Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə140/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   136   137   138   139   140   141   142   143   ...   260
M. Pickthall (English)

And he entered the city at a time of carelessness of its folk, and he found therein two men fighting, one of his own caste, and the other of his enemies; and he who was of his caste asked him for help against him who was of his enemies. So Moses struck him with his fist and killed him. He said: This is of the devil's doing. Lo! he is an enemy, a mere misleader.

Kasas Suresi
16


قَالَ

dedi


رَبِّ

Rabbim


اِنّ۪ي

gerçekten ben



ظَلَمْتُ

zulmettim



نَفْس۪ي

nefsime


فَاغْفِرْ

bağışla


ل۪ي

beni


فَغَفَرَ

(Allah) bağışladı



لَهُۜ

onu


اِنَّهُ

çünkü O


هُوَ

O


الْغَفُورُ

çok bağışlayandır



الرَّح۪يمُ

çok esirgeyendir




















Türkçe Transcript (*)

Kâle rabbi innî zalemtu nefsî faġfir lî feġafera leh(u)(c) innehu huve-lġafûru-rrahîm(u)

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Rabbim, gerçekten, kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.' Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

Edip Yüksel Meali

"Rabbim," dedi, "ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla." O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa, "Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!" dedi; Allah da, onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur.

Süleyman Ateş Meali

Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.

Yusuf Ali (English)

He prayed: "O my Lord! I have indeed wronged my soul! Do Thou then forgive me!" So ((Allah)) forgave him: for He is the Oft-Forgiving, Most Merciful.

M. Pickthall (English)

He said: My Lord! Lo! I have wronged my soul, so forgive me. Then He forgave him. Lo! He is the Forgiving, the Merciful.

Kasas Suresi
17


قَالَ

dedi


رَبِّ

Rabbim


بِمَٓا

hakkı için



اَنْعَمْتَ

lutfettiğin ni\metler



عَلَيَّ

bana


فَلَنْ

artık bir daha



اَكُونَ

olmayacağım



ظَه۪يراً

arka çıkan



لِلْمُجْرِم۪ينَ

suçlulara














Türkçe Transcript (*)

Kâle rabbi bimâ en’amte ‘aleyye felen ekûne zahîran lilmucrimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım.'

Edip Yüksel Meali

"Rabbim," dedi, "bana bağışladığın nimetlere karşılık olarak bundan böyle suçlulara yardım etmeyeceğim."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa, "Rabbim! Bana lutfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara asla arka olmayacağım" dedi.

Süleyman Ateş Meali

Rabbim, dedi, bana lutfettiğin ni'metler hakkı için artık bir daha suçlulara arka olmayacağım.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dedi: "Rabbim, bana lütfettiğin nimete yemin ederim ki, bir daha suçlulara asla arka çıkmayacağım."

Yusuf Ali (English)

He said: "O my Lord! For that Thou hast bestowed Thy Grace on me, never shall I be a help to those who sin!"(3343) *

M. Pickthall (English)

He said: My Lord! Forasmuch as Thou hast favoured me, I will nevermore be a supporter of the guilty.

Kasas Suresi
18


فَاَصْبَحَ

sabahladı



فِي الْمَد۪ينَةِ

şehirde


خَٓائِفاً

korku içinde



يَتَرَقَّبُ

gözetleyerek



فَاِذَا

bir de baktı ki



الَّذِي اسْتَنْصَرَهُ

kendisinden yardım isteyen



بِالْاَمْسِ

dün


يَسْتَصْرِخُهُۜ

yine feryadediyor



قَالَ

dedi


لَهُ

ona


مُوسٰٓى

Musa


اِنَّكَ

gerçekten sen



لَغَوِيٌّ

bir azgınsın



مُب۪ينٌ

belli ki
















Türkçe Transcript (*)

Feasbeha fî-lmedîneti ḣâ-ifen yeterakkabu fe-iżâ-lleżî-stensarahu bil-emsi yestasriḣuh(u)(c)kâle lehu mûsâ inneke leġaviyyun mubîn(un)

Ali Bulaç Meali

Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: 'Sen açıkca bir azgınsın.'

Edip Yüksel Meali

Korku içinde, etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Kendisinden dün yardım istemiş olan adam, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyordu. Musa ona, "Belli ki sen bir belalısın," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın!"

Süleyman Ateş Meali

Şehirde korku içinde (sonucu) gözetleyerek sabahladı. Bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (İsrail oğlu), yine kendisine feryaded(ip yardım ist)iyor. Musa, ona: "Belli ki sen bir azgınsın!" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kentte, korku içinde sabahladı, göz-kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. Mûsa ona dedi ki: "Anlaşıldı, sen, tam azmış bir adamsın."

Yusuf Ali (English)

So he saw the morning in the city, looking about, in a state of fear, when behold, the man who had, the day before, sought his help called aloud for his help (again). Moses said to him: "Thou art truly, it is clear, a quarrelsome fellow!"(3344) *

M. Pickthall (English)

And morning found him in the city, fearing, vigilant, when behold! he who had appealed to him the day before cried out to him for help. Moses said unto him: Lo! thou art indeed a mere hothead.

Kasas Suresi
19


فَلَمَّٓا

nihayet


اَنْ اَرَادَ

isteyince



اَنْ يَبْطِشَ

yakalamak



بِالَّذ۪ي

olanı


هُوَ

o


عَدُوٌّ

düşman


لَهُمَاۙ

ikisine de



قَالَ

dedi ki


يَا مُوسٰٓى

ey Musa


اَتُر۪يدُ

-mi istiyorsun?



اَنْ تَقْتُلَن۪ي

beni öldürmek



كَمَا

gibi


قَتَلْتَ

öldürdüğün



نَفْساً

bir canı


بِالْاَمْسِۗ

dün


اِنْ تُر۪يدُ

sen istiyorsun



اِلَّٓا

ancak


اَنْ تَكُونَ

olmak


جَبَّاراً

bir zorba



فِي الْاَرْضِ

yeryüzünde



وَمَا تُر۪يدُ

istemiyorsun



اَنْ تَكُونَ

olmak


مِنَ الْمُصْلِح۪ينَ

arabuluculardan








Türkçe Transcript (*)

Felemmâ en erâde en yebtişe billeżî huve ‘aduvvun lehumâ kâle yâ mûsâ eturîdu en taktulenî kemâ katelte nefsen bil-ems(i)(s) in turîdu illâ en tekûne cebbâran fî-l-ardi vemâ turîdu en tekûne mine-lmuslihîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: 'Ey Musa dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir zorba olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun.'

Edip Yüksel Meali

Ortak düşmanlarını yakalamak isteyince, "Musa, dün birisini öldürdüğün gibi bu gün de beni mi öldürmek isitiyorsun? Sen, yeryüzünde erdemli biri olmak istemiyorsun; bir zorba olmak istiyorsun," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: "Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek arabuluculardan olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen!"

Süleyman Ateş Meali

Nihayet (Musa) ikisinin de (kendisinin ve yardım isteyenin) düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o dedi ki: "Ey Musa, dün bir canı öldürdüğün gibi şimdi de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: "Dün bir adamı öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde zorba olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden olmak gibi bir niyetin yok."


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   136   137   138   139   140   141   142   143   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin