MiLLİyetçİ hareket partiSİ



Yüklə 1,51 Mb.
səhifə11/16
tarix07.08.2018
ölçüsü1,51 Mb.
#68404
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

51 Fabrikaya El Kondu…

Son bir yılda el konulan fabrika sayısı 51'e yükseldi. El konulan fabrikaların muhammen bedeli de 235 milyon TL olarak hesaplandı. El konulan büyüklü küçüklü işyeri sayısı 654'ü, dükkan sayısı da 261'i buldu. İSMMMO'nun raporuna göre, işyeri ve fabrika hacizlerinin yanı sıra 425 adet arsa, 983 adet villa ve daire tipi konut, 77 adet bina ve 166 adet tarlaya da el konulduğu ortaya kondu.



200 Bin KOBİ Banka Borcunu Ödeyemedi…

DÜNYA'nın BDDK verilerinden yaptığı hesaplamaya göre; Küresel çapta patlak veren kriz sürecinde küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) kredi talebinin azalması ve bankaların seçici davranmasına bağlı olarak KOBİ kredilerinin hacmi hızla küçüldü. Bankaların bu işletmelere yönelik takipteki alacakları ise çığ gibi büyüdü. Kredi borcu takibe düşen KOBİ sayısı son bir yılda yüzde 83 artarak 195 bin 700'e ulaştı. Bunun 165 bin 993'ünün mikro işletme niteliğinde olduğu belirlendi.  Bu işletmelerin sayısı son bir yılda yüzde 90.2 arttı.

Takipte kredi borcu bulunan küçük işletmelerin sayısı yüzde 39 oranında artışla 24 bin 361'e, orta ölçekli işletme sayısı ise yüzde 136 oranında artışla 5 bin 346'ya çıktı. Takipteki KOBİ kredilerinin hacmi ise yüzde 67'lik artışla 6.8 milyar lira oldu. Özellikle orta ölçekli işletmelerin takipteki kredi borçlarının yüzde 114 oranında büyüdüğü dikkati çekti. Bir yıllık dönemde bankaların KOBİ niteliğindeki kredi müşterisi sayısı ise yüzde 8.1 azalarak 1 milyon 246 bin 477'ye geriledi.

KOBİ‘lere kullandırılan nakdi kredilerin hacmi ekim sonu itibariyle yüzde 9.5 küçülerek 80 milyar 115.5 milyon liraya geriledi. KOBİ kredilerinin hacmi geçen yıl aynı tarihte 88 milyar 499.9 milyon lira düzeyinde bulunuyordu. Bu dönemde bankalarla ilişkisini kesen mikro işletme sayısı 115 bin 273 oldu. Böylece bankaların mikro işletme niteliğindeki toplam müşteri sayısı 1 milyon 25 bin 394'e geriledi. (Dünya-14.12.2009)



Vatandaş ta Hacizden Nasibini Aldı.

Kanuni Takibe Düşen Kredilerin oranı yüzde 100 arttı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre, Temmuz-Eylül 2009 dönemi itibariyle 3.667 milyon TL olan idari ve kanuni takipteki krediler, toplam tüketici kredileri bakiyesinin yüzde 4,41’ini oluşturdu.

Takipteki Krediler

Bakiye Miktar Oranı (%)

Temmuz-Eylül 2008

Nisan-Haziran 2009

Temmuz-Eylül 2009

İdari Takipteki Kredi

0,09

0,17

0,21

Kanuni Takipteki Kredi

1,72

3,59

4,20

İdari + Kanuni Takipteki Kredi

1,81

3,76

4,41

Temmuz-Eylül 2009 döneminde kanuni takipteki krediler, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 100 oranda artarak 955 milyon TL olmuştur. Dönem içinde kanuni takibe geçilen kredilerin yüzde 17’sini taşıt, yüzde 24’ünü konut ve yüzde 58’ini ihtiyaç kredileri oluşturdu.

TBB verilerine göre, Temmuz-Eylül 2009 döneminde 1.682.820 kişiye, 17.084 milyon TL tutarında tüketici kredisi kullandı. Kredi kullanan kişi sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 oranında gerilerken, bir önceki üç aylık döneme göre ise yüzde 3 oranında artış gösterdi. Aynı dönemde kullandırılan kredi miktarı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında, bir önceki üç aylık döneme göre ise yüzde 11 oranında büyüdü.

Temmuz-Eylül 2009 dönemi sonu itibariyle tüketici kredileri bakiyesi 83.082 milyon TL, kredi kullanan toplam kişi sayısı ise 8.672.184 oldu. Toplam kişi sayısı Temmuz-Eylül 2008’e göre yüzde 4 oranında, bir önceki üç aylık döneme göre ise yüzde 8 oranında azaldı. Tüketici kredisi bakiyesi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 oranında, Ocak-Mart 2009’a göre ise yüzde 3 oranında büyüdü.

Temmuz-Eylül 2009 döneminde kullandırılan verilerine göre kişi başı ortalama tüketici kredileri miktarı 10,2 bin TL oldu. Bu büyüklük konut kredilerinde 61,9 bin TL ve taşıt kredilerinde 35,2 bin TL olarak gerçekleşti. Yine aynı dönemin sonundaki bakiye verilerine göre kişi başı ortalama tüketici kredileri 9,6 bin TL’dir. Bu miktar konut kredilerinde 47,9 bin TL ve taşıt kredilerinde 13,2 bin TL oldu. (ANKA;10.12.2009)



Sosyal patlama yaşıyoruz…

Türkiye KAMU-SEN’ın yaptığı araştırmaya göre Cumhuriyet Tarihinde ilk defa ceza ve tevkif evlerinde mahkûm ve tutuklu sayısı 100 bin barajını aşarak 111 bin kişiye ulaştı. Son bir yılda 950 bin kişinin evine iş yerine ya da maaşına icra geldi. 45 bin araç haczedildi. Kapanan iş yeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Karşılıksız çek sayısı 9 milyon 585 bine, protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine çıktı.

AKP iktidarının 2009 rakamları netleşiyor…

Rekor düzeyde cari açık 63 milyar TL civarında. Faiz harcamaları rekor düzeye ulaşmış 56 milyar TL. İşsizlikte ise OECD ülkeleri içersinde başa güreşiyoruz. Küçülme eksi 6’ya ulaşmış. 2009 yılı kişi başı milli gelir 2008 yılına göre %20 gerilerdedir. Önümüzdeki yılda da büyümede bir sıçrama görülmemektedir. Büyüme olmadan işsizlik aşılamaz, yoksulluk aşılamaz.

İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk üçlü sarmalı toplumumuzu kuşatmaktadır. 2009 asgari ücreti 546 lira 50 kuruş, açlık sınırı 780 liradır. 5 milyon 202 bin işçi emeklisinin % 82’si aylık açlık sınırının altında maaş almaktadır. Yani emekliler açlıkla boğuşmaktadır.

Resmi rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçekte her üç gençten biri işsizdir. 6 milyon insanımız işsizlikten kıvranmakta, iş bulamadığı için gözyaşları boşalmaktadır. İşsizlik fonu amacı dışında bütçeye destek olarak kullanılmaktadır.



TARIM/ÇİFTÇİLER

AKP İktidarları döneminde yapılan uygulamalar ile Tarım sektörünün çöküşü hazırlanmış, çiftçimiz, üreticilerimiz yoksulluğa itilerek tarım kesimi yok edilmeye çalışılmıştır. AKP iktidarınca; tarım sektöründeki nüfusun ve tarımın milli gelir içerisindeki payı azaltıldıkça, gelişmiş batılı ülkelerin standartlarına daha çabuk ulaşılacağı zannedilmiştir. Tarımdan kaçış başlamış, gerek istihdamda gerekse işlenen alanlarda önemli düşüşler olmuştur.



Tarım Sektörü Büyüme verileri;

Tarımda kalıcı sorunlar temel olarak; toprak, sermaye, işgücü ve bilgi kullanım şeklinden kaynaklanmaktadır. AKP iktidarının tarım politikaları planlaması yoktur. GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla azalmaktadır.

2002-2007 yılları arasında GSYİH yılda ortalama %6,8 büyürken, tarımsal katma değer sadece %1,8 büyümüştür.

Son yıllarda tarım ve gıda ithalatı, ihracata oranla daha hızlı artıyor. İşlenmiş gıda ihracatının toplam tarım ve gıda ihracatı içindeki payı % 15’i geçemiyor.

Tarımda üretkenliğin, etkinliğin, ürün niteliğinin ve çeşitliliğinin artırılması gerekir. Bunun için gerekli bilginin üretilmesi şarttır. Bilgi akışı sağlanamamaktadır. Geç kalmanın iktisadi ve sosyal maliyeti daha fazla olacaktır. Rekabet gücünün artırılması için kurumsal örgütlenme ve örgütlenmedeki beşeri sermayenin kalitesini artırmak gereklidir.

2007 yılında tarım %7,3 gerilemiştir. 2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için büyüme 3,9’da kalınca, 2008 yılı çiftçimiz için iyi bir yıl olmamıştır.

2009’da Tarımda birinci çeyrekte büyüme oranı -0,4 olarak gerçekleşti. İkinci çeyrekte ise Tarımda büyüme oranı 6,4 üçüncü çeyrekte de büyüme 2,7 oldu. Ancak bu tablo yinede 2009 yılı için de iyimser olmamıza imkan vermiyor.

Tarım Sektöründe İstihdam;

TÜİK’in yıllık istihdamın sektörel dağılımı verilerine göre 2002 yılında tarım kesiminde 7 Milyon 458 bin kişi çalışırken bu sayı 2005 yılı sonunda 6 Milyon 493 bine, 2006 yılında 2002’ye göre 1 Milyon 745 bin kişi azalarak 5 Milyon 713 bine gerilemiştir. 2007 yılında daha da azalarak sayı 5 Milyon 601 bine, 2008 yılı Kasım itibariyle 2007 yılına göre tarım sektöründe çalışan sayısı 107 bin kişi daha azalmış ve 2008 yılında 2002 ye göre % 26,4’e düşerek tarımda çalışan sayısı 5 Milyon 494 bin kişiye inmiştir.

Tarım dışı işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla % 16,2 seviyesine ulaştı. 2009 Kasım döneminde, tarımda istihdam sayısı 5 Milyon 342 bin olmuştur. Böylece 2002 yılından bu yana tarım sektöründeki istihdam sayısı 1 Milyon 887 bin kişi azalmıştır.

Son açıklanan “İstihdam ve Teşvik Paketi”nde de tarıma yer verilmemiştir.

Yeni açıklanan Teşvik Paketi’nde sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde “tarım ve tarıma dayalı imalat sanayii” teşviki vardır. Diğer bölgelerde tarım ve tarıma dayalı sanayiler teşvik edilmemiştir.

Tarım sektörünün kullandığı traktörde, temel girdilerden gübre ve mazot gibi girdilerin KDV ve ÖTV’lerinde herhangi bir indirim yapılmamıştır.

Sorun istihdamsa, tarımda istihdam artıyor. Bazı alanlarda KDV ve ÖTV uygulamaları yanında kredi kartı borçları ile ilgili kolaylıklar sağlayan yetkililerin, çiftçi borçları, tarımsal girdi maliyetleri konularında da aynı hassasiyeti göstermeleri beklenmektedir.

2007 de büyük oranda gerileyen tarım sektörü için 2008 yılı da iyi bir yıl olmadı.2009 yılı ise, özellikle bütçe kesintisini de göz önüne alırsak, çiftçilerimiz için IMF’nin baskısı altında ve çok zor geçeceğe benziyor. 2009 yılı için iyimser olmamıza imkan görünmüyor.

Yaşanan global krizin yanı sıra; maliyetlerin yüksekliği, desteklerin yetersizliği, kredi kullanımındaki zorluklar gibi çiftçilerimizin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik koşulların da bu sonuçta payı bulunmaktadır.

Tarımda çalışanların ekonomik durumu sürekli kötüye gitmektedir.

2002 yılında kişi başına düşen gelir 2 598 dolar, tarımda ise kişi başına düşen gelir ise 916 dolar iken, 2007 yılında kişi başına düşen gelir 9 333 dolar, tarımda kişi başına düşen gelir ise 2 392 dolar, 2008 yılında kişi başına düşen gelir 10 436 dolar, tarımda ise 2 272 dolar olurken, 2009 yılı III. çeyrek itibariyle kişi başına düşen gelir 9 801 dolar, tarımda ise 2 676 dolar olmuştur.



GSYİH’dan tarımın aldığı pay hızla azalıyor;

2002 yılında yaklaşık olarak % 10’larda olan tarımın payı 2009 yılı ilk yarısı rakamlarına göre % 5’lerin altına inmiştir. Kişi başına gelir dağılımında tarımda çalışanların gelirinin Ülke ortalamasına oranları 2002’de % 35 iken 2009 yılı ilk yarısı rakamlarına göre % 22’lere gerilemiştir.



Yıllar

GSYİH (Milyon $)

Tarımsal GSYİH (Milyon $)

Kişi Başına Gelir ($)

Tarımda

Kişi Başına Gelir ($)



Toplam İstihdam

Tarım Sektöründe İstihdam

2002

230 512

23 715

2 598

916

21 354

7 458

2003

305 033

30 275

3 390

1 180

21 147

7 165

2004

390 309

37 002

4 172

1 419

21 790

7 399

2005

481 462

45 045

5 008

1 576

22 046

6 493

2006

526 427

43 496

5 477

1 947

22 330

6 088

2007

658 786

50 699

9 333

2 392

21 189

5 601

2008

741 792

48 157

10 436

2 272

21 194

5 016

2009 (9 Aylık)

447 076

39 990

6 251

1 809

22 108

5 854

2009 (P)

788 365




10 913










2009 Gerç. Tahm.

608 000

Ekim alanları daralmıştır;

AKP iktidarları döneminde izlenen tarım politikaları nedeniyle ülkemiz için stratejik öneme sahip ürünlerin ekim alanlarında özellikle son 7 yılda pamukta %26,4, tütünde %24,1, şeker pancarında %19,3 ve buğdayda %13’e varan azalmalar gerçekleşmiştir.

Köyünde yaşarken kendi aile ekonomisi içerisinde ürettiği et, süt, yoğurt, tahıl gibi temel gıda maddelerini yeterli seviyede tüketen insanlar, AKP politikalarıyla açlığa, yoksulluğa ve yardıma muhtaç bir hale getirilmiştir.

Bugün çiftçimizin cebinde sadece son ödeme tarihi geçmiş faturalar, icra tebliğleri ve çaresizlik içinde sıkılmış yumruklar vardır.

Topraktan ekmeğini kazanmak için çırpınan, tarlasından çocuklarının rızkını çıkarmak için didinen, kış aylarında köy kahvesinde içecek çay parası dahi bulamayan, ihtiyaçlarını harman veresiyesi ile gideren aziz çiftçi vatandaşlarımızın şikayetleri artmış, geleceğe yönelik umut verici hiçbir girişim ve gelişme olmamıştır.

Destekleme ve Bütçe

Bilindiği üzere tarım destekleri bir yıl gecikmeyle ödenmektedir. 2008 yılı üretimine ait destek ödemeleri ancak 2009 tarım destek bütçesinden ödenecektir.

2008 yılında çiftçilerimize ödenen desteklerin toplamı 5,4 Milyar TL olmuştur. Bu desteğe ilave olarak 535 Milyon TL kuraklık desteği ödenmiştir.

İlk defa MHP’nin hükümette olduğu dönemde başlatılan genel destekleme aracı olan DGD 2008 yılında kaldırılmış, 2007 yılında hak edilen 7 TL/da DGD ödemesi 2008 yılı içinde son kez yapılmıştır.

2001 yılında pilot projeyle başlayan, 2002 yurt genelinde uygulanan doğrudan gelir desteği uygulanmaya başladığı yıllarda tarım destek bütçesinin %80’ini oluşturmaktaydı. 2008 yılında ise DGD ödemeleri tarım destek bütçesinin %40’ını oluşturmuştur.

Gübre ve mazot desteği

Son yıllarda en büyük destekleme kalemi olan DGD, 2009 yılından itibaren ödenmeyecektir. 2008 yılında son kez 2007 yılına ait DGD ödemeleri yapılmıştır.

2009 yılı tarım destek bütçesinde mazot destekleri için ayrılan kaynak 583 Milyon TL’dir. 2008-2009 üretim sezonunda mazot fiyatının değişmeyeceği varsayıldığında bile çiftçilerimiz toplam olarak yaklaşık 9,5 Milyar TL mazot bedeli ödeyecektir.


Ürün Grupları

Toplam Gübre ve Mazot Desteği (TL/Da)

 

2008

2009

%

Sebze, meyve, süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali ürün alanları

3,23

5

55

Hububat, yem bitkileri, baklagiller ve yumru bitkiler alanları

5,01

7,50

50

Yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri

8,4

12

43


Yüklə 1,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin