Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə108/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   260
Edip Yüksel Meali

İsrailoğullarını alçaltıcı zulümden kurtarmıştık;

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Andolsun ki biz İsrailoğullarını o aşağılayıcı azabdan kurtardık.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun biz, İsrail oğullarını o küçültücü azabdan kurtardık:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, İsrailoğullarını, rezil edici bir azaptan kurtardık.

Yusuf Ali (English)

We did deliver aforetime the Children of Israel from humiliating Punishment,(4711) *

M. Pickthall (English)

And We delivered the Children of Israel from the shameful doom

Duhân Suresi
31


مِنْ فِرْعَوْنَۜ

Fir\avn\dan



اِنَّهُ

çünkü o


كَانَ

idi


عَالِياً

ululanan


مِنَ الْمُسْرِف۪ينَ

sınırı aşanlardan





Türkçe Transcript (*)

Min fir’avn(e)(c) innehu kâne ‘âliyen mine-lmusrifîn(e)

Ali Bulaç Meali

Firavun'dan. Çünkü, o, ölçüyü aşan bir mütekebbirdi.

Edip Yüksel Meali

Firavun'dan. O, azgın bir diktatör idi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn'dan. Çünkü o, (insanları ezip) ululanan, sınırı aşanlardan biri idi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun'dan kurtardık. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.

Yusuf Ali (English)

Inflicted by Pharaoh, for he was arrogant (even) among inordinate transgressors.

M. Pickthall (English)

(We delivered them) from Pharaoh. Lo! he was a tyrant of the wanton ones.

Duhân Suresi
32


وَلَقَدِ

andolsun


اخْتَرْنَاهُمْ

biz onları üstün kıldık



عَلٰى عِلْمٍ

bir bilgiye göre



عَلَى الْعَالَم۪ينَۚ

alemlere




Türkçe Transcript (*)

Ve lekadi-ḣternâhum ‘alâ‘ilmin ‘alâ-l’âlemîn(e)

Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık.

Edip Yüksel Meali

Tüm halkın arasından özellikle onları seçtik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun biz, onları bir bilgiye göre alemlere üstün kıldık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, biz onları bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştık.

Yusuf Ali (English)

And We chose them aforetime above the nations, knowingly,(4712) *

M. Pickthall (English)

And We chose them, purposely, above (all) creatures.

Duhân Suresi
33


وَاٰتَيْنَاهُمْ

ve onlara verdik



مِنَ الْاٰيَاتِ

ayetler


مَا

bulunan


ف۪يهِ

içinde


بَلٰٓؤٌا

bir sınav



مُب۪ينٌ

açık






















Türkçe Transcript (*)

Ve âteynâhum mine-l-âyâti mâ fîhi belâun mubîn(un)

Ali Bulaç Meali

Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.

Edip Yüksel Meali

Ve onlara, açık bir sınav olarak mucizeler verdik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.

Süleyman Ateş Meali

Onlara, içinde açık bir sınav bulunan ayetler verdik. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştik.

Yusuf Ali (English)

And granted them Signs(4713) in which there was a manifest trial *

M. Pickthall (English)

And We gave them portents wherein was a clear trial.

En’âm Suresi
82


الَّذِينَ آمَنُوا

inananlar



وَلَمْ يَلْبِسُوا

ve bulamayanlar



إِيمَانَهُمْ

imanlarını



بِظُلْمٍ

bir haksızlıkla



أُولَٰئِكَ

işte


لَهُمُ

onlarındır



الْأَمْنُ

güven


وَهُمْ

ve onlardır



مُهْتَدُونَ

doğru yolu bulanlar da














Türkçe Transcript (*)

Elleżîne âmenû velem yelbisû îmânehum bizulmin ulâ-ike lehumu-l-emnu vehum muhtedûn(e)

Ali Bulaç Meali

İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.

Edip Yüksel Meali

İnananlar ve imanlarını bir zulümle bulaştırmayanlar güvenliği hakketmişlerdir ve onlar doğruyu bulmuşlardır. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edenler ve imanlarını zulüm ile karıştırmayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

Süleyman Ateş Meali

İnananlar ve imanlarını bir haksızlıkla bulamayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır.

Yusuf Ali (English)

"It is those who believe and confuse not their beliefs with wrong(901-A) - that are (truly) in security, for they are on (right) guidance." *

M. Pickthall (English)

Those who believe and obscure not their belief by wrong doing, theirs is safety; and they are rightly guided.

En’âm Suresi
83


وَتِلْكَ

işte bunlar



حُجَّتُنَا

hüccetlerimizdir



آتَيْنَاهَا

verdiğimiz



إِبْرَاهِيمَ

İbrahim'e



عَلَىٰ

karşı


قَوْمِهِۚ

kavmine


نَرْفَعُ

yükseltiriz



دَرَجَاتٍ

derecelerle



مَنْ

kimseyi


نَشَاءُۗ

dilediğimiz



إِنَّ

şüphesiz


رَبَّكَ

Rabbin


حَكِيمٌ

hüküm ve hikmet sahibidir



عَلِيمٌ

bilendir
















Türkçe Transcript (*)

Vetilke huccetunâ âteynâhâ ibrâhîme ‘alâ kavmih(i)(c) nerfe’u deracâtin men neşâ(u)(k) inne rabbeke hakîmun ‘alîm(un)

Ali Bulaç Meali

Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

Edip Yüksel Meali

Bunlar, halkına karşı kullanması için İbrahim'e verdiğimiz tartışma yöntemidir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Rabbin Bilgedir, Bilendir. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Muhakkak Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.

Süleyman Ateş Meali

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz hüccet(kanıt)lerimizdir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.

Yusuf Ali (English)

That was the reasoning about Us, which We gave to Abraham (to use) against his people:(902) We raise whom We will, degree after degree: for thy Lord is full of wisdom and knowledge. *

M. Pickthall (English)

That is Our argument. We gave it unto Abraham against his folk. We raise unto degrees of wisdom whom We will. Lo! thy Lord is Wise, Aware.

En’âm Suresi
84


وَوَهَبْنَا

biz hediye ettik



لَهُ

ona


إِسْحَاقَ

İshak'ı


وَيَعْقُوبَۚ

ve Ya'kub'u da



كُلًّا

hepsine de



هَدَيْنَاۚ

doğru yolu gösterdik



وَنُوحًا

Nuh'a


هَدَيْنَا

yol göstermiştik



مِنْ قَبْلُۖ

daha önce



وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِ

ve onun soyundan



دَاوُودَ

Davud'a


وَسُلَيْمَانَ

Süleyman'a



وَأَيُّوبَ

Eyyub'a


وَيُوسُفَ

Yusuf'a


وَمُوسَىٰ

Musa'ya


وَهَارُونَۚ

ve Harun'a da



وَكَذَٰلِكَ

böylece


نَجْزِي

biz ödüllendiririz



الْمُحْسِنِينَ

güzel davrananları





















Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin