuta da sahiptir. Söz konusu kesimler geçmişte göçebe ve yayla 
kültürünün bir gereği olarak uyguladıkları “kardeşliği”  İslâmî dönemde Hz. 
Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti sonrasında göç eden her 
Mekke’liyi yerli bir Medine’li müslümanla kardeş yapması uygulamasına 
dayandırmışlardır.  
Buyruk’ta işlendiği üzere, birbiriyle musâhip olacak çiftlerde bulunması 
gereken bazı  şartlar vardır. Bunlar kısaca, her iki çiftin konuştukları dilin, 
yaşlarının, ekonomik durumlarının birbirine yakın olması, aynı yerleşim 
merkezinde hayat sürmeleridir. Ayrıca musâhip olacak kimselerin ana-baba 
ve eşlerinin de bunu onaylaması gerekir. Yine bu bağlamda mürşit ile mürit, 
yahut şeyh ile talip birbiriyle musahip olmamalıdır. Çünkü aralarında büyük 
farklılık bulunmaktadır.  
Musâhip olmak için buna karar verip ön anlaşma yapanlar önce dedeye 
haber verirler. Dede musâhipliğin yükümlülük ve kurallarını anlatır, 
“musahiplik erkânı” adı verilen bir merasim düzenlenir, bundan sonra bu iki 
çift birbirinin “yol kardeşi” olur. Yol kardeşlerinin çocukları birbirleriyle 
evlenemezler. 
Diğer bir erkân olan “Görgü Erkânı” ise  yola giren canların, yılda bir 
kez pîrin önderliğinde toplum huzurunda sorgulamadan geçip aklanması 
amacıyla yapılan erkândır. Alevîlik’te musahiplik erkânından sonra en 
önemli erkânın bu olduğu söylenebilir.  
Görgü erkânında “dâr’a durmak” yahut “dâr’a çekilmek” çok önemlidir. 
Rehber taliplere, “dâr’a gelin, doğru söyleyin, günahınızı beyan eyleyin. 
Aldığınız varsa verin, döktüğünüz varsa doldurun. Kırdığınız varsa yapın. 
Ağlattığınız varsa güldürün. İkrar verip talip olduğunuz günden bu tarafa 


 
 
184
dost gönlünü incittiniz mi? Dilinizdeki bize, gönlünüzdeki size Hak-
Muhammed-Ali yolunda yargılanıp aklanmak istiyorsanız bilinenleri ve 
bilinmeyenlerin hepsini söylemek mecburiyetindesiniz. Bu dârda, bu yolda 
yalan söyleyenlerin derdine derman yoktur, bunu bilesiniz. Bu yolumuz 
demirden leblebi, ateşten gömlektir, ölmeden evvel hesabını vermektir. Gelme 
gelme, dönme dönme, gelenin malı, dönenin canı” diyerek uyarı ve 
nasihatlarda bulunur.  
Bu çerçevede görülüp aklanmak isteyen musahipler dârda hem kendilerini 
topluma arz ederek şikayeti olan kimseler olup olmadığını sorar, hem de 
varsa kendilerinin şikayetçi olduğu kişi ve şikayet sebeplerini söylerler. Dâra 
duran candan şikayetçi olanlar varsa bunlar meydana çıkarak  şikayet 
sebeplerini ifade ederler. Pir, tarafları, tarafların açıklamalarını ve gereği 
halinde  şahitleri dinler; ardından durumu hakkaniyet içinde değerlendirerek 
sonuca bağlar,  şikayetçi kimsenin şikayeti yerinde ise gereği yapılır, söz 
gelimi, maddi bir zarar söz konusu ise zarara uğratandan ilgili zarar tazmin 
edilir. Görgü erkânı, ön hazırlıktan cemin birlenmesine kadar bütün safhaları 
bakımından diğer erkânla benzerlik taşır.  
Bir diğer erkân olan “Abdal Mûsâ Erkânı” ise özellikle kış aylarında 
yapılır. Köyün ileri gelenleri toplanır ve Abdal Mûsâ kurbanına karar verirler. 
Görevli olanlar evleri dolaşarak lokma toplarlar. Kurbanlar kesilir, lokmalar 
hazırlanır. Cem gerçekleştirilir. Abdal Mûsâ kurbanı dolayısıyla o yıl 
insanların elem, keder, hastalık ve belâlardan korunacağına ve kazançların 
bereketli olacağına inanılır. 
Başka bir erkân “Baş Okutma Erkânı”dır. Bektaşîlik’te, kişinin ikrarına 
bağlı olduğunu göstermeye yönelik olarak yapılan bu erkân Alevîlik’teki 
“görgü erkânı”na tekabül eder. Her yıl Muharrem mateminden çıkıp on ikinci 
günü akşamından o ayın sonuna kadarki dönemde yapılır. Safer ayında 
yapılmaz. Safer ayı  çıktıktan sonra da yapılabilir. En az senede bir defa 
yapılmalıdır. Bir sene yapılmazsa diğer sene mutlaka yerine getirilmelidir. 
Daha fazla zaman geçirenlerin ayrıca bir kurban kesmeleri gerekir. Beş yılı 
geçenlerin ise ikrar töreni icra edip yeniden nasip almaları gerekir.  
Başka bir erkân  Koldan Kopan Erkânı”dır.  Bu erkân bir âyinden 
ziyade gençleri toplantıya alıştırma, onlara âdâb ve erkân hususunda duygu 
verme, tarikat mefkûresini aşılama amaçlı bir muhabbet meclisidir. Diğer 
erkâna bekârların girmesi yasak olduğu için genç delikanlılar, bâkire kızlar 
ana-babalarıyla birlikte bu meclise gelirler. Meclise gelen canlar yanlarında 
dem, meze ve yiyeceklerle gelirler. Bu mecliste çerağlar yakılır, demler içilir, 
nefes ve buyruklar okunur, semahlar yapılır. Dede gülbank çektikçe gençler 
ellerini birbiri üstüne koyarak “Allah! Allah!” nidasıyla âyîn-i cemin ruhî 
duygusuna iştirak ederler. 
Yine diğer bir erkân “Dardan  İndirme Erkânı”dır. Alevîlik’te ve 
Bektaşîlik’te vefat eden bir kimse için “Hak’ka yürüdü” deyimi kullanılır. 
Gerçekte, insan Tanrı’dan gelmiş ve O’na dönmektedir. Ölüm bu dönüşün 
adıdır. Hak’ka yürüyen bir kimse için “helallık alma” temelli yapılan 
toplantıya “dârdân indirme”, yapılan erkâna da “dârdan indirme erkânı” 
denir. Özü bakımından bu erkân ölen bir canın velisi veya vasîleri tarafından 
tıpkı o can hayatta imiş gibi düşünülerek, başta yakınları olmak üzere birlikte 
olduğu insanlarla helâlleşmesi, varsa onların haklarını verilmesi ya da yerine 
getirilmesinden ibarettir. Bu erkânda ölenin velisi veya vasîsi ölen kişi adına 
dâr-ı Mansûr’a durur ve “ağrınmış, incinmiş, gücenmiş kimseler varsa gelsin, 


 
 
185

Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   220   221   222   223   224   225   226   227   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin