Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə2/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   260
M. Pickthall (English)

And when We inclined toward thee (Muhammad) certain of the Jinn, who wished to hear the Qur’an and, when they were in its presence, said: Give ear! and, when it was finished, turned back to their people, warning.

Ahkâf Suresi
30


قَالُوا

dediler


يَا قَوْمَنَٓا

ey kavmimiz



اِنَّا

biz


سَمِعْنَا

dinledik


كِتَاباً

bir Kitap



اُنْزِلَ

indirilen



مِنْ بَعْدِ

sonra


مُوسٰى

Musa\dan


مُصَدِّقاً

doğrulayan



لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ

kendinden öncekini



يَهْد۪ٓي

götüren


اِلَى الْحَقِّ

gerçeğe


وَاِلٰى طَر۪يقٍ

ve yola


مُسْتَق۪يمٍ

doğru
















Türkçe Transcript (*)

Kâlû yâ kavmenâ innâ semi’nâ kitâben unzile min ba’di mûsâ musaddikan limâ beyne yedeyhi yehdî ilâ-lhakki ve-ilâ tarîkin mustakîm(in)

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan bir kitap dinledik; hakka ve doğru yola yöneltip-iletmektedir.'

Edip Yüksel Meali

"Ey halkımız," dediler, "Biz, Musa'dan sonra, kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirilen bir kitabı dinledik. O gerçeğe ve dosdoğru yola iletmektedir."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlar kavimlerine şöyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeği ve doğru yolu gösteriyor.

Süleyman Ateş Meali

Ey kavmimiz, dediler, biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola götüren bir Kitap dinledik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Ey toplumumuz! Biz; Mûsa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir Kitap dinledik."

Yusuf Ali (English)

They said, "O our people! We have heard a Book revealed after Moses, confirming what came before it: it guides (men) to the Truth and to a Straight Path.

M. Pickthall (English)

They said: O our people! Lo! we have heard a Scripture which hath been revealed after Moses, confirming that which was before it, guiding unto the truth and a right road.

Ahkâf Suresi
31


يَا قَوْمَنَٓا

ey kavmimiz



اَج۪يبُوا

uyun


دَاعِيَ

da\vetçisine



اللّٰهِ

Allah\ın


وَاٰمِنُوا

ve inanın



بِه۪

O\na


يَغْفِرْ

bağışlasın



لَكُمْ

sizi


مِنْ ذُنُوبِكُمْ

günahlarınızdan bir kısmını



وَيُجِرْكُمْ

ve sizi korusun



مِنْ عَذَابٍ

azabdan


اَل۪يمٍ

acı






















Türkçe Transcript (*)

kavmenâ ecîbû dâ’iya(A)llâhi ve âminû bihi yaġfir lekum min żunûbikum ve yucirkum min ‘ażâbin elîm(in)

Ali Bulaç Meali

'Ey kavmimiz, Allah'a davet edene icabet edin ve O'na iman edin; günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acı bir azabtan korusun.'

Edip Yüksel Meali

"Ey halkımız, ALLAH'a çağıranı yanıtlayın. O'na inanın ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı azaptan korusun."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun."

Süleyman Ateş Meali

Ey kavmimiz, Allah'ın da'vetçisine uyun ve O'na inanın ki (Allah) günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi, acı azabdan korusun.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Ey toplumumuz! Allah'ın davetçisine uyun, ona iman edin ki Allah, günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan korusun!"

Yusuf Ali (English)

"O our people, hearken to the one who invites(4810) (you) to Allah, and believe in him: He will forgive you your faults, and deliver you from a Penalty Grievous. *

M. Pickthall (English)

O our people! respond to Allah's summoner and believe in Him. He will forgive you some of your sins and guard you from a painful doom.

Ahkâf Suresi
32


وَمَنْ

ve kim


لَا يُجِبْ

uymazsa


دَاعِيَ

da\vetçisine



اللّٰهِ

Allah\ın


فَلَيْسَ

değildir


بِمُعْجِزٍ

aciz bırakacak



فِي الْاَرْضِ

yeryüzünde



وَلَيْسَ

ve olmaz


لَهُ

kendisinin



مِنْ دُونِه۪ٓ

O\ndan başka



اَوْلِيَٓاءُۜ

velileri


اُو۬لٰٓئِكَ

onlar


ف۪ي

içindedirler



ضَلَالٍ

bir sapıklık



مُب۪ينٍ

apaçık













Türkçe Transcript (*)

Vemen lâ yucib dâ’iya(A)llâhi feleyse bimu’cizin fî-l-ardi veleyse lehu min dûnihi evliyâ(u)(c) ulâ-ike fî dalâlin mubîn(in)

Ali Bulaç Meali

'Kim Allah'a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacak değildir ve onun O'ndan başka velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.'

Edip Yüksel Meali

ALLAH'a çağıranı yanıtlamıyanlar yeryüzünde kaçamaz. Onların O'na karşı dostları da olmaz. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Her kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Onun Allah'tan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler.

Süleyman Ateş Meali

Kim Allah'ın da'vetçisine uymazsa, yeryüzünde (başına inecek belaya) engel olamaz. Kendisinin O'ndan başka velileri de olmaz. Onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında evliyası da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.

Yusuf Ali (English)

"If any does not hearken to the one who invites (us) to Allah, he cannot(4811) frustrate ((Allah)´s Plan) on earth, and no protectors can he have besides Allah. such men (wander) in manifest error." *

M. Pickthall (English)

And whoso respondeth not to Allah's summoner he can nowise escape in the earth, and ye (can find) no protecting friends instead of Him. Such are in error manifest.

Ahzâb Suresi
7


وَاِذْ

hani


اَخَذْنَا

biz almıştık



مِنَ النَّبِيّ۪نَ

peygamberlerden



م۪يثَاقَهُمْ

ahidlerini



وَمِنْكَ

ve senden



وَمِنْ نُوحٍ

ve Nuh\dan



وَاِبْرٰه۪يمَ

ve İbrahim\den



وَمُوسٰى

ve Musa\dan



وَع۪يسَى ابْنِ مَرْيَمَۖ

ve Meryem oğlu Îsa\dan



وَاَخَذْنَا

almıştık


مِنْهُمْ

onlardan


م۪يثَاقاً

söz


غَل۪يظاًۙ

sapasağlam




















Türkçe Transcript (*)

Ve-iż eḣażnâ mine-nnebiyyîne mîśâkahum veminke vemin nûhin ve-ibrâhîme vemûsâ ve’îsâ-bni meryem(e)(s) veeḣażnâ minhum mîśâkan ġalîzâ(n)

Ali Bulaç Meali

Hani biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.

Edip Yüksel Meali

Nebilerden (peygamberlerden) misak (söz) almıştık. Senden, Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan... Onlardan sapasağlam bir söz almıştık. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Unutma o peygamberlerden mîsaklarını (kesin sözlerini) aldığımız vakti! Hele senden, Nuh, İbrahim, Musa ve Meryemoğlu İsa'dan ki onlardan ağır bir mîsak (sağlam bir söz) aldık.

Süleyman Ateş Meali

Biz peygamberlerden, (verdiğimiz elçilik görevini yapmak ve hak dine da'vet etmek hususunda) kuvvetle ahidlerini almıştık, senden, Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu Îsa'dan, (evet) onlardan sapasağlam söz almıştık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz, peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık;

Yusuf Ali (English)

And remember We took from the prophets their Covenant:(3677) As (We did) from thee: from Noah, Abraham, Moses, and Jesus the son of Mary: We took from them a solemn covenant: *


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin