MiLLİyetçİ hareket partiSİ


Kasım itibariyle 283 Milyar 986 milyon TL’ye, ulaşmıştır



Yüklə 1,51 Mb.
səhifə2/16
tarix07.08.2018
ölçüsü1,51 Mb.
#68404
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16

2009 Kasım itibariyle 283 Milyar 986 milyon TL’ye, ulaşmıştır.

MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ

2009 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi kümülatif gerçekleşmeleri çerçevesinde bütçe giderleri, bütçe gelirleri, bütçe dengesi ve faiz dışı fazla aşağıdaki Grafikte gösterilmiştir.

2008 yılında 227 Milyar 031 milyon TL olarak gerçekleşen bütçe giderleri, 2009 yılının da yüzde 17,7 oranında artarak 267 Milyar 275 milyon TL olmuştur.

Merkezi Yönetim Bütçesi Merkezi yönetim bütçesi 2008 yılında 17 milyar 432 milyon TL açık vermiş iken 2009 yılında 52 milyar 215 milyon TL açık vermiştir.

2008 yılının da 33 Milyar 229 milyon TL olarak gerçekleşen faiz dışı fazla 2009 yılının da 986 milyon TL olmuştur.



BÜTÇE AÇIĞI 2009 YILNDA % 199,5 ARTTI…

Merkezi Yönetim Merkezi Yönetim Bütçesi 2008 yılında 17 milyar 432 milyon TL açık vermiş iken, 2009 yılında açık 52 milyar 215 milyon TL olmuştur.

Bütçe giderleri % 17,7 artarken, bütçe gelirlerinde % 2,6 atış oldu. Faiz giderleri de % 5 artarak, 50 Milyar 661 Milyon TL’den, 53 Milyar 201 Milyon TL’ye çıkmıştır.

Vergi gelirleri % 2,6 artarak, 168 Milyar 109 Milyon TL’den, 172 Milyar 417 Milyon TL’ye geriledi.

Özetle;


  • 2008 yılında 227 Milyar 031 milyon TL olan bütçe giderleri 2009 yılında 267 Milyar 275 milyon TL çıkmıştır. 2008 yılına göre yüzde 17,7 artış vardır.

  • Bütçe gelirleri ise yüzde 2,6 düzeyinde artarak 209.598 Milyar TL’den 215.060 Milyar TL’ye çıkmıştır.

  • Bu durumda bütçe açığı büyümüştür. 2008 yılında 17 Milyar 432 Milyon TL fazla verilmişken 2009 yılında 52 Milyar 215 milyon TL olmuştur. Açıktaki artış % 199,5 olmuştur.

  • Faiz dışı fazla 33.229 Milyar TL den 986 milyon TL’ye inmiştir. Buradaki daralma ise yüzde 97 düzeyindedir.

  • Bütçeyi bu duruma getiren üç nedenden biri, Faiz giderleri 2009 yılında 2008 yılına göre yüzde 5 oranında artış göstererek 53 milyar 201 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

  • Bütçeyi bozan ikinci etken, vergi gelirlerindeki yüzde 2,6 armasına rağmen bu durumun oluşmasında kriz etkili olmuştur.

  • Bir de yerel seçim, harcamaları da etkiledi. 2009 bütçesini yıkan faiz dışı harcamaları yüzde 21,6 artırdı.

  • 2010 yılı ocak ayında bütçe giderleri 22 milyar 646 milyon TL, bütçe gelirleri ise 19 milyar 525 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı ocak ayında bütçe açığı 3 milyar 121 milyon TL olmuş, faiz dışı fazla ise 2 milyar 968 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

  • 2010 yılı ocak ayında vergi gelirleri yüzde 25,2 oranında artarak 17 milyar 304 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Buna karşın faiz hariç bütçe giderleri sadece yüzde 10,3 oranında artarak 16 milyar 557 milyon TL olmuştur. Merkezi yönetim bütçesi 2009 yılının Ocak ayında 2 milyar 967 milyon TL açık vermiş iken 2010 yılının aynı ayında 3 milyar 121 milyon TL açık vermiştir. 2010 yılı Ocak ayında faiz dışı fazla yüzde 263,6 oranında artarak 2 milyar 968 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Dünya ekonomisinin 2009 yılında yüzde 1,7 ila 2,8 oranında daralması beklenirken 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6,5 oranında daralan Türkiye ekonomisinde 2009 yılının ilk çeyreği için açıklanan yüzde 13,8 küçülme rakamı, yüzde 14,7 olarak revize edildi. Nisan-Mayıs-Haziran dönemini kapsayan ikinci çeyrekte yüzde 7,9, üçüncü çeyrekte ise 3,3’lük küçülme meydana geldi. “Teğet geçti.” denen kriz dünyada ilk sıralarda ülkemizi etkilemiştir.

Borçlanma limitindeki bu olağanüstü artış bizlere, yedi yıllık AKP Hükümetinin maliye politikasının iflas ettiğini, mali disiplinin yerle bir olduğunu, gerçekçi bir bütçe yapamadığını ve uygulayamadığını göstermektedir. Ekonomik krizin teğet geçmediğini, ekonomide ağır tahribata yol açtığını ancak Hükümet tarafından gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığını göstermektedir. “Mevcut duruma göre 2009 yılı bütçesinin gelir gider tahminlerinin gerçeklerden çok uzak olduğu ortadadır.”

Maliye Bakanlığı, 2010 bütçesi için düğmeye bastı...

2010 Bütçesi TBMM’ye sunuldu. Plan Bütçe Komisyonunda görüşmeler başladı.



2010 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı (Milyon TL)



2010 MERKEZİ YÖNETİM TAHMİNİ BÜTÇE DENGESİ-TASARISI

(Milyon TL)

GENEL BÜTÇE GELİRLERİ

236.794

Vergi Gelirleri

193.324

Vergi Dışı Gelirler

43.470

 

 

GENEL BÜTÇE GİDERLER

286.928

Personel Giderleri

60.349

Sosyal Güvenlik kurumlarına Devler Prim Giderleri

11.110

Mal ve Hizmet Giderleri

25.186

Faiz Giderleri

56.750

Cari Transferler

102.173

Sermaye Giderler

18.928

Sermaye Transferleri

3.426

Borç Verme

6.903

Yedek Ödenekler

2.103

 

 

BÜTÇE ACIĞI

50.134

FAİZ DIŞI FAZLA

6.616

KAMU YATIRIMLARI

Yatırım harcamaları AKP döneminde düşmüştür. DPT’ye göre 2002 yılında 9 Milyar 835 Milyon TL olan toplam yatırım harcamaları (mahalli idareler yatırımları hariç) 2002 yılı fiyatlarıyla deflete edildiğinde;



  • 2003 yılında 7 Milyar 574 milyon TL,

  • 2004 yılında 7 Milyar 278 milyon TL,

  • 2005 yılında 9 Milyar 829 milyon TL,

  • 2006 yılında 10 Milyar 647 milyon TL,

  • 2007 yılında 10 Milyar 378 milyon TL,

  • 2008 yılında 10 Milyar 406 milyon TL,

  • 2009 yılında 13 Milyar 086 milyon TL olmuştur.

AKP bütçedeki cari harcamaların oranını artırırken yatırım harcamalarını düşürmüştür. Altyapı yatırımı yapılmamakta kalkınma feda edilmektedir.

İLLERDE YAPILAN YATIRIMLAR

Devletin yatırımlarını devlet adına izlemekle görevli DPT rakamlarına göre 2002 fiyatlarıyla deflate edildiğinde; 81 ile yapılan toplam yatırım tutarı



  • 2002 yılında 15.533.564 bin TL iken,

  • 2003 yılında 12. 776.714 bin TL’ ye

  • 2004 yılında 11. 611.359 bin TL’ ye

  • 2005 yılında 13. 040.267 bin TL’ ye

  • 2006 yılında 13 040 658 bin TL’ ye,

  • 2007 yılında 12 306 401 bin TL’ ye,

  • 2008 yılında 13 687 532 bin TL’ye

  • 2009 yılında 16 687 238 bin TL olmuştur.

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR

Doğrudan yabancı yatırım girişleri, 2002 yılında 622 milyon dolar, 2003 yılında 745 milyon dolar, 2004 yılında 1Milyar 190 milyon dolar, 2005 yılında 8 Milyar 535 milyon dolar, 2006yılında 17 Milyar 639 milyon dolar olmuştur.

2007 yılında 19 Milyar 136 milyon Dolar olan uluslararası doğrudan yatırım girişinin 11.662 milyon doları mali aracı kuruluşlardan 4 milyar 210 milyon doları İmalat sanayi’nden kaynaklanmıştır.

2008 yılında giriş yapan 18 Milyar 315 milyon dolarlık yatırımın 6 Milyar 069 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 3 Milyar 924 milyon doları imalat sanayi’nden kaynaklanmıştır.



2009 Ocak-Kasım dönemi giriş yapan 6 Milyar 956 milyon dolarlık yatırımın, 335 milyon doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 1 Milyar 431 milyon doları imalat sanayi’nden geldi. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında mali aracı kuruluşların faaliyetleri 5 Milyar 542 milyon dolar, imalat sanayi yatırımları 2 Milyar 044 milyon dolar azaldı.

Doğrudan Yatırımlarda Azalmayla Birlikte, Kar Transferi Azaldı,

Doğrudan yatırımlarda kar transferleri 2000 yılında 300 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2002'de 401 milyon dolara, 2003 yılında 643 milyon dolara yükselmişti. 2004 yılıyla birlikte belirgin bir şekilde artan kar transferleri, doğrudan yatırımlarda 1 milyar 43 milyon dolara ulaşmıştı. Doğrudan yatırımlarda kar transferi 2005’te 1 milyar 51 milyon, 2006’da 1 milyar 182 milyon ve 2007 yılında 2 milyar 208 milyon dolara çıktı. 2008 yılı sonunda ise 2 milyar 738 milyon dolarlık bir kar transferi yaşandı. Bu gelişmelerle doğrudan yatırımlarda 2003 başından bu yana gerçekleşen toplam kar transferi 11 milyar 240 milyon dolar düzeyine çıktı.



Merkez Bankası Kasım ayı Ödemeler Dengesi Verilerine göre; Sermaye girişi 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 91.7 azalarak 35 milyar 613 milyon dolardan 2 milyar 936 milyon dolara geriledi.

Doğrudan yatırımlar kalemi altında ise Türkiye'deki yabancı sermayeli şirketlerin yurtdışındaki ortaklarından kullandıkları kredileri ve yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye'de gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını da içeren yurtdışında yerleşik kişilerin yurtiçinde yaptıkları net yatırımlar, 2008 yılı Ocak-Kasım döneminde 17 milyar 31 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2009 yılının aynı döneminde yüzde 59.2 azalışla 6 milyar 956 milyon dolar oldu.

2009 yılında kriz nedeniyle doğrudan sermaye girişi geçen yıla göre azalırken, “doğrudan” yatırımlardan elde edilen karlardan yapılan transferlerin de son bir yılda azaldığı gözlendi. 2008 yılının Ocak-Kasım dönemine göre yüzde 3.5 azalarak net 6 milyar 999 milyon dolar oldu. Yatırım geliri kaleminin altında büyük ölçüde kar transferlerinden oluşan doğrudan yatırımlardan gerçekleşen net çıkış, sırasıyla yüzde 11.1 azalışla 2 milyar 169 milyon dolara geriledi.



Yabancı Yatırımcıların Türkiye’den Kar Transferleri

Yabancılar, bu dönemde Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde ettiği karın 11 Milyar 287 milyon dolarını, portföy yatırımlarından kazandığının da 23 Milyar 326 milyon dolarını götürdü. Yabancı yatırımcılar son 8,5 yıllık dönem içinde Türkiye’deki yatırımlarından elde ettiği toplam 35.6 Milyar dolarlık getiriyi kendi ülkelerine transfer etti. Anka Ajansı’nın Merkez Bankası rakamlarından yazdığı habere göre yabancı yatırımcıların, 2002 başından 2009’un Kasım sonuna kadar olan dönemde Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından yaptıkları kar transferleri ile sıcak para olarak gelen dış sermayenin portföy yatırımlarından elde ettiği getirilerden ülkelerine aktardığı tutarın toplamı 35 Milyar 613 milyon dolara ulaştı.

Yabancı yatırımcıların kendi ülkelerine aktardıkları kaynağın 11 Milyar 287 milyon dolarlık kısmı doğrudan yatırımlarından elde ettiler. Yaklaşık 23 Milyar 326 milyon dolarlık kar transferi ise yabancı yatırımcıların borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kaynaklandı.

Yabancı Yatırım 18 Milyar $’a indi, stok 75 Milyar dolar eridi

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün UNCTAD 2009 dünya yatırım raporuna göre Türkiye uluslar arası doğrudan yatırım stoku açısından 40’ıncı sırada yer aldı. Bunda da dünyada varlık değerlerinin düşüş trendine girmesi etkili oldu. Türkiye’nin 2007 yılında 145 Milyar dolar olan stok değeri, 2008’de 69.9 Milyar dolara indi. Yatırım stokunun milli gelire oranı ise 2008 yılında yüzde 22,2’den yüzde 9,6’ya geriledi. YASED Başkanı, “Ben bu verileri doğrudan yabancı yatırımın geri çekilmesi olarak okumuyorum. Bence bunda yerli yatırım oranındaki artışın da etkisi var” dedi. Listede ilk 3 sırada yer alan ABD, Fransa ve İngiltere, 14.9 trilyon dolarlık yabancı doğrudan yatırım stokunun yüzde 30,4’ünü elinde bulundurdu.



Dünya’da 20’nci oldu

* Uluslararası doğrudan yatırım 2007 yılında 22 Milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

* Dünya genelinde de uluslar arası doğrudan yatırım girişleri, önceki yıla oranla yüzde 14’lük düşerek 1.7 trilyon dolara geriledi.

* Türkiye 2008 yılında çektiği 18 Milyar dolarlık Uluslar arası Doğrudan Yatırım (UDY) ile dünya sıralamasında 20’nci oldu.

* Giren yatırımda yaşanan 4 Milyar dolarlık düşüşe rağmen, dünya sıralamasında 5 sıra birden yükselmeyi başardı.

YABANCILAŞMA

AKP iktidarı özelleştirme yerine yabancılaştırmayı, milli kalkınma modeli yerine uluslar arası pazar olma yolunu tercih etmiştir.



  • Yabancı yatırımlar AKP’nin ithalata dayalı ekonomi politikasına uyumlu bir şekilde toptan perakende ticareti alanında yoğunlaşmış ve 1954-2003 yılları arasında 2,282 olan sayı, 2004 yılından 2009 Ekim ayına kadar olan dönemde 4,582 yabancı toptan ve perakende ticareti şirketi ülkemizde yatırım yapmıştır.

  • Telekomünikasyon sektörü tamamen yabancılaştırılmıştır. Türk telekomünikasyon sektöründe Türk Telekom’un Öger’e, Telsim’in Vadafon’a, Aycell + Aria (AveA) İtalyan ve Öger’e satılması, Türkcell’in hisselerinin Alfa grubunun almasıyla bu stratejik sektörde yabancılaştırma tamamlanmıştır.

  • Türk bankacılık sektöründe Şekerbank, Denizbank, Demirbank, Dışbank, Tekfenbank, Garanti Bankası, Finansbank, TEB, Akbank, Koç Bank, MNG Bank, CBank, Türkiye Finans, Oyakbank ve Yapı kredi Bankasının çoğunluk veya önemli oranlardaki hisseleri yabancı bankalara satılmıştır.

  • İMKB yabancılaştırılmış, yerli yatırımcıların borsadaki payları yüzde 33’e inmiştir.

  • AKP döneminde 3,304 yabancı şirket ile ikinci sırayı gayrimenkul şirketleri almıştır.

İşte YABANCILAŞMADA AKP gerçekleri;

*Türk Telekom, Arap'ın... *Telsim, İngiliz'in...

*Kuşadası Limanı, İsrailli’nin... *İzmir Limanı, Hong Konglu'nun...

*Araç muayene işi, Alman'ın... *Başak Sigorta, Fransız’ın...

*Adabank, KuveTLi'nin... *İETT Garajı, Dubaili'nin...

*Avea, Lübnan ve İtalya’nın… *Rakı, Amerikalı'nın...

*Finansbank, Yunanlı'nın... *Oyakbank, Hollandalı’nın...

*Denizbank, Fransız ve Belçikalı'nın... *Türkiye Finans, KuveTLi'nin...

*TEB, Fransız'ın... *Cbank, İsrailli'nin...

*MNG Bank, Lübnanlı'nın... *Alternatif Bank, Yunanlı'nın...

*Dışbank, Hollandalı ve Belçikalı'nın... *Şekerbank, Kazak'ın...

*Yapı Kredi'nin yarısı, İtalyan'ın... *Turkcell'in yarısı, Finli'nin + Rus'un...

*Beymen'in yarısı, Amerikalı'nın... *Enerjisa'nın yarısı, Avusturyalı'nın…

*Garanti'nin yarısı, Amerikalı'nın... *Eczacıbaşı İlaç, Çek'in...

*İzocam, Fransız'ın... *TGRT(Fox), Amerikalı'nın...

*Demirdöküm, Alman'ın... *Döktaş, Fransız'ın...

*Süper FM, Kanadalı'nın... * Demirbank, İngiliz’in...

*Petkim Ermeni’nin *Akbank’ın bir bölümü Amerikali’nin

*AVM/Alışveriş merkezleri ve marketlerin nerdeyse tamamı yabancıların

Daha Yüzlercesi, Hepsi TÜRK’tü! Sadece 7 yıl önce...

ÖZELLEŞTİRME

Özelleştirmeyi, Devletin sahip olduğu değerli varlıkları haraç-mezat şekline ucuza satmak olarak algılayan AKP hükümeti 2002 sonuna kadar 17 yılda yapılan yaklaşık 8 Milyar Dolar özelleştirmeye karşın, 7 yılda, 34 Milyar 483 milyon Dolar özelleştirme gerçekleştirmiştir.

1986 yılından itibaren 270 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 524 taşınmaz, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 Tesis, 6 Liman, şans oyunları lisans hakkı ile Araç Muayene İstasyonları özelleştirme kapsamına alınmıştır.

Halen özelleştirme kapsamında 2, kapsam ve programda 17 olmak üzere toplam 19 kuruluş bulunmaktadır.  Bu  kuruluşların  11  tanesinde  % 50’nin üzerinde  kamu  payı  vardır. Söz konusu 2 kuruluşun programa alınması yönündeki çalışmalar sürdürülmektedir. Bunun yanısıra, özelleştirme kapsamında 192 taşınmaz, 77 tesis, 5 liman, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, şans oyunları lisans hakkı da  yer almaktadır.



Özelleştirme idaresince (TMSF, Diğer kurumlar, Onay ve Sözleşme aşamasında olanlar hariç) 1986’dan bu yana Türkiye 38 Milyar 612 Milyon 694 bin 183 dolarlık varlığını özelleştirmiştir. 2002 yılı esas alındığında; özelleştirme işlemleri şu şekilde ifade edilebilir.

1986 - 2009 DÖNEMİ GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ

 

 

1986 – 2007 ($)

 

2008 ($)

 

2009 ($)




TOPLAM ($)

-

Blok Satış

18.159.166.639




2.040.000.000




0




20.199.166.639

-

Tesis/Varlık Satışı

4.821.223.576




2.256.200.287




2.270.211.611




9.347.635.474

-

Halka Arz

5.180.202.610




1.911.000.000




0




7.091.202.610

-

İMKB'de Satış

1.261.053.768




0




0




1.261.053.768

-

Yarım Kalmış Tesis Satışı

4.368.792




0




0




4.368.792

-

Bedelli Devirler

615.730.069




89.923.687




3.613.144




709.266.900

 

TOPLAM

30.041.745.454




6.297.123.974




2.273.824.755




38.612.694.183

*

1995 uygulamalarına METAŞ'ın rehinli hisse satışı olan 57.900.000 $ dahil değildir.


YÖNTEMLER İTİBARİYLE ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİ



Toplam Özelleştirme Miktarı (Milyon $)

 

1985-2002

2003-2009

1985-2009

Onay ve Sözleşme Aşamasında Olan 2009

Genel Toplam

Özelleştirme Toplam

7.996

30.617

38.612

3.867

42.479

Onay ve sözleşme aşamasında bulunan özelleştirmeler toplamı olan 3 Milyar 867 Milyon Dolarlık miktarda dahil edildiğinde 2009 yılı Kasım itibariyle 38,612 + 3.867 = 42.479 Milyar dolar özelleştirme toplamı oluşacaktır. Bunun AKP dönemine isabet eden kısmı 42,479 – 7,996 = 34,483 Milyar dolar dır.

2009 Kasım ayı itibariyle 1,98 Milyar ABD doları gelir elde edilirken, ihalesi tamamlanmış ancak henüz devir işlemi yapılmamış işlemlerden de 3.867 Milyar ABD doları bekleniyor.

2008’in başından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan özelleştirme gelirleri 6,3 milyar doları buldu.



 

Satış Devir Bedeli ($)

İhalesi Tamamlanmış Onay ve Sözleşmesi

1.978.989.398


İmza Aşamasındaki Projeler

1.888.000.000


TOPLAM

3.866.989.397


2008 yılında Pektim Petrokimya Holding AŞ’nin özelleştirme işleminden 2 milyar 40 milyon dolar Tekel ve Sigara Sanayi işletmeleri ve Ticaret AŞ’nin devir bedelinin de içinde yer aldığı tesis ve varlık satış veya devrinde toplam 2 milyar 256 milyon dolar, Türk Telekom’un halka arzından 1 milyar 911 milyon dolar, bedelli devir işletmelerinden ise 89,2 milyon dolar gelir elde edildi.

Diğer işlemlerle birlikte AKP döneminde toplam 50 Milyar dolar satış yapıldığı tahmin ediliyor.



Türk Telekom’da halka arza hazırlanan Hazine, yüzde 30 hisse satabilirse kasasına giren para 3.6 milyar doları bulacak.

2008 yılının Mayıs ayında Türkiye’nin en büyük dünyanın ise o yıla ait en büyük yedinci halka arzının yapıldığı Türk Telekom’da Hazine, yeni bir halka arza hazırlanıyor. Hazine’nin elinde yüzde 30 oranında hisse bulunuyor. Hazine’ye yakın kaynaklar kurumun en az yüzde 15 hisse satmayı planladığını belirtti. Hazine yüzde 15 hisse satmayı tercih ederse kasasına 1.8 milyar dolar girecek. Hazine’nin elindeki yüzde 30’luk hissenin tamamını satması durumunda ise hisselerin borsada işlem gördüğü 5.20 TL’lik fiyatla kasasına giren para 3.6 milyar doları bulacak. 2008 yılının mayıs ayında yüzde 15 hissesi halka arz edilen Türk Telekom’un hisselerinin yüzde 55’i Oger Telekom’da bulunuyor. 

Türk Telekom’un yüzde 55 ile ana hissedarı olan Oger Grubu, hisselerinin yüzde 35’ini Saudi Telecom Company’e 20 milyar dolar piyasa değeri üzerinden 21 Nisan 2008’de sattı. Özelleştirme İdaresi, Hemen hemen aynı tarihlerde kamu, elindeki Türk Telekom hisselerinde halka arz sürecini başlattı.

Ancak Özelleştirme İdaresi, yüzde 45’lik kamu payının bir bölümünü Oger gibi 20 milyar değil, 12.5 milyar dolarlık piyasa değerinden halka arz ediyor. Oger’nin değerlendirmesine göre kamu, satacağı yüzde 17.25’lik hisseden 1.3 milyar dolara yakın kaybı göze aldı. Bu fark kimin cebine gidecek?



Öte yandan, ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasında; 2009 Kasım ayından itibaren satış veya devir işlemleri tamamlanan özelleştirme gelirleri 1,98 Milyar doları buldu. Öte yandan, ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasında TCDD’ye ait İzmir, Derince, Bandırma ve Samsun limanları ile Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. var . Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ. Çoruh Elektrik Dağıtım AŞ., Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ., Sümer Holding AŞ’ye ait Adıyaman taşınmazı ve Tekel ve Sigara Sanayi İşletmeleri’ne ait Ayvalık Tuzlası da ihalesi tamamlanmış onay ve sözleşmesi imza aşamasındaki kuruluşlar arasındadır.

AKP hükümeti tarafından 2009 yılında da Milli Piyango, Köprü ve Otoyolların özelleştirilmesi planlanmaktadır.



Ayrıca AKP hükümeti, "Babalar gibi satarım" anlayışını sürdürürken, özelleştirmeler bu yılda bütün hızıyla sürecek. ÖİB Başkanı, önümüzdeki dönemde, BOTAŞ, MKEK, TKİ gibi kamu varlıklarının özelleştirilebileceğini açıkladı. ÖİB Başkanı, "Krizin etkileri ortadan kalkmaya başladıktan sonra, sisler dağıldıktan sonra”, yeni kuruluşların özelleştirme portföyüne dahil edilmesi planlanmaktadır.

Özelleştirme portföyüne alınacak kuruluşlarla ilgili çalışmaları sürekli yaptıklarını belirten ÖİB Başkanı, dünya ekonomisinde yaşanan krizin bu tür değerlendirmelerin ertelenmesine neden olduğunu belirten ÖİB Başkanı, bu özelleştirmelerin tamamının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyünde yapılmasının söz konusu olmayabileceğini belirtti.

VERGİ YÜKÜ

AKP, vergi oranlarını yükseltmiş, alınan vergilerde enflasyonun çok üstünde artışlar yapmıştır. Neticede kişi başına düşen vergi 2002 yılında 857 TL iken 2005 yılında 1 475 TL’ye, 2007 yılında 2 165 TL’ye, 2008 yılı da 2 381 TL’ye, 2009 yılında kişi başına düşen vergi 2 376 TL’ye ulaşmıştır.



AKP Dolaylı Vergileri de Artırarak Vatandaşı Ezmiştir;

AKP hükümeti döneminde; kazanç üzerinden vergi alınmasını sağlayan doğrudan vergiler düşmüş, tüketim üzerinden alınan dolaylı vergiler artmıştır.

AB ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı % 35’ken, AB’ye uyum iddiasında olan AKP hükümeti döneminde 2005 yılında tersine, doğrudan vergiler % 27,2 ye düşmüş, sabit/düşük gelirlileri ezen bir vergi türü olan dolaylı vergiler % 72,8’e ulaşmıştır.

2008 yılında 168.087 milyon TL olan toplam vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 59.021 milyon TL olurken, dolaylı vergiler miktarı 109.066 milyon TL’dir. Toplam vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 35,1, dolaylı vergiler ise % 64,9 olmuştur.

2008 yılında 168 milyar 109 milyon TL vergi tahsilatı yapılmışken, 2009 yılında yüzde 2,6 oranında artarak 172 milyar 417 milyon TL vergi tahsilatı gerçekleşmiştir.

Vergi türleri itibariyle 2009 yılı gerçekleşmelerine bakıldığında; 2008 yılına göre Harçlar yüzde 6,2 ve ithalatta meydana gelen azalışa paralel olarak İthalde Alınan Katma Değer Vergisinde yüzde 12,8 oranında azalış meydana gelirken, Gelir Vergisinde yüzde 1,1, Kurumlar Vergisi yüzde 6.6, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi yüzde 14, Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi yüzde 24,1, Özel Tüketim Vergisi yüzde 4,3, Damga Vergisi yüzde 5,7 ve diğer vergiler tahsilatı ise yüzde 2,7 oranında artış göstermiştir.





2009 yılında 172.417 milyon TL olan toplam vergiler içersinde doğrudan vergiler miktarı 56.468 milyon TL olurken, dolaylı vergiler miktarı 115.949 milyon TL’dir. Toplam vergiler içindeki oranları, doğrudan vergiler % 32,8, dolaylı vergiler ise % 67,2 olmuştur.

Pek çok gelişmiş ülkede vergi gelirleri içinde Dolaylı Vergilerin oranının yüzde 20-30 arasında iken Türkiye’de maalesef bu oranın yüzde 70’lere dayanmaktadır. Dolaylı Vergilerin en adaletsiz verdilerdir çünkü vergi adaletinin sağlanabilmesi için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak gerekmektedir. Dolaylı vergileri gelir düzeyi ne olursa olsun tüm tüketiciler aynı miktarda ödemektedir. Dolaylı vergiler, alınan mal veya hizmetin içindedir. Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi vergiler asgari ücretliden de, gelir düzeyi yüksek kişilerden de aynı miktarda alınmaktadır.

Toplam vergi gelirleri içersinde dolaylı vergilerin payının halen çok yüksek olduğu düşünüldüğünde ÖTV ve KDV artışları gelir dağılımını daha da bozacak ve geniş kitlelerin yoksulluğunu arttıracaktır. Dolaylı vergiler ile istihdam üzerindeki vergiler birlikte değerlendirildiğinde durum ülkemiz açısından azımsanmayacak düzeyde olumsuzluklar içermektedir.

2009 YILI VERGİLERİ;

Maliye bakanlığınca belirlenen yeniden değerlendirme katsayılarına göre 2009 yılında emlak vergileri % 6 oranında diğer vergi ve cezalar % 12 oranında arttırılmıştır.

Buna göre;

2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi


  • 8.700 TL'ye kadar yüzde 15

  • 22.000 TL'nin 8.700 TL'si için 1.305 TL, fazlası yüzde 20

  • 50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.965 TL, fazlası yüzde 27

  • 50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.525 TL, fazlası yüzde 35 oranında vergilendirilecek.

2010 yılı Gelir Vergisi Tarifesi

  • 8.800 TL'ye kadar yüzde 15,

  • 22.000 TL'nin 8 bin 800 TL'si için 1.320 TL, fazlası için yüzde 20,

  • 50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.960 TL, fazlası için yüzde 27,

  • 50.000 TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.520 TL, fazlası için yüzde 35 olarak yeniden belirlendi.

Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye OECD ülkeleri içinde sosyal güvenlik primleri dahil dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki payı açısından Meksika’dan sonra yüzde 47,8 ile ikinci sıradadır. Yine Türkiye OECD ülkelerinde sosyal güvenlik primleri hariç dolaylı vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içendeki payı açısından da Meksika ve Slovenya’dan sonra yüzde 65 ile üçüncü sıradadır. Bu yapılanma, ülkemizde uygulanan vergi politikalarının gelir dağılımını bozan ve istihdam yaratmayı engelleyen özellikte olduğunu göstermektedir.

AKP İktidarında Vergi Tabanı Daralmıştır;

AKP iktidarında vergi tabanı daralmıştır. Toplam mükellef sayısı 2002 yılının Aralık ayında 8 Milyon 425 bin iken, 2006 yılının Aralık ayında 8 Milyon 155 bine, 2008 yılında da 6.096.888’a inmiştir.



2009 yılı Aralık döneminde faal durumdaki gelir vergisi mükelleflerinin sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 701 bin 865’den 1 milyon 683 bin 308’e, katma değer vergisi (KDV) mükelleflerinin sayısı da 2 milyon 266 bin 053’den 2 milyon 249 bin 950’ye düştü. Küçük esnafın oluşturduğu basit usule tabi mükelleflerin sayısı da 744 bin 188’den 739 bin 092’ye kadar geriledi. Kurumlar vergisi mükellefi olan faal işletme sayısı da 640 bin 679’dan 640 bin 786’ya çıkmıştır.

TOPLAM MÜKELLEF SAYISI

Mükellef Grupları

2002

2008

2009 Aralık

Gelir Vergisi

1.729.260

1.701.865

1.683.308

GMSİ

436.479

744.103

840.077

Basit Usul

810.167

744.188

739.092

KDV

2.887.598

2.266.053

2.249.950

Kurumlar Vergisi

585.981

640.679

640.786

Toplam

6.449.485

6.096.888

6.153.213

Ancak bütün bu çabalara karşın son 7 yılda toplam mükellef sayısında 296 bin 272 adet azalma meydana geldi. 2002 yılında 6 milyon 449 bin 485 olan gelir, KDV, kurumlar, gayrimenkul sermaye iradı ve basit usule tabi mükellef sayısı, 2009 Aralık itibariyle 6 milyon 153 bin 213'e geriledi. Buna karşılık bu dönemde Türkiye nüfusu 66,8 milyondan 71,5 milyona çıktı.

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM

Çalışma hakkı ve ödevi



Anayasa Madde 49-Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

7 yıldan bu yana iktidar olan AKP hükümetleri TBMM de büyük bir çoğunlukla temsil edilmesine ve tek başına iktidar olmasına rağmen her alanda olduğu gibi ekonomide de başarısızlığa uğramıştır.

Ekonomik önlemlerin yetersiz olduğu ve sürdürülen ekonomik politikaların doğru olmadığı yönündeki bütün ikazlara kulak tıkayan AKP hükümetlerinin yaptıkları uygulamalar sonunda ekonomimiz iflasa sürüklenmiştir.

Üretimden uzaklaştırılan ülkemizin eninde sonunda varacağı yerin işsizliğin tavan yaptığı, yoksulluğun yaygınlaştığı vahim bir nokta olacağı önceden belli idi. MHP olarak defalarca bu konularda yaptığımız uyarılar maalesef hükümetçe dikkate alınmamıştır.



Kamu İstihdamı

Maliye Bakanlığı tarafından derlenen verilere göre 2009 yılı IV. Döneminde toplam kamu istihdamı 2 milyon 959 bin kişidir.



Kasım 2009 döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 864 bin kişi artmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her ay kamuoyuna duyurduğu Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Kasım Dönemi Sonuçlarına göre;

2009 yılı Kasım döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 811 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 841 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 864 bin kişi artarak 52 milyon 7 bin kişiye ulaşmıştır.

Kasım 2009, İşsizlik oranı % 13,1 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 16,2’dir.

Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine (2008) göre 233 bin kişi artarak 3 milyon 270 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 0,5 puanlık artış ile % 13,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 1 puanlık artışla % 15,3, kırsal yerlerde ise 0,4 puanlık azalışla % 8,7 olmuştur.



Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla % 16,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla % 14,9, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla % 20,8 olmuştur.





Yıllara göre İşgücü Durumu

TÜRKİYE

KENT

KIR

2006

2007

2008

2008 Kasım

2009 Kasım

2008(*) Kasım

2009 Kasım

2008(*) Kasım

2009 Kasım

Kurumsal olmayan sivil nüfus (000)

68 393

68 901

69 724

70 030

70 841

48 498

48 890

21 532

21 952

15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000)

48 041

49 994

50 772

51 143

52 007

35 906

36 308

15 237

15 699

İşgücü (000)

23 818

23 114

23 805

24 036

25 011

16 270

16 707

7 766

8 304

İstihdam (000)

21 354

20 738

21 194

20 999

21 741

13 938

14 156

7 061

7 586

İşsiz (000)

2 464

2 376

2 611

3 037

3 270

2 332

2 551

705

719

İşgücüne katılma oranı (%)

49,6

46,2

46,9

47,0

48,1

45,3

46,0

51,0

52,9

İstihdam oranı (%)

44,4

41,5

41,7

41,1

41,8

38,8

39,0

46,3

48,3

İşsizlik oranı (%)

10,3

10,3

11,0

12,6

13,1

14,3

15,3

9,1

8,7

Tarım dışı işsizlik oranı (%)

14,5

12,6

13,6

15,5

16,2

14,8

15,7

18,7

18,5

Genç nüfusta işsizlik oranı (1) (%)

19,2

20,0

20,5

24,0

24,4

25,4

26,3

20,9

20,2

İşgücüne dahil olmayanlar (000)

24 233

26 879

26 967

27 106

26 996

19 636

19 601

7 471

7 395

(1) 15-24 yaş grubundaki nüfus  Not: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
(*) 2008 Kasım dönemi sonuçları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.




İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyete Göre İstihdam Edilenler

2009 ADNSK Toplam Nüfus Rakamları Kullanılmıştır)

Toplam

(bin kişi 15+)



2006 Yıllık

2007 Yıllık

2008 Yıllık

2008 Kasım

2009 Kasım

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

Toplam

20.954

100

20.443

100

21.228

100

20.999

100,0

21.741

100,0

Ücretli

10.338

49,3

12.250

59,9

12.969

61,1

12.895

61,4

13.259

61,0

İşveren

1.127

5,4

1.178

5,8

1.186

5,6

1.275

6,1

1.205

5,5

Kendi hesabına

4.923

23,5

4.502

22

4.350

20,5

4.313

20,5

4.425

20,4

Ücretsiz aile işçisi

3.065

14,6

2.513

12,3

2.723

12,8

2.517

12,0

2.853

13,1

Ekonomik faaliyetler

20.954

100

20.443

100

21.228

100

20.999

100,0

21.741

100,0

Tarım

5.713

27,3

4.908

24

5.059

23,8

4.929

23,5

5.342

24,6

Sanayi

4.135

19,7

4.289

21

4.399

20,7

4.351

20,7

4.302

19,8

İnşaat

1.189

5,7

1.130

5,5

1.234

5,8

1.237

5,9

1.345

6,2

Hizmetler

9.918

47,3

10.115

49,5

10.538

49,6

10.483

49,9

10.752

49,5

Ekonomik krizin etkilerini 2008 Eylül ayından sonra ciddi bir şekilde hissetmeye başlayan Türkiye’de, işsiz sayısındaki hızlı artış devam etmektedir. Her geçen gün işsiz sayısına çığ gibi yenileri eklenmektedir.

Krizle birlikte baş gösteren daralma istihdam üzerindeki negatif baskısını artırırken, işten çıkarmaların etkisiyle 2008 Kasım döneminde işsiz sayısı 3 milyon 037 bin kişiye ulaşmıştı. Açıklanan Kasım 2009 rakamlarına göre bu rakam 3 milyon 270 bin kişiye ulaşmıştır. Bu rakam durumun vahametini net olarak ortaya koymaktadır. Ayrıca bu rakamların gerçek işsizliği tam olarak yansıtmadığı da unutulmamalıdır.



Şubat 2009 döneminde % 16,1’le İşsizlik tavan yaptı;

İşsizliğin tavan yaptığı ve işsizlik oranının, 2004’ün birinci çeyreğinden bu yana en yüksek düzeye ulaştığı Şubat 2009 döneminde % 16,1 olan resmi işsizlik oranı Türkiye’yi dünya işsizler liginde ilk 2 arasına soktu. Mart 2009 döneminde de % 15,8’le dünya işsizler liginde yerini korudu. Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç sıra gerileyerek dünya beşincisi oldu. Kasım 2009’da % 13,1’lik işsizlik oranıyla yerini korudu.



Bir ayda 499 bin kişi işsiz kaldı…

Mevcut işsizlerin % 15,3’ünü (499 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturmaktadır.

Kasım 2009 verilerine göre ; İşsizlerin % 28’ini çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, % 20,9’unu işten çıkarılanlar, % 16,3’ünü kendi isteğiyle işten ayrılanlar, % 8,2’sini işyerini kapatan / iflas edenler, % 7,1’ini ev işleriyle meşgul olanlar, % 9,9’unu öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, % 9,6’sını ise diğer nedenler oluşturmaktadır.

Genç nüfusta işsizlik oranı ise 0,4 puanlık artışla % 24,4’e yükseldi.

Her 4 gençten biri işsiz. Vasıfsız işçiler biryana, üniversite mezunu çok iyi yetişmiş gençler dahi iş bulmaktan umudunu kesmiş durumdadır. Bunlar asgari ücretle çalışmaya bile razı olarak iş aramaktadırlar.

Resmi verilere göre Türkiye işsizlikte Dünya 5.cisi

Ekim 2008’de açıklanan % 10,9’luk oranla Türkiye, dünyada işsizlik oranı en yüksek 6’ncı ülke konumundaydı, Şubat 2009 % 16,1’e ulaşan işsizlik oranıyla Türkiye dünya liginde iki basamak yukarıya çıkarak dünya ikincisi oldu... İşsizlik % 16,1'le yeni bir rekor kırdı. Mayıs 2009’da % 13,6 olan işsizlik oranıyla üç sıra gerileyerek dünya beşincisi oldu. Kasım 2009’da % 13,1’lik işsizlik oranıyla yerini korudu. Bu rakam önde gelen 58 ülke arasında en yüksek beşinci işsizlik oranını ifade ediyor.



Önümüzdeki aylar için beklentiler daha da kötüleşti

Mevcut rakamlar 2009 Kasım ayına ait, ancak 2008 Kasım ayından bu yana olan gelişmeler değerlendirildiğinde 2010 Ocak ayını da kapsayacak olan 2009 Aralık ayı verilerinde de bu artış olduğu görünüyor. Aralık ayının ve önümüzdeki ayların rakamlarının daha da kötü çıkacağı beklenmektedir.



İşsizlikte OECD ikinciliğine demir attık

Türkiye’nin de üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bölgesinde, Aralık 2009’da işsizlik oranı yüzde 8,8 oldu.
OECD, geçen yıl Kasım ayında yüzde 8,8 olan işsizlik oranının Aralık ayında değişmediğini açıkladı. Aralık 2009’da yüzde 8,8 olan işsizlik oranı, Aralık 2008’e göre ise yüzde 1,8 arttı. Açıklamaya göre, OECD bölgesinde 2008 yılında yüzde 6,1 olan işsizlik oranı ise 2009 yılında yüzde 8,3’e yükseldi.

OECD verilerine göre, Avro Bölgesi’nde, Kasım 2009’da yüzde 9,9 olan işsizlik oranı Aralık 2009’da yüzde 10’a, 2008 yılında yüzde 7,6 olan bu oran, 2009’da ise yüzde 9,4’e yükseldi.



OECD İşsizlik oranları

Ülke

2009 (%)

Dönem

Ülke

2009 (%)

Dönem

İspanya

19.5

Aralık

Fransa

10

Aralık

Türkiye

13,1

Kasım

Rusya

8,1

Aralık

İrlanda

12,5

Aralık

İngiltere

7.8

Aralık

Slovakya

12,6

Aralık

Japonya

5.1

Aralık

ABD

9,7

Aralık

Almanya

7,5

Aralık

Yunanistan

10,6

Kasım

Hollanda

4,0

Aralık

Macaristan

10.5

Aralık

İtalya

8,5

Aralık

Yüklə 1,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin