Sovyetler Birliği'nin uluslararası politikadaki yeri, ideolojik ve politik etkinliği dikkate alındığında, sorunun sadece Sovyetler Birliği'ni ilgilendiren bir durum olmadığı, dünya proletaryasını, uluslararası işçi hareketini -bu arada Türkiye sol hareketini- yakından etkilediği ve etkileyeceği kolayca anlaşılır.
Biz kısaca, Gorbaçov reformlarının kapsamını ve sosyalizm açısından anlamını ele alarak düşüncelerimizi ortaya koymaya çalışacağız. Amaç, Gorbaçov reformlarını, açıklandığı kadarıyla anlamını ve sonuçlarını ortaya koymaktır. Bu bakımdan, açıklanan reformların bir kısmının uygulamaya konmamış olması, bunları da içeren bütünlüklü bir değerlendirme yapmaya engel değil.
İktisadi reformların kapsamı ve anlamı
1. Gorbaçov reformları ekonomik ve politik alanda geniş bir çerçeve oluşturuyor. Bunların en önemlileri geçen sürede yasalaştı ve büyük ölçüde uygulandı. 1992'ye kadar bütün reformların uygulanacağı dile getiriliyor. Yasalaşan reformların en önemlileri arasında;
a) Devlet İşletmeler Yasası (Temmuz 1987),
b) Bireysel İşletmeler Yasası (Temmuz 1987),
c) Tarım Kooperatifleri Yasası (Mart 1988), ve
d) Yabancılarla Ortak İşletmeler Yasası sayılabilir.
Bu yasaların doğrudan parçası olan, fakat henüz bütünüyle uygulamaya konmayan reformlar arasında ise, fiyat reformu, rublenin diğer yabancı paralar karşısında konvertible edilmesi gibi uygulamalar sayılabilir.
2. 1988 yılı başında yürürlüğe giren Devlet İşletmeler Yasası'na göre, merkezin, (bakanlıklar ve Devlet Planlama Örgütü vb.) işletmeler üzerindeki rolü azaltılacak, işletmeler "ekonomik muhasebe” sistemine göre kar ve zarardan sorumlu olacak şekilde özerk olarak çalışacak. İşletmelere(138) verilen özerklikle işletme yöneticileri, merkezden yardım talep edemeyecek, sübvansiyonlar kaldırılacak, işletme yöneticileri istihdamdan sorumlu olacak, gerektiğinde işçi çıkartabilecek, işletmenin genişletilmesi ile ilgili yatırım kararı verebilecek, arz ve talep yasasına göre çalışacaktır. İhracata yönelik işletmeler ve yabancılarla ortak kurulan işletmeler, ihracat ve ithalattan sorumlu olacak, gelirlerini döviz olarak elinde tutabilecektir. Devlet, işletmelere kredi vererek yardımcı olacak, eğer bir işletme zarar ediyorsa, kapanmaması için ek destekler verebilecek, bu da fayda etmezse kapanmak tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.(Geçenlerde, Yüksek Sovyet'te görüşülen bütçe üzerine konuşma yapan Maliye Bakanı, şu anda 20.000 civarında işletmenin zararla çalıştığını ve bunların tasfiyesi için gerekli tedbirlerin alınacağını açıkladı. Bakanın açıklamasına göre, 36 milyar rublelik bütçe açığında bu işletmeler önemli bir rol oynuyor.)
3. Gorbaçov'un uygulamaya koyduğu reformlar sosyalist teori ve pratiğe taban tabana zıt uygulamaları gündeme getirmektedir.
Komünizmin alt aşaması olarak sosyalizmde proletarya diktatörlüğünün işlevi, kapitalizmin kalıntılarına karşı gerek ekonomik, gerekse de politik düzeyde savaşım sürdürmektir.
Proletarya burjuvazinin iktidarını yıkıp iktidara gelerek ve üretim araçlarını toplumsallaştırarak, ilk ve en önemli tarihsel görevini yerine getirir. Komünizme doğru başarılı bir ilerleme politik ve ekonomik olarak merkezileşme gerçekleştirilmeden olanaklı değildir. Proletarya azami politik merkezleşmeyi sağlamadan düşmanlarını, onun kalıntılarını altedemez. Yine, proletarya ekonominin yönetimini merkezileştirmeden, toplumsal üretimi ve dağıtımı toplumun gereksinmelerine göre planlayamaz. Sosyalizmin komünizme doğru evrimi görevi ile merkeziyetçilik çelişmez. Aksine bunlar diyalektik bir birlik oluşturur. Çünkü sözkonusu merkezileşme bürokratik bir merkezileşme(139)değil, doğrudan geniş proleter yığınların iktisadi ve politik yönetime seferber edilmesi temeline dayanan demokratik merkeziyetçiliktir.
Proletarya diktatörlüğü döneminde, proletaryanın sınıf savaşımını gevşetmesi, diktatörlüğün zaafa uğraması geriye, kapitalizme doğru bir ilerleme olacaktır.
Aynı şey, ekonomik alandaki merkeziyetçilik açısından da sözkonusudur. Mülkiyetin dolaylı veya açık olarak, toplumsal mülkiyet olmaktan çıkarılması, bireylere, gruplara vb. devredilmesi, kapitalizme doğru yol alınması sonucunu verir. Bu nedenle Lenin, "Bir bireysel fabrikanın ya da bireysel bir iş kolunun işçilerinin kendi bireysel üretimleri üzerindeki mülkiyetlerinin her aklanışı, ya da, onların genel devlet iktidarından gelen buyrukları yumuşatma ve engelleme haklarının her aklanışı, Sovyet iktidarının temel ilkelerinin bütünüyle tahrif edilmesi ve sosyalizmin tamamen terkedilmesidir."(Lenin, "Sovyet İktidarının Demokratikleştirilmesi ve Sosyalist Karakteri Üzerine", Aktaran, E. Hoca, "Yugoslav 'Öz-Yönetimi' Kapitalist Bir Teori ve Uygulamadır.")diyordu.
4. Gorbaçov, bunalımın nedeni olarak aşırı merkezileşmeyi göstererek çözümün işletmelere tam özerklik verilmesinden geçtiğini savunuyor. Grup ve bireysel mülkiyeti, toplumsal mülkiyetin karşısına çıkararak meşrulaştırıyor.
Aslında bu uygulama yeni de değildir. Bu uygulamanın başlatıcısı Kruşçev'dir. Kruşçev toplumsal mülkiyette olan makine ve traktör istasyonlarını kolhozlara ve merkezi planlama örgütünün yetkilerini bireysel plan örgütlerine (Sovnarhoz) devrederek, toplumsal mülkiyeti tasfiye etmede ilk ve en önemli adımları attı. 1965 Kosigin reformları ile de, bu uygulama daha da yaygınlaştırıldı; işletme yöneticilerine büyük yetkiler verildi, işletmelerin kar esasına göre çalışması sağlandı. Bugün Gorbaçov bu uygulamayı daha da derinleştirerek bütün ekonomiye yaygınlaştırmaya çalışıyor.(1965 reformlarından sonra, Gorbaçov’un “ekonomik muhasebe” sistemine benzer sistemle çalışan işletmelerin sayısı 1969 sonunda 36.000 civarındaydı. Sözkonusu işletmeler üretimin %83,6'sını, karların ise %91'ini karşılıyordu. (Bak. W,Dickhut, SovyetlerBirliği'nde Kapitalizmin Restorasyonu -II, s.52, Komün Yayınları)