1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ YAPILANMASI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə45/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   230

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ YAPILANMASI


Sivil toplum kuruluşlarının kurulması, bu kuruluşlara üye olunması, sivil toplum kuruluşları içerisinde faaliyet yürütülmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 25,26,33,34. maddeleri, 5253 sayılı Dernekler Kanununun ve 2821 sayılı Sendikalar Kanununun ilgili maddeleri ile korunan en temel insani haklardandır.

Bu başlık altında inceleme konusu yapılan sivil toplum kuruluşları soruşturmanın hedefi değildir.

Aşağıda tafsilatlı olarak anlatılacak hususlar, soruşturmanın tarafı olmayan aynı sivil toplum kuruluşu mensuplarını itham etmek amacı taşımamaktadır.Bu bölümde özellikle, Haklarında kamu davası açılan şüphelilerin yöneticisi/üyesi oldukları, hukuka aykırı olarak üzerinde çalıştıkları sivil toplum kuruluşlarını, bu kuruluşlara üye olan masum kişilerin samimi duygu,düşünce ve inançlarını istismar ederek örgütün amaçları doğrultusunda nasıl kullandıkları tafsilatlı olarak anlatılacaktır. Şüphelilerin örgütsel eylemleri soruşturma ve dava konusu yapılırken yapılan anlatımların ve aşağıda yer alan bölümün bu açıklamalar ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir.

a-Örgütsel içerikli dokümanlara göre örgütün sivil toplum kuruluşlarına bakış açısı:

Soruşturma kapsamında şüphelilerden ele geçirilen örgüt dokümanlarına bakıldığında, başta örgütün anayasasını teşkil eden “ERGENEKON” dokümanı olmak üzere “ERGENEKON” dokümanın amaç ve hedefleri doğrultusunda hazırlanan birçok örgüt dokümanında Sivil Toplum Örgütlerinden bahsedildiği, bu dokümanlarda Sivil Toplum Örgütlerinin önemi, işlevi ve toplum üzerindeki etkilerinin anlatıldığı, bunların yanı sıra örgütün kendi sivil toplum örgütlerini oluşturması ve ülkemizde faaliyet gösteren diğer sivil toplum örgütlerini kontrol altına alması gerektiği belirtilmiştir.

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, ERGENEKON Terör örgütünün dokümanlarda belirttiği üzere, amaç ve hedefleri doğrultusunda kendi sivil toplum örgütlerini oluşturduğu, bunların yanı sıra diğer sivil toplum örgütlerini de kontrol altına almaya çalıştığı anlaşılmıştır.

Örgütün bu faaliyetinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle örgüt dokümanlarındaki sivil toplum örgütlerinin anlatıldığı yerler belirtilecek, devamında da örgütün kurduğu veya kontrol altına aldığı sivil toplum örgütleri ile bu örgütlerin bu güne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler anlatılacaktır.

LOBİ” dokümanında, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon’a bağlı sivil unsurların örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetinde lobi adı verilen “gizli örgütsel” çalışma ile yapılacağı bildirilmiştir. Bu noktada Avrupa ülkeleri ile Amerika ülkesi örnek verilmiş ve sayıları giderek artan “sivil toplum örgütleri” “vakıflar” “insani yardım kuruluşları” “P-2 Mason Locası, Bilderberg Grubu” gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin yürütüldüğü,

Dokümanın “KAPSAM” başlığı altında; lobinin geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladığı, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve güneydoğu Anadolu’da boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği,

Aynı“LOBİ” dokümanın “POLİTİKA” başlıklı 2. bölüm içeriğinde; Lobi’nin prensibi olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içersinde yer almaması gerektiği, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği belirtilmiştir.

DİNAMİK - ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ” isimli dokümanda; Türk gençliğinin, yabancı ülkelerin istihbarat servisleri ve sivil toplum örgütleri tarafından ülkede istikrarsızlık ve kaos ortamı oluşturmak için desteklendiğinin,

Ayrıca Cumhuriyet karşıtı ve Kemalizm düşmanı haline dönüştürülen Türk nüfusun, Ulusal Gençlik Hareketi’ne bağlı dernek ve sivil toplum kuruluşlarının harekete geçirilmesiyle yeniden kazanılması gerektiği,

Aynı dokümanda devamında, Ulusal Güç Birliğinin tüm sivil toplum örgütleri ile dayanışma içinde olacağı ve hakla bütünleşerek her kesimle diyalog halinde olacağı, Ulusal Güç birliğinin ayrıca Yurt dışındaki Türk dernek ve vakıfları ile de diyalog halinde bulunacağı, bunlarla da yetinmeyip yeni dernekler ve sivil toplum örgütleri oluşturulması gerektiği, bunlar gerçekleştirildikten sonrada ulusal çıkarlara aykırı dernek, vakıf ve diğer sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerine son verilmesinin zorunlu olduğu,

DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI” isimli dokümanda “V. HALKIN ÖRGÜTLENMESİ” başlığı içersinde; “15. Kitlelerin örgütlenmesi” alt başlığı altında; Halkın örgütlenmesinin iki yolla olacağı, bunlardan birincisinin; siyasal iktidar amaçlı öncü örgütlenme ile olacağı, ikincisinin ise; öncü örgütlenmenin halka önderlik etmesini sağlayacak olan halk örgütleri olduğu, bunların ise işçi ve memur sendikaları, esnaf, sanatkar, tabip, mühendis, mimar ve avukat odaları gibi kuruluşların olacağı, bunların yanı sıra Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Çağdaş Yaşam Derneği (ÇYDD), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) gibi ideolojik yönelişli örgütlerle olacağı, ayrıca gençliğin kitlesel örgütlenmesi ile gerçekleştirileceği ,

REAKSİYON” isimli dokümanda “SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ” başlığı altında, ülkemizde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin önemi, rolleri ve toplum üzerindeki etkileri ile ilgili bilgiler olduğu,

PANZEHİR” isimli dokümanda, Türkiye’yi parçalamayı ve bölmeyi hedefleyen emperyalist güçlerin, ülkemizdeki sivil toplum örgütlerini çeşitli dönemlerde provokasyon ve terör amaçlı kullandıklarının anlatıldığı,

ULUSAL PROGRAM – GLOBAL 2000” isimli dokümanda da, yine Sivil Toplum örgütlerinin öneminden bahsedilmiş ve bu çerçevede “Batılı ülkeler, üçüncü dünya ülkeleri olarak tanımladıkları ülkelerde, gelişen casusluk faaliyetlerini kurdukları sivil toplum örgütleri (NGO)’lar aracılığıyla sürdürmekteyken, Türkiye’nin hâlâ bu alanda karşı faaliyet göstermesi gereken, Kemalist sivil toplum örgütlerini oluşturamamış olması büyük bir hata olarak öne çıkmaktadır.” şeklinde ifadelerin yer aldığı,

13. KABİLE” isimli dokümanda, çok yakın bir gelecekte Türkiye’nin en büyük sorununun “Alevilik” ve onların kurdukları, “Terör Odakları” ve “Sivil Toplum Örgütleri”nin olacağı, dış ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından desteklenmekte olan sözde Sivil Toplum Örgütlerinin, Alevi topluluklarının tekeline geçmiş imtiyazlı birer ‘derebeylik’ kaleleri olduğunun vurgulandığı,

REOSTA” isimli dokümanda, Sabetaycılar ile ilişkiler kurulup geliştirilmesi ve bir sivil toplum örgütü kurularak tüm Sabetaycıların bu sivil toplum örgütünü çatısı altında birleşmelerinin sağlanması ve böylelikle Sabetaycıların kontrol altına alınması gerektiği ,

ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR” isimli dokümanda; “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ” başlığı altında; Yekta Güngör ÖZDEN tarafından kurulan Atatürkçü Düşünce Derneğinin, Pentagon tarafından Türkiye ve Avrasya Bölgesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin “merkezi” olarak tasarlandığı ve kurdurulduğu,

GENEL YAPI” isimli dokümanda, Atatürkçü Düşünce Derneğinin 477’i aşan Şube ve 80 bini aşan üyesi ile Türkiye’nin en büyük demokratik kitle örgütü olduğu, özellikle Refah-Yol hükümeti döneminde, gericilik ve irtica ile mücadele çerçevesinde düzenlediği etkinliklerle ADD’ye katılımların arttığı, irtica ile mücadele çerçevesinde Anıtkabire milyonları yönlendirebilen, Cumhuriyet için telin mitingleri düzenleyen ADD’nin son yıllarda etkinliğinin tamamen azaldığının ifade edildiği,

Devamında ADD yönetimine ve Genel Başkanına yönelik eleştiriler yapıldığı, bu çerçevede ADD yönetiminin irtica ve çetelerle mücadele etmediği, ülke meselelerini konuşmadığı ve bu konuda şubelerine aydınları dahi davet etmediği, bu nedenle ADD’nin bugünkü yönetimden biran evvel kurtulması ve Kemalist bir yönetime kavuşması gerektiği, bu çerçevede de 10-11 Haziran 2000’de yapılacak olan ADD Genel Kurulu’na tüm olanaklar ile hazırlanılması gerektiği ,

Bu dokümanın hemen altında ise “ÜSİAD SAYIN KEMAL ÖZDEN” başlığı ile başlayan bir yazı metni olduğu, yazının içeriğinde ise Genel Yapı dokümanında belirtilen konulara cevap teşkil edecek şekilde bir değerlendirme olduğu, dolayısıyla “GENEL YAPI” isimli dokümanın Kemal ÖZDEN tarafından hazırlandığının anlaşıldığı,

Kemal ÖZDEN’e hitaben yazılan yazıda ise, Atatürkçü Düşünce Derneği ile ilgili “durum özetine” ilişkin görüşlerinizi bildiren yazının incelendiği, ADD’nin faaliyetleri ve kamuoyunda yarattığı dinamizmin bir taraftan dış istihbarat örgütlerinin rahatsız ettiği ve bu durumu raporlarına yansıttıkları, diğer taraftan da yurt içersinde bazı kesimlerinde dikkatini çektiği, Psikolojik Savaş’ın en ucuz, en etkin ve başarıya ulaştıran en kısa yolun “sivil toplum örgütleri”nden geçmekte olduğu, bu kapsamda ADD’nin öneminden bahsedildiği, ADD’nin tüm faaliyetlerinin sanıldığının ötesinde büyük bir dikkat ve titizlikle izlendiği ve bundan sonraki çalışma ve faaliyetlerinin de izlenmeye devam edileceği, bunların yanı sıra 10-11 Haziran 2000 tarihinde gerçekleştirilecek olan ADD Genel Kuruluna da iyi bir şekilde hazırlanılması gerektiğinin belirtildiği tespit edilmiştir.

ADD Kadıköy Şubesinden ele geçirilen dokümanlar içersinden, “Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Hareketi Genel Sekreter Tayyip YELEN” imzalı, “Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Hareketi” başlıklı yazıda; Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Hareketinin başlatıldığı, yurtseverlerin bir an evvel bu hareket etrafında toplanmasının gerektiği, harekete katılan bilim adamlarının ve uzmanların hazırlanmakta olan Yeniden Yapılanma Projesine katkıda bulunmalarının talep edildiği ,

Bu yazının hemen altında “Ulusal Kurultaya Çağrı” başlığı ile başlayan ve (60) sayfadan oluşan bir doküman olduğu, dokümanın son sayfasında Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Hareketi Yürütme Kurulu yazdığı, yazının altında “Haberleşme Genel Koordinatör; Tayyip YEREN” yazdığı ayrıca adres ve telefon numaralarının bulunduğu, dolayısıyla bahse konu dokümanın Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Yürütme Kurulunca hazırlandığı,

Dokümanın 3. sayfasında “Ulusal Kurultay Sonuç Bildirisi” başlıklı yazıda; Ulusal Güç Birliği Platformunu oluşturmak üzere Ulusal Kurultay 6 Eylül 2003 tarihinde Ankara TES-İŞ Sendikası Konferans Salonunda toplanıldığı ve Ulusal Güç Birliği Hareketi ile ilgili anlatımlarda bulunulduğu, devamında kurultayda alınan kararların maddeler halinde yazıldığı görülmüştür. Bu kararlardan bir kısmını belirtmek gerekirse;

- “Geçmişte yolsuzluk yapanlarda dahil soygun çetesi oluşturarak ya da tek başlarına kamu ya da siyasi güç kullanarak devleti, kurum ve yurttaşları soyan, gasp edenlerle, bunlara her ne amaçla olursa olsun göz yumanlardan hesap sormayı amaçlayan düzenlemeler yapılıp derhal uygulamaya konmalıdır.”

- “Ulus devletlerin çekirdek yapılanması olan Milli Güvenlik Kurulu sistemi en azından diğer ülkelerde olduğu gibi yetkilendirilerek güçlendirilmelidir.”

- “Ulusal sanayimizin gelişmesini engelleyen ve Türkiye’yi 80 Milyar dolar zarara uğratan Gümrük Birliği Antlaşması derhal fes edilmelidir.

Vatana ihanet edenlerin eylemlerinin cezasız kalmaması için yeni bir Vatana İhanet Kanunu çıkartılmalıdır.

En az Avrupa Birliği ülkeleriyle ilişkilerimizi düzenleyen Avrupa Birliği Genel Sekreterliği düzeyinde bir Avrasya Genel Sekreterliği kurulmalıdır.” şeklinde kararlar alındığı anlaşılmıştır. Bu kararların altında Ulusal Güç Birliği Hareketinin Yürütme Kurulunu oluşturan üyelerin isimleri ile bu hareket katılan sivil toplum örgütlerinin isimlerinin yazdılı olduğu,

9. sayfasında “Yürütme Kurulu Kararları” “Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Hareketi Kuruluş Öncesi Örgütlenme Yönetmeliği” başlığı altında 16. sayfaya kadar, Ulusal Güç Biriliği Kuvayı Milliye Hareketinin amaçları, organları, teşkilatlanması, yetki, sorumluluklar ve görevlerinin anlatıldığı,

17. sayfasında “Ulusal Güç Biriliği Hareketi Yeniden Kuvayı Milliye Programı” “Yeniden Kurtuluş Tam Bağımsız Türkiye” “Tam Bağımsız Türkiye’de Halkın Gücü” başlıklarının alt alta yazılı olduğu, bundan sonraki bölümde 29. sayfaya kadar bu hareketin gerekçeleri, amaçları, mevcut durumla ilgili tespitleri ve neler yapılması gerektiğinin anlatıldığı,

30. sayfasında “Hemen – Derhal Uygulanacak Kurtuluş ve Bağımsızlık Projeleri” “Eylem Planı” başlığı altında yapılması planlanan (25) maddenin yazdığı, bu maddelerin bir kısmında özetle;

-“Türkiye’nin soyulması sürecinde yolsuzluklara karışanların kendilerinin ve yakınlarının yurt içi ve yurt dışındaki tüm para ve mal varlıklarının geri alınması sağlanacaktır.”

- “Tek taraflı olarak imzalanmış olan Gümrük Birliği Antlaşması askıya alınarak durdurulacaktır.”

- “Bağımsızlık savaşımızın olmazsa olmazı olan ve son yıllara kadar milli görüşlerin koruyup kolladığı Hıyaneti Vataniye Kanunu yeniden yürürlüğe konularak zaman aşımı dikkate alınmadan uygulanacaktır.”

- “Bekletilerek geciktirilen idam cezasının kaldırılmasıyla uygulanmayan cezalar derhal uygulanacak, idam cezası yeniden yasalaştırılarak vatana millete ihanet konuları yeniden kapsam içersine alınacaktır.” şeklinde maddelerin yazdığı görülmüştür.

32. sayfasından 54. sayfasına kadar olan kısımda; Cumhuriyetimizin temel ilkeleri, temel siyasi politikalar ve temel ekonomi politikalarının anlatıldığı, temel siyasi politikalar başlığı altında, “Yasamanın Yeniden Yapılanması” “Yargının Yeniden Yapılanması” “Yürütmenin Yeniden Yapılanması” “Toplumun Örgütlenmesi” alt başlıklarının altında ise konuyla ilgili araştırma grubunun çalışmasının devam ettiğinin belirtildiği, 54. sayfada “Temel Sosyal Politikalar” ve “Ulusal Güvenlik Ve Dış İlişkiler” ile ilgili araştırma gruplarının çalışmalarının devam ettiği, program taslağının her üç ayda bir güncelleneceği belirtilmiştir.

Mehmet Fikri KARADAĞ’ın başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneğinden el konulan CD’lerdeki görüntülerde, Mehmet Fikri KARADAĞ’ın “11 kasım 1938’den bugüne vatana ihanet eden her şahıs, kurum ve kuruluştan hesap soracakları” yönünde söylemleri olduğu tespit edilmiştir.

Yine Mehmet Fikri KARADAĞ’ın bir konuşmasında, “Kuvayi Milliye her şeyi ile önü Türk, Türklük hareketidir, dünyanın huzuru için yapılan bir harekettir, ELİMİZDE TÜRKİYE’NİN KAYNAKLARINI, SİYASİ KİMLİK KARTINI KULLANARAK ÇALAN, SÖMÜREN YAĞMALAYAN 13500 KİŞİNİN İSMİ VARDIR, bunun karşılığı da yurt dışındaki değeri 480 milyar dolardır, bunları sentine kadar getireceğiz, Kuvayi Milliye olarak buna and içtik” dediği tespit edilmiştir.

Mehmet Fikri KARADAĞ’ın söylemlerine bakıldığında, az önce belirtilen örgüt dokümanında “Hemen – Derhal Uygulanacak Kurtuluş ve Bağımsızlık Projeleri” “Eylem Planı” başlığı altında 25 madde şeklinde belirtilen maddelerin bazıları ile aynı olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Mehmet Fikri KARADAĞ’ın bu söylemleri, örgütün üst düzey kurulunda alınan kararlar sonucu örgüt dokümanlarında belirtilen politikalardan yola çıkarak ortaya attığı değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak;



Örgüt dokümanlarındaki Sivil Toplum Örgütleri ile ilgili kısımlara bakıldığında birçok örgüt dokümanında Sivil Toplum Örgütlerinin, öneminden etkilerinden ve gerekliliğinden ayrıntılı olarak bahsedildiği görülmüştür.

Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2007/1536sor-2008/623 sayılı iddianamemizde örgütün bu güne kadar kurduğu ve kontrol altına aldığı sivil toplum örgütleri olarak, Kuvayı Milliye Derneği, Kuvva-i Milliye Derneği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği, Büyük Hukukçular Birliği Derneği, Büyük Güç Birliği Derneği, Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi ve Ayasofya Derneği bu derneklerin kuruluşları faaliyetleri ve amaçları anlatılmıştı.

Ayrıca bu Sivil Toplum Örgütleri içersinde, şüpheliler Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Oktay YILDIRIM, Semih Tufan GÜLALTAY ve Bekir ÖZTÜRK’ün görev aldığı belirtilmişti.

Söz konusu iddianamemizden sonraki süreçte devam eden çalışmalarda, Ergenekon Terör Örgütünün kurduğu veya kontrol altına almaya çalıştığı dernekler ve platformların ise sırasıyla,

-Atatürkçü Düşünce Derneği

-Ulusal Birlik Hareketi Platformu

-Anadolu Ulusal Uyanış ve Dayanışma Platformu

-Türkiyem Topluluğu

-Çayyolu Platformu

-Ulusal Platformlar Güç Birliği (Upg)

-Biz Kaç Kişiyiz Platformu

-Türkiye Gençlik Birliği olduğu görülmüştür.

Burada bir hususu dikkat çekmekte yarar vardır. Örgüt ERGENEKON dokümanında, Sivil Toplum Örgütleri ile ilgili hedeflerini belirttikten sonra, bu faaliyetini icra edebilmek için “DİNAMİK-ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ” isimli dokümanı hazırlamıştır ve bu dokümanda da sivil toplum örgütlerinin Ulusal Güç Birliği çatısı altında toplanması gerektiği belirtilmiştir.

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden de örgüt yöneticileri Hurşit TOLON ve Şener ERUYGUR’un kısa sürede oluşturdukları birçok plotformu “ULUSAL PLATFORMLAR GÜÇ BİRLİĞİ” çatısı altında topladıkları tespit edilmiştir. Her plotform altında onlarca dernek yada benzer sivil toplum örgütleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda örgütün dokümanlarda belirttiği hedeflerini aynen uygulamaya koyduğu ve gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.

Dolayısıyla Hurşit TOLON ve Şener ERUYGUR’un önderliğinde oluşturulan Ulusal Platformlar Güç Birliği isminin tesadüf olamayacağı tamamen örgüt dokümanlarında belirtilen projeler çerçevesinde verilen bir isim olduğu anlaşılmaktadır.

Şüpheli Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen dijital verilerde bulunan ““BİLİM VE DANIŞMA KURULU TOPLANTISI” tutanağı metninde, örgütün sivil toplum örgütleri ve özellikle Atatürkçü Düşünce Derneği ile ilgili yaklaşımları ve değerlendirmeleri görülmektedir. Hatta bu toplantı tutanağının içeriğinden Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi değişik vilayetlerimizde düzenlenen Cumhuriyet Mitinglerinin ilk kararının bu toplantıda alındığı anlaşılmaktadır.

Tape No:6107 de kayıtlı Şener ERUYGUR ile Ali…isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde de, Bilim Danışma Kurulu toplantısında konuşulan konularla ilgili görüşme yaptıkları tespit edilmiştir.

Diğer taraftan Hurşit TOLON’dan ele geçirilen ve bizzat kendisi tarafından yapıldığı anlaşılan basın açıklaması metninde, İzmir de düzenlenen “Cumhuriyet Mitingi”ne Anadolu Ulusal Uyanış ve Dayanışma Platformu olarak katıldıklarını ifade ettiği anlaşılmıştır.

Hurşit TOLON’un telefon konuşmalarından, adı geçen tüm platformlarla ilgili ciddi çalışmalar yaptığı, bu platformların düzenlediği etkinlikleri organize ettiği, bunların yanı sıra İşçi Partisine bağlı olduğu bilinen Türkiye Gençlik Birliği görevlilerinin bazı konuları Hurşit TOLON’a sordukları ve Hurşit TOLON’un da bu kişileri yönlendirdiği tespit edilmiştir.

Aşağıda ayrıntıları ile anlatılan delillerden de örgütün Sivil Toplum Örgütleri yapılanmasında, adı geçen örgüt yöneticilerinin yanı sıra, Ahmet İlker GÜVEN, Y. IŞIKLAR, Tuncay ÖZKAN, Murat AĞRIEL, Evrim BAYKARA, Tunç AKKOÇ, Adnan TÜRKKAN isimli şahısların görev aladıkları ve şüpheli Sinan AYGÜN’ün de bahse konu Sivil Toplum Örgütlerinin düzenlediği eylem ve faaliyetlerin bir kısmını finanse ettiği anlaşılmıştır.

Örgütün Sivil Toplum Örgütleri yapılanmasını daha iyi ifade edebilmek için konu ile ilgili elde edilen deliller başlıklar halinde ve sırasıyla anlatılacaktır.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin