|
|
səhifə | 4/260 | tarix | 07.01.2022 | ölçüsü | 8,04 Mb. | | #88301 |
| A’lâ Suresi
1
سَبِّحِ
tesbih et
|
اسْمَ
adını
|
رَبِّكَ
Rabbinin
|
الْاَعْلٰىۙ
yüce
|
Türkçe Transcript(*)
|
Sebbihi-smerabbike-l-a’lâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Rabbinin yüce ismini tesbih et,
|
Edip Yüksel Meali
|
Yüce Rabbinin ismini eksikliklerden uzak tut.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Rabbinin yüce adını tesbih et.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Rabbinin yüce adını tesbih et (O'nun eksikliklerden uzak olduğunu an).
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Rabbinin o A'lâ, o yüce adını tespih et!
|
Yusuf Ali (English)
|
Glorifythe name of thyGuardian-Lord(6080) Most High, *
|
M. Pickthall (English)
|
Praisethe name of thyLordtheMost High,
|
A’lâ Suresi
2
اَلَّذ۪ي
O ki
|
خَلَقَ
yarattı
|
فَسَوّٰىۙۖ
düzenledi
|
Türkçe Transcript(*)
|
Elleżîḣalekafesevvâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Ki O, yarattı, 'bir düzen içinde biçim verdi',
|
Edip Yüksel Meali
|
O ki yarattı, düzene koydu.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Yaratıp düzene koyan O'dur.
|
Süleyman Ateş Meali
|
O ki (her şeyi) yarattı, düzenledi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
O ki yarattı, düzene koydu,
|
Yusuf Ali (English)
|
Whohathcreated,(6081) andfurther, givenorderandproportion; *
|
M. Pickthall (English)
|
Whocreateth, thendisposeth;
|
A’lâ Suresi
3
وَالَّذ۪ي
ve O ki
|
قَدَّرَ
takdir etti
|
فَهَدٰىۙۖ
hedefini gösterdi
|
Türkçe Transcript(*)
|
Velleżîkadderafehedâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
|
Edip Yüksel Meali
|
O ki ölçtü, yol gösterdi.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Ve O ki herşeyin miktarını, biçimini belirleyip hedefini gösterdi. *
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.
|
Yusuf Ali (English)
|
Whohathordainedlaws.(6082) Andgrantedguidance; *
|
M. Pickthall (English)
|
Whomeasureth, thenguideth;
|
A’lâ Suresi
4
وَالَّـذ۪ٓي
ve O ki
|
اَخْرَجَ
çıkardı
|
الْمَرْعٰىۙۖ
otlağı
|
Türkçe Transcript(*)
|
Velleżîaḣrace-lmer’â
|
Ali Bulaç Meali
|
'Yemyeşil-otlağı' çıkardı.
|
Edip Yüksel Meali
|
O ki yeşillikler bitirdi.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Otlağı çıkaran,
|
Süleyman Ateş Meali
|
Ve O ki otlağı çıkardı,
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
O ki otlağı çıkardı,
|
Yusuf Ali (English)
|
AndWhobringethout(6083) the (greenandluscious) pasture, *
|
M. Pickthall (English)
|
Whobringethforththepasturage,
|
A’lâ Suresi
5
فَجَعَلَهُ
sonra da onu çevirdi
|
غُثَٓاءً
bir çöpe
|
اَحْوٰىۜ
kupkuru siyah
|
Türkçe Transcript(*)
|
Fece’alehuġuśâenahvâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
|
Edip Yüksel Meali
|
Sonra onu kuruyup kararmış bir samana çevirir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O'dur.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirdi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Sonra da onu sellerin sürüklediği morarmış bir atık haline getirdi.
|
Yusuf Ali (English)
|
Andthendothmake it (but) swarthystubble.
|
M. Pickthall (English)
|
Thenturneth it torussetstubble.
|
A’lâ Suresi
6
سَنُقْرِئُكَ
sana okutacağız
|
فَلَا تَنْسٰىۙ
unutmayacaksın
|
Türkçe Transcript(*)
|
Senukri-ukefelâtensâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
|
Edip Yüksel Meali
|
Seni okutacağız; sen de unutmayacaksın.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Sana (Kur'an'ı), okutacağız, unutmayacaksın.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın.
|
Yusuf Ali (English)
|
BydegreesshallWeteachtheetodeclare(6084) (the Message), sothoushalt not forget,(6085) *
|
M. Pickthall (English)
|
Weshallmaketheeread (O Muhammad) sothatthoushalt not forget
|
A’lâ Suresi
7
اِلَّا
yalnız başka
|
مَا شَٓاءَ
dilediği
|
اللّٰهُۜ
Allah\ın
|
اِنَّهُ
O
|
يَعْلَمُ
bilir
|
الْجَهْرَ
açığı
|
وَمَا يَخْفٰىۜ
ve gizli olanı
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript(*)
|
İllâ mâşâa(A)llâh(u)(c)innehuya’lemu-lcehravemâyaḣfâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Ancak Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
|
Edip Yüksel Meali
|
ALLAH'ın dilediği hariç; O açığı da bilir, gizliyi de.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Yalnız Allah'ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.
|
Yusuf Ali (English)
|
Except as Allah wills:(6086) For He knowethwhat is manifestandwhat is hidden. *
|
M. Pickthall (English)
|
Savethatwhich Allah willeth. Lo! He knoweththedisclosedandthatwhichstill is hidden;
|
A’lâ Suresi
8
وَنُيَسِّرُكَ
ve sana kolaylaştıracağız
|
لِلْيُسْرٰىۚ
en kolay olana
|
Türkçe Transcript(*)
|
Ve nuyessirukelilyusrâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
|
Edip Yüksel Meali
|
Sana kolayı daha da kolaylaştıracağız.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Seni en kolay yola muvaffak edeceğiz.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız.
|
Yusuf Ali (English)
|
AndWewillmake it easyforthee (tofollow) thesimple (Path).(6087) *
|
M. Pickthall (English)
|
AndWeshalleasethywayuntothestate of ease.
|
A’lâ Suresi
9
فَذَكِّرْ
o halde hatırlat öğüt ver
|
اِنْ
eğer
|
نَفَعَتِ
yarar verirse
|
الذِّكْرٰىۜ
hatırlatmak
|
Türkçe Transcript(*)
|
Feżekkir in nefe’ati-żżikrâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.
|
Süleyman Ateş Meali
|
O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!
|
Yusuf Ali (English)
|
Thereforegiveadmonition in casetheadmonition(6088) profits (thehearer). *
|
M. Pickthall (English)
|
Thereforeremind (men), for of use is thereminder.
|
A’lâ Suresi
10
سَيَذَّكَّرُ
hatırlar
|
مَنْ يَخْشٰىۙ
saygılı olan
|
Türkçe Transcript(*)
|
Seyeżżekkeru men yaḣşâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Allah'tan 'İçi titreyerek korkan' öğüt alır-düşünür.
|
Edip Yüksel Meali
|
Saygı duyanlar öğüt alacaktır.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Saygısı olan öğüt alacaktır.
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Allah'a) Saygılı olan hatırlar (öğüt alır).
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır.
|
Yusuf Ali (English)
|
Theadmonitionwill be receivedbythosewhofear ((Allah)):
|
M. Pickthall (English)
|
He willheedwhofeareth,
|
Dostları ilə paylaş: |
|
|