MiLLİyetçİ hareket partiSİ


Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin mazot giderinin yaklaşık %6’sını karşılayabilecektir



Yüklə 1,51 Mb.
səhifə12/16
tarix07.08.2018
ölçüsü1,51 Mb.
#68404
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

Destekleme amacıyla verilen 583 Milyon TL, çiftçinin mazot giderinin yaklaşık %6’sını karşılayabilecektir.

2009 yılı bütçesinde gübre desteği için ayrılan bütçe 737 Milyon TL’dir. Ancak bu destek ürünlere göre incelendiğinde, üzüm için yapılan gübre masrafının %4’ünü, fındık gübre masrafının %4,6’sını, çeltikte gübre masrafının %4’ünü, patatesteki gübre masrafının %3’ünü, şeker pancarı gübre masrafının %5’ini ancak karşılamaktadır.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa ve yeni bir destekleme kalemi olarak verildiği iddia edilen mazot ve gübre desteği asla yeni bir uygulama olmadığı gibi Doğrudan Gelir Desteğinden kesilen miktarların başka bir isim altında verilmesinden başka bir şey değildir.

Ayrıca, Türk Çiftçisinin dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullandığı ve ağır girdi maliyetleri altında ezildiği ve bu nedenle üretim yapamaz duruma geldiği de açık bir gerçektir. Az sayıda üretim yapabilenlerin de maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı ya satış yapamadığı yada zararına sattığı yaşanan bir gerçektir.



Destekleme Bütçesi,

Türkiye’de son 7 yılda Hükümet tarafından iddia edildiği gibi tarıma verilen destekler giderek artmamış, bilakis azaltılmıştır.

2009 yılına ait tarımsal destek bütçesi 5.5 Milyar TL olarak açıklanmıştır. Bu durumda 2009 yılı ve önceki yıl tarım destek bütçesi 100’er Milyon TL ve her yıl sadece %1,9 oranında artırılmıştır. Genel bütçede %13-14 artışlar olduğu halde, tarım için ayrılan kaynağın % 1,9 artırılmasının sebebi anlaşılamamıştır. Ancak, bu miktar bile yetersiz olmasına rağmen Tarımsal Destekleme Bütçesi’nde 2009’da %10 kesintiye gidilerek daha da azaltılmıştır.

Ayrılan bu bütçenin tarımın ihtiyacını karşılaması, çiftçilerimizi diğer ülkelerin çiftçileri düzeyinde desteklemesi mümkün değildir.

AKP iktidarının ciddi, kalıcı, istikrarlı bir destekleme politikası olmamıştır. Destekler yazboz tahtasına çevrilmiştir. Gerek hayvancılık destekleri gerekse bitkisel ürün destekleri Bakanlar Kurulu Kararları ile sürekli azaltılmıştır.

2009 dahil yedi yıllık süreç incelendiğinde tarım destek bütçesinin Milli Gelirden aldığı pay gittikçe düşmektedir.

2002 yılında tarımı desteklemek için milli gelirin %0,65’i ayrılırken 2009’da bu oran %0,44’e düşmüştür.



2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanununa göre tarıma verilen destekler toplamı GSMH’nın %1’inden az olmaması gerekmektedir. Ama kanunun öngördüğü yüzde 1’in %66 gerisine gidilmiş, nüfusun % 26’sını oluşturan bir kesime, Tarım Kanunu ile verilmesi gereken asgari miktarın yarısı bile verilmemiştir.

Bu miktar bu kadar yetersizken bir de Tarımsal Destekleme Bütçesinde %10 kesintiye gidilmiştir. Bu durumda, yaklaşık 5.5 Milyar TL olan tarımsal destekleme bütçesi, 5 Milyar TL’nin altına (4.95 Milyar TL’ye) düşürülmüştür. Yasa hükmüne uygun bir bütçe hazırlansaydı, tarımsal destek bütçesinin asgari 11 Milyar TL olması gerekirdi.

Tarım Destek Bütçesi




Destek Bütçesi (Milyar TL)

Destek Bütçesi Endeks

TÜFE Endeks

TÜFE'ye Göre Deflate Edilmiş Destek Bütçesi (Milyar TL)

Desteğin GSYİH’ya oranı (%)

2002

2,28

100

100

2,28

0,65

2003

3,02

132

118

2,55

0,66

2004

3,08

135

129

2,38

0,55

2005

3,71

162

139

2,66

0,57

2006

4,75

207

153

3,11

0,62

2007

5,30

231

166

3,19

0,62

2008

5,40

235

184

2,93

0,54

2009

5,50

239*

198*

2,78

0,49

2009

4,95**

217

198

2,50

0,44

(*) 2009 Hedef Enflasyona göre hesaplanmıştır. (**) 2009 kesintili Destekleme Bütçesi

Not: 2007 yılında 300 Milyon, 2008 yılında ise 584 Milyon TL bütçe dışı kuraklık yardımı yapılmıştır.

Rakamlar artmış gibi gözükse de Genel Bütçe içinde tarıma ayrılan Desteğin yüzde payı sürekli azalmıştır.

Bütçeden tarıma ayrılan pay Türkiye’de % 2,5’un altında; ABD’de %3,4, AB’de (27) % 38’dir...

ABD, AB-27 ve Türkiye’nin 2008 ve 2009 Mali Yılı Tarımsal Bütçeleri Ve Tarımsal Nüfusa Kişi Başına Düşen Destek Miktarları karşılaştırıldığında bu miktarların ne kadar yetersiz olduğu daha açık görülecektir.

ABD:

2008 yılı;

Toplam Bütçe Gelirleri : 2.662 Milyar Dolar

Tarım Bütçesi : 90 Milyar Dolar (%3,38)

Tarım Nüfusu : 6 milyon (%2)

Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:15.000 Dolar



AB-27:

2008 yılı;

Toplam Bütçe Gelirleri : 120 Milyar Avro

Tarım Bütçesi : 45 Milyar Avro (%38)

Tarım Nüfusu : 27 milyon (%5,8)

Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek:1.800 Avro



TÜRKİYE:

2008 yılı;

Toplam Bütçe Gelirleri : 217 Milyar TL

Tarım Bütçesi : 5,4Milyar TL (%2,48)

Tarım Nüfusu : 19 milyon (%27)

Tarımda Kişi Başı Tarımsal Destek: 284 TL (yaklaşık 178 Dolar)

Geçen yıl 856 Milyar 387 milyon TL olan GSYİH’nın 2009 yılında 1 Trilyon TL’yi aşacağı düşünülürse, tarımsal desteklerin bütçedeki büyümenin çok gerisinde kaldığı görülür. Bütçe gelirine oranlandığında tarımsal desteklemeler bütçenin %2’si civarındadır. Oysa Bu oran ABD’de %3,38, AB’de %38’dir.

Hayvancılığın Desteklenmesi

Bakanlar Kurulu’nun “Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar”ı 15 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, melez ırklar için büyükbaş hayvan başına 300 lira, saf ırklar için 350 lira, hastalıklardan ari işletmelerde hayvan başına 400 lira, manda başına 300 lira, damızlık koyun ve keçi başına 10 lira doğrudan ödeme yapılacaktı.

Bu karar, Bakanlar Kurulunun 24 Mayıs 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yeni bir kararı ile değiştirilerek hayvan başına destek kalemleri 50′şer lira düşürüldü. Bu son kararla da yetinmeyen Hükümet, bu iki karara dayanarak “Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Uygulama Esasları Tebliği”ni 13 Haziran 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınladı. 

Hayvancılık için de 2009 yılı destekleri 2 grupta toplanıyor: (1) Toprak büyüklüğüne göre yem destekleri (2) Hayvan başı ödeme.

Hayvan başı ödeme, hastalıktan ari sığırda 300 TL, mandada 250 TL, koyun ve keçide 10 TL olarak belirlendi. Arıcılara kovan başı 6 TL, çipura ve levrek üretenlere kilo başına 85 Kr, inek sütü üretenlere 4 Kr, koyun sütü üretenlere 10 Kr prim ödenecek.

Bitkisel üretimde yaşananlar hayvancılıkta yaşananlardan çok farklı değil. 25 Ocak 2009 günü Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğlerle 2008 ürünü pamuk, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir, zeytinyağı, buğday, mısır, kuru fasulye, mercimek, nohut, çeltik, arpa, yulaf, çavdar, tütün vb. bir çok üründe destekleme priminde ciddi kesintiler yapıldı.

Tarıma desteğe 2010 için bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı...

Bu yıl tarım desteklerine bütçeden 5.6 milyar TL ayrıldı. (Bütçe harcamalarının toplamı 286 milyar TL. Personele ayırılan para 71 milyar TL. Faize ayırılan para 56 milyar TL. Tarım desteğinin amacı üretimi artırmaktır. 2010’da tarım desteğine ayrılan para faize ayrılan paranın onda biri kadardır.

Bizde tarım üreticisi, üretime başlamadan devletin ne destek vereceğini bilerek yola çıkamaz. Destek yola çıktıktan sonra açıklanır. Destekler 2010’un ilk yarısında ödenecek.

Buğday ve mısırda ürün piyasaya çıktıktan, TMO ürün alımına başladıktan sonra destekler açıklandı. Başta yağlı tohumlar olmak üzere diğer ürünlerde desteğin ne olacağını üretici ürün elden çıktıktan sonra öğrenebilecek.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ülkemizin her yöresinin, her yöre insanın adaletli ve eşit şartlarda desteklenmesinden yana olduğumuzu her vesile ifade etmişizdir.

Ancak AKP İktidarı illere verilen desteklerde, hem toplam destek miktarı hem de çiftçi başına destekleme miktarı bakımından son derece adaletsizdir ve iller arasında ayrımcılık yapılmıştır. AKP kayıtlı yaklaşık 2,5 Milyon çiftçiye bölgesel ve il bazında adaletli davranmamıştır.

Biz, krizden zarar görmeye başlayan sektörün bu zararlarına karşılık destekleme bütçesinin artırılmasını beklerken, tam tersi yapılmıştır.

Tarımda Teşviklerde yeniden yapılanma

AKP döneminde adeta yazboz tahtasına dönen ve neye? kime? hizmet ettiği pek anlaşılamayan teşvik ve destek politikaları sıkça değiştirilmekte ve yapılan değişikliklerle genellikle belirli kişi, bölge ve kesimlere ayrıcalıklar sağlanarak adeta haksız kazanç fırsatı olarak değerlendirilmektedir.



Tarımda üretim ve destekleme modeli sil baştan değişiyor.

Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker tarafından 1 Haziran 2009’da Bakanlar Kurulu’na sunulan sistem, ürün temelinde kurulan mevcut destekleme politikasını değiştiriyor.

Mevcut sistemde destekleme kapsamında bulunan bir ürün, Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin destek alıyordu. Yeni sistemde ürünlerin hangi bölgelerde üretileceği önceden belirleniyor. Destekleme modeli de buna göre kuruluyor. Üretici destekten faydalanmak için kendi bulunduğu bölgede desteklenen üründen üretmek zorunda kalacak.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 3 yıldan beri sürdürdüğü "Türkiye'nin Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli" ana hatları ile şu değişiklikleri içeriyor:

- Türkiye 30 ayrı üretim bölgesi olarak tanımlanıyor. Havza adı verilen bu üretim bölgeleri, ekolojik olarak aynı veya benzer yerlerden oluşuyor. Bu havzaların tesbiti ve en uygun ürünün belirlenmesi, yeni tarımsal yapının en önemli dayanaklarından birini oluşturuyor. Yeni teşvikler bu havzalar bazında verilecek.

- Havzalarda farklı üretimlere farklı teşvikler verilecek. Bu yolla bazı ürünlerin teşviği artırılacak, bazılarınınki azaltılacak. Sonuçta Türkiye'nin gıda ihtiyacı ve ihracat olanakları göz önünde bulundurularak bir üretim planlamasına gidilecek. Ekonomik değeri olmayan, Türkiye'nin ihtiyacından fazla ve ihraç edilmeyen ürünler ya da katma değeri az ürünlerden vazgeçilecek.

- Üretim planlaması ile ithal edilen tarımsal ürünlere daha yüksek teşvik verilecek. Bu açıdan yeni modelin uygulanmasıyla sadece buğday, mısır ve zeytinyağına yapılan destek miktarında 2008’e göre düşüş olacak. Diğer 13 üründe ise destek miktarları artacak. En yüksek artış ise yağlı tohumlarda, ayçiçeği, soya, kanola, aspir ve pamuk ürünlerine sağlanacak. Bu ürünlere verilen teşvikler yüzde 300'den fazla artırılacak. Çaya verilen teşvik de bir kattan fazla artırılıyor.

- Yeni havza modeli uygulaması 2010'dan itibaren kademeli şekilde başlayacak.

- Öncelik halen primle desteklenen 16 ürüne verilecek. Gelecek yıldan itibaren havza desteği alacak 16 ürün arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çavdar, çay, çeltik, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf ve zeytin olacak.

- Üretim planlaması ve toprağa uygun üretimle 5.3 Milyar liralık ekstra ekonomik değer yaratılacak. Bu, hem katma değeri daha yüksek ürünlere yönelinmesi hem de verimlilik artışıyla sağlanacak.



Modelin Amaçları şöyle sıralanmaktadır;

* Tarım envanteri hazırlamak,

* Hangi ürünün nerede ne kadar üretileceğini belirlemek,

* Çiftçinin gelirini artırmak,

* Geleceğe ait talep projeksiyonları yapmak,

* Arz açığı olan ürünlerde üretim artışı sağlamak,

* Destekleri rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde kullanmak,

* Doğal kaynakları korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak,

* Havza bazlı planlama ve yönetimle,

ilgili sektör talebini karşılamak.



Önerilen Yeni sistemin de eksikliği çok;

- Yeni model, tarımın en sorunlu alanlarına dokunmuyor. En azından 2010 yılında başlayacağı belirtilen uygulamada bu sorunlu alanlar yer almamış. Fındık, tütün, şeker pancarı tarımın en sorunlu ürünleri.

Bu alanlardan Fındık için tam hasatın başladığı dönemde ve üreticiyi sıkıntılara sokan ve ileride detayları ile verilen bir uygulama başlatılmıştır. Ekim alanlarını sınırlayan, hatta fındığın sökülmesini teşvik etmeye yönelik bir sistem değişikliği getirilmektedir.

- Meyve ve sebze ile balıkçılığa da yer verilmemiş. Bu da yeni modelin alanını ve etkisini sınırlıyor.

- Buğday’da teşvikin düşürülmesi düşündürücüdür. Nüfus artış hızı ve küresel ısınmanın etkisiyle buğdayın bir stratejik ürün olduğu kabul ediliyorsa, ihtiyacın sınırında gezen bir üretim gelecek yıllarda risk doğurmaz mı?

- Yine sık sık üretim açığı verdiğimiz ve ithalat yapmak zorunda kaldığımız mısırın teşviki de azaltılıyor. Bu da ilginç bir gelişme.

- Buna karşılık ihtiyacımızın fazlasını ürettiğimiz ve ihraç olanağımızın bulunmadığı çaya teşvikin artırılması herhalde siyasi olsa gerek.

Yıllarca ihmal edilen ve bir arpa boyu yol alınamayan tarımda, yeniden yapılanmanın gerçekleştirilmesi sadece nüfusun üçte birini doğrudan ilgilendirmiyor.

Onları üretim ve gelir yönüyle elbette ilgilendiriyor. Ama kentlerde yaşayan tüm insanları, hatta yeme eylemi içindeki tüm canlıları da yakından etkiliyor. Hem kalite olarak hem parasal olarak...

Tarımda değişim veya reformun ötesinde, aslında devrim yapmak lazımdı. Ama kim yapacak? AKP İktidarının bunu gerçekleştirebilmesi pek mümkün görülmemektedir.



Teşvik Sistemi 5.3 Milyar TL kazandıracak;

Havza destekleme modelinin uygulanması ile yıllık 23 Milyar lira olan tarımsal ürün büyüklüğünün, 16 ürüne verilen destek miktarının yılda 1 Milyar lira artırılarak 2.9 Milyar liradan 3.9 Milyar liraya yükseltilmesiyle toplamda 28 Milyar liraya çıkarılacağı iddia edilmektedir.



Bu ürünlerin üretiminde sağlanacak artış ile yıllık 5.3 Milyar liralık ekonomik değer artışı sağlanacağı ifade ediliyor.

Ürün

Mevcut Sistem*

Yeni Sistem*

Fark

Arpa

3.361

4.262

901

Ayçiçeği

726

1.895

1.169

Buğday

8.789

9.347

558

Çavdar

115

210

95

Çay

1.893

820

-72

Çeltik

732

946

214

Kanola

21

113

91

K.Fasulye

428

658

229

Mercimek

843

779

-64.9

Mısır

1.944

2.670

726

Nohut

651

702

50,9

Pamuk

2.866

2.895

29

Soya

19,3

407

388

Yulaf

94,5

92

-2,3

Zeytin (Y)

1.923

2.885

961

TOPLAM

23.413

28.719

5.306

*Ekonomik değeri (Milyon TL)

Yüklə 1,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin